Logo

5. Hukuk Dairesi2022/16147 E. 2023/4215 K.

Yapay Zeka Özeti

Uyuşmazlık: Davacıların, kamulaştırmasız el atılan taşınmazlarının bedelinin davalı idarelerden tahsiline ilişkin taleplerinin reddine yönelik istinaf başvurusunun reddine ilişkin temyiz incelemesi.

Gerekçe ve Sonuç: Emsal karşılaştırması yapılarak dava tarihi itibariyle arsa niteliğindeki taşınmaza değer biçilmesinde ve bedelinin davalı idarelerden tahsiline karar verilmesinde isabetsizlik görülmemesi ve temyiz dilekçelerinde ileri sürülen nedenlerin kararın bozulmasını gerektirecek nitelikte bulunmaması gözetilerek Bölge Adliye Mahkemesi kararının onanmasına karar verilmiştir.

Karar Metni

"İçtihat Metni"

İNCELENEN KARARIN

MAHKEMESİ : İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 39. Hukuk Dairesi

Taraflar arasındaki kamulaştırmasız el atılan taşınmaz bedelinin tahsiline ilişkin davada yapılan yargılama sonunda, İlk Derece Mahkemesince davanın kabulüne karar verilmiştir.

Bölge Adliye Mahkemesince, İlk Derece Mahkemesi kararı kaldırılarak davanın yeniden görülmesi için dosyanın İlk Derece Mahkemesine gönderilmesine karar verilmiştir.

Bölge Adliye Mahkemesinin kaldırma kararı üzerine yargılama yapan İlk Derece Mahkemesince davanın kabulüne karar verilmiştir.

Kararın davalı idareler vekilleri tarafından istinaf edilmesi üzerine, Bölge Adliye Mahkemesince başvurunun esastan reddine karar verilmiştir.

Bölge Adliye Mahkemesi kararı davalı idareler vekilleri tarafından temyiz edilmekle; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda;

Miktar veya her paydaş için değeri kesinlik sınırını geçmeyen davalara ilişkin nihaî kararlar, 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu'nun (6100 sayılı Kanun) 362 nci maddesi uyarınca temyiz edilemez. Temyize konu edilen miktarın her paydaş için değeri kesinlik sınırının altında kalması hâlinde anılan Kanun'un 366 ncı maddesi atfıyla aynı Kanun'un 352 nci maddesinin birinci fıkrasının (b) bendi uyarınca temyiz dilekçesinin reddine karar vermek gerekir.

Davacılardan ..., ... ve ... yönünden hüküm altına alınan ve temyiz konu edilen pay miktarları Bölge Adliye Mahkemesinin karar tarihi itibari ile kesinlik sınırı olan 107.090,00 TL’nin altında kalmaktadır.

Bu nedenle davalı idarelerin temyiz dilekçelerinin davacılar ..., ... ve ... yönünden reddine karar verildikten sonra davacılar ..., ... ve ... yönünden gerekli şartları taşıdığı anlaşıldığından kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:

I. DAVA

Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; İstanbul ili, Bahçelievler ilçesi, Yenibosna Mahallesi 5533 parsel sayılı taşınmaza kamulaştırmasız el atıldığından bahisle taşınmazın el atılan kısımlarının bedelinin davalı idarelerden yasal faiziyle birlikte tahsilini talep etmiştir.

II. CEVAP

1. Davalı ... vekili cevap dilekçesinde özetle; uzlaşmanın dava şartı olduğunu, davacıların uzlaşma şartını yerine getirmediklerinden ve 20 yıllık hak düşürücü süre geçtiğinden davanın reddi gerektiğini, esasa ilişkin olarak da talep edilen tazminatın hakkaniyete uygun olmadığını, varsa tapudaki takyidatların bedele yansıması gerektiğini ileri sürerek davanın reddini talep etmiştir.

2. Davalı ... vekili; taşınmaz üzerinde herhangi bir fiili işgalinin bulunmadığını, kamulaştırma kararı alınmadığını, taşınmazın anaarterde kadığını, sorumluluğun diğer davalı idareye ait olduğunu ileri sürerek davanın reddini talep etmiştir.

III. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI

İlk Derece Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararın davanın kabulü ile bedelin davalı idareden tahsiline, davacılar payının iptali ile yol olarak terkinine karar verilmiştir.

IV. İSTİNAF

A. İstinaf Yoluna Başvuranlar

İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davalı idareler vekilleri istinaf başvurusunda bulunmuştur.

B. İstinaf Sebepleri

1.Davalı ... vekili istinaf dilekçesinde özetle; infazda tereddüt yaratacak şekilde hüküm kurulduğunu, metrekare birim fiyatının yüksek belirlendiğini, tapu kaydındaki takyidatların bedele yansıtılmadığını ileri sürmüştür.

2. Davalı ... vekili istinaf dilekçesinde özetle; metrekare birim fiyatının yüksek belirlendiğini, taşınmaza 1983 yılından önce el atıldığından harç ve vekâlet ücretinin maktu takdir edilmesi gerektiğini ileri sürmüştür.

C. Gerekçe ve Sonuç

Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile arsa niteliğindeki taşınmaza emsal karşılaştırması yapılarak değer biçilmesinde ve alınan rapor uyarınca bedelinin davalı idarelerden tahsiline, yol ve kaldırım olarak el atılan kısımların tapu kaydından iptal ve terkinine karar verilmesinde bir isabetsizlik olmadığı anlaşıldığından davalı idareler vekillerinin istinaf başvurusunun esastan reddine karar verilmiştir.

V. TEMYİZ

A. Temyiz Yoluna Başvuranlar

Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davalı idareler vekilleri temyiz isteminde bulunmuştur.

B. Temyiz Sebepleri

1. Davalı ... vekili temyiz dilekçesinde özetle; metrekare bedelinin yüksek belirlendiğini, ... , ... ve ...'nun tapuda paydaş olmadığını, buna rağmen bu kişiler lehine hüküm kurulduğunu, hak sahibi iseler tapuda intikalin gerçekleştirilmesi gerektiğini, maktu harca hükmedilmesi gerektiğini ileri sürerek temyiz isteminde bulunmuştur.

2. Davalı ... vekili temyiz dilekçesinde özetle; dava konusu taşınmazdan geçen yolun ana arter niteliğinde olduğunu, fiilî işgallerinin olmadığını, davanın pasif husumet yokluğundan redddine karar verilmesi gerektiğini, ana arter ve sokağa aynı metrekare değerinin biçilmesinin uygun olmadığını ileri sürerek temyiz isteminde bulunmuştur.

C. Gerekçe

1. Uyuşmazlık ve Hukukî Nitelendirme

Uyuşmazlık, davacı tapu maliki ile davalı idareler arasındaki kamulaştırmasız el atılan taşınmazın değerinin biçilmesi ve bedelinin idarelerden tahsili istemine ilişkindir.

2. İlgili Hukuk

1. 6100 sayılı Kanun’un 369 uncu maddesinin birinci fıkrası ile 370 ve 371 inci maddeleri.

2. Yargıtay İçtihadı Birleştirme Büyük Genel Kurulunun, 16.05.1956 tarihli ve 1956/1 Esas, 1956/6 Karar sayılı kararının ilgili bölümü şöyledir: “... Usûlü dairesinde istimlak muamelesine tevessül edilmeksizin gayrimenkulü yola kalbedilen şahsın, esas itibarıyla, gayrimenkulünü yola kalbeden amme hükmi şahsiyeti aleyhine meni müdahale davası açmağa hakkı olduğuna, ancak dilerse bu fiili duruma razı olarak, mülkiyet hakkının amme hükmi şahsiyetine devrine karşılık gayrimenkulünün bedelinin tahsilini de dava edebileceğine ve isteyebileceği bedelin de mülkiyet hakkının devrine razı olduğu tarih olan dava tarihindeki bedel olduğuna 16.05.1956 tarihinde ilk toplantıda ittifakla karar verildi.”

3. Yargıtay İçtihadı Birleştirme Büyük Genel Kurulunun, 16.05.1956 tarihli ve 1954/1 Esas, 1956/7 Karar sayılı kararı ile “... Usûlü dairesinde istimlak muamelesine tevessül edilmeksizin gayrimenkulü yola kalbedilen şahsın, gayrimenkulünün bedelinin tahsiline ilişkin olarak, gayrimenkulünü yola kalbeden hükmü şahsiyeti aleyhine açacağı bedel davasında müruruzamanın mevzuubahis olamayacağına ve bu itibarla da, hadisede Borçlar Kanunu'nun 66. maddesinin tatbik kabiliyeti bulunmadığına ...” karar verilmiştir.

4. 2942 sayılı Kamulaştırma Kanunu'nun (2942 sayılı Kanun) 11 inci maddesi.

3. Değerlendirme

1. Bölge adliye mahkemelerinin nihai kararlarının bozulması 6100 sayılı Kanun'un 371 inci maddesi ile 369 uncu maddesinin birinci fıkrasında yer alan sebeplerden birinin varlığı hâlinde mümkündür.

2. Arsa niteliğindeki dava konusu taşınmaza 2942 sayılı Kanun'un 11 inci maddesinin birinci fıkrasının (g) bendi uyarınca emsalin üstün ve eksik yönleri belirlenip kıyaslama yapılarak dava tarihi itibarıyla, dava tarihindeki niteliğine göre değer biçilmesinde bir isabetsizlik görülmemiştir.

3. Davalı ... Başkanlığının dava konusu taşınmazın fiilen ana arter niteliğinde yol olarak el atılan kısmının; davalı ... Başkanlığının ise dava konusu taşınmazın fiilen ara arter niteliğinde yol olarak el atılan kısmının bedelinden sorumlu tutulması doğrudur.

4. Temyizen incelenen karar tarafların karşılıklı iddia ve savunmalarına, dayandıkları belgelere, uyuşmazlığa uygulanması gereken hukuk kuralları ile hukuki ilişkinin nitelendirilmesine, dava şartlarına, yargılama ve ispat kuralları ile kararda belirtilen gerekçelere göre usul ve kanuna uygun olup temyiz dilekçelerinde ileri sürülen nedenler kararın bozulmasını gerektirecek nitelikte görülmemiştir.

VI. KARAR

Açıklanan sebeplerle;

A. Davalı İdarelerin Davacılar ..., ... ve ...'a İlişkin Temyizleri Yönünden

Davalı idarenin temyiz dilekçelerinin miktar itibarıyla REDDİNE,

B. Davacı İdarelerin Davacılar ..., ... ve ...'na İlişkin Temyizleri Yönünden

Davalı idarelerin yerinde görülmeyen tüm temyiz itirazlarının reddi ile usul ve kanuna uygun Bölge Adliye Mahkemesi kararının 6100 sayılı Kanun'un 370 inci maddesinin birinci fıkrası uyarınca ONANMASINA,

Davalı idarelerden aşağıda yazılı kalan harçların alınmasına,

Dosyanın İlk Derece Mahkemesine, kararın bir örneğinin Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine,

02.05.2023 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.