"İçtihat Metni"
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi
Taraflar arasındaki kamulaştırmasız el atılan taşınmaz bedelinin tahsiline ilişkin asıl dava ile ilk davada saklı tutulan kısma ilişkin birleştirilen davada verilen karar hakkında yapılan temyiz incelemesi sonucunda, Dairece Mahkeme kararının bozulmasına karar verilmiştir.
Mahkemece bozmaya uyularak yeniden yapılan yargılama sonucunda; asıl ve birleştirilen davaların konusuz kalması nedeniyle karar verilmesine yer olmadığına karar verilmiştir.
Mahkeme kararı taraf vekillerince temyiz edilmekle; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:
I. DAVA
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; müvekkillerinin ... ili, ... ilçesi, ... köyü 403 ada 1 parsel sayılı taşınmazın maliki olduğunu, taşınmaza kamulaştırma yapılmaksızın enerji nakil hattı geçirmek suretiyle fiilen el atıldığını belirterek kamulaştırmasız el atılan taşınmaz bedelinin davalı idareden tahsilini talep etmiştir.
II. CEVAP
Davalı idare ... vekili cevap dilekçesinde özetle; davacının açmış olduğu davasının husumet nedeniyle reddedilmesi gerektiğini, davalı taraf olarak ...’ın davayı takip etmesine karar verilmesini, taleplerinin kabul görmemesi halinde davanın ... ihbar edilmesini, davanın reddine karar verilerek yargılama giderleri ve vekâlet ücretinin davacı üzerinde bırakılmasını talep etmiştir.
III. MAHKEME KARARI
Doğanhisar Asliye Hukuk Mahkemesinin 17.09.2015 tarihli ve 2013/172 Esas, 2015/110 Karar sayılı kararı ile davanın kısmen kabulüne karar verilmiştir.
IV. BOZMA VE BOZMADAN SONRAKİ YARGILAMA SÜRECİ
A. Birinci Bozma Kararı
1. Doğanhisar Asliye Hukuk Mahkemesinin 17.09.2015 tarihli ve 2013/172 Esas, 2015/110 Karar sayılı kararına karşı süresi içinde davacı vekili temyiz isteminde bulunmuştur.
2. Dairemizce yapılan inceleme sonucunda; dava konusu taşınmazın niteliğinin her türlü şüpheden uzak bir biçimde belirlenmesi gerektiğinden bozulmasına karar verilmiştir.
B. Mahkemece Bozmaya Uyularak Verilen Karar
Doğanhisar Asliye Hukuk Mahkemesinin 18.06.2020 tarihli ve 2017/53 Esas, 2020/70 Karar sayılı kararı ile asıl ve birleştirilen davaların kabulüne ve el atma tazminatının davalı taraftan tahsil edilerek davacılara ödenmesine karar verilmiştir.
C. İkinci Bozma Kararı
1. Doğanhisar Asliye Hukuk Mahkemesinin 18.06.2020 tarihli ve 2017/53 Esas, 2020/70 Karar sayılı kararına karşı süresi içinde davalı idare vekili temyiz isteminde bulunmuştur.
2. Dairemizce yapılan temyiz incelemesi sonucunda; dava konusu taşınmazın el atma tarihindeki niteliğine göre değer biçilmesi ve fen bilirkişisinden infaza elverişli kroki alınması gerektiğinden bozulmasına karar verilmiştir.
D. Mahkemece Bozmaya Uyularak Verilen Son Karar
Mahkemenin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile asıl ve birleştirilen davaların konusuz kalmış olması nedeniyle karar verilmesine yer olmadığına karar verilmiştir.
V. TEMYİZ
A. Temyiz Yoluna Başvuranlar
Mahkemenin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde taraf vekilleri temyiz isteminde bulunmuştur.
B. Temyiz Sebepleri
1. Davacı vekili temyiz dilekçesinde özetle; el atma tarihinin 2013 olduğunu ve 2020 tarihine kadar kesintisiz devam ettiğini, bu tarih aralığında uğradıkları zararın tazmini gerektiğini ileri sürerek kararın bozulması istemi ile temyiz yoluna başvurmuştur.
2. Davalı ... vekili temyiz dilekçesinde özetle; aleyhlerine vekâlet ücreti ve yargılama giderine de hükmedilmesinin usul ve kanuna aykırı olduğunu, davanın muhatabının ... olduğunu, davanın esasen ve husumet yokluğu nedeniyle de reddine karar verilmesi gerektiğini ileri sürerek kararın bozulması istemi ile temyiz yoluna başvurmuştur.
3. Davalı idare ... vekili temyiz dilekçesinde özetle; taşınmaz üzerinden elektrik dağıtım hattı geçmediğinden davanın reddinin gerektiğini, hattın kaldırılmadan önce ilk geçiş tarihinin 1976 olması nedeniyle zamanaşımı süresinin dolduğunu, davanın zamanaşımı yönünden de reddinin gerektiğini, taşınmaz üzerinden geçen hattın taşınmazda değer kaybı yaşattığı iddiasının da dinlenemeyeceğini, kamu hizmeti amaçlı geçirilen hat için kal talebinde de bulunulamayacağını, davanın muhatabının ... olduğunu, davanın esasen ve husumet yokluğu nedeniyle de reddine karar verilmesi gerektiğini, davanın konusuz kalması ile birlikte özellikle birleştirilen davada dava açılmasına müvekkil sebebiyet vermediğinden ve dava tarihinde el atma söz konusu olmadığından aleyhlerine vekâlet ücretine hükmedilmesinin haksız ve hukuka aykırı olduğunu ileri sürerek kararın bozulması istemi ile temyiz yoluna başvurmuştur.
C. Gerekçe
1. Uyuşmazlık ve Hukukî Nitelendirme
Uyuşmazlık, temel olarak davacı tapu maliki ile davalı idare arasındaki kamulaştırmasız el atılan taşınmazın değerinin biçilmesi ile bedelinin tahsili hususundadır.
2. İlgili Hukuk
1. 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu'nun (6100 sayılı Kanun) geçici 3 üncü maddesinin atfıyla 1086 sayılı Hukuk Usulü Muhakemeleri Kanunu'nun (1086 sayılı Kanun) 26.09.2004 tarihli ve 5236 sayılı Kanun'la yapılan değişiklikten önceki 427 ilâ 439 uncu maddeleri.
2. Yargıtay İçtihadı Birleştirme Büyük Genel Kurulunun, 16.05.1956 tarihli ve 1956/1 Esas, 1956/6 Karar sayılı kararının ilgili bölümü şöyledir: “... Usûlü dairesinde istimlak muamelesine tevessül edilmeksizin gayrimenkulü yola kalbedilen şahsın, esas itibarıyla, gayrimenkulünü yola kalbeden amme hükmi şahsiyeti aleyhine meni müdahale davası açmağa hakkı olduğuna, ancak dilerse bu fiili duruma razı olarak, mülkiyet hakkının amme hükmi şahsiyetine devrine karşılık gayrimenkulünün bedelinin tahsilini de dava edebileceğine ve isteyebileceği bedelin de mülkiyet hakkının devrine razı olduğu tarih olan dava tarihindeki bedel olduğuna 16.05.1956 tarihinde ilk toplantıda ittifakla karar verildi.”
3. Yargıtay İçtihadı Birleştirme Büyük Genel Kurulunun, 16.05.1956 tarihli ve 1954/1 Esas, 1956/7 Karar sayılı kararı ile “... Usûlü dairesinde istimlak muamelesine tevessül edilmeksizin gayrimenkulü yola kalbedilen şahsın, gayrimenkulünün bedelinin tahsiline ilişkin olarak, gayrimenkulünü yola kalbeden hükmü şahsiyeti aleyhine açacağı bedel davasında müruruzamanın mevzuubahis olamayacağına ve bu itibarla da, hadisede Borçlar Kanunu'nun 66. maddesinin tatbik kabiliyeti bulunmadığına ...” karar verilmiştir.
3. Değerlendirme
1. Mahkemelerin nihai kararlarının bozulması 6100 sayılı Kanun’un geçici 3 üncü maddesinin atfıyla 1086 sayılı Kanun’un 26.09.2004 tarihli ve 5236 sayılı Kanun'la yapılan değişiklikten önceki 428 inci maddesinde yer alan sebeplerden birinin varlığı hâlinde mümkündür.
2. Davanın açıldığı tarihteki haklılık durumuna göre karar tarihindeki Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi uyarınca vekâlet ücreti ile yargılama giderlerinin davalı idarelerden tahsiline karar verilmesinde isabetsizlik görülmemiştir.
3. Temyizen incelenen mahkeme kararının bozmaya uygun olduğu, kararda ve kararın gerekçesinde hukuk kurallarının somut olaya uygulanmasında bir isabetsizlik bulunmadığı, bozma ile kesinleşen ve karşı taraf yararına kazanılmış hak durumunu oluşturan yönlerin ise yeniden incelenmesine hukukça imkân bulunmadığı anlaşılmakla; temyiz dilekçesinde ileri sürülen nedenler kararın bozulmasını gerektirecek nitelikte görülmemiştir.
VI. KARAR
Açıklanan sebeplerle;
Taraf vekillerinin yerinde görülmeyen tüm temyiz itirazlarının reddi ile usul ve kanuna uygun olan kararın ONANMASINA,
Taraflardan peşin alınan temyiz harçlarının Hazineye irat kaydedilmesine,
25.05.2023 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.