Logo

5. Hukuk Dairesi2022/15355 E. 2023/3395 K.

Yapay Zeka Özeti

Uyuşmazlık: Kamulaştırılan taşınmazın bedelinin tespiti ve kamulaştırmasız el atma nedeniyle tazminat istemine ilişkindir.

Gerekçe ve Sonuç: Mahkemenin kamulaştırma bedelini gelir metoduna göre doğru hesapladığı, ancak Anayasa Mahkemesi'nin iptal kararı doğrultusunda ödenmesi gereken bedelin üçer aylık vadeli hesaba yatırılması yerine derhal ödenmesi ve yasal faizin hesaplanma başlangıç tarihi gözetilerek yerel mahkeme kararı düzeltilerek onanmıştır.

Karar Metni

"İçtihat Metni"

İNCELENEN KARARIN

MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi

Taraflar arasında görülen 4650 sayılı Kanun'la değişik 2942 sayılı Kamulaştırma Kanunu'nun (2942 sayılı Kanun) 10 uncu maddesine dayanan kamulaştırma bedelinin tespiti ve kamulaştırılan taşınmazın Hazine adına tescili istemine ilişkin asıl davada ve kamulaştırmasız el atılan taşınmaz bedelinin tahsili istemine ilişkin birleştirilen davada verilen karar hakkında yapılan temyiz incelemesi sonucunda Dairece Mahkeme kararının bozulmasına karar verilmiştir.

Mahkemece bozmaya uyularak yeniden yapılan yargılama sonucunda; asıl davanın kabulüne, birleştirilen dava yönünden ise karar verilmesine yer olmadığına dair hüküm kurulmuştur.

Mahkeme kararı davalı-birleştirilen davanın davacısı vekili tarafından temyiz edilmekle; süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:

I. DAVA

1. Davacı idare vekili asıl dava dosyasındaki dava dilekçesinde özetle; ... ili, ... ilçesi, ... köyü 121 ada 11 parsel sayılı taşınmazın kamulaştırma bedelinin tespiti ve kamulaştırılan taşınmazın Hazine adına tescilini talep etmiştir.

2. Davacı idare vekili birleştirilen dava dosyasındaki dava dilekçesinde özetle; ... ili, ... ilçesi, ... köyü 121 ada 11 parsel sayılı taşınmaza kamulaştırmasız el atıldığından tazminat bedelinin davalı idareden tahsilini talep etmiştir.

II. CEVAP

Davalı vekili asıl dava dosyasındaki cevap dilekçesinde özetle; kamulaştırmasız el atma nedeniyle tazminat davası açıldığını, iş bu davanın derdestlik nedeniyle reddine karar verilmesi gerektiğini, aksi hâlde kapitalizasyon faiz oranının %4 alınmasını ve kamulaştırma bedeli depo ettirilerek davanın kabulüne karar verilmesini talep etmiştir.

III. MAHKEME KARARI

Mahkemenin 13.12.2017 tarihli ve 2017/77 Esas, 2017/170 Karar sayılı kararı ile asıl davanın kabulüne, birleştirilen dava yönünden ise karar verilmesine yer olmadığına dair hüküm kurulmuştur.

IV. BOZMA VE BOZMADAN SONRAKİ YARGILAMA SÜRECİ

A. Bozma Kararı

1. Mahkemenin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde, davalı-birleştirilen davanın davacısı vekili temyiz isteminde bulunmuştur.

2. Dairemizce yapılan inceleme sonucunda; kapama elma bahçesi niteliğindeki taşınmaza değerlendirme tarihi olan 2012 yılı İlçe Tarım ve Orman Müdürlüğü verileri esas alınmak suretiyle elmanın dekar başına verim miktarının, hasat dönemindeki ortalama toptan kg satış fiyatı ile çarpılması sonucu bulunacak brüt gelirden, ekonomik tarım yapılması hususunda tereddüt yaratmayacak şekilde dekar başına üretim masraflarının düşülmesi sonucu bulanacak net gelire kapitalizasyon faizinin uygulanması neticesi m² birim bedelinin tespiti gerekirken, bu yönteme uygun olmayacak şekilde m² birim bedeli belirleyen bilirkişi kurulu raporu hükme esas alınmak suretiyle eksik inceleme ile hüküm kurulması, taşınmazın sulu tarım arazisi niteliği, konumu ve yüzölçümü dikkate alındığında değeri belirlenirken kapitalizasyon faiz oranının % 4 uygulanması gerekirken, bu oranın % 6 kabulü ile az bedel tespiti, taşınmazın Hazine adına tescil edilmesi gerekirken yazılı şekilde davacı idare adına tesciline karar verilmesi, davacı idare harçtan muaf olduğu hâlde aleyhine harca hükmedilmesi doğru olmadığı gibi, 7139 sayılı Kanun'la değişik 2942 sayılı Kanun'un 10 uncu maddesinin sekizinci fıkrası gereğince, bozma sonrası bankaya hak sahibi adına yatırılacak bedelde artış olması hâlinde bu kısım için; yapılan değişiklik hükümlerine göre işlem yapılması gerektiğinden kararının bozulmasına karar verilmiştir.

B. Mahkemece Bozmaya Uyularak Verilen Karar

Mahkemenin yukarıda belirtilen kararı ile bozma ilamına uyularak yapılan inceleme sonucunda asıl davanın kabulüne, birleştirilen dava yönünden ise karar verilmesine yer olmadığına dair hüküm kurulmuştur.

V. TEMYİZ

A. Temyiz Yoluna Başvuranlar

Mahkemenin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davalı-birleştirilen davanın davacısı vekili temyiz isteminde bulunmuştur.

B. Temyiz Sebepleri

Davalı-birleştirilen davanın davacısı vekili temyiz dilekçesinde özetle; davalı idare yararına vekâlet ücretine hükmedilmemesi gerektiğinden kararın düzeltilerek onanması istemi ile temyiz yoluna başvurmuştur.

C. Gerekçe

1. Uyuşmazlık ve Hukukî Nitelendirme

Uyuşmazlık, asıl davada dava konusu taşınmazın kamulaştırma bedelinin tespiti, birleştirilen davada ise kamulaştırmasız el atılan taşınmaz bedelinin tahsili istemine ilişkindir.

2. İlgili Hukuk

1. 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu'nun (6100 sayılı Kanunun) geçici 3 üncü maddesinin atfıyla 1086 sayılı hukuk Usulü Muhakemeleri Kanunu'nun (1086 sayılı Kanun) 26.09.2004 tarihli ve 5236 sayılı kanun'la yapılan değişiklikten önceki 427 ilâ 439 uncu maddeleri.

2. 2942 sayılı Kanun'un 10 uncu ve 11 inci maddeleri.

3. Değerlendirme

1. Mahkemelerin nihai kararlarının bozulması 6100 sayılı Kanun’un geçici 3 üncü maddesinin atfıyla 1086 sayılı Kanun’un 26.09.2004 tarihli ve 5236 sayılı Kanun'la yapılan değişiklikten önceki 428 inci maddesinde yer alan sebeplerden birinin varlığı hâlinde mümkündür.

2. Kapama elma bahçesi niteliğindeki taşınmaza gelir metoduna göre değer biçilmesi ile kamulaştırma bedelinin tespitine ilişkin asıl davanın kabulüne karar verilmesi doğru olduğu gibi, birleştirilen davada karar verilmesine yer olmadığına dair hüküm kurulmasında bir isabetsizlik görülmemiştir.

3. Tarafların iddia, savunma ve dayandıkları belgelere, uyuşmazlığın hukukî nitelendirilmesi ile uygulanması gereken hukuk kurallarına, dava şartlarına, yargılamaya hâkim olan ilkelere, ispat kurallarına ve temyiz olunan kararda belirtilen gerekçelere göre davalı-birleştirilen davada davacı vekilinin aşağıdaki paragraflar kapsamı dışındaki temyiz itirazları yerinde görülmemiştir.

4. Avrupa İnsan Hakları Mahkemesinin 12055/17 numaralı başvuru sonucu verilen 23.10.2018 tarihli kararı ve Anayasa Mahkemesinin 2016/9364 başvuru numaralı 01.06.2019 tarihli ve 30791 sayılı Resmî Gazete’de yayımlanan kararı da gözönüne alındığında davacı idare lehine vekâlet ücretine hükmedilmesi hatalıdır.

6. Anayasa Mahkemesinin 27.11.2020 tarihli ve 31317 sayılı Resmî Gazete'de yayımlanan 16.07.2020 tarihli ve 2018/104 Esas, 2020/39 Karar sayılı kararı ile 7139 sayılı Kanun'un 10 uncu maddesinin sekizinci fıkrasının dördüncü cümlesinin; “idarenin kıymet takdir komisyonunca tespit edilen bedelden az olması durumunda hâkim tarafından tespit edilen bedel, fazla olması durumunda idarenin kıymet takdir komisyonunca tespit ettiği bedel, peşin ve nakit olarak hak sahibi adına, kalanı ise bedele ilişkin kararın kesinleşmesine kadar üçer aylık vadeli hesapta nemalandırılmak ve kesinleşen karara göre hak sahibine verilmek üzere” bölümü ile yedinci cümlesinde yer alan “idarenin kıymet takdir komisyonunca tespit ettiği bedelden fazla olması halinde fazla olan tutarın bloke edildiğine” ibaresinin Anayasa'ya aykırı olduğu ve iptal edildiği nazara alınarak hüküm kurulması gerekirken, ödenmesi gereken bedelin üçer aylık vadeli hesaba yatırılarak kararın kesinleşmesi ile ödenmesine ve iş bu bedele kararın kesinleşmesine kadar yasal faize hükmedilmesi bozmayı gerektirir.

VI. KARAR

Açıklanan sebeplerle;

1. Davalı-birleştirilen davada davacı vekilinin diğer temyiz itirazlarının reddine,

2. Davalı-birleştirilen davada davacı vekilinin temyiz itirazlarının kısmen kabulü ile temyiz olunan Mahkeme kararının hüküm fıkrasının (8) numaralı bendinin tamamen çıkartılmasına, (2) numaralı bendin (a) alt bendinde yer alan “karar kesinleştiğinde hak sahibine ödenmesine” ibaresinin çıkartılmasına, yerine “ mükerrer ödemeye mahal verilmeden işlemiş nemasıyla birlikte derhal davalıya ödenmesine, bu hususta ilgili bankaya müzekkere yazılmasına” ibaresinin yazılması, (2) numaralı bendin (b) alt bendinin tamamen çıkartılmasına, (3) numaralı bentte yer alan “hükmün kesinleşmesi tarihine kadar yasal faiz işletilmesine, işletilecek yasal faizin davalıya ödenmesine, bu hususta ilgili bankaya müzekkere yazılmasına," ibaresinin çıkartılarak, yerine “Dairemiz karar tarihine (04.04.2023) kadar işleyecek yasal faizin davacı idareden alınarak davalıya verilmesine” cümlesinin yazılması suretiyle hükmün DÜZELTİLEREK ONANMASINA,

Davalı-birleştirilen davanın davacısından peşin alınan temyiz harcının istenildiğinde iadesine,

04.04.2023 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.