Logo

5. Hukuk Dairesi2022/16086 E. 2023/4375 K.

Yapay Zeka Özeti

Uyuşmazlık: Kamulaştırma konusu irtifak hakkı bedelinin tespiti davasında, bedelin yetersiz tespit edildiği iddiası.

Gerekçe ve Sonuç: 6100 sayılı HMK’nın 362. maddesindeki kesinlik sınırına bakılmaksızın kamulaştırma bedellerine ilişkin temyiz yolunun açık olduğu, davalı taşınmaza net geliri üzerinden değer biçilip değer düşüklüğü oranının belirlenerek irtifak hakkı bedelinin tespitinin uygun olduğu, sulama kaynağı ve yeterliliği hususunda bilirkişi raporunun yeterli açıklamayı içerdiği ve davacı idare lehine vekalet ücretine hükmedilmemesinin yerinde olduğu gözetilerek Bölge Adliye Mahkemesi kararının onanmasına karar verilmiştir.

Karar Metni

"İçtihat Metni"

İNCELENEN KARARIN

MAHKEMESİ : İzmir Bölge Adliye Mahkemesi 5. Hukuk Dairesi

Taraflar arasındaki 4650 sayılı Kanun'la değişik 2942 sayılı Kamulaştırma Kanunu'nun (2942 sayılı Kanun) 10 uncu maddesine dayanan kamulaştırma konusu irtifak hakkı bedelinin tespiti ve bu hakkın davacı idare adına tescili davasında yapılan yargılama sonunda İlk Derece Mahkemesince davanın kabulüne karar verilmiştir.

Kararın davacı idare vekili tarafından istinaf edilmesi üzerine, Bölge Adliye Mahkemesince istinaf başvurusunun kabulü ile İlk Derece Mahkemesi hükmü kaldırılarak, düzeltilerek yeniden esas hakkında hüküm kurulmak suretiyle davanın kabulüne karar verilmiştir.

Bölge Adliye Mahkemesi kararı davacı idare vekili tarafından temyiz edilmiştir.

Bölge Adliye Mahkemesince 16.11.2022 tarihli ek karar ile temyiz dilekçesinin miktardan reddine karar verilmiştir.

Ek karar davacı idare vekili tarafından temyiz edilmekle; süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra, dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:

Dosya içeriğine göre Bölge Adliye Mahkemesince dava değeri dikkate alınarak temyiz dilekçesinin miktardan reddine karar verilmiş ise de 15.04.2022 tarihli ve 31810 sayılı Resmî Gazete'de yayımlanan Anayasa Mahkemesinin 24.02.2022 tarihli ve 2021/34 Esas, 2022/21 Karar sayılı kararı ile 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun (6100 sayılı Kanun) 341 nci maddesinin (2) numaralı fıkrasının birinci cümlesinin "kamulaştırma bedelinin tespitine ilişkin davalar" yönünden Anayasa'ya aykırı olduğuna ve iptaline karar verildiği gözetildiğinde; temyiz yoluna başvurulabilen kararları düzenleyen 6100 sayılı Kanun'un 362 nci maddesinin birinci fıkrasının (a) bendi için de aynı hususun uygulanması gerektiğinden 6100 sayılı Kanun'un 362 nci maddesinin birinci fıkrasının (a) bendinde belirtilen miktar itibarıyla kesinlik sınırına bakılmaksızın temyizinin olanaklı bulunduğu kabul edilmelidir.

Bu durumda temyiz dilekçesinin miktardan reddine ilişkin ek kararın hatalı olduğu anlaşılmakla; 16.11.2022 tarihli ek kararın ortadan kaldırılması gerekir.

Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı davacı vekili tarafından temyiz edilmekle, ek kararın kaldırılmasına karar verildikten sonra; süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:

I. DAVA

Davacı idare vekili dava dilekçesinde özetle; ... ili, ... ilçesi, ... Mahallesi 261 parsel sayılı taşınmazda kamulaştırma konusu irtifak hakkı bedelinin kamulaştırma bedelinin tespiti ve bu hakkın davacı idare adına tescilini talep etmiştir.

II. CEVAP

Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; idarece düzenlenen kıymet takdir raporunda teklif edilen bedelin düşük olduğunu, dava konusu taşınmazın sulu arazi niteliğinde olduğu dikkate alınarak bedelinin belirlenmesini talep etmiştir.

III. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI

İlk Derece Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile davanın kabulüne, kamulaştırma konusu irtifak hakkı bedelinin tespiti ile idarece düzenlenen kıymet takdir raporu ile belirlenen bedelin derhal ödenmesine, bakiye bedelin ise karar kesinleşince ödenmek üzere üçer aylık vadelide nemalandırılmasına, irtifak hakkının davacı idare adına tesciline karar verilmiştir.

IV. İSTİNAF

A. İstinaf Yoluna Başvuranlar

İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davacı idare vekili istinaf başvurusunda bulunmuştur.

B. İstinaf Sebepleri

Davacı idare vekili istinaf başvuru dilekçesinde özetle; m² birim fiyatının yüksek alındığını, bilirkişi raporlarına yönelik yapmış oldukları itirazları tekrarladıklarını, mahkemece eksik inceleme ile karar verildiğini, %20 objektif değer artışı uygulanmasının hatalı olduğunu, taşınmazın sulu arazi sayılmasının ve kapitalizasyon faiz oranının %4 olarak alınmasının hatalı olduğunu, %25 alınan değer kaybı oranının da yüksek olduğunu, yasal faiz yönünden hatalı karar verildiğini, davacı idare lehine vekâlet ücretine hükmedilmesi gerektiğini ileri sürerek İlk Derece Mahkemesi kararının kaldırılmasını istemiştir.

C. Gerekçe ve Sonuç

Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile hükme esas alınan bilirkişi kurulu raporunda taşınmazın sulu kiraz bahçesi niteliğinde olduğu kabul edilerek 2019 yılı Şehzadeler İlçe Tarım ve Orman Müdürlüğü kiraz ürünü verileri alınmış olsa da, sulu arazide kiraz veriminin düşük alınması doğru bulunmamış olup sulu arazide %4 kapitalizasyon faizi ve %20 objektif değer artış oranı ilave edilmesi gerektiğinin düşünülmesi ve maliyet cetvelinde yer alan üretim giderinin brüt gelirin %50'sine yakın olup ekonomik tarım yapılabilmesi için Türkiye ortalamasına göre, üretim masraflarının brüt gelirin 1/3'ünden fazla olamayacağı gözetilerek hesap yapan bilirkişi kurulu raporu esas alınmak suretiyle hüküm kurulması doğru ise de; kiraz ürününün dekar başına verim miktarının, gerekçesi açıklanmadan İlçe Tarım ve Orman Müdürlüğü resmi veri ortalamasının altında alınarak az bedele hükmedilmesi doğru görülmemiş olup, davalının istinafı olmadığından bu hususun aleyhe değerlendirilmediği, davacı idare lehine vekâlet ücretine hükmedilmemesinin yerinde olduğu; ancak üçer aylık vadeli hesapta nemalandırılan bedelin ve neması ile birlikte davalıya ödenmesine karar verilmesi gerektiğinden davacı idare vekilinin istinaf başvurusunun kısmen kabulü ile 6100 sayılı Kanun’un 353 üncü maddesinin birinci fıkrasının (b) bendinin iki numaralı alt bendi uyarınca ödeme yönünden düzeltilerek yeniden esas hakkında karar verilmiştir.

V. TEMYİZ

A. Temyiz Yoluna Başvuranlar

Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davacı idare vekili temyiz isteminde bulunmuştur.

B. Temyiz Sebepleri

Davacı idare vekili temyiz dilekçesinde, istinaf dilekçesinde ileri sürdüğü sebepleri tekrar ederek ve kararın temyiz edilebilir olduğunu belirterek Bölge Adliye Mahkemesinin ek kararının bozulmasını talep etmiştir.

C. Gerekçe

1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme

Uyuşmazlık, dava konusu taşınmaza tesis edilen irtifak hakkı bedelinin tespitine ilişkindir.

2. İlgili Hukuk

1. 6100 sayılı Kanun’un 369 uncu maddesinin birinci fıkrası ile 370 ve 371 inci maddeleri.

2. 2942 sayılı Kanun'un 10 uncu maddesinin sekizinci fıkrası ile 11 inci maddesi.

3. Değerlendirme

1. Bölge adliye mahkemelerinin nihai kararlarının bozulması 6100 sayılı Kanun'un 371 inci maddesinde yer alan sebeplerden birinin varlığı hâlinde mümkündür.

2. Sulu kapama kiraz bahçesi niteliğindeki dava konusu taşınmaza 2942 sayılı Kanun’un 11 inci maddesinin birinci fıkrasının (f) bendi uyarınca net geliri esas alınarak değer biçilmesi ve aynı Kanun'un 11 inci maddesinin son fıkrası uyarınca taşınmaz malın niteliği, tamamının yüzölçümü, geometrik durumu ve enerji nakil hattı güzergahı dikkate alınarak değer düşüklüğü oranı belirtilmek suretiyle irtifak hakkı karşılığının tespit edilmesi yerindedir.

3. Dava konusu taşınmazın sulama kaynağı ve yeterliliği hükme esas alınan bilirkişi raporunda açıklanmıştır.

4. Avrupa İnsan Hakları Mahkemesinin 12055/17 numaralı başvuru sonucu verilen 23.10.2018 tarihli kararı ve Anayasa Mahkemesinin 2016/9364 başvuru numaralı, 01.06.2019 tarihli ve 30791 sayılı Resmî Gazete'de yayımlanan kararı da göz önüne alınarak, davanın niteliği gereği davacı idare lehine vekâlet ücretine hükmedilmemesinde hukuka aykırı bir yön bulunmamaktadır.

7. Temyizen incelenen karar, tarafların karşılıklı iddia ve savunmalarına, dayandıkları belgelere, uyuşmazlığa uygulanması gereken hukuk kuralları ile hukukî ilişkinin nitelendirilmesine, dava şartlarına, yargılama ve ispat kuralları ile kararda belirtilen gerekçelere göre usul ve kanuna uygun olup temyiz dilekçesinde ileri sürülen nedenler kararın bozulmasını gerektirecek nitelikte görülmemiştir.

VI. KARAR

Açıklanan sebeplerle;

1. Bölge Adliye Mahkemesince verilen 16.11.2022 tarihli ek kararın ORTADAN KALDIRILMASINA,

2. Davacı idare vekilinin yerinde görülmeyen tüm temyiz itirazlarının reddiyle usul ve kanuna uygun Bölge Adliye Mahkemesi kararının 6100 sayılı Kanun’un 370 inci maddesinin birinci fıkrası uyarınca ONANMASINA,

Davacı idareden peşin alınan temyiz harcının Hazineye irat kaydedilmesine,

Dosyanın İlk Derece Mahkemesine, kararın bir örneğinin Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine,

04.05.2023 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.