Logo

5. Hukuk Dairesi2022/4899 E. 2022/18107 K.

Yapay Zeka Özeti

Uyuşmazlık: Kesinleşen orman tahdidi içinde kalan taşınmaz nedeniyle uğranılan zararın tespiti ve tazmini davasında, taşınmazın değerinin doğru belirlenip belirlenmediği.

Gerekçe ve Sonuç: Taşınmazın değerinin belirlenmesinde kapama armut bahçesi olarak değerlendirilmesinin hatalı olduğu, arsa vasfı da gözetilerek emsal satış bedelleri üzerinden yeniden değer tespiti yapılması gerektiği gözetilerek, yerel mahkemenin kararı bozulmuştur.

Karar Metni

"İçtihat Metni"

MAHKEMESİ : İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 37. Hukuk Dairesi

İLK DERECE

MAHKEMESİ : Kandıra Asliye Hukuk Mahkemesi

Taraflar arasındaki davanın yapılan yargılaması sonunda; ilk derece mahkemesince verilen kararın istinaf incelemesi üzerine bölge adliye mahkemesinin yukarıda gün ve sayıları yazılı hükmünün Yargıtayca incelenmesi taraf vekillerince istenilmiş olmakla, dosyadaki belgeler okunup uyuşmazlık anlaşıldıktan sonra gereği görüşülüp düşünüldü;

- K A R A R -

Dava, çekişmeli taşınmazın kesinleşen orman tahdidi içinde kalması nedeniyle uğranılan zararın 4721 sayılı TMK'nın 1007. maddesi uyarınca tazmini istemine ilişkindir.

İlk derece mahkemesince davanın, ıslah yapılmadığından dava dilekçesindeki talep miktarına göre kabulüne ilişkin olarak verilen karara karşı, taraf vekilleri tarafından yapılan istinaf başvurularının esastan reddine karar verilerek, İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 37. Hukuk Dairesince kamu düzenine ilişkin olarak tescil yönünden ilk derece mahkemesi kaldırılmak suretiyle yeniden esas hakkında karar verilmiş, hüküm taraf vekillerince temyiz edilmiştir.

Dosyadaki bilgi ve belgelere göre, 5.115,00 m²lik kısmı kesinleşen orman tahdidi sınırları içerisinde kalan taşınmaza kapama armut bahçesi olarak değer biçilerek, taşınmazın orman tahdidi içerisinde kalan kısmının tamamının tapusunun iptali ile tesciline ilişkin ilk derece mahkemesi kararına karşı taraf vekillerinin istinaf başvurularının esastan reddi ile İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 37. Hukuk Dairesince, HMK'nın 353/1-b-2 maddesi uyarınca ilk derece mahkemesi kararı kaldırılmak suretiyle kamu düzenine ilişkin olması nedeniyle taşınmazın orman tahdidi sınırları içerisinde bulunan davacılar hissesinin iptali ile orman niteliği ile Hazine adına tescili yönünde hüküm düzeltilerek yeniden esas hakkında karar verilmişse de;

Dava konusu Kocaeli İli, Kandıra İlçesi, Orhan Mahallesi 220 ada 34 parsel sayılı taşınmazın, Kandıra Belediye Başkanlığı İmar ve Şehircilik Müdürlüğünün 27.12.2016 tarihli ve 1594 sayılı yazısına göre 1/1000 ölçekli uygulama imar planında kısmen park alanında, kısmen imar yolunda kaldığının belirtilmiş olmasına göre arsa niteliğinde olduğu anlaşılmaktadır.

Hükme esas alınan bilirkişi raporunda dava konusu taşınmaza kapama armut bahçesi niteliği esas alınarak değer biçildiğinden, bu rapora göre hüküm kurulması mümkün değildir.

Bu durumda; taraflara, dava konusu taşınmaza yakın bölgelerden ve yakın zaman içinde satışı yapılan benzer yüzölçümlü satışları bildirmeleri için imkan tanınması, lüzumu halinde resen emsal celbi yoluna gidilmesi, taşınmazın, değerlendirme tarihi itibarıyla, emsal alınacak taşınmazın ise satış tarihi itibarıyla imar ya da kadastro parselleri olup olmadığı ilgili Belediye Başkanlığı ve Tapu Müdürlüğünden sorulması, ayrıca dava konusu taşınmazın; imar planındaki konumu, emsallere ve değerini etkileyen merkezi yerlere olan uzaklığını da gösterir krokisi ve dava konusu taşınmaz ile emsal taşınmazların resen belirlenen vergi değerleri ve emsal taşınmazların satış akit tablosu getirtilerek, dava konusu taşınmazın değerlendirmeye esas alınacak emsallere göre ayrı ayrı üstün ve eksik yönleri ve oranları açıklanmak suretiyle yapılacak karşılaştırma sonucu değerinin belirlenmesi bakımından, yeniden oluşturulacak bilirkişi kurulu marifetiyle mahallinde keşif yapılarak alınacak rapor sonucuna göre hüküm kurulması gerektiğinin düşünülmemesi,

Doğru görülmemiştir.

Taraf vekillerinin temyiz istemlerinin kabulü ile İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 37. Hukuk Dairesi hükmünün yukarıda açıklanan gerekçelerle HMK'nın 371. maddesi uyarınca BOZULMASINA, davacıdan peşin alınan temyiz harcının istenildiğinde iadesine, 13.12.2022 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.