Logo

5. Hukuk Dairesi2022/16455 E. 2023/3688 K.

Yapay Zeka Özeti

Uyuşmazlık: Tapu kaydındaki orman şerhi nedeniyle oluşan zararın 4721 sayılı Türk Medeni Kanunu'nun 1007. maddesi uyarınca tazmini istemine ilişkin davada, tazminat miktarının belirlenmesinde hatalı değerlendirme yapıldığı iddiası.

Gerekçe ve Sonuç: Arazi niteliğindeki taşınmazın tazminat değerinin belirlenmesinde, mutat münavebe ürünleri esas alınarak gelir metoduna göre değer biçilmesi gerekirken, meyve bahçesi yapılabilir alan olduğu gerekçesiyle kapama meyve bahçesi olarak değer tespit edilmesi hatalı bulunarak bozulmuştur.

Karar Metni

"İçtihat Metni"

İNCELENEN KARARIN

MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi

Taraflar arasındaki uğranılan zararın 4721 sayılı Türk Medenî Kanunu’nun (4721 sayılı Kanun) 1007 nci maddesi uyarınca tazmini istemine ilişkin davada verilen karar hakkında yapılan temyiz incelemesi sonucunda, Dairece Mahkeme kararının bozulmasına karar verilmiştir.

Mahkemece bozmaya uyularak yeniden yapılan yargılama sonucunda; davanın kabulüne karar verilmiştir.

Mahkeme kararı davalı Hazine vekili tarafından temyiz edilmekle; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:

I. DAVA

Davacılar vekili dava dilekçesinde özetle; ... ili, ... ilçesi, ... köyü, 458 parsel sayılı taşınmazın tapuda davacılar adına kayıtlı olduğunu, taşınmazı Aralık 2013 tarihinde üçüncü kişiye satmak istediklerinde tapu kaydının beyanlar hanesinde orman ile ilgisi olduğuna ilişkin şerhi gördüklerini, taşınmazın orman ile ilgisinin olmadığını, bu şerhin mülkiyet hakkını kısıtladığını, çekişmeli parselin orman tahdidi içinde kalmakla tapu kaydının hukuken değerini yitirdiğini, tapu kaydının ayrıca iptaline gerek kalmadığını, şerh nedeniyle zarara uğradıklarını belirterek öncelikle taşınmazın tapu kaydında bulunan şerhin terkinini olmadığı takdirde ise çekişmeli parselin orman sınırları içinde kalması nedeniyle uğranılan zararın tazminini talep etmiştir.

II. CEVAP

1. Davalı Hazine vekili cevap dilekçesinde; taşınmaz orman vasfı ile 1997 tarihinde Maliye Hazinesi adına hükmen tescil edildiğini, taşınmazın tapu kaydında orman şerhi bulunmadığını, 3402 sayılı Kadastro Kanunu'nun 12 inci maddesinin üçüncü fıkrasında belirtilen 10 yıllık sürenin geçtiğini belirterek davanın reddini, yargılama gideri ve vekalet ücretinin davacıya yükletilmesine karar verilmesini talep etmiştir.

2. Davalı ... cevap dilekçesinde; davanın idari yargıda açılması gerektiğini, müvekkili tarafından fiili el atmanın hiçbir zaman için gerçekleşmediğini, kendilerine husumet yöneltilemeyeceğini, kesinleşmiş orman kadastro çalışmalarına göre orman vasfında olan ve hukuki bir değeri olmayan bir tapunun her zaman iptalinin istenebileceğini, yerel mahkemece tazminata hükmedilmemesi gerektiğini belirterek davanın reddi ile yargılama gideri ve vekalet ücretinin davacıya yükletilmesine karar verilmesini talep etmiştir.

III. MAHKEME KARARI

Mahkemenin 19.02.2015 tarihli ve 2014/254 Esas, 2015/83 Karar sayılı kararı ile davanın zamanaşımı yönünden reddine karar verilmiştir.

IV. BOZMA VE BOZMADAN SONRAKİ YARGILAMA SÜRECİ

A. Bozma Kararı

1. Mahkemenin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davacılar vekili temyiz isteminde bulunmuştur.

2. Yargıtay (Kapatılan) 20. Hukuk Dairesince yapılan inceleme sonucu; ... aleyhine açılan davanın pasif taraf sıfatı yokluğu nedeniyle usûlden reddine karar verilmesi ve ayrıca somut olayda taşınmaz mülkiyetinin yitirildiği 15.04.1997 tarihi ile davanın açıldığı 24.04.2014 tarihi dikkate alındığında dava tarihi itibarıyla 10 yıllık zamanaşımı süresinin geçtiği anlaşılıyor ise de, zamanaşımı itirazında bulunmak davanın taraflarına, dolayısıyla Hazineye ait iken, eldeki davada taraf sıfatı bulunmayan Orman Genel Müdürlüğünce cevap dilekçesinin ıslahı suretiyle zamanaşımı itirazında bulunulmuş olup, bu durumdan zamanaşımı itirazında bulunmayan Hazinenin yararlanması mümkün olmadığından davanın esasına girilerek toplanacak deliller çerçevesinde bir karar verilmesi gerekirken yazılı şekilde hüküm kurulması doğru görülmediği gerekçesiyle kararın bozulmasına karar verilmiştir.

B. Mahkemece Bozmaya Uyularak Verilen Karar

Mahkemenin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile davanın kabulüne karar verilmiştir.

VI. TEMYİZ

A. Temyiz Yoluna Başvuranlar

Mahkemenin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davalı Hazine vekili temyiz isteminde bulunmuştur.

B. Temyiz Sebepleri

Davalı Hazine vekili temyiz dilekçesinde; davacının dava açıldığı tarihte taşınmazın değerini belirlemesi objektif olarak mümkün olduğundan belirsiz alacak davası olarak açılan işbu davanın reddine karar verilmesi gerektiğini, taşınmazın tapu kaydında orman şerhinin konulması ve kaldırılmasındaki tüm yetkinin Orman idaresine ait olması nedeniyle davanın husumet yönünden reddine karar verilmesini, ayrıca davanın zamanaşımı yönünden reddine karar verilmesi gerekirken davanın kabulüne karar verilmesinin hatalı olduğunu, bilirkişi raporuna karşı itirazlar karşılanmaksızın karar verilmesi hükmün bozulmasını gerektirdiğini, tapu kaydının iptaline ilişkin mahkeme kararının kesinleştiği tarih itibarıyla değer tespiti yapılması gerekirken dava tarihine göre hesaplama yapan bilirkişi raporunun hükme esas alınmasının hatalı olduğunu, Hazine harçtan muaf olduğu halde yargılama giderleri içerisinde keşif harcından sorumlu tutulmasının Kanuna aykırı olduğunu ileri sürerek kararının bozulmasını talep etmiştir.

C. Gerekçe

1. Uyuşmazlık ve Hukukî Nitelendirme

Uyuşmazlık, temel olarak 4721 sayılı Kanun’un 1007 nci maddesi uyarınca tazminat istemine ilişkindir.

2. İlgili Hukuk

1. 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun (6100 sayılı Kanun) geçici 3 üncü maddesinin atfıyla 1086 sayılı Hukuk Usulü Muhakemeleri Kanunu’nun (1086 sayılı Kanun) 26.09.2004 tarihli ve 5236 sayılı Kanun'la yapılan değişiklikten önceki 427 ilâ 439 uncu maddeleri.

2. 4721 sayılı Kanun’un 1007 nci maddesinin birinci fıkrası.

3. Yargıtay Hukuk Genel Kurulunun 18.11.2009 tarihli ve 2009/4-383 Esas, 2009/517 Karar sayılı ilâmında tapu işlemlerinin kadastro tespit işlemlerinden başlayarak birbirini takip eden işlemler olduğu, tapu kütüğünün oluşumu aşamasındaki kadastro işlemleri ile tapu işlemleri bir bütün oluşturduğundan bu kayıtlarda yapılan hatalardan 4721 sayılı Kanun’un 1007 nci maddesi anlamında Devletin sorumlu olduğunun kabulünün gerektiği, Devletin sorumluluğunun kusursuz sorumluluk olduğu, bu işlemler nedeniyle zarar görenlerin 4721 sayılı Kanun’un 1007 nci maddesi gereğince zararlarının tazmini için Hazine aleyhine adlî yargıda dava açabilecekleri belirtilmiştir.

4. 4721 sayılı Kanun’un 1007 nci maddesi uyarınca kabul edilen Devletin sorumluluğu, tapu sicilinin önemi ve kişilerin bu sicile olan güven duygularını sağlamak bakımından aynî hakkının saptanması, herkese açık tutulmasında tekel hakkı sağlayan bir sicil olması esasına dayanmaktadır. Bu sorumluluk, asıl ve nesnel (objektif) bir sorumluluk olduğundan zarara uğrayan zararının ödetilmesini doğrudan Devletten isteyebilir.

5. 4721 sayılı Kanun’un 1007 nci maddesi gereğince açılan davalarda, tapu kaydının iptali nedeniyle tapu sahibinin oluşan gerçek zararı neyse tazminatın miktarı da o kadar olmalıdır. Gerçek zarar, tapu kaydının iptali nedeniyle tapu malikinin mal varlığında meydana gelen azalmadır. Tazminat miktarı zarar verici eylem gerçekleşmemiş olsaydı zarar görenin mal varlığı ne durumda olacak idiyse aynı durumun tesis edilebileceği miktarda olmalıdır. Zarara uğrayan kişinin gerçek zararı ise tazminat miktarının belirlenmesinde esas alınacak değerlendirme tarihine göre belirlenecek olup bu tarihe göre tapusu iptal edilen taşınmazın niteliği ve değeri belirlenmelidir. Taşınmazın niteliği arazi ise net gelir metodu yöntemi ile arsa vasfında ise değerlendirme gününden önceki özel amacı olmayan emsal satışlara göre hesaplanması suretiyle gerçek değer belirlenmelidir.

6. 2942 sayılı Kamulaştırma Kanun'un 11 inci maddesi.

3. Değerlendirme

1. Tarafların iddia, savunma ve dayandıkları belgelere, uyuşmazlığın hukuki nitelendirilmesi ile uygulanması gereken hukuk kurallarına, dava şartlarına, yargılamaya hâkim olan ilkelere, ispat kurallarına ve temyiz olunan kararda belirtilen gerekçelere göre davalı Hazine vekilinin aşağıdaki paragrafın kapsamı dışındaki temyiz itirazları yerinde görülmemiştir.

2.Arazi niteliğindeki taşınmaza bedel belirlenirken ... İlçe Tarım ve Orman Müdürlüğünden 2014 yılına ait; yörede uygulanan mutat münavebe ürünlerinin neler olduğu sorulup, bu münavebe ürünleri esas alınarak gelir metoduna göre değer biçilmesi gerekirken, meyve bahçesi yapılabilir alan olduğu gerekçesiyle kapama meyve bahçesi olarak değer tespit edilmesi bozmayı gerektirir.

VI. KARAR

Açıklanan sebeplerle;

Davalı Hazine vekilinin temyiz itirazlarının kabulü ile kararın BOZULMASINA,

10.04.2023 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.