Logo

5. Hukuk Dairesi2022/7328 E. 2023/2151 K.

Yapay Zeka Özeti

Uyuşmazlık: Tapu kayıtlarındaki hata nedeniyle uğranılan zararın 4721 sayılı Türk Medeni Kanunu'nun 1007. maddesi uyarınca Hazine'den talep edilmesi.

Gerekçe ve Sonuç: Vekâletini azleden malik ile azledildiğini bilen vekilin, azilnameyi tapuya zamanında bildirmeyerek ve işlettirmeyerek ağır kusurlu davranışları nedeniyle Hazine’nin kusursuz sorumluluğu kapsamında illiyet bağının kesildiği gözetilerek, yerel mahkemenin davanın reddine ilişkin kararının onanmasına karar verilmiştir.

Karar Metni

"İçtihat Metni"

MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi

KARAR : Ret

Taraflar arasındaki tapu kayıtlarındaki hata nedeniyle uğranılan zararın 4721 sayılı Türk Medenî Kanunu’nun (4721 sayılı Kanun) 1007 nci maddesi uyarınca tazminat istemine ilişkin dava sonucu verilen karar hakkında yapılan temyiz incelemesi sonucunda, Yargıtay (Kapatılan) 20. Hukuk Dairesince Mahkeme kararının bozulmasına karar verilmiştir.

Mahkemesince bozmaya uyularak yeniden yapılan yargılama sonucunda; davanın reddine karar verilmiştir.

Mahkeme kararı davacı vekili tarafından temyiz edilmekle; süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, temyiz dilekçesinin kabulüne karar verilmiştir.

Davacı vekilince temyiz incelemesinin duruşmalı olarak yapılmasının istenilmesi üzerine, işin duruşmaya tabi olduğu anlaşılmış ve duruşma için 28.02.2023 günü tayin edilerek taraflara tebligat gönderilmiştir.

Duruşma günü davacı vekili Avukat ... ile davalı Hazine vekili Avukat ... gelmişlerdir.

Duruşmaya başlanarak hazır bulunan avukatların sözlü açıklamaları dinlendikten sonra duruşmaya son verildi.

Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:

I. DAVA

Davacı vekili dava dilekçesinde; müvekkilinin dava dışı müteahhit ... tarafından yapımına başlanan yapının, Muğla ili, ... ilçesi, Kızılağaç köyü 3149 parselde depo nitelikteki B Blok ... katını 17.03.2006 tarihinde, C Blok zemin kat 1 numaralı taşınmazı 20.03.2006 tarihinde müteahhitten satın aldığını, satış bedelini banka kredisi kullanarak, Vakıfbank ... Şubesi hesabından ödediğini, satış işleminin ...'un arsa sahibi ...'dan aldığı ... 4. Noterliğinde düzenlenen 13.02.2006 tarihli, 2563 yevmiye numaralı vekâletname ile gerçekleştirildiğini, taşınmazların tesliminden 2009 yılına dek kaçınılması üzerine davacının, vekili aracılığı ile ...'a ... 4. Noterliğinden 19.08.2009 tarihli, 14808 yevmiye numaralı ihtarnameyi keşide ederek müdahalenin men'i ve ecrimisil talebinde bulunduğunu, daha sonra ... 2. Asliye Hukuk Mahkemesinde 2009/174 Esas sayılı davayı açarak müdahalenin men'i ile ecrimisil alacağı istediğini; ancak arsa sahibi ...'ın ... 1. Asliye Hukuk Mahkemesinin 2009/906 Esas sayılı dosyası ile davacı ve Tapu Müdürlüğü aleyhine tapu iptal ve tescil davası açarak, vekil atadığı ...'u ... 4. Noterliğinin 14.02.2006 tarihli ve 2624 yevmiye numaralı azilnamesi ile azlettiğini, azilnamenin 22.02.2006 tarihinde ...'a tebliğ edildiğinin Tapu Müdürlüğüne de bildirildiği hâlde, ...'un azledildiği vekâletname ile bilgisi dışında taşınmazlarını davacıya sattığını ileri sürdüğünü, mahkemece taşınmaz tapularının iptaline ve arsa sahibi ... adına tesciline karar verildiğini, temyiz incelemesi sonucu kararın onandığını, karar düzeltme istemi reddedilerek 06.05.2014 tarihinde kesinleştiğini, Tapu Müdürlüğü görevlilerinin azilnameyi işlememeleri ve azle rağmen satış işlemini gerçekleştirmeleri nedeniyle zararın oluştuğunu, belirterek hesaplanacak tazminata hükmedilmesini talep etmiştir.

II. CEVAP

Davalı vekili cevap dilekçesince özetle; noterlikçe düzenlenen azilnamede azleden ile muhatap olarak ...'un görüldüğünü, ... Tapu Müdürlüğü'nden hiç bahsedilmediğini, Tapu Müdürlüğüne azilnamenin tebliğ edilmesi ve gönderilmesi isteminin bulunmadığını, aynı azilnamenin noterlikçe 17.07.2006 tarihli ve14841 sayılı işlem ile onaylı bir suretinin çıkarıldığını, bu suretin aynı gün 17.07.2006 tarihinde Tapu Müdürlüğüne elden getirilerek aynı gün saat 15.30'da aziller sicilinin M harfinin 296. Sırasına işlendiğinin kayıtlarda sabit olduğunu, tapu devir işlemlerinin azilname, Tapu Müdürlüğü'ne verilmeden önce yapıldığını, Tapu Müdürlüğü personelinin tüzük ve yasaya uygun hareket ettiğini belirterek davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.

III. MAHKEME KARARI

Mahkemenin 06.04.2016 tarihli ve 2015/228 Esas, 2016/74 Karar sayılı kararı ile davanın reddine karar verilmiştir.

IV. BOZMA VE BOZMADAN SONRAKİ YARGILAMA SÜRECİ

A.Bozma Kararı

1. Mahkeme kararına karşı süresi içinde davacı vekili temyiz isteminde bulunmuştur.

2. Yargıtay (Kapatılan) 20. Hukuk Dairesince yapılan inceleme sonucu; satış işleminin dayanağını teşkil eden ve taşınmaz maliki ... tarafından ...'a verilen vekâletnamenin, ... 4. Noterliğince düzenlenen 13.02.2006 tarihli ve 2563 sayılı vekâletname olduğu, bu vekâletnameye dayanılarak 17.03.2006 tarihinde davacı ...'e satış yapıldığı; ancak aslında ...'un aynı noterlikçe düzenlenen 14.02.2006 tarihli ve 2624 numaralı azilname ile vekâletten azledilmiş olduğu, azledildiğinin kendisine 22.02.2006 tarihinde tebliğ edildiği, yani satış işleminin yetkisiz vekil tarafından yapıldığı, azilnamenin tapu sicil müdürlüğü görevlilerince ilgili deftere zamanında işlenmemesi nedeniyle de Hazinenin sorumlu bulunduğunun iddia edildiği, davacı tarafın tapu sicil müdürlüğü görevlilerini şikayeti üzerine ... Kaymakamlığınca soruşturma izni verilmediği, ancak Aydın Bölge İdare Mahkemesinin 2015/237 Esas, 2015/293 Karar sayılı kararıyla Kaymakamlık kararı kaldırılarak soruşturma izni verildiği, ... Cumhuriyet Başsavcılığının 09.02.2016 tarihli ve 2016/1300 sayılı kararıyla, azilnamenin tapu sicil müdürlüğündeki deftere işlendiği 17.07.2006 tarihinden itibaren 8 yıllık zamanaşımı süresi dolduğundan kovuşturmaya yer olmadığına dair karar verildiği, davacı tarafın bu karara karşı Sulh Ceza Mahkemesine itiraz ettiği, mahkemece henüz bir karar verilmediği anlaşılmakla, azilnamenin kaydedildiği defter fotokopisi dosyaya getirtilmiş ise de; kayıt tarihinin defterde belli olmadığı, tapu sicil müdürlüğünün 11.02.2016 tarihli ve 326161 sayılı üst yazısı ekinde gönderilen azilname fotokopisi üzerinde tapu memuru ... imzasıyla 17.07.2006, saat 15:30 şerhi bulunmakta ise de; davacı vekilinin ... 1. Asliye Hukuk Mahkemesinin 2009/906 Esas sayılı dosyasına verdiği 15.09.2009 havale tarihli dilekçe ekinde sunulan azilnamede yine ... imzası bulunduğu, ancak altındaki tarihin 24.02.2006 mı yoksa 24.07.2006 mı olduğu anlaşılamadığı belirtilerek mahkemece, azilname üzerindeki farklı tarihlerin ne anlama geldiğinin araştırılması, azilnamenin tapu sicil müdürlüğü görevlisine ne zaman teslim edildiğinin net olarak belirlenmesi, ceza soruşturması sonucunun takip edilmesi, teslime rağmen ilgili deftere geç işlendiğinin belirlenmesi hâlinde Hazinenin sorumlu olacağının düşünülmesi gerekçesiyle kararın bozulmasına karar verilmiştir.

B. Mahkemece Bozmaya Uyularak Verilen Karar

Mahkemenin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile davanın reddine karar verilmiştir.

V. TEMYİZ

A. Temyiz Yoluna Başvuranlar

Mahkemenin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davacı vekili temyiz isteminde bulunmuştur.

B. Temyiz Sebepleri

Davacı vekili temyiz dilekçesinde özetle; tapu iptal davasında ...'ın sunduğu azilnamede 24.02.2006 tarihli ... havalesi bulunduğunu, bu azilnamenin tapu müdürlüğünce işlenmediğini ve kaybedildiğini, bu sebeple aslının istenmesinin mantıksız olduğunu, fotokopisini kendilerinin de tapu iptal davasından edindiklerini, tapu iptal tescil davasındaki bilirkişi kurulu raporunda da azilname defterine bakılmadan tapuda ferağ verildiğinin sabit olduğunun tespit edildiğini, Aydın Bölge İdare Mahkemesinin tapu memurları hakkında soruşturma izni verilmesine ilişkin kararının gerekçesinde azilnamenin 24.02.2006 tarihinde tapuya teslim edildiği, azilnamenin azilname defterine işlenmeyerek geçersiz vekâletname ile işlem yapıldığının tespit edildiği, ancak buna rağmen zamanaşımı nedeniyle Cumhuriyet Başsavcılığının kovuşturmaya yer olmadığına karar verdiğini, müvekkilinin zararının oluştuğunu belirterek kararın bozulması istemi ile temyiz yoluna başvurmuştur.

C. Gerekçe

1. Uyuşmazlık ve Hukukî Nitelendirme

Uyuşmazlık, tapu kayıtlarındaki hata nedeniyle uğranılan zararın 4721 sayılı Kanun 1007 nci maddesi uyarınca tazminat istemi hususundadır.

2. İlgili Hukuk

1. 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun (6100 sayılı Kanun) Geçici 3 üncü maddesinin atfıyla 1086 sayılı Hukuk Usulü Muhakemeleri Kanunu’nun (1086 sayılı Kanun) 26.09.2004 tarihli ve 5236 sayılı Kanun'la yapılan değişiklikten önceki 427 ilâ 439 uncu maddeleri.

2. 4721 sayılı Kanun’un “Sorumluluk” başlıklı 1007 nci maddesinin birinci fıkrası şöyledir:

“Tapu sicilinin tutulmasından doğan bütün zararlardan Devlet sorumludur.”

4. Yargıtay Hukuk Genel Kurulunun 18.11.2009 tarihli ve 2009/4-383 Esas, 2009/517 Karar sayılı ilâmında tapu işlemlerinin kadastro tespit işlemlerinden başlayarak birbirini takip eden işlemler olduğu, tapu kütüğünün oluşumu aşamasındaki kadastro işlemleri ile tapu işlemleri bir bütün oluşturduğundan bu kayıtlarda yapılan hatalardan 4721 sayılı Kanun’un 1007 nci maddesi anlamında Devletin sorumlu olduğunun kabulünün gerektiği, Devletin sorumluluğunun kusursuz sorumluluk olduğu, bu işlemler nedeniyle zarar görenlerin 4721 sayılı Kanun’un 1007 nci maddesi gereğince zararlarının tazmini için Hazine aleyhine adlî yargıda dava açabilecekleri belirtilmiştir.

5. 4721 sayılı Kanun’un 1007 nci maddesi uyarınca kabul edilen Devletin sorumluluğu, tapu sicilinin önemi ve kişilerin bu sicile olan güven duygularını sağlamak bakımından aynî hakkının saptanması, herkese açık tutulmasında tekel hakkı sağlayan bir sicil olması esasına dayanmaktadır. Bu sorumluluk, asıl ve nesnel (objektif) bir sorumluluk olduğundan zarara uğrayan zararının ödetilmesini doğrudan Devletten isteyebilir.

3. Değerlendirme

1. Mahkemelerin nihaî kararlarının bozulması 6100 sayılı Kanun’un geçici 3 üncü maddesinin atfıyla 1086 sayılı Kanun’un 26.09.2004 tarihli ve 5236 sayılı Kanun'la yapılan değişiklikten önceki 428 inci maddesinde yer alan sebeplerden birinin varlığı hâlinde mümkündür.

2. Mahkemece bozma ilâmı doğrultusunda araştırma yapılmış ise de, Cumhuriyet Başsavcılığının kovuşturmaya yer olmadığına dair kararına karşı yapılan itirazın sonuçsuz kaldığı, dosyadaki iki farklı havale tarihi içeren azilname fotokopileri üzerinde imza incelemesi yaptırılmak istenmiş ise de, Adli Tıp Kurumunca her iki belgenin de aslının bulunması gerektiğinin belirtildiği, üzerinde tapu memurunun 24.02(7).2006 havalesi bulunan azilname fotokopisinin aslına ulaşılamadığı, azilname defterinde azilanamelerin ne zaman deftere işlendiğine dair bir tarih sütünu bulunmadığı, ancak kaydedilen azilnamelerin sıralamasına bakıldığında kronolojik kayıt yapıldığı, bu davaya dayanak azilnamenin 28.06.2006 tarihli azilnameden sonra ve 19.07.2006 tarihli azilnameden önce kaydedildiği, daha önceki tarihli bir azilanmenin bulunduğuna dair yeterli delil sunulmadığı anlaşılmıştır.

3. 4721 sayılı Kanun'un 1007 nci maddesi gereği Devletin sorumluğu kusursuz sorumluluktur. Kusursuz sorumluluk tapu siciline bağlı çıkarların ve aynî hakların yanlış tescili sonucu değişmesi ya da yitirilmesi ile bu haklardan yoksun kalınması temeline dayanır. Çünkü sicillerin doğru tutulmasını üstlenen ve taahhüt eden Devlet, gerçeğe aykırı ve dayanaksız kayıtlardan doğan zararları da ödemekle yükümlüdür. Sicil tutma işleminden kaynaklanan uyuşmazlıklarda 6098 sayılı Türk Borçlar Kanunu'nun haksız fiile ilişkin kurallarının da uygulanacağı kuşkusuzdur.

4. Anılan madde uyarınca devletin sorumluluğu için tapu görevlilerinin görevleriyle ilgili bir eylemleri olmalı, bir zarar bulunmalı, zarar doğuran eylem hukuka aykırı olmalı ve zararla eylem arasında uygun illiyet bağı bulunmalıdır. Kusursuz sorumluluk şeklinde düzenlenen devletin sorumluluğu, ancak zarar ile uygun nedensellik bağının kesildiğinin kanıtlanması durumunda ortadan kalkacaktır. Yani zarar görenin veya üçüncü kişinin ağır kusurunun veya mücbir sebep hâlleri gibi illiyet bağını kesen bir durumun varlığının kanıtlanması hâlinde sorumluluktan kurtulunabilecektir (Selahattin Sulhi Tekinay, Borçlar Hukuku Genel Hükümler, Cilt 1, İstanbul, 1985, sayfa 764 vd.)

5. Somut olayda; azledildiğini bilen tapu maliki vekili ...'un buna rağmen taşınmazların davacıya devri ile vekilini azleden tapu maliki ...'ın bu azil işlemini en kısa sürede tapuya bildirip olası hak kayıplarını engellemek için azil defterine işlettirmemesi gözetildiğinde adı geçenlerin ağır kusurları karşısında Hazinenin kusursuz sorumluluğu açısından nedensellik bağı kesilmiştir.

6. Temyizen incelenen mahkeme kararının bu durumda bozmaya uygun olduğu, kararda ve kararın gerekçesinde hukuk kurallarının somut olaya uygulanmasında bir isabetsizlik bulunmadığı anlaşılmakla; temyiz dilekçesinde ileri sürülen nedenler kararın bozulmasını gerektirecek nitelikte görülmemiştir.

VI. KARAR

Açıklanan sebeplerle;

Davacı vekilinin yerinde görülmeyen tüm temyiz itirazlarının reddi ile usul ve kanuna uygun olan kararın ONANMASINA,

Aleyhine temyiz olunan davalı Hazine yararına 03.09.2022 tarihinde yürürlüğe giren Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi gereğince takdir olunan 8.400,00 TL vekâlet ücretinin temyiz edenden alınmasına,

Davacıdan peşin alınan temyiz harcının Hazineye irat kaydedilmesine,

07.03.2023 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.