Logo

5. Hukuk Dairesi2022/15605 E. 2023/5523 K.

Yapay Zeka Özeti

Uyuşmazlık: Tapu kaydının iptali nedeniyle Hazine'ye karşı açılan tazminat davasında, tazminat miktarının belirlenmesi ve Hazine'nin sorumluluğunun olup olmadığı uyuşmazlığı.

Gerekçe ve Sonuç: Tapu kaydının iptali nedeniyle uğranılan zararın, 4721 sayılı TMK'nın 1007. maddesi uyarınca Hazine'nin kusursuz sorumluluğu kapsamında değerlendirilerek, net gelir yöntemiyle belirlenen tazminat miktarının hukuka uygun olduğu gözetilerek Bölge Adliye Mahkemesi kararının onanmasına karar verilmiştir.

Karar Metni

"İçtihat Metni"

İNCELENEN KARARIN

MAHKEMESİ : ... Bölge Adliye Mahkemesi 6. Hukuk Dairesi

Tapu kaydının mahkeme kararı ile iptal edilmesi nedeniyle uğranılan zararın 4721 sayılı Türk Medenî Kanunu’nun (4721 sayılı Kanun) 1007 nci maddesi uyarınca tazmini davasında yapılan yargılama sonunda İlk Derece Mahkemesince davanın kabulüne karar verilmiştir.

Kararın davalı Hazine vekili tarafından istinaf edilmesi üzerine Bölge Adliye Mahkemesince, İlk Derece Mahkemesi kararı kaldırılarak davanın yeniden görülmesi için dosyanın mahkemesine gönderilmesine karar verilmiştir.

Bölge Adliye Mahkemesinin kaldırma kararı üzerine yargılama yapan İlk Derece Mahkemesince davanın kısmen kabulüne karar verilmiştir.

Kararın taraf vekillerince istinaf edilmesi üzerine, Bölge Adliye Mahkemesince başvurunun davalı Hazine yönünden esastan reddine, davacı vekili yönünden ise kabulü ile İlk Derece Mahkeme kararı kaldırılarak yeniden esas hakkında hüküm kurmak suretiyle davanın kabulüne karar verilmiştir.

Bölge Adliye Mahkemesi kararı davalı Hazine vekili tarafından temyiz edilmekle; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:

I. DAVA

Davacı vekili dava dilekçesinde özetle, davacının ... ili, ... ilçesi, ... Mahallesi 414 parsel sayılı taşınmazın tapusunun iptali ile orman vasfı ile Hazine adına tesciline karar verildiğinden oluşan zararın tazminini talep etmiştir.

II. CEVAP

Davalı Hazine vekili cevap dilekçesinde özetle; davacıya 6292 sayılı Kanun gereğince tapu malikine iade yapıldığı taktirde zararın gerçekleşmeyeceğini, davanın belirsiz alacak davası olarak açılamayacağını, ormanların özel mülkiyete konu olamayacağını, davanın zaman aşımına uğradığını, davanın yetkisiz ve görevsiz mahkemede açıldığını ileri sürerek davnın reddini talep etmiştir.

III. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI

İlk Derece Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile davanın kısmen kabulüne ve tespit edilen bedelin yasal faizi ile birlikte davalıdan tahsili ile davacıya ödenmesine karar verilmiştir.

IV. İSTİNAF

A. İstinaf Yoluna Başvuranlar

İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davalı taraf vekilleri istinaf başvurusunda bulunmuştur.

B. İstinaf Sebepleri

1.Davacı vekilinin istinaf dilekçesi ile özetle; bilirkişi raporlarında belirtilen en düşük taşınmaz bedelinin karara esas alındığını, bunun sonucu olarak düşük bedele ve davacı aleyhine yargılama gideri ve vekâlet ücretine hükmedildiğini, ... Bölge Adliye Mahkemesi 6. Hukuk Dairesinin ve Yargıtay'ın daha önceki emsal kararları çerçevesinde düzenlenen bilirkişi raporlarında ki en yüksek taşınmaz değeri üzerinden mahkemenin karar verilmesi gerektiğini ileri sürerek İlk Derece Mahkemesi kararının kaldırılması talep edilmiştir.

2.Davalı Hazine vekilinin istinaf dilekçesi ile özetle; aynı köydeki başka taşınmazlar için daha düşük bedeller belirlendiğini, davanın belirsiz alacak davası olarak açılamayacağını, devletin sorumluluğunu gerektirir şartların oluşmadığını ileri sürerek İlk Derece Mahkemesi kararının kaldırılması talep edilmiştir.

C. Gerekçe ve Sonuç

Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile dava konusu taşınmazın Harız Mahallesi yerleşim alanına 328 ila 440 metre uzaklıkta olduğunu, bu durumda belirlenmesi gereken objektif değer artışı %50 olduğundan m² birim değerinin 48,80 TL olarak tespit edilmesi gerektiğini, her ne kadar Dairelerinin 2021/2463 Esas, 2387 Karar sayılı kaldırma kararı gerekçesinde, aynı taşınmaza ilişkin başka bir malik (Safinaz Karagöl) tarafından açılan dava sonucunda tespit edilen 33,62 TL/m² birim değerin Dairelerinin incelemesinden geçerek kesinleştiği ve bu dosyadaki verilerin dikkate alınması gerektiği belirtilmiş ise de anılan yerel mahkeme dosyasının davalı idarece istinaf edilmesi sebebi ile sair hususlar gözetilmeksizin incelendiği anlaşıldığından İlk Derece Mahkemesince belirlenen metrekare birim bedeline objektif değer artış oranı uygulanmak suretiyle bedel belirlenerek yeniden esas hakkında karar verilmiştir.

V. TEMYİZ

A. Temyiz Yoluna Başvuranlar

Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davalı Hazine vekili temyiz isteminde bulunmuştur.

B. Temyiz Sebepleri

Davalı Hazine vekili temyiz dilekçesinde özetle; istinaf dilekçesinde ileri sürdüğü sebepleri tekrar etmiştir.

C. Gerekçe

1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme

Uyuşmazlık, 4721 sayılı Kanun’un 1007 nci maddesi uyarınca tazminat istemine ilişkindir.

2. İlgili Hukuk

1. 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun (6100 sayılı Kanun) 369 uncu maddesinin birinci fıkrası ile 370 ve 371 inci maddeleri.

2. 4721 sayılı Kanun’un “Sorumluluk” başlıklı 1007 nci maddesinin birinci fıkrası şöyledir:

“Tapu sicilinin tutulmasından doğan bütün zararlardan Devlet sorumludur.”

3. Yargıtay Hukuk Genel Kurulunun 18.11.2009 tarihli ve 2009/4 - 383 Esas, 2009/517 Karar sayılı ilâmında tapu işlemlerinin kadastro tespit işlemlerinden başlayarak birbirini takip eden işlemler olduğu, tapu kütüğünün oluşumu aşamasındaki kadastro işlemleri ile tapu işlemleri bir bütün oluşturduğundan bu kayıtlarda yapılan hatalardan 4721 sayılı Kanun’un 1007 nci maddesi anlamında Devletin sorumlu olduğunun kabulünün gerektiği, Devletin sorumluluğunun kusursuz sorumluluk olduğu, bu işlemler nedeniyle zarar görenlerin 4721 sayılı Kanun’un 1007 nci maddesi gereğince zararlarının tazmini için Hazine aleyhine adlî yargıda dava açabilecekleri belirtilmiştir.

4. 4721 sayılı Kanun’un 1007 nci maddesi uyarınca kabul edilen Devletin sorumluluğu, tapu sicilinin önemi ve kişilerin bu sicile olan güven duygularını sağlamak bakımından aynî hakkının saptanması, herkese açık tutulmasında tekel hakkı sağlayan bir sicil olması esasına dayanmaktadır. Bu sorumluluk, asıl ve nesnel (objektif) bir sorumluluk olduğundan zarara uğrayan zararının ödetilmesini doğrudan Devletten isteyebilir.

5. 4721 sayılı Kanun’un 1007 nci maddesi gereğince açılan davalarda, tapu kaydının iptali nedeniyle tapu sahibinin oluşan gerçek zararı neyse tazminatın miktarı da o kadar olmalıdır. Gerçek zarar, tapu kaydının iptali nedeniyle tapu malikinin mal varlığında meydana gelen azalmadır. Tazminat miktarı zarar verici eylem gerçekleşmemiş olsaydı zarar görenin mal varlığı ne durumda olacak idiyse aynı durumun tesis edilebileceği miktarda olmalıdır. Zarara uğrayan kişinin gerçek zararı ise tazminat miktarının belirlenmesinde esas alınacak değerlendirme tarihine göre belirlenecek olup bu tarihe göre tapusu iptal edilen taşınmazın niteliği ve değeri belirlenmelidir. Taşınmazın niteliği arazi ise net gelir metodu yöntemi ile arsa vasfında ise değerlendirme gününden önceki özel amacı olmayan emsal satışlara göre hesaplanması suretiyle gerçek değer belirlenmelidir.

3. Değerlendirme

1. Bölge adliye mahkemelerinin nihai kararlarının bozulması 6100 sayılı Kanun'un 371 inci maddesinde yer alan sebeplerden birinin varlığı hâlinde mümkündür.

2. Dosyadaki bilgi ve belgelerden; dava konusu taşınmazın öncesinde 30 parsel numarası ile 42700 metrekare yüzölçümlü, tarla vasıflı olarak 1960 yılında yapılan kadastro çalışmaları esnasında dava dışı Mahmut Demet adına tespit edildiği, dava dışı üçüncü şahıslarca açılan davanın Bafra Kadastro Mahkemesinin 1960/409 Esas, 1960/869 Karar sayılı ilamı ile itirazlar yerinde görülmeyerek taşınmazın tespit gibi tesciline karar verilmiş, karar kesinleştirilerek 30.11.1960 tarihinde Mahmut Demet adına hükmen tescil edilmiş, aynı tarihte 15.257 metrekarelik bölüm ifraz edilerek davacıların murisi Şükrü Demet’e bağış yoluyla tescil edilmiş, Bafra 1. Asliye Hukuk Mahkemesinin 2015/154 Esas, 2015/754 Karar sayılı kararı ile davaya konu ... İli, Bafra İlçesi, Harız Mahallesi 414 parsel sayılı taşınmazın tapu kaydının iptaline ve orman vasfı ile Hazine adına tapuya tesciline karar verildiği, bu kararın 18.12.2018 tarihinde kesinleştiği ve eldeki davanın 24.02.2020 tarihinde 10 yıllık zamanaşımı süresi içinde açıldığı anlaşılmıştır.

3. Arazi niteliğindeki dava konusu taşınmaza net gelir yöntemine göre alınan rapor uyarınca değer biçilmesinde bir isabetsizlik görülmemiştir.

4. Temyizen incelenen karar, tarafların karşılıklı iddia ve savunmalarına, dayandıkları belgelere, uyuşmazlığa uygulanması gereken hukuk kuralları ile hukuki ilişkinin nitelendirilmesine, dava şartlarına, yargılama ve ispat kuralları ile kararda belirtilen gerekçelere göre usul ve kanuna uygun olup temyiz dilekçesinde ileri sürülen nedenler kararın bozulmasını gerektirecek nitelikte görülmemiştir.

VI. KARAR

Açıklanan sebeplerle;

Davalı Hazine vekilinin yerinde görülmeyen tüm temyiz itirazlarının reddi ile usul ve kanuna uygun Bölge Adliye Mahkemesi kararının 6100 sayılı Kanun’un 370 inci maddesinin birinci fıkrası uyarınca ONANMASINA,

Davalı Hazine harçtan muaf olduğundan harç alınmasına yer olmadığına,

Dosyanın İlk Derece Mahkemesine, kararın bir örneğinin Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine,

30.05.2023 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.