"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi
KARAR : Kabul
Taraflar arasında görülen 4650 sayılı Kanun'la değişik 2942 sayılı Kamulaştırma Kanunu'nun (2942 sayılı Kanun) 10 uncu maddesine dayanan kamulaştırma bedelinin tespiti ve kamulaştırılan taşınmazın yol olarak terkini davasında verilen karar hakkında yapılan temyiz incelemesi sonucunda, Dairece Mahkeme kararının bozulmasına karar verilmiştir.
Mahkemece bozmaya uyularak yeniden yapılan yargılama sonucunda; davanın kabulüne karar verilmiştir.
Mahkeme kararı taraf vekilleri tarafından temyiz edilmekle; süre, temyiz şartı ve diğer usûl eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, temyiz dilekçelerinin kabulüne karar verilmiştir.
Davacı vekilince temyiz incelemesinin duruşmalı olarak yapılmasının istenilmesi üzerine, işin duruşmaya tabi olduğu anlaşılmış ve duruşma için 17.01.2023 günü tayin edilerek taraflara tebligat gönderilmiştir.
Duruşma günü davalılar vekili Avukat ... geldi, diğer davacılar duruşmaya katılmamışlardır.
Duruşmaya başlanarak hazır bulunan avukatların sözlü açıklamaları dinlendikten sonra duruşmaya son verildi.
Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü.
I. DAVA
Davacı idare vekili dava dilekçesinde; İzmir ili, ... köyü, 483 parsel sayılı taşınmazın 2.652,36 m²lik kısmının kamulaştırma bedelinin tespiti ve kamulaştırılan taşınmazın davacı idare adına tescilini ve yol olarak terkinini talep etmiştir.
II. CEVAP
Davalılar vekili cevap dilekçesinde özetle; taşınmazın arsa niteliğinde olduğunu, kalan kısmında değer düşüklüğü oluşacağını, idarece teklif edilen bedelin çok düşük olduğunu yargılama giderleri ve vekâlet ücretinin davacı idareye yükletilmesine karar verilmesini talep etmiştir.
III. MAHKEMESİ KARARI
Mahkemenin 06.08.2015 tarihli ve 2014/68 Esas, 2015/238 Karar sayılı kararı ile davanın kabulüne, kamulaştırma bedelinin tespiti ile taşınmazın kamulaştırılan kısmının tapudan terkinine ve bedelin davalılara ödenmesine karar verilmiştir.
IV. BOZMA VE BOZMADAN SONRAKİ YARGILAMA SÜRECİ
A. Bozma Kararı
1. Mahkemenin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde, taraf vekilleri temyiz isteminde bulunmuştur.
2. Dairemizce yapılan inceleme sonucu; arsa niteliğindeki taşınmaza emsal karşılaştırması yapılarak değer biçilmesinin yöntem olarak doğru olduğu, emsal taşınmazın satış tarihindeki değerinin dava tarihi yerine keşif tarihine endekslemek suretiyle hesaplama yapılması ile Dairemiz denetiminden geçen 486 parsel sayılı taşınmaza 27.09.2013 tarihi itibarıyla 148,27 TL değer biçilmiş olduğundan raporun inandırıcı bulunmayarak, yeniden oluşturulacak bilirkişi kurulu eşliğinde mahallinde keşif yapılarak sonucuna göre karar verilmesi ve davacı idarenin harçtan muaf olduğu hususunun gözetilmemesi nedenleriyle, mahkemenin kararının bozulmasına karar verilmiştir.
B. Mahkemence Bozmaya Uyularak Verilen Karar
Mahkemenin 11.03.2022 tarihli ve 2019/24 Esas, 2022/121 Karar sayılı kararı ile davanın kabulüne karar verilmiştir.
V. TEMYİZ
A. Temyiz Yoluna Başvuranlar
İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde taraf vekilleri temyiz isteminde bulunmuştur.
B. Temyiz Sebepleri
1. Davacı idare vekili temyiz dilekçesinde özetle; lehlerine vekâlet ücretine hükmedilmesi gerektiğini, emsal taşınmazın değerlendirmeye esas alınamayacağını ileri sürerek, karşılaştırmanın uygun yapılmamış olduğunu ileri sürerek Mahkeme kararının bozulması istemi ile temyiz yoluna başvurmuştur.
2. Davalılar vekili temyiz dilekçesinde özetle; kamulaştırılan kısmın cephesinin yaklaşık 15 metrelik bir uçurumun eşiğinde kalacağından değer düşüklüğü bedelinin az hesaplandığını, kamulaştırma bedelinin düşük olduğunu, dava konusu taşınmazın emsal taşınmazdan daha kıymetli konumda olduğunu, faizin bitiş tarihinin Dairemizin karar tarihi olması gerektiğini ileri sürerek Mahkeme kararının bozulması istemi ile temyiz yoluna başvurmuştur.
C. Gerekçe
1. Uyuşmazlık ve Hukukî Nitelendirme
Uyuşmazlık, dava konusu taşınmazın kamulaştırma bedelinin tespitine ilişkindir.
2. İlgili Hukuk
1. 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu'nun (6100 sayılı Kanunun) geçici 3 üncü maddesinin atfıyla 1086 sayılı hukuk Usulü Muhakemeleri Kanunu'nun (1086 sayılı Kanun) 26.09.2004 tarihli ve 5236 sayılı kanun'la yapılan değişiklikten önceki 427 ilâ 439 uncu maddeleri.
2. 2942 sayılı Kanun'un 10 uncu maddesinin sekizinci fıkrası ile 11 ve 12 nci maddeleri
3. Değerlendirme
1. Mahkemelerinin nihai kararlarının bozulması 6100 sayılı Kanun’un geçici 3 üncü maddesinin atfıyla 1086 sayılı Kanun'un 26.09.2004 tarihli ve 5236 sayılı Kanun'la yapılan değişiklikten önceki 437 nci maddesinde yer alan sebeplerden birinin varlığı hâlinde mümkündür.
2. Dosyadaki bilgi ve belgelere göre; arsa niteliğindeki İzmir ili, ... köyü, 483 parsel sayılı taşınmaza emsal karşılaştırması yapılarak, değer biçilmesinde, aynı mahalden Dairemize intikal eden ve onanan dosyalar nazara alındığında bir isabetsizlik görülmemiştir.
3. Taşınmazın kamulaştırmadan artakalan kısmının yüzölçümü, kamulaştırma nedeniyle oluşan kot farkı hususları gözetildiğinde değer düşüklüğü oranının uygun olduğu, mahkemece kamulaştırma bedeline uygulanacak yasal faizin sonunun karar tarihi olarak belirlenmesinde bir isabetsizlik görülmediği gibi ve Avrupa İnsan Hakları Mahkemesinin 12055/17 numaralı başvuru sonucu verilen 23.10.2018 tarihli kararı ve Anayasa Mahkemesinin 2016/9364 başvuru numaralı, 01.06.2019 tarihli 30791 sayılı Resmî Gazete'de yayımlanan kararı da göz önüne alındığında davacı idare lehine vekâlet ücretine hükmedilmeyerek yazılı şekilde hüküm kurulması doğru görülmüştür.
4. Temyizen incelenen ve bozma ilamına uyularak verilen karar, tarafların karşılıklı iddia ve savunmalarına, dayandıkları belgelere, uyuşmazlığa uygulanması gereken hukuk kuralları ile hukuki ilişkinin nitelendirilmesine, dava şartlarına, yargılama ve ispat kuralları ile kararda belirtilen gerekçelere göre usul ve kanuna uygun olup, taraf vekilleri tarafından temyiz dilekçelerinde ileri sürülen nedenler kararın bozulmasını gerektirecek nitelikte görülmemiştir.
VI. KARAR
Açıklanan sebeplerle;
Taraf vekillerinin yerinde görülmeyen tüm temyiz itirazlarının reddiyle usûl ve kanuna uygun İlk Derece Mahkemesi kararının ONANMASINA,
davacı idare harçtan muaf olduğundan harç alınmasına yer olmadığına,
Davalılardan peşin alınan temyiz harcının istek hâlinde ilgiliye iadesine, 17.01.2023 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.