"İçtihat Metni"
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ : Sakarya Bölge Adliye Mahkemesi 4. Hukuk Dairesi
Taraflar arasındaki kamulaştırmasız el atılan taşınmaz bedelinin tahsili ve ecrimisil istemine ilişkin davada yapılan yargılama sonunda İlk Derece Mahkemesince kamulaştırmasız el atma nedeniyle tazminat talebinin kabulüne, ecrimisil talebinin feragat nedeniyle reddine karar verilmiştir.
Kararın davalı idare vekili tarafından istinaf edilmesi üzerine, Bölge Adliye Mahkemesince istinaf başvurusunun esastan reddine karar verilmiştir.
Bölge Adliye Mahkemesi kararı davalı idare vekili tarafından temyiz edilmekle; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, temyiz dilekçesinin kabulüne karar verilmiştir.
Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:
I. DAVA
Davacılar vekili dava dilekçesinde özetle; davacıların maliki olduğu ... ili, ... ilçesi, ... Mahallesi 218 ada 1 parsel sayılı taşınmaza davalı idarece yol yapılmak suretiyle kamulaştırmasız olarak el atıldığını, davacıların taşınmazı uzun zamandır kullanamadığını, taşınmazın gerçek bedelinin belirlenmesi gerektiğini ileri sürerek fazlaya ilişkin haklar saklı tutularak taşınmazın değeri yönünden şimdilik 1.500,00 TL kamulaştırmasız el atma değeri ile geriye dönük 5 yıllık süre için ecrimisil karşılığı şimdilik 500,00 TL ecrimisilin dava tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalıdan tahsiline karar verilmesini talep etmiştir.
II. CEVAP
Davalı idare cevap dilekçesi mahiyetindeki dilekçesinde özetle; dava konusu ... ilçesi, ... köyü eski 944 parsel sayılı taşınmazın kamulaştırılması için 23.12.1976 tarihli ve 1975/347 sayılı Kamu Yararı Kararına göre tespit edilen maliklere tebligat çıkarıldığını ve tebligat yapıldığını, taşınmaz maliki Nuri Kösem mirasçılarının müracaatı sonrası 25.08.1976 tarih ile düzenlenen terkin evrakı ile Nuri Kösem hissesinin idare adına yola terk edildiğini ve 1976 parsel numarası aldığını ancak, davacılar murisleri Hatice Babacan, Hüseyin Babacan, İbrahim Babacan ve Ahmet Babacan'ın idareye müracaatı ile 27.04.1977 tarihli terkin evrakı hazırlanmışsa da terkin işlemini tamamlanamadığını belirtmiştir.
III. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI
İlk Derece Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile davanın kamulaştırmasız el atmadan doğan tazminat talebi yönünden kabulüne, ecrimisil talebi yönünden feragat nedeniyle reddine karar verilmiştir.
IV. İSTİNAF
A. İstinaf Yoluna Başvuranlar
İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davalı idare vekili istinaf başvurusunda bulunmuştur.
B. İstinaf Sebepleri
Davalı idare vekili istinaf dilekçesinde özetle; hükme esas alınan bilirkişi raporunun hatalı ve yetersiz olduğunu, dava konusu taşınmazın vasfının arazi olduğunu, dava konusuna emsal karşılaştırma yöntemiyle bedel belirlenmesinin hatalı olduğunu, bilirkişiler tarafından dava konusu taşınmazın değeri belirlenirken değeri yüksek taşınmazların emsal olarak alınmasının bedel artırma amacına yönelik olduğunu, bilirkişilerce dava konusu taşınmazın m² değeri belirlenirken objektif kriterleri dikkate alınmaksızın soyut birtakım değerlendirmelerde bulunularak dava konusu taşınmazın emsal taşınmaza kıyasla % 240 daha değerli olduğunun tespitinin kabul edilmediğini, itirazlarına rağmen hesap edilen düzenleme ortaklık payı miktarında da düzeltme yapılmadığını, kıyaslama esnasında dikkate alınması gereken unsurlardan birinin de vergi beyan değerleri olduğunu belirterek yerel mahkeme kararının kaldırılmasını istemiştir.
C. Gerekçe ve Sonuç
Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda tarihi ve sayısı belirtilen ilamı ile her ne kadar davacı kurumca davacıların murislerine kamulaştırma belgelerinin tebliğ edildiği iddia edilmişse de; Kartal 1. Noterliğine ait 30.07.1976 tarihli ve 30061 yevmiye No.lu noter evrakında muhataplarının hepsine bizzat kendilerine tebligat yapıldığını gösteren ve 13.08.1976 tarihinde tebliğ edildiğine dair ibare bulunduğu, ancak, tebligat evraklarının bulunmadığı, davacıların murisi Hatice Babacan'ın 1962'de, Hüseyin Babacan'ın (tapuda isim tahsisi ile Hasan Ruhi Babacan) 1957'de, İbrahim Babacan'ın da (tapuda isim tahsisi ile İbrahim İhsan Babacan) 1969 yılında vefat ettikleri gözetildiğinde tebligatların usule uygun olmadığı, kamulaştırma bedelinin belirtilen maliklere ödendiği hususunun da ispatlanamadığı, usulüne uygun olarak yapılan tebligat bulunmadığından, kesinleşmiş bir kamulaştırma işleminin varlığından söz edilemeyeceği belirtilerek, dava konusu taşınmazın imar durumuna ilişkin ... Belediye Başkanlığının yazı cevabında; taşınmazın 1/5000 ölçekli revizyon nazım imar planında karayolları kamulaştırma alanında kaldığı, belediye sınırları içerisinde olup belediye hizmetlerinden yararlandığı, ayrıca etrafının meskun mahal olduğu gözetildiğinde arsa vasfında kabul edilmesinde ve emsal karşılaştırması yapılmak suretiyle bedelinin belirlenmesinde bir isabetsizlik görülmeyerek davalı idare vekilinin istinaf isteminin esastan reddine karar verilmiştir.
V. TEMYİZ
A. Temyiz Yoluna Başvuranlar
Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davalı idare vekili temyiz isteminde bulunmuştur.
B. Temyiz Sebepleri
Davalı idare vekili temyiz dilekçesinde özetle; istinaf dilekçesinde ileri sürdüğü hususları tekrar etmiştir.
C. Gerekçe
1. Uyuşmazlık ve Hukukî Nitelendirme
Uyuşmazlık, davacı tapu malikleri ile davalı idare arasındaki kamulaştırmasız el atılan taşınmazın değerinin biçilmesi ve bedelinin sorumlu idareden tahsili istemine ilişkindir.
2. İlgili Hukuk
1. 6100 sayılı Hukuk Muhakameleri Kanunu'nun (6100 sayılı Kanun) 369 uncu maddesinin birinci fıkrası ile 370 ve 371 inci maddeleri.
2. Yargıtay İçtihadı Birleştirme Büyük Genel Kurulunun, 16.05.1956 tarihli ve 1956/1 Esas, 1956/6 Karar sayılı kararının ilgili bölümü şöyledir: “... Usûlü dairesinde istimlak muamelesine tevessül edilmeksizin gayrimenkulü yola kalbedilen şahsın, esas itibarıyla, gayrimenkulünü yola kalbeden amme hükmi şahsiyeti aleyhine meni müdahale davası açmağa hakkı olduğuna, ancak dilerse bu fiili duruma razı olarak, mülkiyet hakkının amme hükmi şahsiyetine devrine karşılık gayrimenkulünün bedelinin tahsilini de dava edebileceğine ve isteyebileceği bedelin de mülkiyet hakkının devrine razı olduğu tarih olan dava tarihindeki bedel olduğuna 16.05.1956 tarihinde ilk toplantıda ittifakla karar verildi.”
3. Yargıtay İçtihadı Birleştirme Büyük Genel Kurulunun, 16.05.1956 tarihli ve 1954/1 Esas, 1956/7 Karar sayılı kararı ile “... Usûlü dairesinde istimlak muamelesine tevessül edilmeksizin gayrimenkulü yola kalbedilen şahsın, gayrimenkulünün bedelinin tahsiline ilişkin olarak, gayrimenkulünü yola kalbeden hükmü şahsiyeti aleyhine açacağı bedel davasında müruruzamanın mevzuubahis olamayacağına ve bu itibarla da, hadisede Borçlar Kanunu'nun 66. maddesinin tatbik kabiliyeti bulunmadığına ...” karar verilmiştir.
4. 2942 sayılı Kamulaştırma Kanunu'nun 11 inci maddesi.
3. Değerlendirme
1. Bölge adliye mahkemelerinin nihaî kararlarının bozulması 6100 sayılı Kanun’un 371 inci maddesi ile 369 uncu maddesinin birinci fıkrasında yer alan sebeplerden birinin varlığı hâlinde mümkündür.
2. Arsa niteliğindeki ... ili, ... İlçesi, ... Mahallesi 218 ada 1 parsel sayılı taşınmaza emsal karşılaştırması yapılarak değer biçilmesinde isabetsizlik görülmemiştir.
3. Temyizen incelenen karar, tarafların karşılıklı iddia ve savunmalarına, dayandıkları belgelere, uyuşmazlığa uygulanması gereken hukuk kuralları ile hukukî ilişkinin nitelendirilmesine, dava şartlarına, yargılama ve ispat kuralları ile kararda belirtilen gerekçelere göre usul ve kanuna uygun olup temyiz dilekçesinde ileri sürülen nedenler kararın bozulmasını gerektirecek nitelikte görülmemiştir.
VI. KARAR
Açıklanan sebeplerle;
Davalı idare vekilinin yerinde görülmeyen tüm temyiz itirazlarının reddi ile usul ve kanuna uygun Bölge Adliye Mahkemesi kararının 6100 sayılı Kanun’un 370 inci maddesinin birinci fıkrası uyarınca ONANMASINA,
Davalı idare harçtan muaf olduğundan harç alınmamasına yer olmadığına,
Dosyanın İlk Derece Mahkemesine, kararın bir örneğinin Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine,
02.05.2023 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.