Logo

5. Hukuk Dairesi2022/16085 E. 2023/2785 K.

Yapay Zeka Özeti

Uyuşmazlık: Davacı ile davalı idare arasında, kamulaştırmasız el atılan taşınmazın bedelinin tespiti ve davacı hissesine düşen miktarın tahsili noktasında uyuşmazlık bulunmaktadır.

Gerekçe ve Sonuç: Emsal değer tespiti, düzenleme ortaklık payı kesintisi ve davacı hissesine düşen bedelin tespitinde isabetsizlik bulunmadığı, ancak davacı hissesi üzerindeki takyidatların hüküm altına alınan bedele yansıtılması gerektiği gözetilerek, Bölge Adliye Mahkemesi kararının düzeltilerek onanmasına karar verilmiştir.

Karar Metni

"İçtihat Metni"

MAHKEMESİ : İzmir Bölge Adliye Mahkemesi 5. Hukuk Dairesi

KARAR : Yeniden esas hakkında verilen karar

İLK DERECE MAHKEMESİ : İzmir 13. Asliye Hukuk Mahkemesi

Taraflar arasındaki kamulaştırmasız el atılan taşınmaz bedelinin tahsili davasında yapılan yargılama sonunda İlk Derece Mahkemesince davanın kabulüne karar verilmiştir.

Kararın taraf vekilleri tarafından istinaf edilmesi üzerine, Bölge Adliye Mahkemesince başvurunun kabulü ile İlk Derece Mahkemesi hükmü kaldırılarak yeniden hüküm kurulmak suretiyle davanın kabulüne karar verilmiştir.

Bölge Adliye Mahkemesi kararı davalı idare vekilince temyiz edilmekle; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda,

Davalı idare vekilince Bölge Adliye Mahkemesi kararı, hüküm altına alınan payı karşılığı tazminat bedeli, kesinlik sınırı üstünde bulunan davacı ... (temyiz dilekcesinde Yaşar Güray olarak belirtilmişse de ismin sehven yanlış yazıldığı değerlendirilmiştir) yönünden temyiz edilmiş olması nedeniyle davalı idare vekilinin temyiz istemi sadece davacı ...’a hasredilerek incelenmiştir.

Davalı idare vekilinin gerekli şartları taşıdığı anlaşılan temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:

I. DAVA

Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; İzmir ili, ... ilçesi, ... Mahallesi 872 ada 27 parsel sayılı taşınmaza fiilen el atıldığını belirterek kamulaştırmasız el atılan taşınmaz bedelinin tahsilini talep etmiştir .

II. CEVAP

Davalı idare vekili cevap dilekçesinde özetle; taşınmazın kadastro parseli olduğunu, el atılan kısmın düzenleme ortaklık payı içerisinde kaldığını beyanla davanın reddini talep etmiştir.

III. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI

İlk Derece Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile davanın kabulüne karar verilmiştir.

IV. İSTİNAF

A. İstinaf Yoluna Başvuranlar

İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde taraf vekilleri istinaf başvurusunda bulunmuştur.

B. İstinaf Sebepleri

1. Davacılar vekili istinaf dilekçesinde özetle; değerin rayicin oldukça altında belirlendiğini, en yüksek orandan düzenleme ortaklık payı kesintisinin yapılmaması gerektiğini ileri sürmüştür.

2. Davalı idare vekili istinaf dilekçesinde özetle: düzenleme ortaklık payı kesintisinin %45 olması gerektiğini, emsal seçiminin hatalı olduğunu, emsal ile değer farkının gerçeği yansıtmadığını, imar uygulaması yapılmış olsaydı el atılan kısmın bedelsiz olarak kamuya terk edileceğini, bedelin yüksek olduğunu, ... payında ihtiyati tedbir bulunduğunu belirterek kararın kaldırılmasını talep etmiştir.

C. Gerekçe ve Sonuç

Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile bilirkişi raporunun dava konusu taşınmazın niteliğine uygun olarak düzenlendiği, alınan emsalin uygun olduğu, hükme esas alınan raporda da %40 düzenleme ortaklık payı kesintisi yapılmasının yasal olduğu, parselin ... Caddesi yönünde (A) harfi ile gösterdiği, 96,19 m²lik kısmına kaldırım yapılmak suretiyle, davalı idare tarafından kamulaştırmasız el atıldığının saptandığını, dava tarihi itibarıyla zemin birim değerinin 8.635,00 TL/m² olduğu belirlendiğini, 04.11.1983 tarihinden sonra el atılan taşınmazlar yönünden kamulaştırmasız el atma nedeni ile açılan davalarda mahkeme ve icra harçlarının nispi olarak uygulanması gerektiğini, bu nedenle hükmedilen tazminat üzerinden, nispi karar ve ilam harcı ile nispi vekâlet ücreti alınması yönünde oluşturulan kararda usul ve yasaya aykırılık saptanmadığını, bu nedenlerle; taraf vekillerinin bedele yönelik istinaf başvuruları yerinde görülmemiş; ancak hükmedilen tazminat miktarının davacıların bağımsız bölümdeki arsa payı karşılığı isabet eden bedelin infazda tereddüte neden olmayacak şekilde davacılara ödenmesine karar verilmemiş olması nedeniyle bu husus düzeltilerek ve eski malik ...'ye isabet eden tazminatın; yeni malik ...'e, eski malik ...'na isabet eden tazminatın ise yeni malik ...'ya ödenmesi yönünde karar verilmesi yönünde istinaf başvurularının kabulü ile 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu'nun (6100 sayılı Kanun) 353 üncü maddesinin birinci fıkrasının (b) bendinin üç numaralı alt bendi uyarınca, ilk derece mahkemesi kararının kaldırılarak, yeniden esas hakkında hüküm kurulmuştur.

V. TEMYİZ

A. Temyiz Yoluna Başvuranlar

Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davalı idare vekili temyiz başvurusunda bulunmuştur.

B. Temyiz Sebepleri

Davalı idare vekili temyiz dilekçesinde özetle; temyiz dilekçesini sadece davacı ...’a hasretmek suretiyle, istinaf dilekçesinde belirttiği hususları takyidatlar haricinde tekrar etmiştir.

C. Gerekçe

1. Uyuşmazlık ve Hukukî Nitelendirme

Uyuşmazlık, davacı tapu malikleri ile davalı idare arasında kamulaştırmasız el atılan taşınmazın değerinin biçilmesi ve bedelinin tahsili hususundadır

2. İlgili Hukuk

1. 6100 sayılı Kanun’un 369 uncu maddesinin birinci fıkrası ile 370 ve 371 inci maddeleri.

2. Yargıtay İçtihadı Birleştirme Büyük Genel Kurulunun, 16.05.1956 tarihli ve 1956/1 Esas, 1956/6 Karar sayılı kararının ilgili bölümü şöyledir: “... Usûlü dairesinde istimlak muamelesine tevessül edilmeksizin gayrimenkulü yola kalbedilen şahsın, esas itibarıyla, gayrimenkulünü yola kalbeden amme hükmi şahsiyeti aleyhine meni müdahale davası açmağa hakkı olduğuna, ancak dilerse bu fiili duruma razı olarak, mülkiyet hakkının amme hükmi şahsiyetine devrine karşılık gayrimenkulünün bedelinin tahsilini de dava edebileceğine ve isteyebileceği bedelin de mülkiyet hakkının devrine razı olduğu tarih olan dava tarihindeki bedel olduğuna 16.05.1956 tarihinde ilk toplantıda ittifakla karar verildi.”

3. Yargıtay İçtihadı Birleştirme Büyük Genel Kurulunun, 16.05.1956 tarihli ve 1954/1 Esas, 1956/7 Karar sayılı kararı ile “... Usûlü dairesinde istimlak muamelesine tevessül edilmeksizin gayrimenkulü yola kalbedilen şahsın, gayrimenkulünün bedelinin tahsiline ilişkin olarak, gayrimenkulünü yola kalbeden hükmü şahsiyeti aleyhine açacağı bedel davasında müruruzamanın mevzuubahis olamayacağına ve bu itibarla da, hadisede Borçlar Kanunu'nun 66. maddesinin tatbik kabiliyeti bulunmadığına ...” karar verilmiştir.

4. 2942 sayılı Kamulaştırma Kanunu'nun (2942 sayılı Kanun) 11 inci maddesi.

3. Değerlendirme

1. Bölge adliye mahkemelerinin nihai kararlarının bozulması 6100 sayılı Kanun’un 371 inci maddesinde yer alan sebeplerden birinin varlığı hâlinde mümkündür.

2. Dava konusu taşınmaza 2942 sayılı Kanun'un 11 inci maddesinin birinci fıkrasının (g) bendi uyarınca emsalin üstün ve eksik yönleri belirlenip kıyaslaması yapılarak değer biçilmesinde ve taşınmaza kaldırım yapılması suretiyle el atıldığından davacı ... payına düşen bedelin davalı idareden tahsiline, değerlendirme tarihi dava tarihi olduğundan dava tarihinden itibaren yasal faiz işletilmesine karar verilmesinde bir isabetsizlik görülmemiştir.

3. Dava tarihi nazara alındığında dava konusu taşınmazın m² birim değerinden %40 oranında düzenleme ortaklık payının düşülmesi doğrudur.

4. Tarafların iddia, savunma ve dayandıkları belgelere, uyuşmazlığın hukukî nitelendirilmesi ile uygulanması gereken hukuk kurallarına, dava şartlarına, yargılamaya hâkim olan ilkelere, ispat kurallarına ve temyiz olunan kararda belirtilen gerekçelere göre; davalı idare vekilinin aşağıdaki paragraf kapsamı dışındaki temyiz itirazları yerinde görülmemiştir.

5. Dava konusu taşınmazın davacı ... payı üzerindeki takyidatların hüküm altına alınan bedele yansıtılması gerekirken, ana taşınmaz üzerinde bırakılması bozmayı gerektirir.

Ne var ki bu hatanın giderilmesi yeniden yargılama yapılmasını gerektirmediğinden 6100 sayılı Kanun'un 370 inci maddesinin ikinci fıkrası hükmü uyarınca mahkeme kararının düzeltilerek onanması gerekir.

VI. KARAR

Açıklanan sebeplerle;

1. Davalı idare vekilinin diğer temyiz itirazlarının reddine,

2. Davalı idare vekilinin temyiz itirazlarının kısmen kabulü ile temyiz olunan Bölge Adliye Mahkemesi kararının (B) fıkrasının (5) numaralı bendinin hükümden tamamen çıkartılarak yerine “ Davacı ... payı üzerindeki takyidatların bu davacı yönünden hüküm altına alınan bedele yansıtılmasına” cümlesinin yazılması suretiyle hükmün DÜZELTİLEREK ONANMASINA,

Davalı idareden peşin alınan temyiz harcının istenildiğinde iadesine,

Dosyanın İlk Derece Mahkemesine, kararın bir örneğinin Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine,

21.03.2023 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.