"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi
KARAR : Davanın kabulüne
Taraflar arasında İlk Derece Mahkemesinde görülen ve istinaf incelemesinden geçen yargılamanın iadesine ilişkin asıl ve taşınmaz bedelinin 4721 sayılı Türk Medenî Kanunu’nun (4721 sayılı Kanun) 1007 nci maddesi uyarınca tazmini istemine ilişkin birleştirilen davada verilen karar hakkında yapılan temyiz incelemesi sonucunda, Yargıtay (Kapatılan) 20. Hukuk Dairesince Bölge Adliye Mahkemesi kararının kaldırılarak İlk Derece Mahkemesi kararının bozulmasına karar verilmiştir.
İlk Derece Mahkemesince bozmaya uyularak yeniden yapılan yargılama sonucunda; davanın tefriki ile yeni esası üzerinden kabulüne karar verilmiştir.
İlk Derece Mahkemesi kararı davalı Hazine tarafından temyiz edilmekle; süre, kesinlik, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:
I. DAVA
Davacı vekili dava dilekçesinde; müvekkilinin hissedarı bulunduğu Kayseri ili, ... ilçesi, ... köyü, 715 parselde kayıtlı bulunan, 13850 m² alanlı dava konusu parselin Maliye Hazinesi adına kayıtlı iken sahte mahkeme ilamı ile 04.10.1976 tarihli ve 9771 yevmiye numarası ile ... kızı ... adına hükmen tescil edildiğini, müvekkilinin taşınmazdaki hisseyi ... ile ... adlı şahıslardan satın almak suretiyle iktisap ettiğini, davalı ... Hazinesi tarafından davacı müvekkillerin de aralarında bulunduğu 29 tapu kayıt maliki hakkında açılan tapu iptali ve tescil davası sonucunda Kayseri 4. Asliye Hukuk Mahkemesinin 1983/25 Esas, 1983/549 Karar sayılı ilamı ile davalı Hazine adına tapuya tescil edildiğini, tapu iptali ve tescil davasının yargılamasında müvekkili adına çıkarılan dava dilekçesinin muhatabın Almanya'da olması ve adresi bilinmediğinden bahisle iade edildiğini, usulüne uygun tebligat yapılmadığını, davadan yeni haberdar olunması sebebiyle iş bu iade-i muhakeme talebinde bulunmanın gerekli olduğunu, fazlaya ilişkin ve başkaca talep ve dava haklarının saklı kalması kaydıyla davanın kabulü ile yargılamanın iadesine, dava konusu taşınmazda davalı Hazine adına tescil edilen hissenin iptali ile iade isteyen müvekkilinin satın aldığı tarihteki hissesi oranında adına tapuya tesciline karar verilmesini talep etmiştir.
2. Davacı vekili 25.05.2016 tarihli ıslah dilekçesi ile arsanın bedelini 4721 sayılı Kanun’un 1007 nci maddesine dayanarak Hazineden tazminat olarak talep etmiştir.
3. Birleştirilen Kayseri 2. Asliye Hukuk Mahkemesinin 2016/620 Esas sayılı dosyasında davacı vekili, müvekkilinin yargılamanın iadesi talebini tazminata dönüştürmek suretiyle davasını ıslah ettiğini, ıslahla tazminata dönüştürdükleri davalarında talep ettikleri 1.000,00 TL tazminatın düşülerek bakiye 381.140,00 TL tazminatın ilk dava tarihinden itibaren işleyecek yasal faiziyle birlikte davalı idareden tahsilini talep etmiştir.
II. CEVAP
Davalı Hazine vekili cevap dilekçesinde; haksız ve yersiz açılan davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
III. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI
1. İlk Derece Mahkemesi 27.12.2016 tarihli ve 2012/275 Esas, 2016/626 Karar sayılı kararı ile ıslah talebini kabul ederek asıl ve birleştirilen davaların kabulüne karar vermiştir.
2. Bölge Adliye Mahkemesi tarafından İlk Derece Mahkemesi kararı, yargılamanın iadesi davasında ıslah yapılamayacağından bahisle kaldırılmıştır.
3. Kaldırma kararı sonrası İlk Derece Mahkemesinin 06.12.2018 tarihli ve 2017/511 Esas, 2018/77 Karar sayılı kararı ile asıl ve birleştirilen davaların reddine karar verilmiştir.
IV. İSTİNAF
A. İstinaf Yoluna Başvuranlar
İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davacı vekili istinaf başvurusunda bulunmuştur.
B. Gerekçe ve Sonuç
Bölge Adliye Mahkemesinin 16.05.2019 tarihli ve 2018/3540 Esas, 2019/1294 Karar sayılı kararı ile davalı idare vekilinin istinaf başvurusunun esastan reddine karar verilmiştir.
V. BOZMA VE BOZMADAN SONRAKİ YARGILAMA SÜRECİ
A. Bozma Kararı
1. Bölge Adliye Mahkemesinin 16.05.2019 tarihli ve 2018/3540 Esas, 2019/1294 Karar sayılı kararına karşı süresi içinde davacı vekili temyiz isteminde bulunmuştur.
2. Yargıtay (Kapatılan) 20. Hukuk Dairesince yapılan inceleme sonucu; yargılamanın yenilenmesi istemi ile açılan davada, kanunun aradığı yargılamanın iadesi koşullarının oluşmadığı ve ıslah da mümkün bulunmadığından asıl davada yer alan tazminat istemi yönünden davanın reddi doğru ise de sadece tazminat istemiyle açılan birleştirilen dosyanın bağımsız bir dava niteliğinde olduğu, bu davanın ayrı bir esasa kaydı ile tarafların tüm delillerinin toplanarak, 4721 sayılı Kanun’un 1007 nci maddesi uyarınca devletin tazminat sorumluluğunun bulunup bulunmadığının tartışılarak sonuca göre bir hüküm kurulması gerektiğinden bahisle Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda numarası zikredilen, istinaf başvurusunun esastan reddine ilişkin kararının kaldırılmasına ve İlk Derece Mahkemesi hükmünün bozulmasına karar verilmiştir.
B. İl Derece Mahkemesince Bozmaya Uyularak Verilen Karar
İlk Derece Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile davanın kabulüne karar verilmiştir.
VI. TEMYİZ
A. Temyiz Yoluna Başvuranlar
İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davalı Hazine vekili temyiz isteminde bulunmuştur.
B. Temyiz Sebepleri
Davalı Hazine vekili temyiz dilekçesinde; davanın öncelikle zamanaşımı ve husumetten reddi gerektiğini, aksi kanaatte ise tespit edilen bedelin yüksek olduğunu ve uygun emsal incelemesinin yapılmadığını ileri sürerek temyiz yoluna başvurmuştur.
C. Gerekçe
1. Uyuşmazlık ve Hukukî Nitelendirme
Uyuşmazlık, 4721 sayılı Kanun’un 1007 nci maddesi uyarınca tazminat istemine ilişkindir.
2. İlgili Hukuk
1.6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun (6100 sayılı Kanun) 369 uncu maddesinin birinci fıkrası ile 370 ve 371 inci maddeleri.
2. 4721 sayılı Kanun’un “Sorumluluk” başlıklı 1007 nci maddesinin birinci fıkrası şöyledir:
“Tapu sicilinin tutulmasından doğan bütün zararlardan Devlet sorumludur.”
3. Yargıtay Hukuk Genel Kurulunun 18.11.2009 tarihli ve 2009/4 - 383 Esas, 2009/517 Karar sayılı ilâmında tapu işlemlerinin kadastro tespit işlemlerinden başlayarak birbirini takip eden işlemler olduğu, tapu kütüğünün oluşumu aşamasındaki kadastro işlemleri ile tapu işlemleri bir bütün oluşturduğundan bu kayıtlarda yapılan hatalardan 4721 sayılı Kanun’un 1007 nci maddesi anlamında Devletin sorumlu olduğunun kabulünün gerektiği, Devletin sorumluluğunun kusursuz sorumluluk olduğu, bu işlemler nedeniyle zarar görenlerin 4721 sayılı Kanun’un 1007 nci maddesi gereğince zararlarının tazmini için Hazine aleyhine adlî yargıda dava açabilecekleri belirtilmiştir.
4. 4721 sayılı Kanun’un 1007 nci maddesi uyarınca kabul edilen Devletin sorumluluğu, tapu sicilinin önemi ve kişilerin bu sicile olan güven duygularını sağlamak bakımından aynî hakkının saptanması, herkese açık tutulmasında tekel hakkı sağlayan bir sicil olması esasına dayanmaktadır. Bu sorumluluk, asıl ve nesnel (objektif) bir sorumluluk olduğundan zarara uğrayan zararının ödetilmesini doğrudan Devletten isteyebilir.
5. 4721 sayılı Kanun’un 1007 nci maddesi gereğince açılan davalarda, tapu kaydının iptali nedeniyle tapu sahibinin oluşan gerçek zararı neyse tazminatın miktarı da o kadar olmalıdır. Gerçek zarar, tapu kaydının iptali nedeniyle tapu malikinin mal varlığında meydana gelen azalmadır. Tazminat miktarı zarar verici eylem gerçekleşmemiş olsaydı zarar görenin mal varlığı ne durumda olacak idiyse aynı durumun tesis edilebileceği miktarda olmalıdır. Zarara uğrayan kişinin gerçek zararı ise tazminat miktarının belirlenmesinde esas alınacak değerlendirme tarihine göre belirlenecek olup bu tarihe göre tapusu iptal edilen taşınmazın niteliği ve değeri belirlenmelidir. Taşınmazın niteliği arazi ise net gelir metodu yöntemi ile arsa vasfında ise değerlendirme gününden önceki özel amacı olmayan emsal satışlara göre hesaplanması suretiyle gerçek değer belirlenmelidir.
3. Değerlendirme
1. Temyiz olunan nihai kararlarının bozulması 6100 sayılı Kanun’un 371 inci maddesi ile 369 uncu maddesinin birinci fıkrasında yer alan sebeplerden birinin varlığı hâlinde mümkündür.
2. Tazminata konu taşınmaz Maliye Hazinesi adına kayıtlı iken sahte mahkeme ilamı ile 04.10.1976 tarihli ve 9771 yevmiye numarası ile ... kızı ... adına hükmen tescil edildiği, davacının taşınmazdaki hisseyi ... ile ... adlı şahıslardan 16.02.1979 tarihinde satın almak suretiyle iktisap ettiği, Hazine tarafından davacının da aralarında bulunduğu 29 tapu kayıt maliki hakkında açılan tapu iptali ve tescil davası sonucunda taşınmazın Kayseri 4. Asliye Hukuk Mahkemesinin 1983/25 Esas, 1983/549 Karar sayılı ilamı ile davalı Hazine adına tapuya tescil edildiği, belirtilen ilamın davacı yönünden yurt dışı adresi araştırılmadan Resmî Gazete’de ilan edilerek usulsüz şekilde 13.02.1984 tarihinde kesinleştirildiği, taşınmazın 20.03.2007 tarihinde imar uygulaması sebebiyle kaydının kapatıldığı ve başka parsellere gittiği, usulüne uygun kesinleştirilmiş mahkeme kararından bahsedilemeyeceğinden, davacının yurt dışında da yaşadığı, taşınmazın tapu kaydının 2007 tarihinde imar uygulaması ile tamamen kapatıldığı gözetildiğinde davacının davasının süresinde açıldığının kabulü gerekmektedir.
3. Arsa niteliğindeki taşınmaza emsal karşılaştırması suretiyle biçilen değer aynı bölgeden gelen ve Dairemiz denetiminden geçen dosyalarla da uyumlu görüldüğünden verilen kararda isabetsizlik görülmemiştir.
4. Temyizen incelenen karar, tarafların karşılıklı iddia ve savunmalarına, dayandıkları belgelere, uyuşmazlığa uygulanması gereken hukuk kuralları ile hukuki ilişkinin nitelendirilmesine, dava şartlarına, yargılama ve ispat kuralları ile kararda belirtilen gerekçelere göre usul ve kanuna uygun olup, temyiz dilekçesinde ileri sürülen nedenler kararın bozulmasını gerektirecek nitelikte görülmemiştir.
VI. KARAR
Açıklanan sebeplerle;
Davalı Hazine vekilinin yerinde görülmeyen tüm temyiz itirazlarının reddiyle usul ve kanuna uygun Bölge Adliye Mahkemesi kararının 6100 sayılı Kanun’un 370 inci maddesinin birinci fıkrası uyarınca ONANMASINA,
Davalı Hazine harçtan muaf olduğundan harç alınmamasına,
21.02.2023 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.