Logo

5. Hukuk Dairesi2022/6084 E. 2022/16590 K.

Yapay Zeka Özeti

Uyuşmazlık: Kamulaştırmasız el atılan taşınmazın bedelinin tamamının mı yoksa fiilen kullanılan kısmının mı davalı idareden tahsil edileceği uyuşmazlığı.

Gerekçe ve Sonuç: Taşınmazın imar planında kısmen yol kısmen park olarak kamu hizmetine tahsis edilmesi ve fiilen yol olarak kullanılmaya başlanması nedeniyle proje bütünlüğü gözetilerek taşınmazın tamamının bedelinin davalı idareden tahsiline karar verilmesinde bir isabetsizlik olmadığı gerekçesiyle Bölge Adliye Mahkemesi kararının onanmasına karar verilmiştir.

Karar Metni

"İçtihat Metni"

MAHKEMESİ : Kayseri Bölge Adliye Mahkemesi 3. Hukuk Dairesi

Taraflar arasındaki kamulaştırmasız el atılan taşınmaz bedelinin tahsili istemine ilişkin davada yapılan yargılama sonunda İlk Derece Mahkemesince davanın kabulüne karar verilmiştir.

Kararın davalı idare vekili tarafından istinaf edilmesi üzerine, Bölge Adliye Mahkemesince istinaf başvurusunun esastan reddine karar verilmiştir.

Bölge Adliye Mahkemesi kararı davalı idare vekili tarafından temyiz edilmekle; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usûl eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:

I. DAVA

Davacı vekili dava dilekçesinde; dava konusu Melikgazi İlçesi, Sakarya Mahallesi, 5725 ada 1 parsel sayılı taşınmazın davalı idare tarafından kamulaştırma yapılmadığı halde fiilen yol ve park olarak kullanmak suretiyle hukuken ve fiilen el atıldığını, bu nedenle taşınmazın tamamının bedelinin dava tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalı idareden tahsiline karar verilmesini talep etmiştir.

II. CEVAP

Davalı idare vekili cevap dilekçesinde; dava konusu taşınmaza hukuken el atılan kısımlar tespit edilmesi halinde Uyuşmazlık Mahkemesi Başkanlığının kararları doğrultusunda taşınmazın bu kısımları yönünden yargı yolu itirazının olduğunu, imar planından kaynaklaran kısıtlılık halleri nedeniyle idari yargı mercilerinde dava açılabileceğini, bu nedenle davanın görev yönünden reddini, söz konusu davaya konu taşınmazın yol olarak el konulan kısmının imar planında ana arter niteliğinde ise; ana yolların yapımı ve sorumluluğunun Büyükşehir Belediyelerine bırakıldığından davanın husumet yokluğu nedeniyle reddine karar verilmesini talep etmiştir.

III. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI

İlk Derece Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile davanın kabulü ile taşınmaz bedelinin dava tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalıdan alınarak davacıya verilmesine, bedeline hükmedilen taşınmazın tapusunun iptali ve yol olarak tapudan terkinine, park olarak idare adına tesciline karar verilmiştir.

IV. İSTİNAF

A. İstinaf Yoluna Başvuranlar

İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davalı idare vekili istinaf başvurusunda bulunmuştur.

B. İstinaf Sebepleri

Davalı idare; dava konusu taşınmaz üzerinde kalan ve fiilen el atılmayan kısımlar yönünden yapılan tazminat hesaplamasını kabul etmediğini, dava konusu taşınmaz için bilirkişilerce çok yüksek değer takdiri yapıldığını, dava konusu taşınmazın m² birim değeri üzerinden % 45 oranında düzenleme ortaklık payı düşülerek tazminat hesaplaması yapılması gerektiğini ileri sürerek İlk Derece Mahkemesi kararının kaldırılması istemi ile istinaf yoluna başvurmuştur.

C. Gerekçe ve Sonuç

Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile; dava konusu taşınmazın arsa niteliğinde olduğu kabul edilerek, emsal karşılaştırılması yoluyla değerinin tespit edilmesinin, taşınmazın 1/1000 ölçekli uygulama imar planında kısmen yol ve kısmen park alanında kaldığından, tamamı kamu hizmetine tahsis edilen taşınmazın fiilen bir kısmına yol yapılmak suretiyle el atıldığı gözetilerek proje bütünlüğü gereği tamamının bedelinin sorumlu davalı idareden tahsil edilmesinin doğru olduğunu, bu hususta davalı idare vekilinin istinaf sebebi olarak ileri sürdüğü hususlar yerinde görülmediğini, böylece mahkeme kararının usûl ve esas yönünden hukuka uygun olduğu anlaşıldığından davalı idare vekilinin istinaf başvurusunun esastan reddine karar verilmiştir.

V. TEMYİZ

A. Temyiz Yoluna Başvuranlar

Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davalı idare vekili temyiz isteminde bulunmuştur.

B. Temyiz Sebepleri

Davalı idare vekili temyiz dilekçesinde; dava konusu taşınmazın üzerinde kalan ve fiilen el atılmayan kısımlar yönünden yapılan tazminat hesaplamasını kabul etmediğini, dava konusu taşınmazın yol olarak el atılan 691.65 m2'lik kısmı dışında kalan bölüme el atılmadığını, bu nedenle tazminat hükmedilmesinin hatalı olduğunu, tespit edilen bedelin yüksek olduğunu ve emsal karşılaştırması sonucu tespit edilen bedelden düzenleme ortaklık payı kesintisi yapılması gerektiğini ileri sürerek temyiz yoluna başvurmuştur.

C. Gerekçe

1. Uyuşmazlık ve Hukukî Nitelendirme

Uyuşmazlık, davacı tapu maliki ile davalı idare arasında kamulaştırmasız el atılan taşınmazın değerinin biçilmesi ve bedelinin idareden tahsili istemine ilişkindir.

2. İlgili Hukuk

1. Yargıtay İçtihadı Birleştirme Büyük Genel Kurulunun, 16.05.1956 tarihli ve 1956/1 Esas, 1956/6 Karar sayılı kararının ilgili bölümü şöyledir: “... Usûlü dairesinde istimlak muamelesine tevessül edilmeksizin gayrimenkulü yola kalbedilen şahsın, esas itibarıyla, gayrimenkulünü yola kalbeden amme hükmi şahsiyeti aleyhine meni müdahale davası açmağa hakkı olduğuna, ancak dilerse bu fiili duruma razı olarak, mülkiyet hakkının amme hükmi şahsiyetine devrine karşılık gayrimenkulünün bedelinin tahsilini de dava edebileceğine ve isteyebileceği bedelin de mülkiyet hakkının devrine razı olduğu tarih olan dava tarihindeki bedel olduğuna 16.05.1956 tarihinde ilk toplantıda ittifakla karar verildi.”

2. Yargıtay İçtihadı Birleştirme Büyük Genel Kurulunun, 16.05.1956 tarihli ve 1954/1 Esas, 1956/7 Karar sayılı kararı ile “... Usûlü dairesinde istimlak muamelesine tevessül edilmeksizin gayrimenkulü yola kalbedilen şahsın, gayrimenkulünün bedelinin tahsiline ilişkin olarak, gayrimenkulünü yola kalbeden hükmü şahsiyeti aleyhine açacağı bedel davasında müruruzamanın mevzuubahis olamayacağına ve bu itibarla da, hadisede Borçlar Kanunu'nun 66. maddesinin tatbik kabiliyeti bulunmadığına ...” karar verilmiştir.

3. 2942 sayılı Kamulaştırma Kanunu’nun( 2942 sayılı Kanun) Ek Madde-1 inci maddesi şöyledir;

“Uygulama imar planlarında umumi hizmetlere ve resmî kurumlara ayrılmak suretiyle mülkiyet hakkının özüne dokunacak şekilde tasarrufu hukuken kısıtlanan taşınmazlar hakkında, uygulama imar planlarının yürürlüğe girmesinden itibaren beş yıllık süre içerisinde imar programları veya imar uygulamaları yapılır ve bütçe imkânları dâhilinde bu taşınmazlar ilgili idarelerce kamulaştırılır veya her hâlde mülkiyet hakkını kullanmasına engel teşkil edecek kısıtlılığı kaldıracak şekilde imar planı değişikliği yapılır/yaptırılır. (İptal: Anayasa Mahkemesinin 20/12/2018 tarihli ve E.: 2016/181 K.: 2018/111 sayılı Kararı ile)”

3. Değerlendirme

1. Bölge adliye mahkemelerinin nihai kararlarının bozulması 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu(6100 sayılı Kanun)’nun 371 inci maddesi ile 369 uncu maddesinin birinci fıkrasında yer alan sebeplerden birinin varlığı hâlinde mümkündür.

2. Dava konusu Kayseri İli, Melikgazi İlçesi, Sakarya Mahallesi, 5725 ada 1 parsel sayılı taşınmaza 2942 sayılı Kanun'un 11 inci maddesinin birinci fıkrasının (g) bendi uyarınca emsalin üstün ve eksik yönleri belirlenip kıyaslaması yapılarak, emsal taşınmaz dava konusu taşınmaz gibi imar parseli olduğundan, düzenleme ortaklık payı kesintisi yapılmadan değer biçilmesinde, dava konusu taşınmazın 1/1000 ölçekli uygulama imar planında kısmen 15 metre genişliğinde yol kısmen 3000 m2’den küçük park alanında kaldığı gözetilerek taşınmazın tamamının bedelinin davalı idareden tahsiline ilişkin ilk derece mahkemesinden verilen karara karşı yapılan istinaf başvurusunun 6100 sayılı Kanun’un 353 üncü maddesinin birinci fıkrasının (b) bendinin bir numaralı alt bendi uyarınca esastan reddine karar verilmesinde bir isabetsizlik görülmemiştir.

VI. KARAR

Açıklanan sebeplerle;

Davalı idare vekilinin yerinde görülmeyen tüm temyiz itirazlarının reddi ile usûl ve kanuna uygun Bölge Adliye Mahkemesi kararının 6100 sayılı Kanun’un 370 inci maddesinin birinci fıkrası uyarınca ONANMASINA, aşağıda yazılı kalan harcın davalı idareden alınmasına,22.11.2022 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.