"İçtihat Metni"
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ : Sakarya Bölge Adliye Mahkemesi 4. Hukuk Dairesi
Taraflar arasındaki kamulaştırmasız el atılan taşınmaz bedelinin tahsili ve ecrimisil davasında yapılan yargılama sonunda İlk Derece Mahkemesince ecrimisil talebi yönünden davanın feragat nedeniyle reddine, tazminat talebi yönünden davanın kabulüne karar verilmiştir.
Kararın davalı idare vekili tarafından istinaf edilmesi üzerine, Bölge Adliye Mahkemesince başvurunun esastan reddine karar verilmiştir.
Bölge Adliye Mahkemesi kararı davalı idare vekili tarafından temyiz edilmekle; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:
I. DAVA
Davacılar vekili dava dilekçesinde; ... ili, ... ilçesi, ... Mahallesi 43 ada 27 parsel, 45 ada 56, 60, 64, 66 ve 116 parsel sayılı taşınmazlara kamulaştırma yapılmaksızın yol yapılmak suretiyle fiilen el atıldığını belirterek kamulaştırmasız el atılan taşınmaz bedelinin ve ecrimisilin davalı idareden tahsilini talep etmiştir.
II. CEVAP
Davalı idare vekili cevap dilekçesinde özetle; dava konusu taşınmazların 24.03.1987 tarihli ve 679-14336 sayılı kamu yararı kararına göre yol kamulaştırma sahasında kaldığını ve kamulaştırma çalışmalarının büyük ölçüde tamamlandığını, davacılar murisi Hafız Hüseyin kızı Azime hissesinin de kamulaştırması tamamlanmış hisseler içerisinde yer aldığını, ayrıca dava dilekçesinde Azime'nin bekar ve çocuksuz olarak öldüğü beyan edildiği halde, tek mirasçısının oğlu Mehmet Sadık olmasının mümkün olamayacağını, dava konusu taşınmaza yönelik fiili bir el atma olmadığı için müvekkili idareye yönelik bir dava açılmasının hukuka uygun olmadığını ileri sürmüştür.
III. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI
İlk Derece Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile ecrimisil talebi yönünden davanın feragat nedeniyle reddine, tazminat talebi yönünden davanın kabulüne ve el atma tazminatının tespiti ile davalı idareden tahsil edilerek davacılara ödenmesine karar verilmiştir.
IV. İSTİNAF
A. İstinaf Yoluna Başvuranlar
İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davalı idare vekili istinaf başvurusunda bulunmuştur.
B. İstinaf Sebepleri
Davalı idare vekili istinaf dilekçesinde özetle; dava konusu taşınmazların tapu kaydında tarla vasfında yer almasına rağmen arsa olarak değerlendirilmesinin esaslı bir hata olduğunu, emsal alınan taşınmazın dava konusu taşınmazdan farklı özelliklere sahip olduğunu, yeterli emsal araştırması yapılmadığı gibi emsal karşılaştırmasının da kanunun aradığı şartlara uygun olarak yapılmadığını ve taşınmazın bedelini artırma amacıyla değeri yüksek taşınmazların emsal olarak alındığını ileri sürmüştür.
C. Gerekçe ve Sonuç
Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile dava konusu taşınmazların tapuda tarla ve yol vasfıyla kayıtlı olduğu, belediye yazısında ... Belediyesi ... Mahallesinde bulunan taşınmazların kadastral parsel olduklarının, taşınmazların asgari metrekare birim değerlerinin bulundukları mahal itibarıyla 103,46 TL ila 325,60 TL arasında değiştiği, somut emsal olarak alınan ... Mahallesi 184 ada 8 parsel sayılı taşınmazın 18.12.2006 tarihli satışının gerçek kişiler arasında yapılan bir satış olup uygun olduğu, emsalin araştırılan imar durumuna göre arsa niteliğinde olduğu, 1/1000 ölçekli planda yer aldığı, emlak vergilerine esas rayiç değerinin 151,18 TL olup düzenleme ortaklık payı kesintisinin %17 olduğu Daireye yansıyan benzer dosyalardan tespit edildiği, her ne kadar somut emsalin düzenleme ortaklık payı kesinti oranı hükme esas alınan bilirkişi raporunda %40 olarak alınmışsa da istinaf başvurusunda bulunanın sadece idare oluşu ve bu durumun idare lehine olması nedeniyle aleyhe değerlendirilmediği, dava konusu taşınmazlar ile somut emsalin mukayesesinde taşınmazların 1,25 kat daha değerli olduğu tespiti ile %40 oranında düzenleme ortaklık payı kesintisi yapılmak suretiyle tespit edilen metrekare birim fiyatının makul olduğu, nitekim dava konusu 45 ada 60, 64 ve 66 parsel sayılı taşınmazların diğer paydaşları tarafından açılan ve Dairenin 2020/279 Esas sayılı dosyasında incelenen davada 2019 yılı itibarıyla metrekare birim fiyatının 1.675,00 TL olarak belirlendiği, işbu dosyada istinaf başvurusunda bulunanın sadece idare oluşu gözetildiğinde tespit edilen birim fiyatının yerinde olduğu, sonuç itibarıyla dava konusu taşınmazlara yol olarak el atıldığı, dosya kapsamına göre kamulaştırma işleminin tamamlanmadığı, parsellerin arsa vasfında olduğu, dava konusu taşınmazlar ile emsal taşınmaz arasındaki mukayese oranı ile vergi rayiçlerinin uyumlu olduğu, söz konusu bedelin daha evvel yakın bölgelerde tespit edilen metrekare birim fiyatlarıyla karşılaştırılmasında sonuç olarak yerinde olduğu, el atma tarihinin 1987-1989 yılları arasında olması nedeniyle nispi tarife üzerinden değerlendirme yapılmasının da yerinde olduğu gerekçesiyle davalı idare vekilinin istinaf başvurusunun esastan reddine karar verilmiştir.
V. TEMYİZ
A. Temyiz Yoluna Başvuranlar
Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davalı idare vekili temyiz isteminde bulunmuştur.
B. Temyiz Sebepleri
Davalı idare vekili temyiz dilekçesinde özetle; istinaf dilekçesinde ileri sürdüğü sebepleri tekrar etmiştir.
C. Gerekçe
1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme
Uyuşmazlık, temel olarak davacı tapu malikleri ile davalı idare arasındaki kamulaştırmasız el atılan taşınmazın değerinin biçilmesi ve bedelinin tahsili hususundadır.
2. İlgili Hukuk
1. 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu'nun (6100 sayılı Kanun) 369 uncu maddesinin birinci fıkrası ile 370 ve 371 inci maddeleri.
2. Yargıtay İçtihadı Birleştirme Büyük Genel Kurulunun, 16.05.1956 tarihli ve 1956/1 Esas, 1956/6 Karar sayılı kararının ilgili bölümü şöyledir: “... Usûlü dairesinde istimlak muamelesine tevessül edilmeksizin gayrimenkulü yola kalbedilen şahsın, esas itibarıyla, gayrimenkulünü yola kalbeden amme hükmi şahsiyeti aleyhine meni müdahale davası açmağa hakkı olduğuna, ancak dilerse bu fiili duruma razı olarak, mülkiyet hakkının amme hükmi şahsiyetine devrine karşılık gayrimenkulünün bedelinin tahsilini de dava edebileceğine ve isteyebileceği bedelin de mülkiyet hakkının devrine razı olduğu tarih olan dava tarihindeki bedel olduğuna 16.05.1956 tarihinde ilk toplantıda ittifakla karar verildi.”
3. Yargıtay İçtihadı Birleştirme Büyük Genel Kurulunun, 16.05.1956 tarihli ve 1954/1 Esas, 1956/7 Karar sayılı kararı ile “... Usûlü dairesinde istimlak muamelesine tevessül edilmeksizin gayrimenkulü yola kalbedilen şahsın, gayrimenkulünün bedelinin tahsiline ilişkin olarak, gayrimenkulünü yola kalbeden hükmü şahsiyeti aleyhine açacağı bedel davasında müruruzamanın mevzuubahis olamayacağına ve bu itibarla da, hadisede Borçlar Kanunu'nun 66. maddesinin tatbik kabiliyeti bulunmadığına ...” karar verilmiştir.
3. Değerlendirme
1. Bölge adliye mahkemelerinin nihai kararlarının bozulması 6100 sayılı Kanun'un 371 inci maddesinde yer alan sebeplerden birinin varlığı hâlinde mümkündür.
2. Arsa niteliğindeki ... ili, ... ilçesi, ... Mahallesi 43 ada 27 parsel, 45 ada 56, 60, 64, 66 ve 116 parsel sayılı taşınmazlara emsal karşılaştırması yapılarak değer biçilmesi ve alınan rapor uyarınca bedelinin davalı idareden tahsiline karar verilmesi yerindedir.
3. Temyizen incelenen karar, tarafların karşılıklı iddia ve savunmalarına, dayandıkları belgelere, uyuşmazlığa uygulanması gereken hukuk kuralları ile hukuki ilişkinin nitelendirilmesine, dava şartlarına, yargılama ve ispat kuralları ile kararda belirtilen gerekçelere göre usul ve kanuna uygun olup temyiz dilekçesinde ileri sürülen nedenler kararın bozulmasını gerektirecek nitelikte görülmemiştir.
VI. KARAR
Açıklanan sebeplerle;
Davalı idare vekilinin yerinde görülmeyen tüm temyiz itirazlarının reddiyle usul ve kanuna uygun Bölge Adliye Mahkemesi kararının 6100 sayılı Kanun'un 370 inci maddesinin birinci fıkrası uyarınca ONANMASINA,
Davalı idare harçtan muaf olduğundan harç alınmasına yer olmadığına,
Dosyanın İlk Derece Mahkemesine, kararın bir örneğinin Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine,
27.04.2023 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.