"İçtihat Metni"
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ : İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 5. Hukuk Dairesi
Taraflar arasındaki kamulaştırmasız el atılarak enerji nakil hattı geçirilen taşınmazın irtifak hakkı karşılığının tahsili istemine ilişkin asıl ve birleştirilen davalarda yapılan yargılama sonunda İlk Derece Mahkemesince asıl ve birleştirilen davaların kısmen kabulüne karar verilmiştir.
Bölge Adliye Mahkemesince, İlk Derece Mahkemesi kararı kaldırılarak davanın yeniden görülmesi için dosyanın İlk Derece Mahkemesine gönderilmesine karar verilmiştir.
Bölge Adliye Mahkemesinin kaldırma kararı üzerine yargılama yapan İlk Derece Mahkemesince asıl ve birleştirilen davaların kısmen kabulüne karar verilmiştir.
Kararın davalı idare vekili tarafından istinaf edilmesi üzerine, Bölge Adliye Mahkemesince istinaf başvurusunun esastan reddine karar verilmiştir.
Bölge Adliye Mahkemesi kararı davalı idare vekili tarafından temyiz edilmekle; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:
I. DAVA
Asıl ve birleştirilen davacı vekili dava dilekçesinde; dava konusu ... ili, ... ilçesi, ...-2 Mahallesi, 2888 parsel (eski 2516 parsel) sayılı taşınmaza davalı idare tarafından kamulaştırma yapılmadığı hâlde, enerji nakil hattı geçirilmek suretiyle el atıldığını, bu nedenle taşınmazın kamulaştırmasız el atma bedelinin dava tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalı idareden tahsiline karar verilmesini talep etmiştir.
II. CEVAP
Davalı idare vekili cevap dilekçesinde; dava konusu taşınmazda irtifak kamulaştırmasının kamulaştırma yapıldığı tarihteki maliklerin tamamının onayı alınarak usulüne uygun yapıldığını, taşınmazlar üzerinde tesis edilen enerji nakil güzergahlarının teknik imkanlar zorlanarak, taşınmazları en az etkileyecek konumlardan geçirildiğini, kamulaştırmalarda asıl amacın kamu yararı olduğunu, toplumun genel menfaatleriyle bireyin temel haklarının korunması arasında adil bir denge gözetilmesi gerektiğini belirterek davanın reddini talep etmiştir.
III. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI
İlk Derece Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile asıl ve birleştirilen davanın kısmen kabulüne, toplam 3.478.965,00 TL kamulaştırmasız el atma tazminatının davacı ... yönünden birleştirilen dosyanın dava tarihi olan 20.12.2016 tarihinden, diğer davacılar yönünden ise asıl dava tarihi olan 23.05.2016 tarihinden itibaren işleyecek yasal faiziyle birlikte davalıdan alınarak davacılara hisseleri oranında verilmesine, dava konusu taşınmazın asıl ve birleştirilen davadaki davacıların belirtilen payları üzerinde davalı idare lehine daimi irtifak hakkı tesisine karar verilmiştir.
IV. İSTİNAF
A. İstinaf Yoluna Başvuranlar
İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davalı idare vekili istinaf başvurusunda bulunmuştur.
B. İstinaf Sebepleri
Davalı idare vekili istinaf dilekçesinde özetle; dava konusu taşınmaza fiili el atmanın 1978 yılında gerçekleştiği dikkate alınarak uzlaşma dava şartı yerine getirilmediğinden davanın usulden reddine karar verilmesi gerektiğini, dava konusu taşınmazın usulüne uygun olarak kamulaştırıldığını, irtifak değer düşüklüğü oranının ve belirlenen bedelin yüksek olduğunu, taşınmaza irtifak hakkının tapuya tescil edildiği 1988 yılı esas alınarak değer biçilmesi gerektiğini, emsalin uygun olmadığını, aynı taşınmaza ilişkin olarak idareleri aleyhine açılan davalar olduğunu ve derdestlik ile kesin hüküm itirazlarının değerlendirilmediğini, el atma tarihi nazara alınarak maktu harç ve maktu vekalet ücretine hükmedilmesi gerektiğini, daha önce ödenen istimlak bedellerinin mahsup edilmediğini ileri sürerek İlk Derece Mahkemesi kararının kaldırılması istemi ile istinaf yoluna başvurmuştur.
C. Gerekçe ve Sonuç
Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile enerji nakil hattı geçirilmek suretiyle el atılan arsa niteliğindeki taşınmaza, mahallinde yapılan keşif sonucu emsal karşılaştırması yapılarak değer biçen, usul ve Kanuna uygun olarak düzenlenen bilirkişi raporuna göre irtifak hakkı karşılığının davalı idareden tahsiline karar verilmesi doğru olduğu gibi, taşınmazın niteliği, tamamının yüzölçümü, geometrik durumu ve enerji nakil hattı güzergahı dikkate alınarak değer düşüklüğü oranının belirlenmesinin de yerinde olduğu anlaşıldığından, davalı idare vekilinin istinaf başvurusunun 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun (6100 sayılı Kanun) 353 üncü maddesinin birinci fıkrasının (b) bendinin bir numaralı alt bendi uyarınca esastan reddine karar verilmiştir.
V. TEMYİZ
A. Temyiz Yoluna Başvuranlar
Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davalı idare vekili temyiz isteminde bulunmuştur.
B. Temyiz Sebepleri
Davalı idare vekili temyiz dilekçesinde; istinaf dilekçesinde ileri sürdüğü sebepleri tekrar ederek kararın bozulmasını talep etmiştir.
C. Gerekçe
1. Uyuşmazlık ve Hukukî Nitelendirme
Uyuşmazlık, davacı tapu maliki ile davalı idare arasındaki kamulaştırmasız el atılan taşınmazın değerinin biçilmesine ilişkindir.
2. İlgili Hukuk
1. 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu'nun (6100 sayılı Kanun) 369 uncu maddesinin birinci fıkrası ile 370 ve 371 inci maddeleri.
2. Yargıtay İçtihadı Birleştirme Büyük Genel Kurulunun, 16.05.1956 tarihli ve 1956/1 Esas, 1956/6 Karar sayılı kararının ilgili bölümü şöyledir: “... Usûlü dairesinde istimlak muamelesine tevessül edilmeksizin gayrimenkulü yola kalbedilen şahsın, esas itibarıyla, gayrimenkulünü yola kalbeden amme hükmi şahsiyeti aleyhine meni müdahale davası açmağa hakkı olduğuna, ancak dilerse bu fiili duruma razı olarak, mülkiyet hakkının amme hükmi şahsiyetine devrine karşılık gayrimenkulünün bedelinin tahsilini de dava edebileceğine ve isteyebileceği bedelin de mülkiyet hakkının devrine razı olduğu tarih olan dava tarihindeki bedel olduğuna 16.05.1956 tarihinde ilk toplantıda ittifakla karar verildi.”
3. Yargıtay İçtihadı Birleştirme Büyük Genel Kurulunun, 16.05.1956 tarihli ve 1954/1 Esas, 1956/7 Karar sayılı kararı ile “... Usûlü dairesinde istimlak muamelesine tevessül edilmeksizin gayrimenkulü yola kalbedilen şahsın, gayrimenkulünün bedelinin tahsiline ilişkin olarak, gayrimenkulünü yola kalbeden hükmü şahsiyeti aleyhine açacağı bedel davasında müruruzamanın mevzuubahis olamayacağına ve bu itibarla da, hadisede Borçlar Kanunu'nun 66. maddesinin tatbik kabiliyeti bulunmadığına ...” karar verilmiştir.
4. 2942 sayılı Kamulaştırma Kanunu’nun (2942 sayılı Kanun) 4 üncü, 10 uncu ve 11 inci maddeleri.
3. Değerlendirme
1. Bölge adliye mahkemelerinin nihai kararlarının bozulması 6100 sayılı Kanun'un 371 inci maddesi ile 369 uncu maddesinin birinci fıkrasında yer alan sebeplerden birinin varlığı hâlinde mümkündür.
2. Temyizen incelenen karar, tarafların karşılıklı iddia ve savunmalarına, dayandıkları belgelere, uyuşmazlığa uygulanması gereken hukuk kuralları ile hukuki ilişkinin nitelendirilmesine, dava şartlarına, yargılama ve ispat kuralları ile kararda belirtilen gerekçelere göre davalı idare vekilinin aşağıdaki paragrafın kapsamı dışındaki temyiz itirazları yerinde görülmemiştir.
3. Davalı idarenin 15.02.2022 tarihli yazısında; eski 2516 parsel sayılı taşınmaz üzerinden Bölge Müdürlüklerine ait 380 kv’lık ... II Enerji Nakil Hattı geçtiği, bu hatta ait istimlak bedellerinin ... Şubesine bloke edildiği, eski 2516 parsel sayılı taşınmazın kamulaştırma tarihindeki maliklerinin tamamının muvafakati alınarak 07.10.1988 tarih ve 13011 yevmiye numarası ile 6.754 m2 irtifak hakkı tescil edilerek kamulaştırma işlemlerinin tamamlandığı ve imar uygulaması sonucu oluşan 2888 parsel sayılı taşınmaz üzerine 1961 m2 olarak taşındığı belirtmiş olup, kamulaştırmaya ilişkin dayanak tüm belgeler getirtilip, dava konusu taşınmazın usulüne uygun olarak kamulaştırılıp kamulaştırılmadığı araştırılarak, kesinleşmiş bir kamulaştırma var ise kamulaştırma krokisi mahallinde yapılacak keşif ile zemine uygulanarak, el atılan kısmının daha önce kamulaştırılan bölüm ile aynı yer olup olmadığı tespit edilerek ve dava konusu eski 2516 parsel sayılı taşınmazın imar uygulaması sonucu 2888 parsel olduğunu gösterir şuyulandırma cetvelleri ile tedavüllü tapu kayıtları da getirtilerek sonucuna göre karar verilmesi gerekirken, eksik araştırma ile yazılı şekilde hüküm kurulması, bozmayı gerektirmiştir.
4. Kabule göre de; Emsal alınan İkitelli Mahallesi (idari Atatürk Mahallesi) 4028 parsel sayılı taşınmazın, satışına ilişkin akit tablosu Tapu Müdürlüğünden istenilip, dava konusu taşınmaz ile emsal taşınmazın 2016 yılında, Arsa Metrekare Rayiç Bedeli Takdir Komisyonu tarafından resen belirlenen emlak vergisine esas olan metrekare değerleri ilgili Belediye Başkanlığı Emlak Müdürlüğünden getirtilip, dava konusu taşınmazın değerlendirme tarihi itibarıyla hükme esas alınan bilirkişi raporunda somut emsal kabul edilen taşınmazın ise bilirkişilerce değerlendirmeye esas alınan satış tarihi itibarıyla fiili imar uygulaması sonucu oluşan imar parselleri mi, yoksa imar planına dahil olmakla birlikte olduğu gibi bırakılan kadastro parselleri mi oldukları ilgili Belediye İmar Müdürlüğü ile Tapu Müdürlüğünden ve dava konusu taşınmazın bulunduğu bölgede uygulanan düzenleme ortaklık payı oranı Belediye İmar Müdürlüğünden ayrı ayrı sorulup, alınacak cevaplara göre bilirkişi kurulu raporu denetlenmeden eksik inceleme ile karar verildiğinden rapor inandırıcı görülmemiştir.
5. Hükümde irtifak tesis edilen alanın açıkça gösterilmemesi yerinde değildir.
VI. KARAR
Açıklanan sebeplerle;
1. Davalı idare vekilinin temyiz itirazlarının kısmen kabulü ile temyiz olunan İlk Derece Mahkemesi kararına karşı istinaf başvurusunun esastan reddine ilişkin Bölge Adliye Mahkemesi kararının ORTADAN KALDIRILMASINA,
2. İlk Derece Mahkemesi kararının BOZULMASINA,
Dosyayı İlk Derece Mahkemesine, kararın bir örneğinin kararı veren Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine,
Davalı idareden peşin alınan temyiz harcının istek hâlinde iadesine,
18.05.2023 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.