"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ : Konya Bölge Adliye Mahkemesi 4. Hukuk Dairesi
KARAR : Esastan Ret/Düzeltilerek Yeniden Esas Hakkında Verilen Karar
İLK DERECE MAHKEMESİ : Hadim Asliye Hukuk Mahkemesi
Taraflar arasındaki 4650 sayılı Kanun ile değişik 2942 sayılı Kamulaştırma Kanunu'nun (2942 sayılı Kanun) 10. maddesine dayanan kamulaştırma bedelinin tespiti ve kamulaştırılan taşınmazın davacı idare adına tescili davasında yapılan yargılama sonunda İlk Derece Mahkemesince davanın kabulüne karar verilmiştir.
Kararın taraf vekillerince istinaf edilmesi üzerine Bölge Adliye Mahkemesince başvurunun davacı idare yönünden esastan reddine, davalı yönünden kabulü ile İlk Derece Mahkemesi hükmü kaldırılarak, düzeltilerek yeniden esas hakkında hüküm kurulmak suretiyle davanın kabulüne karar verilmiştir.
Bölge Adliye Mahkemesi kararı taraf vekillerince temyiz edilmekle; süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:
I. DAVA
Davacı idare vekili dava dilekçesinde özetle; Konya ili, ... ilçesi, ... kasabası, ... Mahallesi 275 ada 53, 60, 66 ve 77 parselde kayıtlı taşınmazların kamulaştırma bedelinin tespiti ile davacı idare adına tesciline karar verilmesini talep etmiştir.
II. CEVAP
Davalı vekili dava dilekçesinde özetle; bilirkişi raporu alınarak hak ve hakkaniyete uygun kamulaştırma bedeli belirlenmesini talep etmiştir.
III. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI
İlk Derece Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile davanın kabulüne, kamulaştırma bedelinin tespiti ve tapu kayıtlarının iptali ile davacı idare adına tesciline karar verilmiştir.
IV. İSTİNAF
A. İstinaf Yoluna Başvuranlar
İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde taraf vekilleri istinaf başvurusunda bulunmuştur.
B. İstinaf Sebepleri
1. Davacı idare vekili istinaf dilekçesinde özetle; meyve bahçelerinde kıymet takdiri değerlemesi yapılırken tek yıllık tarımsal ürünlerde (münavebe bitkileri) kullanılan hesaplama yönteminin kullanıldığını, dolayısıyla meyve bahçesi hesabı yapılırken periyodik gelirlerin kapitalizasyonu kriteri yöntemi kullanılarak meyve bahçesi bilanço hesabının yapılması gerektiğini; ancak bilirkişi raporlarında bu yöntemin uygulanmadığını, hatalı hesaplama yapıldığını, raporda tarımsal kıymet takdir kriterlerine uyulmadığını, ürün net gelirinin hesabında üretime ilişkin sabit giderlerin dikkate alınmamasının da hatalı olduğunu, raporda ürün net gelirinden tüm masrafların çıkarılmadan hesaplama yapıldığını, bunun da net gelirin olması gerekenden daha yüksek çıkmasına neden olduğunu, standartları Türkiye ortalamalarına göre düşük ve ulaşımı zor olan bu yörede sulu tarlada kapitalizasyon oranının % 5'ten %4'e; kuru tarlada %6'dan %5'e indirilmesinin yanlış olduğunu, buradaki taşınmazların, kent merkezlerinde bulunmadığını ayrıca sulu tarla bedellerinin idarenin belirlediği fiyatlara göre üç kat yüksek hesaplandığını, bu durumun parsel sahibinin sebepsiz zenginleşmesine sebep olacağını ileri sürmüştür.
2. Davalı vekili istinaf dilekçesinde özetle; dava konusu taşınmazda özellikle kiraz üretimi yapılmakta olup ulaşım imkanlarının geniş olduğundan üretilen ürünlerin pazarlanmasının kolay ve giderlerinin az olduğunu, ürünlerin sulanması, ilaçlanması ve toplanması için tüm imkanların kolaylıkla sağlanmakta olduğunu, talebin artması nedeniyle ürün fiyatlarının da düzenli olarak arttığını, dava konusu 275 adanın bir kısmının imar planı içerisinde iken bir kısmının imar planı dışında olduğunu, dava konusu 275 ada 60-66-77 parsellerin sınırdaşlarının imar planı içerisinde iken bu taşınmazların imar planı dışında olmaması nedeniyle değerleri arasında yüzde elliden fazla fark olduğunu, birçok imkanı aynı ve fiili iskan bölgesinde olmasına rağmen imar sınırı dışında diyerek afaki fark olmasının anlaşılır olmadığını, iş bu orantısızlığın giderilmesi için yeniden 275 ada 60-66-77 parsellere değerlendirme yapılması gerektiğini, bahçelerin vatandaşlar arasında alım satımında belirlenen bedellerin bilirkişi raporundaki bedelden çok daha fazla olduğunu, bilirkişi raporu doğrultusunda tespit edilen rakamların çok düşük olduğunu ileri sürmüştür.
C. Gerekçe ve Sonuç
Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile arsa niteliğindeki 275 ada 53 parsel sayılı taşınmaza emsal karşılaştırması yapılarak değer biçilmesinin 2942 sayılı Kanun'un değerlendirmeye ilişkin hükümlerine aykırılık teşkil etmediği; sulu tarım arazisi niteliğindeki dava konusu Konya ili, Hadim ilçesi, .... kasabası, ... Mahallesi 275 ada 60, 66 ve 77 parsel sayılı taşınmazlara %4 kapitalizasyon faizi uygulanmak suretiyle 2020 yılı ilgili İlçe Tarım Müdürlüğü verilerine dayanılarak 2942 sayılı Kanun'un 11 inci maddesinin birinci fıkrasının (f) bendi uyarınca olduğu gibi kullanılması hâlinde getireceği net geliri esas alınarak, yasal koşulları oluşmadığından objektif değer artışı uygulanmaksızın değer biçilmesinde ve kamulaştırılan taşınmazların tapusunun iptali ile davacı idare adına tesciline dair verilen kararda İlk Derece Mahkemesinin değerlendirmesinde usul ve esas yönünden yasaya aykırılık bulunmadığı; ancak 275 ada 66 parsel sayılı taşınmazda mütemmim cüz bedeli 2.073,30 TL iken bilirkişi raporunda yapılan maddi hata ile 0,30 TL ilave edilmek suretiyle kamulaştırma bedelinin eksik belirlenmesinin doğru olmadığı gerekçesiyle davalı yönünden istinaf başvurusunun kabulü ile tespit edilen bedel yönünden hüküm düzeltilerek yeniden esas hakkında karar verilmiştir.
V. TEMYİZ
A. Temyiz Yoluna Başvuranlar
Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde taraf vekilleri temyiz isteminde bulunmuştur.
B. Temyiz Sebepleri
1. Davacı idare vekili temyiz dilekçesinde özetle; istinaf dilekçesinde ileri sürdüğü sebepleri tekrar etmiştir.
2. Davalı vekili temyiz dilekçesinde özetle; istinaf dilekçesinde ileri sürdüğü sebepleri tekrar etmiştir.
C. Gerekçe
1. Uyuşmazlık ve Hukukî Nitelendirme
Uyuşmazlık, kamulaştırma bedelinin tespiti ile kamulaştırılan taşınmazın davacı idare adına tescili istemine ilişkindir.
2. İlgili Hukuk
1. 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun (6100 sayılı Kanun) 369 uncu maddesinin birinci fıkrası ile 370 ve 371 inci maddeleri.
2. 2942 sayılı Kanun'un 10 uncu maddesinin sekizinci fıkrası, 11 inci ve 12 nci maddesinin birinci fıkrasının (b) bendi.
3. Değerlendirme
1. Bölge adliye mahkemelerinin nihai kararlarının bozulması 6100 sayılı Kanun'un 371 inci maddesinde yer alan sebeplerden birinin varlığı hâlinde mümkündür.
2. Temyizen incelenen karar, tarafların karşılıklı iddia ve savunmalarına, dayandıkları belgelere, uyuşmazlığa uygulanması gereken hukuk kuralları ile hukuki ilişkinin nitelendirilmesine, dava şartlarına, yargılama ve ispat kuralları ile kararda belirtilen gerekçelere göre usul ve kanuna uygun olup temyiz dilekçelerinde ileri sürülen nedenler kararın bozulmasını gerektirecek nitelikte görülmemiştir.
VI. KARAR
Açıklanan sebeplerle;
Taraf vekillerinin yerinde görülmeyen tüm temyiz itirazlarının reddiyle usul ve kanuna uygun Bölge Adliye Mahkemesi kararının 6100 sayılı Kanun'un 370 inci maddesinin birinci fıkrası uyarınca ONANMASINA,
Davacı idare harçtan muaf olduğundan harç alınmamasına,
Davalıdan peşin alınan temyiz harcının Hazineye irat kaydedilmesine,
Dosyanın İlk Derece Mahkemesine, kararın bir örneğinin Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine,15.02.2023 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.