Logo

5. Hukuk Dairesi2022/15232 E. 2023/6213 K.

Yapay Zeka Özeti

Uyuşmazlık: Davacılar ile davalı idare arasında, kamulaştırmasız el atılan taşınmazın bedelinin tespiti ve davalı idareden tahsili uyuşmazlığı.

Gerekçe ve Sonuç: Dava konusu taşınmazın değerinin belirlenmesinde, emsal taşınmazlarla ilgili eksik inceleme yapılması, benzer dosyalardaki değerlendirmelerin gözetilmemesi ve davalı lehine oluşan usuli kazanılmış hak ilkesinin ihlal edilmesi nedeniyle yerel mahkeme kararı bozulmuştur.

Karar Metni

"İçtihat Metni"

İNCELENEN KARARIN

MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi

Taraflar arasındaki kamulaştırmasız el atılan taşınmaz bedelinin tahsili istemine ilişkin davada yapılan yargılama sonucu verilen karar hakkında yapılan temyiz incelemesi sonucunda, Dairece Mahkeme kararının bozulmasına karar verilmiştir.

Mahkemece bozmaya uyularak yeniden yapılan yargılama sonucunda; davanın kabulüne karar verilmiştir.

Mahkeme kararı davalı ... vekili tarafından temyiz edilmekle; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:

I. DAVA

Davacılar vekili dava dilekçesinde; dava konusu ... ili, ... ilçesi, ... Mahallesi 1288 ada 2 parsel sayılı taşınmaza, davalı idarece okul yapılmak suretiyle kamulaştırmasız olarak kamusal hizmete açık ve kalıcı biçimde fiilen el atıldığını, şimdilik 5000,00 TL'nin dava tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalı taraftan tahsilini talep etmiştir.

II. CEVAP

Davalı İl Özel İdaresi vekili cevap dilekçesinde öncelikle görev itirazında bulunularak işin esası yönünden ise dava konusu taşınmaz yönünden Milli Eğitim Bakanlığının ödenek göndermemesine bağlı olarak kamulaştırma işleminin yapılamadığı ve bu çerçevede müvekkili kurumun sorumluluğu olmadığı ileri sürülerek davanın Milli Eğitim Bakanlığına ihbar edilmesini ve davanın görev ve esas yönünden reddine karar verilmesini istemiştir.

III. MAHKEME KARARI

Mahkemenin 26.03.2015 tarihli ve 2013/349 Esas, 2015/100 Karar sayılı kararıyla davalı ... hakkında açılan davanın kabulü ile toplam tapu paylarına tekabül eden taşınmazın mülkiyet bedeli karşılığı olarak 119.700 TL'nin dava tarihinden itibaren yasal faizi ile birlikte davalıdan alınarak: payları oranında davacılara ödenmesine, dava konusu taşınmazın tapu kaydının davacıların payları yönünden iptali ile davalı adına tapuya kayıt ve tesciline karar verilmiştir.

IV. BOZMA VE BOZMADAN SONRAKİ YARGILAMA SÜRECİ

A. Bozma Kararı

1.Mahkemenin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davalı ... vekili temyiz isteminde bulunmuştur.

2. Dairemizce yapılan inceleme sonucunda; dava konusu taşınmazın değerlendirme tarihi itibarıyla hükme esas alınan bilirkişi raporunda somut emsal kabul edilen taşınmazın ise bilirkişilerce değerlendirmeye esas alınan satış tarihi itibarıyla fiili imar uygulaması sonucu oluşan imar parselleri mi, yoksa imar planına dahil olmakla birlikte olduğu gibi bırakılan kadastro parselleri mi oldukları ilgili Belediye İmar Müdürlüğü ile Tapu Müdürlüğünden ayrı ayrı sorulup, alınacak cevaplara göre bilirkişi kurulu raporu denetlenmeden eksik inceleme ile hüküm kurulduğu, dava konusu taşınmaz ile somut emsal olarak incelenen taşınmazın Arsa Metrekare Rayiç Bedeli Takdir Komisyonu tarafından belirlenen emlak vergisine esas olan m² değerlerinin karşılaştırılmasında; dava konusu taşınmaz ile emsal taşınmaz aynı değerde olduğu halde, dava konusu taşınmazın emsalden daha değerli olduğu kabul edilerek vergi değerlerine ters düşecek şekilde değer biçildiği, dava konusu taşınmazın diğer paydaşları tarafından aynı idareye karşı açılıp Dairemizin 2014/21980 Esas sayılı ilamı ile düzeltilerek onanmasına karar verilen Gebze 4. Asliye Hukuk Mahkemesinin 2013/315 Esas, 2014/300 Karar sayılı dava dosyasında aynı değerlendirme tarihi itibarıyla taşınmazın metrekaresine 666,48 TL değer biçildiğinden hükme esas alınan rapor inandırıcı bulunmamış, yeniden oluşturulacak bilirkişi kurulu marifetiyle mahallinde keşif yapılarak alınacak rapor sonucuna göre hüküm kurulması gerektiği ve 6360 sayılı kanun gereği davalı İl Özel İdare Müdürlüğünün tüzel kişiliği sona erdiğinden ve davalı sıfatı Milli Eğitim Bakanlığında birleştiğinden, kamulaştırmasız el atılarak bedeline hükmedilen taşınmazdaki davacılar payının Hazine adına tescil edilmesi gerektiğinden kararın bozulmasına karar verilmiştir.

B. Mahkemece Bozmaya Uyularak Verilen Son Karar

Mahkemenin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile davanın kabulüne, toplam 119.700,00 TL tazminatın dava tarihinden, işleyecek yasal faizi ile birlikte davalıdan alınarak davacılara payları oranında verilmesine, davaya konu taşınmazın davacıların payı oranında iptali ile Hazine adına tesciline karar verilmiştir.

V. TEMYİZ

A. Temyiz Yoluna Başvuranlar

Mahkemenin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davalı ... vekili temyiz isteminde bulunmuştur.

B. Temyiz Sebepleri

Davalı idare vekili temyiz dilekçesinde; davaya konu taşınmaza belirlenen metrekare fiyatının piyasa değerinin çok üzerinde olduğunu, eksik inceleme ile hüküm kurulduğunu, faizin ıslah tarihinden başlaması gerektiğini ve resen gözetilecek nedenlerle kararın bozulmasına karar verilmesini talep etmiştir.

C. Gerekçe

1. Uyuşmazlık ve Hukukî Nitelendirme

Uyuşmazlık, davacı tapu malikleri ile davalı idare arasındaki kamulaştırmasız el atılan taşınmazın değerinin biçilmesi ve bedelinin sorumlu idareden tahsili istemine ilişkindir.

2. İlgili Hukuk

1. 6100 sayılı Kanun’un geçici 3 üncü maddesinin atfıyla 1086 sayılı Hukuk Usulü Muhakemeleri Kanunu’nun (1086 sayılı Kanun) 26.09.2004 tarihli ve 5236 sayılı Kanun'la yapılan değişiklikten önceki 427 ilâ 439 uncu maddeleri.

2. Yargıtay İçtihadı Birleştirme Büyük Genel Kurulunun, 16.05.1956 tarihli ve 1956/1 Esas, 1956/6 Karar sayılı kararının ilgili bölümü şöyledir: “... Usûlü dairesinde istimlak muamelesine tevessül edilmeksizin gayrimenkulü yola kalbedilen şahsın, esas itibarıyla, gayrimenkulünü yola kalbeden amme hükmi şahsiyeti aleyhine meni müdahale davası açmağa hakkı olduğuna, ancak dilerse bu fiili duruma razı olarak, mülkiyet hakkının amme hükmi şahsiyetine devrine karşılık gayrimenkulünün bedelinin tahsilini de dava edebileceğine ve isteyebileceği bedelin de mülkiyet hakkının devrine razı olduğu tarih olan dava tarihindeki bedel olduğuna 16.05.1956 tarihinde ilk toplantıda ittifakla karar verildi.”

3. Yargıtay İçtihadı Birleştirme Büyük Genel Kurulunun, 16.05.1956 tarihli ve 1954/1 Esas, 1956/7 Karar sayılı kararı ile “... Usûlü dairesinde istimlak muamelesine tevessül edilmeksizin gayrimenkulü yola kalbedilen şahsın, gayrimenkulünün bedelinin tahsiline ilişkin olarak, gayrimenkulünü yola kalbeden hükmü şahsiyeti aleyhine açacağı bedel davasında müruruzamanın mevzuubahis olamayacağına ve bu itibarla da, hadisede Borçlar Kanunu'nun 66. maddesinin tatbik kabiliyeti bulunmadığına ...” karar verilmiştir.

4. 2942 sayılı Kamulaştırma Kanun'un (2942 sayılı Kanun) 11 inci maddesi.

3. Değerlendirme

1. Mahkemelerin nihai kararlarının bozulması 6100 sayılı Kanun’un geçici 3 üncü maddesinin atfıyla 1086 sayılı Kanun'un 26.09.2004 tarihli ve 5236 sayılı Kanun'la yapılan değişiklikten önceki 428 inci maddesinde yer alan sebeplerden birinin varlığı hâlinde mümkündür.

2. Tarafların iddia, savunma ve dayandıkları belgelere, uyuşmazlığın hukukî nitelendirilmesi ile uygulanması gereken hukuk kurallarına, dava şartlarına, yargılamaya hâkim olan ilkelere, ispat kurallarına ve temyiz olunan kararda belirtilen gerekçelere göre davalı idare vekilinin aşağıdaki paragrafların kapsamı dışındaki temyiz itirazları yerinde görülmemiştir.

3. Dava konusu ... ili, ... ilçesi, ... Mahallesi 1288 ada 2 parsel sayılı taşınmaza 2942 sayılı Kanun'un 11 inci maddesinin birinci fıkrasının (g) bendi uyarınca emsalin üstün ve eksik yönleri belirlenip kıyaslaması yapılarak değer biçilmesinde yöntem itibarıyla bir isabetsizlik görülmemiştir.

4. Buna karşın; aynı bölgeden intikal eden ve Dairemizin 2022/4661 Esas, 2022/13709 Karar sayılı ilâmı ile denetimden geçen Gebze 4. Asliye Hukuk Mahkemesinin 2017/174 Esas, 2021/378 Karar sayılı dava dosyasında, dayaya konu taşınmaza yakın konumda bulunan Danca İstasyon Mahallesi 689 ada 4 parsel numaralı taşınmazın metrekaresine 11.04.2014 değerlendirme tarihi itibarıyla 985 TL/m² değer biçildiği; yine Dairemiz bozma ilamında dava konusu taşınmazın diğer paydaşları tarafından aynı idareye karşı açılıp Dairemizin 2014/21980 Esas sayılı ilamı ile düzeltilerek onanmasına karar verilen Gebze 4. Asliye Hukuk Mahkemesinin 2013/315 Esas, 2014/300 Karar sayılı dava dosyasında aynı değerlendirme tarihi itibarıyla taşınmazın metrekaresine 666,48 TL değer biçildiği ve bu yönde ayrılma nedenleri konusunda değerlendirme yapılmadan eksik inceleme ile karar verildiğinden hükme esas alınan bilirkişi raporu inandırıcı bulunmamıştır.

5.Bu durumda, taraflara, dava konusu taşınmaza yakın bölgelerden ve yakın zaman içinde satışı yapılan benzer yüzölçümlü satışları bildirmeleri için imkan tanınması, lüzumu hâlinde resen emsal celbi yoluna gidilmesi, taşınmazın, değerlendirme tarihi itibarıyla, emsal alınacak taşınmazın ise satış tarihi itibarıyla imar ya da kadastro parselleri olup olmadığı ilgili Belediye Başkanlığı ve Tapu Müdürlüğünden sorulması, ayrıca dava konusu taşınmazın; imar planındaki konumu, emsallere ve değerini etkileyen merkezi yerlere olan uzaklığını da gösterir krokisi ve dava konusu taşınmaz ile emsal taşınmazların resen belirlenen vergi değerleri ve emsal taşınmazların satış akit tablosu getirtilerek, dava konusu taşınmazın değerlendirmeye esas alınacak emsallere göre ayrı ayrı üstün ve eksik yönleri ve oranları açıklanmak ve suretiyle yapılacak karşılaştırma sonucu, yukarıda zikredilen dosyalarda belirlenen m² değerleri de gözetilerek kamulaştırma değerinin belirlenmesi bakımından, yeniden oluşturulacak bilirkişi kurulu marifetiyle mahallinde keşif yapılarak alınacak rapor sonucuna göre hüküm kurulması gerekmektedir.

6. Mahkemece verilen ilk kararın davacı tarafça temyiz edilmediği gözetildiğinde, davalı idare lehine oluşan usuli kazanılmış hak ilkesi gereği, bozma ilâmı sonrası artan bilirkişi raporu doğrultusunda hüküm kurulması bozmayı gerektirir.

VI. KARAR

Açıklanan sebeple;

Davalı ... vekilinin temyiz itirazlarının kabulü ile temyiz olunan Mahkeme kararının BOZULMASINA,

13.06.2023 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.