"İçtihat Metni"
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ : ... Bölge Adliye Mahkemesi 5. Hukuk Dairesi
Taraflar arasında İlk Derece Mahkemesinde görülen ve istinaf incelemesinden geçen 2942 sayılı Kamulaştırma Kanun’un (2942 sayılı Kanun) mülga 17 nci maddesi uyarınca tescil istemine ilişkin davada verilen karar hakkında yapılan temyiz incelemesi sonucunda, Dairece Bölge Adliye Mahkemesi kararının bozulmasına karar verilmiştir.
Bölge Adliye Mahkemesince bozmaya uyularak yeniden yapılan yargılama sonucunda; davanın hak düşürücü süre nedeniyle reddine karar verilmiştir.
Bölge Adliye Mahkemesi kararı davacı idare vekili tarafından temyiz edilmekle; süre, kesinlik, temyiz şartı ve diğer usûl eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:
I. DAVA
Davacı idare vekili dava dilekçesinde özetle; dava konusu ... ili, ... ilçesi, ... Mahallesi eski 142 parsel sayılı taşınmazın usulüne uygun olarak kamulaştırıldığını, noter tebligatının yapıldığını ve bedelin bloke edildiğini, davalıların bedel artırım davası açtıklarını, kamulaştırmanın kesinleştiğini, dava konusu taşınmazın davalılar adına olan tapu kaydının iptali ile davacı idare adına tesciline karar verilmesini talep etmiştir.
II. CEVAP
Bir kısım davalılar vekili cevap dilekçesinde özetle; kamulaştırma işleminin usulüne uygun yapılıp yapılmadığının mahkemece tespit edilmesini, noter tebliğlerinin usulsüz olduğunu, tescil şartlarının oluşmadığını, davanın hak düşürücü süre içinde açılmadığını ileri sürerek davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
III. İlk Derece Mahkemesi KARARI
İlk Derece Mahkemesinin 25.04.2011 tarihli ve 2011/347 Esas, 2017/435 Karar sayılı kararıyla; davanın kabulüne ve davalılar adına olan eski 142 parselden imar uygulaması ile oluşan yeni 654 ada 1 parsel, 650 ada 4 parsel ve 651 ada 3 parsel sayılı taşınmazların, davalılar ve dahili davalılar (varsa tapuda intikali yapılmamış hisseler bakımından murisleri adına tescilli iseler) adına kayıtlı hisselerin iptali ile Hazine adına tesciline karar verilmiştir.
IV. İSTİNAF
A. İstinaf Yoluna Başvuranlar
İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davacı idare ve bir kısım davalılar vekilleri ile davalılar ..., ..., ... ve ... istinaf başvurusunda bulunmuştur.
B. Gerekçe ve Sonuç
Bölge Adliye Mahkemesinin 10.04.2019 tarihli ve 2018/439 Esas, 2019/815 Karar sayılı kararıyla; dava konusu taşınmazın kadastro tespitinin 23.05.2000 tarihinde kesinleştiği, daha önce kamulaştırma yapılmış olsa bile kamulaştırma sonrası yapılan kadastro tespiti sonucunda taşınmazın kayıt malikleri adına tapuya tescil edildiği ve davalı idarece 10 yıllık hak düşürücü süre içerisinde kamulaştırma sebebine dayalı olarak dava açıldığına dair dosyada bilgi ve belge bulunmadığı gibi dava konusu taşınmazın tescile tabi yerlerden olduğu birlikte değerlendirildiğinde davanın reddine karar verilmesi gerektiğinden bahisle bir kısım davalılar vekilleri ile davalılar ..., ..., ... ve ... istinaf başvurularının kabulü ile yeniden esas hakkında karar verilerek davanın hak düşürücü süre yönünden reddine karar verilmiştir.
V.BOZMA VE BOZMADAN SONRAKİ YARGILAMA SÜRECİ
A.Bozma Kararı
1.Bölge Adliye Mahkemesinin 10.04.2019 tarihli ve 2018/439 Esas, 2019/815 Karar sayılı ilâmına karşı süresi içinde davacı idare vekili temyiz isteminde bulunmuştur.
2.Dairemizce yapılan inceleme sonunda; dava konusu taşınmazın kadastro tespitinin 23.05.2000 tarihinde kesinleştiği, 3402 sayılı Kanun’un 12 nci maddesinin üçüncü fıkrası uyarınca davalı idarece 10 yıllık hak düşürücü süre içerisinde kamulaştırma sebebine dayalı olarak dava açıldığına dair dosyada bilgi ve belge bulunmadığından davanın reddine karar verilmesinde bir isabetsizlik bulunmadığı, ancak İlk Derece Mahkemesi kararını istinaf etmeyen davalılar yönünden, kesinleşen tescil kararı davacı idare lehine usuli kazanılmış hak oluşturduğundan; davalılardan ..., ..., ..., ..., ..., ..., ..., ..., ..., ..., ..., ..., ..., ..., ... dışında kalan davalılar yönünden davanın kabulüne ve tapu kaydının payları oranında iptali ile Hazine adına tesciline, adı geçen davalılar yönünden ise davanın reddine karar verilmesi gerekirken, tüm davalıların payını kapsar şekilde davanın reddine karar verilmesi doğru görülmediğinden Bölge Adliye Mahkemesi kararının bozulmasına karar verilmiştir.
B. Bölge Adliye Mahkemesince Bozmaya Uyularak Verilen Karar
Bölge Adliye Mahkemesinin 11.11.2021 tarihli ve 2021/658 Esas, 2021/1600 Karar sayılı kararıyla; Davalılardan ..., ..., ..., ...’nın vekilinin sistemde Av. ... olarak gözüktüğü, bu nedenle Av. ... tarafından ibraz edilen istinaf dilekçesinin bu davalılar yönünden de verildiği, İlk Derece Mahkemesinin davanın kabulü kararının, bu davalılar tarafından da istinaf edildiği ve usuli kazanılmış hak oluşturmayacağı, ... ve ... mirasçıları yönünden ise; mirasçı davalı ...’ın 19.08.2015 tarihinde, İlk Derece Mahkemesinin kararından önce öldüğü, ikisinin mirasçılarına tebligatın Yargıtay’ın geri çevirme kararından sonra yapıldığı, dolayısıyla ..., ..., ..., ..., ..., ... isimli bu kişilere İlk Derece Mahkemesi kararı ile birlikte istinaf kararı tebliğ edildiği için bu kişilerin istinaf kararının kendi lehlerine olduğunu görünce temyiz yoluna başvurmadıkları, İlk Derece Mahkemesi kararını istinaf etmemiş olmalarının usuli kazanılmış hak oluşturmayacağı, Muzaffer Kocaman mirasçıları, ... (vefat), ...’na İlk Derece Mahkemesi kararı tebliğ edilmediği, bu kişilere İlk Derece Mahkemesi kararı ile birlikte istinaf kararı tebliğ edildiği için bu kişilerin istinaf kararının kendi lehlerine olduğunu görünce temyiz yoluna başvurmadıkları, İlk Derece Mahkemesinin kararını istinaf etmemiş olmalarının usuli kazanılmış hak oluşturmayacağı, Aslan Sert’in dava tarihinden sonra 03.06.2012 tarihinde öldüğü, mirasçılarından ..., ... ve ...’ye İlk Derece Mahkemesince, doğrudan 7201 sayılı Tebligat Kanunu'nun 21 inci maddesinin ikinci fıkrası kapsamında tebliğ evrakı çıkarılarak ilk derece mahkeme kararının 04.11.2017 ve 09.11.2017 tarihlerinde tebliğ edildiği, bu kişilerin İlk Derece Mahkemesinin kararını istinaf etmediği, istinaf kararının tebliğ edilmesinden sonra ise bu kişilerden ... ve ... adına dosyaya vekâletname ibraz edildiği ve vekilin, dosya kapsamına dilekçe ibraz ederek idarenin temyiz itirazlarının reddini talep ettiği, dolayısıyla İlk Derece Mahkemesi kararı ile birlikte istinaf kararı tebliğ edildiği için bu kişilerin istinaf kararının kendi lehlerine olduğunu görünce temyiz yolunu kullanmadığı ve idarenin temyiz itirazlarının da reddini talep ettiği, İlk Derece Mahkemesinin kararını istinaf etmemiş olmalarının usuli kazanılmış hak oluşturmayacağı gerekçesiyle tüm davalılar yönünden davanın hak düşürücü süre nedeniyle davanın reddine karar verilmiştir.
VI. TEMYİZ
A. Temyiz Yoluna Başvuranlar
Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davacı idare vekili temyiz isteminde bulunmuştur.
B. Temyiz Sebepleri
Davacı idare vekili temyiz dilekçesinde özetle; davalı ...’ın mirasçıları davaya dahil edilmeksizin verilen kararın usul ve Kanuna aykırı olduğunu, İdarece kamu yararı amacıyla kamulaştırma kararı alındığını, kıymet taktiri yapılmış olup bedelin bankaya yaptırıldığını ve tapu maliklerine noter vasıtası ile tebligat yapıldığını, davalı tapu malikleri tarafından bedel artırım davasının açıldığını, davacı idare tarafından Kanun'un aradığı tüm koşulların yerine getirildiğini, kamulaştırma işleminin idari yönden kesinleşmesi ile mülkiyet hakkı Hazineye geçtiğinden mülkiyet hakkı Hazineye ait olan taşınmaza ilişkin olarak Bölge Adliye Mahkemesi tarafından hak düşürücü süre yönünden davanın reddine karar verilmesinin hatalı olduğunu belirterek kararın bozulmasını talep etmiştir.
C. Gerekçe
1. Uyuşmazlık ve Hukukî Nitelendirme
Uyuşmazlık, 2942 sayılı Kanun’un mülga 17 nci maddesi uyarınca tescil istemine ilişkindir.
2. İlgili Hukuk
1. 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu'nun (6100 sayılı Kanun) 369 uncu maddesinin birinci fıkrası ile 370 ve 371 inci maddeleri.
2. 2942 sayılı Kanun'un mülga 17 inci maddesi.
3.3402 sayılı Kanun'un 12 nci maddesinin 3 üncü fıkrası.
3. Değerlendirme
1.Bölge adliye mahkemelerinin nihai kararlarının bozulması 6100 sayılı Kanun'un 371 inci maddesi ile 369 uncu maddesinin birinci fıkrasında yer alan sebeplerden birinin varlığı hâlinde mümkündür.
2.Tarafların iddia, savunma ve dayandıkları belgelere, uyuşmazlığın hukukî nitelendirilmesi ile uygulanması gereken hukuk kurallarına, dava şartlarına, yargılamaya hâkim olan ilkelere, ispat kurallarına ve temyiz olunan kararda belirtilen gerekçelere göre davacı idare vekilinin aşağıdaki paragrafın kapsamı dışındaki temyiz itirazları yerinde görülmemiştir.
3.İlk Derece Mahkemesi kararını istinaf etmeyen davalılar yönünden, kesinleşen tescil kararı davacı idare lehine usuli kazanılmış hak oluşturduğundan; davalılardan ..., ..., ..., ..., ..., ..., ..., ..., ..., ..., ..., ..., ..., ..., ... dışında kalan davalılar yönünden, davanın kabulüne ve tapu kaydının payları oranında iptali ile Hazine adına tesciline, adı geçen davalılar yönünden ise davanın reddine karar verilmesi gerekirken, yerinde olmayan gerekçe ile tüm davalıların payı yönünden davanın reddine karar verilmesi bozmayı gerektirmiştir.
VI. KARAR
Açıklanan sebeplerle;
Davacı idare vekilinin temyiz isteminin kabulü ile temyiz olunan Bölge Adliye Mahkemesi kararının BOZULMASINA,
Dosyanın kararı veren Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine,
21.06.2023 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.