Logo

5. Hukuk Dairesi2022/15804 E. 2023/5570 K.

Yapay Zeka Özeti

Uyuşmazlık: Kamulaştırma bedelinin artırılması davasında, belirlenen bedelin düşük olduğu iddiası.

Gerekçe ve Sonuç: Mahkemenin nihai kararında hukuk kurallarının somut olaya uygulanmasında isabetsizlik bulunmadığı ve bozmaya uyularak verilen kararda karşı taraf yararına kazanılmış hak durumunun oluştuğu gözetilerek, davacı mirasçıları ile davalı idarenin temyiz taleplerinin reddine ve yerel mahkeme kararının onanmasına karar verilmiştir.

Karar Metni

"İçtihat Metni"

İNCELENEN KARARIN

MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi

Taraflar arasındaki kamulaştırma bedelinin artırılması davasında verilen karar hakkında yapılan temyiz incelemesi sonucunda, Yargıtay (Kapatılan) 18. Hukuk Dairesince Mahkeme kararının bozulmasına karar verilmiştir.

Mahkemece bozmaya uyularak yeniden yapılan yargılama sonucunda; davanın kısmen kabulüne karar verilmiştir.

Mahkeme kararı davacı mirasçıları ile davalı idare vekilleri tarafından temyiz edilmekle; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:

I. DAVA

Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; ... ili, ... ilçesi, 2. ... Mahallesi 250 parsel sayılı taşınmazın davalı idare tarafından toplam 3.775.000 ETL bedelle kamulaştırıldığını, kamulaştırmanın iptali için Adana İdare Mahkemesinin 1986/897 Esas, 1988/236 Karar sayılı dosyasında dava açtıklarını, yapılan yargılama sonucunda kamulaştırmanın iptali istemlerinin reddine karar verildiğini, bu nedenle 2942 sayılı Kamulaştırma Kanunu'nun (2942 sayılı Kanun) 14 üncü maddesi gereğince bedel artırma davasını açtıklarını, davalı idarenin müvekkiline ait taşınmaza takdir ettiği bedel ile taşınmazın gerçek değeri arasında fahiş fark olduğunu, bu nedenle toplam kamulaştırma bedelinin artırılarak kamulaştırma tarihinden itibaren yasal faizi ile birlikte tahsiline karar verilmesini talep etmiştir.

II. CEVAP

Davalı idare vekili cevap dilekçesinde özetle; davacı tarafından talep edilen bedelin fahiş olduğunu, davacı tarafından kamulaştırma işleminin iptaline ilişkin davanın reddine karar verilmesi suretiyle kamulaştırma işleminin kesinleştiğini, davanın süresi içinde açılmadığından reddine karar verilmesi gerektiğini ileri sürmüştür.

III. MAHKEME KARARI

Mahkemenin 30.12.1992 tarihli ve 1991/601 Esas, 1992/1051 Karar sayılı kararı ile davanın kısmen kabulüne ve davalı idare tarafından takdir edilen 3.377.000 ETL kamulaştırma bedelinin 860.662.500 ETL daha artırılarak 864.437.500 ETL (864,43 YTL) olarak artırılmasına karar verilmiştir.

IV. BOZMA VE BOZMADAN SONRAKİ YARGILAMA SÜRECİ

A. Birinci Bozma Kararı

1. Mahkemenin 30.12.1992 tarihli ve 1991/601 Esas, 1992/1051 Karar sayılı kararına karşı süresi içinde taraf vekilleri temyiz isteminde bulunmuştur.

2. Yargıtay (Kapatılan) 18. Hukuk Dairesinin 27.04.1993 tarihli ve 1993/3691 Esas, 1993/5646 Karar sayılı kararı ile kamulaştırma işleminin iptali konusunda idare mahkemesinde dava açıldığı, bu mahkemece esasa girilip dava esastan reddedilerek buna ilişkin kararın tebliği üzerine karar düzeltme isteminin de reddedildiği ve buna ilişkin kararın tebliği tarihi ile bedel arttırımına ilişkin bu davanın açıldığı tarih arasında 2942 sayılı Kanun'un 14 üncü maddesinin üçüncü fıkrası uyarınca 30 günlük süre geçmemiş olduğundan davanın süresinde olduğunun kabulüne; taşınmaza 1062 sayılı Kanun hükümleri uyarınca Hazinece el konulmuş ve bu sırada kamulaştırma işlemi tamamlanmış olduğundan dolayı taşınmazın davalı idare adına tescil edildiği tarihten itibaren faiz yürütülmesinde bir isabetsizlik görülmediğinden her iki tarafın bu ve diğer hususlara değinen temyiz itirazlarının reddine, ancak davalı idare incelenmek üzere dosyaya emsal ibraz etmiş olup bu emsale ilişkin tapu kaydı da getirtildiği halde, bunlardan birinci bilirkişi raporunda yalnız ikisinin, ikinci bilirkişi raporunda hiçbirinin incelenmemiş olması, resen emsal alınan taşınmazlara ait tapu kayıtlarının satış tarihi ve bedeli ile alıcılarını kapsar tapu kayıtlarının getirtilmemiş olması, birinci bilirkişi kurulu raporunda emsal olarak incelenen 298 parselin alıcısının banka olduğunun, ikinci bilirkişi kurulu raporunda belirtildiği ve uygulamada bu gibi satışların özel amaçlı satışlar olduğu kabul edildiği dikkate alınmadan bu parselin somut emsal alınması, ikinci bilirkişi raporuna göre hüküm kurulurken bilirkişi raporunda belirlenen değerden kıymet takdir komisyonunca belirlenip düşülmesi gereken bedel 3.775.000 TL olduğu halde, 3.375.000 TL düşülerek fazla bedele hükmedilmiş olmasının doğru görülmediği gerekçesiyle kararın bozulmasına karar verilmiştir.

B. Mahkemece Bozmaya Uyularak Verilen Karar

Mahkemenin 23.05.1996 tarihli ve 1993/698 Esas, 1996/613 Karar sayılı kararı ile davanın kısmen kabulüne ve davalı idare tarafından takdir edilen 3.377.000 ETL kamulaştırma bedelinin 860.662.500 ETL daha artırılarak 864.437.500 ETL (864,43 YTL) olarak artırılmasına karar verilmiştir.

C. İkinci Bozma Kararı

1. Mahkemenin 23.05.1996 tarihli ve 1993/698 Esas, 1996/613 Karar sayılı kararına karşı süresi içinde davalı idare vekili temyiz isteminde bulunmuştur.

2. Yargıtay (Kapatılan) 18. Hukuk Dairesinin 14.10.1996 tarihli ve 1996/8131 Esas, 1996/8790 Karar sayılı kararı ile bozma ilamında belirtildiği gibi birinci bilirkişi kurulu asıl raporunda emsal alınan taşınmazın alıcısı banka olup, bu gibi satışlar özel amaçlı satışlar olduğundan değerlendirmeye esas alınmaması gerekirken bozmadan sonra alınan ek raporlarda asıl rapora atıfta bulunularak yine aynı emsalin değerlendirmeye esas alınması, ikinci bilirkişi kurulu tarafından emsal olarak değerlendirmeye esas alınan 251 parselin satışına konu pay tapu kaydına göre 2400/16000 olduğu halde raporda bu payın 1200/16000 olarak kabulü ile emsal taşınmaza yüksek değer belirlenmesi ve aynı emsal üzerinde kat irtifakı tesis edildiği anlaşıldığına göre ve bu nitelikteki taşınmazların satışında genellikle projesine uygun olarak inşa edilecek yapının bağımsız bölüme isabet edecek değeri de bulunduğundan bu gibi emsal yanıltıcı sonuçlara götüreceğinden emsal alınması doğru görülmediği belirtilmek suretiyle, Mahkemece yeniden emsal araştırması yapılıp, uygun emsal seçilerek, dava konusu taşınmaz ile karşılaştırmasının yapılması, bu konuda bilirkişi kurullarından ek raporlar alınmak suretiyle hasıl olacak sonuca göre karar verilmesi gerekçesiyle kararın bozulmasına karar verilmiştir.

D. Mahkemece Bozmaya Uyularak Verilen Son Karar

Mahkemenin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile davanın kısmen kabulüne ve davalı idare tarafından takdir edilen 3.377.000 ETL kamulaştırma bedelinin 860.662.500 ETL daha artırılarak 864.437.500 ETL (864,43 YTL) olarak artırılmasına karar verilmiştir.

V. TEMYİZ

A. Temyiz Yoluna Başvuranlar

İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davacı mirasçıları ve davalı idare vekilleri temyiz isteminde bulunmuştur.

B. Temyiz Sebepleri

1. Davacının bir kısım mirasçı vekili temyiz dilekçesinde özetle; dava konusu taşınmaz için belirlenen kamulaştırma bedelinin düşük olduğunu, yargılama sürecinde enflasyon nedeniyle kamulaştırma bedelinde oluşan değer kaybının mülkiyet hakkının ihlaline sebebiyet verebileceğini, karar tarihi ile temyiz incelemesi arasında on dört yıl geçtiğini, bu durumun makul sürede yargılanma hakkının ihlali niteliğinde olduğunu ileri sürmüştür.

2. Davacı mirasçısı ...'nin 1062 sayılı Kanun hükümlerine tabi olması nedeniyle Hazine vekili temyiz dilekçesinde özetle; dava konusu taşınmaz için belirlenen kamulaştırma bedelinin düşük olduğunu ileri sürmüştür.

3. Davalı idare vekili temyiz dilekçesinde özetle; tapu maliki ...in Suriye uyruklu ... ile ... ’nin kızı olup 24.01.1922 tarihinde Suriye uyruğuna geçtiğini, 1062 sayılı Kanun’un 1 inci maddesine dayanılarak çıkarılan 25.09.1967 tarihli ve 6/8890 sayılı Kararname ile Suriye uyruklu gerçek ve tüzel kişilerin malvarlıklarına Hazinece el konularak Hazine tarafından idare edildiğini, bu nedenle davacı tarafın taraf ehliyetinin bulunmadığını ileri sürmüştür.

C. Gerekçe

1. Uyuşmazlık ve Hukukî Nitelendirme

Uyuşmazlık, temel olarak davacı ile davalı idare arasındaki kamulaştırma bedelinin artırılması hususundadır.

2. İlgili Hukuk

1. 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu'nun (6100 sayılı Kanun) geçici 3 üncü maddesinin atfıyla 1086 sayılı Hukuk Usulü Muhakemeleri Kanunu'nun (1086 sayılı Kanun) 26.09.2004 tarihli ve 5236 sayılı Kanun'la yapılan değişiklikten önceki 427 ilâ 439 uncu maddeleri.

2. 2942 sayılı Kanun'un 4650 sayılı Kanun'la yapılan değişikteki önceki 14 üncü maddesi.

3.1062 sayılı Hudutları Dahilinde Tebaamızın Emlakine Vaziyet Eden Devletlerin Türkiye'deki Tebaaları Emlakine Karşı Mukabelei Bilmisil Tedabiri İttihazı Hakkında Kanun

3. Değerlendirme

1. Mahkemelerin nihai kararlarının bozulması 6100 sayılı Kanun'un geçici 3 üncü maddesinin ikinci fıkrası atfıyla uygulanmasına devam olunan mülga 1086 sayılı Kanun'un 428 inci maddesi ile 439 uncu maddesinin ikinci fıkrasında yer alan sebeplerden birinin varlığı hâlinde mümkündür.

2. Temyizen incelenen Mahkeme kararının bozmaya uygun olduğu, kararda ve kararın gerekçesinde hukuk kurallarının somut olaya uygulanmasında bir isabetsizlik bulunmadığı, bozmaya uyulmakla karşı taraf yararına kazanılmış hak durumunu oluşturan yönlerin ise yeniden incelenmesine hukukça imkân bulunmadığı anlaşılmakla; temyiz dilekçesinde ileri sürülen nedenler kararın bozulmasını gerektirecek nitelikte görülmemiştir.

VI. KARAR

Açıklanan sebeple;

Davacı mirasçıları ile davalı idare vekillerinin yerinde görülmeyen tüm temyiz itirazlarının reddi ile usul ve kanuna uygun olan kararın ONANMASINA,

Davacı mirasçılar ... vd.den peşin alınan temyiz harcının Hazineye irat kaydedilmesine, davalı idare harçtan muaf olduğundan harç alınmasına yer olmadığına,

Dosyanın Mahkemesine gönderilmesine,

01.06.2023 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.