"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ : Diyarbakır Bölge Adliye Mahkemesi 4. Hukuk Dairesi
KARAR : Yeniden esas hakkında verilen karar
İLK DERECE MAHKEMESİ : Midyat 2. Asliye Hukuk Mahkemesi
Taraflar arasındaki 3402 sayılı Kadastro Kanunu'nun (3402 sayılı Kanun) Ek 1 inci maddesi gereğince yapılan sayısallaştırma işlemi nedeni ile taşınmazın yüzölçümünde meydana gelen azalma nedeniyle uğranılan zararın 4721 sayılı Kanun'un (4721 sayılı Kanun) 1007 nci maddesi uyarınca tazmini davasında yapılan yargılama sonunda İlk Derece Mahkemesince davanın kabulüne karar verilmiştir.
Kararın davalı Hazine vekili tarafından istinaf edilmesi üzerine, Bölge Adliye Mahkemesince, istinaf isteminin kabulü ile İlk Derece Mahkemesince hüküm altına alınmış olan duvar bedeline hükmedilemeyeceğinden, İlk Derece Mahkemesi kararı kaldırılarak davanın kısmen kabulü ile yeniden esas hakkında karar verilmiştir.
Bölge Adliye Mahkemesi kararı davalı Hazine vekili tarafından temyiz edilmekle; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usûl eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, temyiz dilekçesinin kabulüne karar verilmiştir.
Davalı vekilince temyiz incelemesinin duruşmalı olarak yapılmasının istenilmesi üzerine, işin duruşmaya tabi olduğu anlaşılmış ve duruşma için 17.01.2023 günü tayin edilerek taraflara tebligat gönderilmiştir.
Duruşma günü davacı vekili Avukat ... ve davalı vekili ... gelmişlerdir.
Duruşmaya başlanarak hazır bulunan avukatların sözlü açıklamaları dinlendikten sonra duruşmaya son verildi.
Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü.
I. DAVA
Davacılar vekili dava dilekçesinde; dava konusu Mardin ili, .... ilçesi, ... Mahallesi 113 ada 24 parsel sayılı taşınmazın sayısallaştırma işlemleri sonucu alanında 483,90 m² azalma meydana geldiğini, bu nedenle uğranılan zararın kadastro yenileme çalışmalarının kesinleşmesi tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalı Hazineden tahsiline karar verilmesini talep etmiştir.
II. CEVAP
Davalı Hazine vekili cevap dilekçesinde özetle; husumetin idarelerine yöneltilemeyeceğini, sayısallaştırma işlemine askı süresi içerisinde itiraz edilmediğini, dava zamanaşımı süresinin sona erdiğini, idarelerinin kusuru ya da sorumluluğunun bulunmadığını belirterek davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
III. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI
İlk Derece Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile davanın kabulü ile dava konusu taşınmazın sayısallaştırma çalışmaları sonucu eksilen 483,90 m²lik kısmının bedeli ile duvar bedelinin davalıdan tahsili ile davacıya ödenmesine karar verilmiştir.
IV. İSTİNAF
A. İstinaf Yoluna Başvuranlar
İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davalı Hazine vekili istinaf başvurusunda bulunmuştur.
B. İstinaf Sebepleri
Davalı idare vekili istinaf dilekçesinde özetle; taşınmazın alanında fiziken bir azalış meydana gelmediğini, husumetin taraflarına yöneltilemeyeceğini, askı süresi içerisinde itiraz edilmediğini, davacının iyi niyetli olmadığını, idarelerinin kusuru ve sorumluluğunun bulunmadığını, zamanaşımı, derdestlik, yetki, görev ve kesin hüküm itirazlarının dikkate alınmadığını, m² birim bedelinin fazla hesaplandığını belirterek İlk Derece Mahkemesi kararının kaldırılmasını talep etmiştir.
C. Gerekçe ve Sonuç
Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile; istinaf istemi kabul edilerek duvar bedeline hükmedilemeyeceğinden, İlk Derece Mahkemesi kararı kaldırılarak yeniden esas hakkında hüküm kurulmuştur.
V. TEMYİZ
A. Temyiz Yoluna Başvuranlar
Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davalı Hazine vekili temyiz isteminde bulunmuştur.
B. Temyiz Sebepleri
Davalı Hazine vekili temyiz dilekçesinde; dava zamanaşımı süresinin sona erdiğini, davanın husumet yokluğundan reddi gerektiğini, askı süresi içerisinde itirazda bulunulmadığını, değerlendirmenin 15.12.2018 tarihine göre yapılması gerektiğini, taşınmazın arsa vasfının bulunmadığını, emsal ile dava konusu taşınmazın değer farkının yerinde olmadığını, fahiş fiyat belirlendiğini, ıslah dilekçesinin kabul edilemeyeceğini ileri sürerek kararın bozulmasını talep etmiştir.
C. Gerekçe
1. Uyuşmazlık ve Hukukî Nitelendirme
Uyuşmazlık, 4721 sayılı Kanun'un 1007 nci maddesi uyarınca tazminat istemine ilişkindir.
2. İlgili Hukuk
1. 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu'nun (6100 sayılı Kanun) 369 uncu maddesinin birinci fıkrası ile 370 ve 371 inci maddeleri.
2. 4721 sayılı Kanun'un “Sorumluluk” başlıklı 1007 nci maddesi.
3. Yargıtay Hukuk Genel Kurulunun 18.11.2009 tarihli ve 2009/4 - 383 Esas, 2009/517 Karar sayılı kararında tapu işlemlerinin kadastro tespit işlemlerinden başlayarak birbirini takip eden işlemler olduğu, tapu kütüğünün oluşumu aşamasındaki kadastro işlemleri ile tapu işlemleri bir bütün oluşturduğundan bu kayıtlarda yapılan hatalardan 4721 sayılı Kanun'un 1007 nci maddesi anlamında Devletin sorumlu olduğunun kabulünün gerektiği, Devletin sorumluluğunun kusursuz sorumluluk olduğu, bu işlemler nedeniyle zarar görenlerin 4721 sayılı Kanun'un 1007 nci maddesi gereğince zararlarının tazmini için Hazine aleyhine adlî yargıda dava açabilecekleri belirtilmiştir.
3. Değerlendirme
1. Bölge adliye mahkemelerinin nihai kararlarının bozulması 6100 sayılı Kanun’un 371 inci maddesinde yer alan sebeplerden birinin varlığı hâlinde mümkündür.
2. Dava konusu Mardin ili, ... ilçesi, ... Mahallesi 113 ada 24 parsel sayılı 18.000,00 m² yüzölçümlü, arsa vasıflı taşınmazın 1988 yılında yapılan kadastro çalışması ile dava dışı 3.kişi adına tespit ve tescil edildiği, davacının taşınmazı 01.11.2013 tarihinde satın aldığı, 3402 sayılı Kanunu'nun Ek 1 inci maddesi uyarınca yapılan düzeltme çalışmalarının 15.12.2018 tarihinde kesinleştiği ve 31.01.2019 tarih ve 8668 yevmiye numaralı işlemle taşınmazın yüzölçümünün 17.516,10 m² olarak tapuya tescil edildiği, eldeki davanın 10.04.2020 tarihinde dava zamanaşımı süresi içerisinde açıldığı anlaşılmaktadır.
3. Dava konusu taşınmazın, hükme esas alınan bilirkişi kurulu raporunda belirtilen özelliklerine ve dosya kapsamındaki belediye yazı cevaplarına göre arsa olarak olarak kabul edilmesi doğru olduğu gibi, taşınmaza emsal karşılaştırması yapılarak değer biçilmesinde, aynı mahalden Dairemize intikal eden ve onanan dosyalar nazara alındığında bir isabetsizlik görülmemiştir.
4. Dava konusu taşınmazın belirlenen gerçek bedelinin 4721 sayılı Kanun’un 1007 nci maddesi gereğince davanın kısmen kabulü ile davalı Hazineden tahsiline karar verilmesinde bir isabetsizlik görülmemiştir.
5. Temyizen incelenen karar, tarafların karşılıklı iddia ve savunmalarına, dayandıkları belgelere, uyuşmazlığa uygulanması gereken hukuk kuralları ile hukukî ilişkinin nitelendirilmesine, dava şartlarına, yargılama ve ispat kuralları ile kararda belirtilen gerekçelere göre usûl ve kanuna uygun olup, temyiz dilekçesinde ileri sürülen nedenler kararın bozulmasını gerektirecek nitelikte görülmemiştir.
VI. KARAR
Açıklanan sebeplerle;
Davalı Hazine vekilinin yerinde görülmeyen tüm temyiz itirazlarının reddi ile usûl ve kanuna uygun Bölge Adliye Mahkemesi kararının 6100 sayılı Kanun’un 370 inci maddesinin birinci fıkrası uyarınca ONANMASINA,
03.09.2022 tarihinde yürürlüğe giren Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi gereğince duruşmaya gelen aleyhine temyiz olunan davacı vekili için 8.400,00 TL duruşma vekâlet ücretinin temyiz edilenden alınmasına,
davalı Hazine harçtan muaf olduğundan harç alınmasına yer olmadığına,17.01.2023 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.