"İçtihat Metni"
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ : ... Bölge Adliye Mahkemesi 14. Hukuk Dairesi
Taraflar arasındaki kamulaştırmasız el atılan taşınmaz bedelinin tahsili davasında yapılan yargılama sonunda İlk Derece Mahkemesince davanın kabulüne karar verilmiştir.
Kararın davalı idare vekili tarafından istinaf edilmesi üzerine, Bölge Adliye Mahkemesince istinaf başvurusunun kısmen kabulü ile İlk Derece Mahkemesi hükmü düzeltilerek yeniden esas hakkında hüküm kurulmuştur.
Bölge Adliye Mahkemesi kararı davalı idare vekili tarafından temyiz edilmekle; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda gerekli şartları taşıdığı anlaşılan temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:
I. DAVA
Davacılar vekili dava dilekçesinde özetle; ... ili, ... ilçesi, ... Mahallesi 294 parsel sayılı taşınmaza fiilen el atıldığını belirterek kamulaştırmasız el atılan taşınmaz bedelinin tahsilini talep etmiştir.
II. CEVAP
Davalı idare vekili cevap dilekçesinde özetle; imar düzenlemesi gereği düzenleme ortaklık payı olarak yapılan kesintinin dava konusu edilemeyeceğini, dava konusu taşınmazın cepheli olduğu cadde ve sokaklar itibarıyla ... Büyükşehir Belediye Başkanlığının sorumlu olduğunu belirterek davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
III. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI
İlk Derece Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile davanın kabulüne, taşınmaz bedelinin dava tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalıdan alınarak davacıya verilmesine ve dava konusu taşınmazdaki davacı payının iptali ve yol olarak terkinine karar verilmiştir.
IV. İSTİNAF
A. İstinaf Yoluna Başvuranlar
İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davalı idare vekili tarafından istinaf başvurusunda bulunulmuştur.
B. İstinaf Sebepleri
Davalı idare vekili istinaf dilekçesinde özetle; belirlenen bedelin yüksek olduğunu, emlak piyasalarının düşüşte olduğu dikkate alınmadan belirlenen metrekare birim bedelinin esas alınamayacağını, yapılan kesintinin düzenleme ortaklık payı niteliğinde olması nedeniyle el atmadan bahsedilemeyeceğini, dava konusu taşınmazda oluşacak değer artışının da hesaplanması gerektiğini belirterek İlk Derece Mahkemesi kararının kaldırılmasını talep etmiştir.
C. Gerekçe ve Sonuç
Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile dava konusu 2281 m² yüzölçümlü taşınmazın tapuda malikleri adına yaşamaya devam ettiği, taşınmazda yola giden alan olarak ayrılan bölümün fiilen yol altında kaldığı ve 25 No.lu parselasyon planı uyarınca uygulamaya alınarak uygulama sonucu kesinleşerek tapuya tescilin yapıldığı tarih itibarıyla zayiat ya da düzenleme ortaklık payı adı altında yapılan kesintilerin yasal dayanağı kalmadığı gibi 294 parsel sayılı taşınmazda yapılan kesintinin zayiat adı altında değil yola terk olarak ayrıldığı kabul edilerek arsa niteliğindeki taşınmaza mahallinde yapılan keşif sonucu emsal incelemesi yapılarak değer biçilmesinin 2942 sayılı Kamulaştırma Kanunu'nun (2942 sayılı Kanun) değerlendirmeye ilişkin hükümlerine aykırılık teşkil etmediği, aynı bölgeden geçen dosyalarla uyumlu olarak metrekare birim bedelinin belirlendiği; ancak dava konusu taşınmazda davacılar murisi malik olup muris adına olan taşınmazın tapu kaydının iptali ile terkinine karar verilmesi gerektiği gerekçesiyle davalı idare vekilinin istinaf başvurusunun 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu'nun (6100 sayılı Kanun) 353 üncü maddesinin birinci fıkrasının (b) bendinin ikinci alt bendi uyarınca düzeltilerek yeniden esas hakkında karar verilmiştir.
V. TEMYİZ
A. Temyiz Yoluna Başvuranlar
Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davalı idare vekili temyiz isteminde bulunmuştur.
B. Temyiz Sebepleri
Davalı idare vekili temyiz dilekçesinde özetle; istinaf dilekçesinde ileri sürdüğü sebepleri tekrar ederek kararın bozulmasını talep etmiştir.
C. Gerekçe
1. Uyuşmazlık ve Hukukî Nitelendirme
Uyuşmazlık, temel olarak yapılan kesintinin niteliği ile kamulaştırmasız el atma nedeniyle tazminat şartlarının oluşup oluşmadığı, el atılan taşınmazın değerinin belirlenmesine ilişkindir.
2. İlgili Hukuk
1. 6100 sayılı Kanun’un 369 uncu maddesinin birinci fıkrası ile 370 ve 371 inci maddeleri.
2. 2942 sayılı Kanun'un "Kamulaştırılmaksızın kamu hizmetine ayrılan taşınmazların bedel tespiti" kenar başlıklı geçici 6 ncı maddesinin birinci, ikinci ve altıncı fıkraları.
3. 09.07.1956 tarihinde kabul edilen ve 17.01.1957 tarihinde yürürlüğe giren 6785 sayılı İmar Kanunu’nun 42 nci maddesi ve bu maddenin iptaline dair Anayasa Mahkemesinin 22.11.1963 tarihli ve 1963/65-278 sayılı kararı ile 20.07.1972 tarihli ve 14251 sayılı Resmî Gazete'de yayımlanarak aynı gün yürürlüğe giren 1605 sayılı Kanun’un 42 nci maddesi.
3. Değerlendirme
1. Bölge adliye mahkemelerinin nihai kararlarının bozulması 6100 sayılı Kanun’un 371 inci maddesinde yer alan sebeplerden birinin varlığı hâlinde mümkündür.
2. Dava konusu taşınmazın 25 No.lu plan ile imar uygulamasına alındığı, ilk senet yüzölçümü 9125 m² iken 2281 m²lik kısmının ada dağıtım cetvelinde yola terk olarak ayrılıp kalan 6844 m²lik kısmının imar adalarına tahsis edildiği, yola terk olarak ayrılan bölümün tapuda malikleri adına yaşamaya devam ettiği, dava konusu taşınmazın tapu kaydına 06.02.1967 tarihinde 25 No.lu imar planına tabi olduğu şerhinin ve 23.02.1968 tarihinde yola gideceği şerhinin işlendiği, dava konusu 2281 m²lik kısmın fiilen yol olarak kullanıldığı anlaşılmıştır.
3. İmar uygulaması sonucu tapuya tescillerin yapıldığı 1967-1968 yılı itibarıyla, 6785 sayılı İmar Kanunu'nun 42 nci maddesinin, Anayasa Mahkemesinin 22.11.1963 tarihli ve 1963/65-278 sayılı kararı ile iptal edildiği ve bu kararın 14.01.1964/11606 sayılı Resmî Gazete'de yayımlanarak yürürlüğe girdiği, meri 3194 sayılı İmar Kanunu'nun 18 inci madde benzeri düzenlemeyi içeren 1605 sayılı Kanun ile yapılan düzenlemenin yürürlüğe girdiği 11.07.1972 tarihine kadar zayiat ya da düzenleme ortaklık payı adı altında yapılan kesintilerin yasal dayanağının kalmadığı, ayrıca taşınmazda yapılan kesintilerin ada dağıtım cetvelinde zayiat adı altında değil, yola terk olarak ayrıldığı da dikkate alınarak dava konusu taşınmazın bedeline hükmedilmesi yerindedir.
4. Arsa niteliğindeki dava konusu taşınmaza 2942 sayılı Kanun'un 11 inci maddesinin birinci fıkrasının (g) bendi uyarınca emsal karşılaştırması yapılarak değer biçilmesinde bir isabetsizlik görülmemiştir.
5. Temyizen incelenen karar, tarafların karşılıklı iddia ve savunmalarına, dayandıkları belgelere, uyuşmazlığa uygulanması gereken hukuk kuralları ile hukukî ilişkinin nitelendirilmesine, dava şartlarına, yargılama ve ispat kuralları ile kararda belirtilen gerekçelere göre usul ve kanuna uygun olup temyiz dilekçesinde ileri sürülen nedenler kararın bozulmasını gerektirecek nitelikte görülmemiştir.
VI. KARAR
Açıklanan sebeplerle;
Davalı idare vekilinin yerinde görülmeyen tüm temyiz itirazlarının reddiyle usul ve kanuna uygun Bölge Adliye Mahkemesi kararının 6100 sayılı Kanun'un 370 inci maddesinin birinci fıkrası uyarınca ONANMASINA,
Davalı idareden peşin alınan temyiz harcının Hazineye irat kaydedilmesine,
Dosyanın İlk Derece Mahkemesine, kararın bir örneğinin Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine,
05.04.2023 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.