Logo

5. Hukuk Dairesi2022/15295 E. 2023/4752 K.

Yapay Zeka Özeti

Uyuşmazlık: Dava konusu taşınmazın kamulaştırma bedelinin tespiti.

Gerekçe ve Sonuç: Mahkemenin, bozma kararlarında belirtilen hususlara uygun olarak taşınmazın bedelini belirlediği, hükme esas alınan bilirkişi raporunda herhangi bir usulsüzlük bulunmadığı ve tarafların temyiz itirazlarının kararın bozulmasını gerektirecek nitelikte olmadığı gözetilerek yerel mahkemenin kararının onanmasına karar verilmiştir.

Karar Metni

"İçtihat Metni"

İNCELENEN KARARIN

MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi

Taraflar arasındaki 4650 sayılı Kanun'la değişik 2942 sayılı Kamulaştırma Kanunu'nun (2942 sayılı Kanun) 10 uncu maddesine dayanan kamulaştırma bedelinin tespiti ve kamulaştırılan taşınmazın yol olarak tapudan terkini davasında verilen karar hakkında yapılan temyiz incelemesi sonucunda, Dairece Mahkeme kararının bozulmasına karar verilmiştir.

Mahkemece bozmaya uyularak yeniden yapılan yargılama sonucunda; davanın kabulüne karar verilmiştir.

Mahkeme kararı taraf vekilleri tarafından temyiz edilmekle; süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:

I. DAVA

Davacı idare dava dilekçesinde özetle; ... ili, ... ilçesi, ... Mahallesi 486 ada 4 parsel sayılı taşınmazın kamulaştırma bedelinin tespiti ve kamulaştırılan taşınmazın yol olarak tapudan terkinini talep etmiştir.

II. CEVAP

Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; davacı idare tarafından verilen bedeli kabul etmediklerini, taşınmazın bedelinin çok düşük takdir edildiğini, keşif yapılarak yeniden değerinin tespit edilmesini talep etmiştir.

III. MAHKEME KARARI

Mahkemece 24.12.2013 tarihli ve 2013/624 Esas, 2013/641 Karar sayılı kararıyla davanın kabulüne karar verilmiştir.

IV. BOZMA VE BOZMADAN SONRAKİ YARGILAMA SÜRECİ

A. Bozma Kararı

1. Mahkemenin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde, taraf vekilleri temyiz isteminde bulunmuştur.

2. Dairemizce yapılan inceleme sonucu; kararın düzeltilerek onanmasına karar verilmiştir.

3. Dairemizin 03.11.2014 tarihli ve 2014/9723 Esas, 2014/24556 Karar sayılı düzeltilerek onama kararına karşı, davalı vekilince karar düzeltme isteminde bulunulmuştur.

4. Dairemizce yapılan inceleme sonucu; davalı vekilinin karar düzeltme isteminin kabulü ile Dairemizin düzeltilerek onama kararının kaldırılmasına karar verildikten sonra yapılan incelemede; dosyada bulunan kanıt ve belgelerden, dava konusu taşınmazın değerlendirme yılı itibarıyla emlak vergisine esas alınan ve Arsa Metrekare Rayiç Bedeli Takdir Komisyonunca resen belirlenen m² değeri 370,00 TL olduğu hâlde hükme esas alınan raporda m²sine 113,27 TL takdir edilmesi nedeniyle rapor yeterli ve inandırıcı görülmemiştir. Bu nedenle taraflara dava konusu taşınmaza yakın bölgelerden, benzer nitelikte ve yakın zaman içinde satışı yapılan benzer yüzölçümlü satışları bildirmeleri için yeniden imkân tanınması, lüzumu hâlinde yeniden resen emsal getirtilmesi ve bu emsallere göre değer biçilmesi için oluşturulacak bilirkişi kurulu eşliğinde keşif yapılarak sonucuna göre hüküm kurulması gerekirken eksik inceleme ile az bedele hükmedilmesi ve belirlenen kamulaştırma bedeline 21.10.2013 tarihinden karar tarihine kadar geçen süre için faiz yürütülmesi gerekirken infazda tereddüt oluşturacak şekilde faize hükmedilmesi doğru görülmediğinden kararın bozulmasına karar verilmiştir.

B. Mahkemece Bozmaya Uyularak Verilen Birinci Karar

Mahkemece 18.05.2017 tarihli ve 2016/132 Esas, 2017/194 Karar sayılı kararı ile davanın kabulüne karar verilmiştir.

C. İkinci Bozma Kararı

1. Mahkemenin 18.05.2017 tarihli ve 2016/132 Esas, 2017/194 Karar sayılı kararına karşı süresi içinde taraf vekilleri temyiz isteminde bulunmuştur.

2. Dairece yapılan inceleme sonucunda; Mahkemece bozma ilâmına uyulmuş ise de bozma gerekleri yerine getirilmemiştir. Şöyle ki; dava konusu taşınmaz ile somut emsal olarak alınan taşınmazın Arsa Metrekare Rayiç Bedeli Takdir Komisyonu tarafından belirlenen emlak vergisine esas olan m² değerlerinin karşılaştırılmasında; emsal taşınmaz ile dava konusu taşınmazın eşdeğer oldukları anlaşılmasına rağmen, bilirkişi kurulunca dava konusu taşınmazın emsal taşınmazdan %50 daha değerli olduğu kabul edildiğinden bilirkişi raporu inandırıcı ve somut gerekçelere uygun olmadığı belirtilerek yeniden oluşturulacak bilirkişi kurulu marifetiyle mahallinde keşif yapılarak alınacak rapor sonucuna göre hüküm kurulması, bozma öncesi verilen kararda dava konusu taşınmaz üzerinde bulunduğu tespit edilen 1 adet zeytin ağacının bedeline hükmedildiği ve bu husus Dairemizce bozma konusu yapılmadığından davalı taraf lehine usulî kazanılmış hak teşkil ettiği gözetilmeden, bozma sonrası ağaç bedeli dikkate alınmadan hesap yapılmak suretiyle az bedele hükmedilmesi, 3402 sayılı Kadastro Kanunu'nun 22/a maddesi uyarınca yapılan yenileme çalışmaları sonucunda dava konusu taşınmazın ada ve parsel numarası değiştiği hâlde, eski parsel numarası üzerinden hüküm kurulması suretiyle infazda tereddüde yol açılması nedenleriyle kararın bozulmasına karar verilmiştir.

D. Mahkemece Bozmaya Uyularak Verilen İkinci Karar

Mahkemenin 24.12.2020 tarihli ve 2019/201 Esas, 2020/435 Karar sayılı kararı ile davanın kabulüne karar verilmiştir.

E. Üçüncü Bozma Kararı

1. Mahkemenin 24.12.2020 tarihli ve 2019/201 Esas, 2020/435 Karar sayılı kararına karşı süresi içinde taraf vekilleri temyiz isteminde bulunmuştur.

2. Dairece yapılan inceleme sonucunda; bilirkişi kurulunca emsal alınan taşınmazın satışına ilişkin akit tablosu Tapu Müdürlüğünden istenilip dava konusu taşınmaz ile somut emsal taşınmazın 2013 yılında, Arsa Metrekare Rayiç Bedeli Takdir Komisyonu tarafından resen belirlenen emlak vergisine esas olan m² değerleri ilgili Belediye Başkanlığı Emlak Müdürlüğünden getirtilip dava konusu taşınmazın değerlendirme tarihi itibarıyla; hükme esas alınan bilirkişi raporunda somut emsal kabul edilen taşınmazın ise bilirkişilerce değerlendirmeye esas alınan satış tarihi itibarıyla fiili imar uygulaması sonucu oluşan imar parselleri mi, yoksa imar planına dahil olmakla birlikte olduğu gibi bırakılan kadastro parselleri mi oldukları ilgili Belediye İmar Müdürlüğü ile Tapu Müdürlüğünden ayrı ayrı sorulup alınacak cevaplara göre bilirkişi kurulu raporu denetlenmeden eksik inceleme ile hüküm kurulması doğru olmadığı gibi hükme esas alınan bilirkişi raporunda dava konusu taşınmaza 2013 yılı emlak vergisine esas arsa metrekare rayiç değeri olan 370,30 TL'nin dahi altında kalacak şekilde değer biçildiğinden raporun inandırıcı görülmediği belirtilerek yeniden oluşturulacak bilirkişi kurulu marifetiyle mahallinde keşif yapılarak alınacak rapor sonucuna göre hüküm kurulması gerektiğinin düşünülmemesinin doğru görülmediği gerekçesi ile kararın bozulmasına karar verilmiştir.

F. Mahkemece Bozmaya Uyularak Verilen Son Karar

Mahkemenin 04.10.2022 tarihli ve 2021/656 Esas, 2022/512 Karar sayılı kararı ile davanın kabulüne karar verilmiştir.

V. TEMYİZ

A. Temyiz Yoluna Başvuranlar

Mahkemenin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde taraf vekilleri temyiz isteminde bulunmuştur.

B. Temyiz Sebepleri

1. Davacı idare vekili temyiz dilekçesinde özetle; idare lehine vekâlet ücreti hükmedilmesi gerektiğini, dava konusu taşınmazın kullanım amacına en uygun emsal satışların esas alınması gerektiğini, emlak rayiçlerinin karşılaştırılması gerektiğini ileri sürmüştür.

2. Davalı vekili temyiz dilekçesinde özetle; emsal incelemesinin eksik yapıldığını, taşınmazın gerçek değerinin tespitinin gerektiğini, emsal ve dava konusu taşınmazın tüm olumlu olumsuz özellikleri karşılaştırılarak sonucuna göre değer tespiti gerektiğini bu sebeplerle kararın bozulmasını talep etmiştir.

C. Gerekçe

1. Uyuşmazlık ve Hukukî Nitelendirme

Uyuşmazlık, dava konusu taşınmazın kamulaştırma bedelinin tespitine ilişkindir.

2. İlgili Hukuk

1. 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu'nun (6100 sayılı Kanun) geçici 3 üncü maddesinin atfıyla 1086 sayılı Hukuk Usulü Muhakemeleri Kanunu'nun (1086 sayılı Kanun) 26.09.2004 tarihli ve 5236 sayılı Kanun'la yapılan değişiklikten önceki 427 ilâ 439 uncu maddeleri.

2. 2942 sayılı Kanun'un 10 uncu maddesinin sekizinci fıkrası ile 11 inci maddesinin birinci ve ikinci fıkralarının ilgili bölümleri.

3. Değerlendirme

1. Temyiz olunan nihai kararların bozulması 6100 sayılı Kanun’un geçici 3 üncü maddesinin atfıyla 1086 sayılı Kanun'un 26.09.2004 tarihli ve 5236 sayılı Kanun'la yapılan değişiklikten önceki 428 inci maddesinde yer alan sebeplerden birinin varlığı hâlinde mümkündür.

2. Temyizen incelenen Mahkeme kararının bozmaya uygun olduğu, kararda ve kararın gerekçesinde hukuk kurallarının somut olaya uygulanmasında bir isabetsizlik bulunmadığı, bozma ile kesinleşen ve karşı taraf yararına kazanılmış hak durumunu oluşturan yönlerin ise yeniden incelenmesine hukukça imkân bulunmadığı anlaşılmakla; temyiz dilekçesinde ileri sürülen nedenler kararın bozulmasını gerektirecek nitelikte görülmemiştir.

VI. KARAR

Açıklanan sebeplerle;

Taraf vekillerinin yerinde görülmeyen tüm temyiz itirazlarının reddi ile usul ve kanuna uygun olan kararın ONANMASINA,

Davacı idare harçtan muaf olduğundan harç alınmasına yer olmadığına, davalıdan peşin alınan temyiz harcının Hazineye irat kaydedilmesine,

11.05.2023 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.