"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ : Antalya Bölge Adliye Mahkemesi 5. Hukuk Dairesi
KARAR : Esastan ret
İLK DERECE MAHKEMESİ : Antalya 7. Asliye Hukuk Mahkemesi
Taraflar arasındaki kamulaştırmasız el atılan taşınmaz bedelinin tahsili istemine ilişkin davada yapılan yargılama sonunda İlk Derece Mahkemesince davanın reddine karar verilmiştir.
Kararın davacılar vekili tarafından istinaf edilmesi üzerine, Bölge Adliye Mahkemesince istinaf başvurusunun esastan reddine karar verilmiştir.
Bölge Adliye Mahkemesi kararı davacılar vekili tarafından temyiz edilmekle; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, temyiz dilekçesinin kabulüne karar verilmiştir.
Davacılar vekilince temyiz incelemesinin duruşmalı olarak yapılmasının istenilmesi üzerine, işin duruşmaya tabi olduğu anlaşılmış ve duruşma için 07.03.2023 günü tayin edilerek taraflara tebligat gönderilmiştir.
Duruşma günü davacılar vekili Avukat ... ile davalı idare vekili Avukat ... gelmişlerdir.
Duruşmaya başlanarak hazır bulunan avukatların sözlü açıklamaları dinlendikten sonra duruşmaya son verildi.
Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:
I. DAVA
Davacılar vekili dilekçesinde özetle; davacılar murisi ...'nın adına kayıtlı Antalya ili, ... ilçesi, ... köyü, 420 ada 1 parsel (eski 91) parsel sayılı taşınmazın Karayolları Genel Müdürlüğünün almış olduğu 04.04.1973 tarihinde verilen kamulaştırma kararı gereğince 6.408 m²lik kısmının kamulaştırıldığını, bedelin bankaya yatırıldığını, muris ... adına düzenlenen kamulaştırma noter tebligatının muris ...'ya değil köy azası ...'ya tebliğ edildiğinin öğrenildiğini, murisin yapılan kamulaştırma işleminden ve adına yatırılan bedelden haberdar olmadığını, usulüne uygun tebligat yapılmadığından kamulaştırma işlemine ve bedeline itiraz etme imkanı olmadığını belirterek keşif ve alınacak bilirkişi raporu ile taşınmazın yeniden belirlenecek değerine ilişkin bedelinin davalı idareden tahsiline karar verilmesini talep etmiştir.
II. CEVAP
Davalı idare vekili cevap dilekçesinde özetle; 2827 nolu parselin ifrazı ile 2995, 2996, 2997 ve 2998 No.lu parseller oluştuğunu, oluşan bu parsellerden 2995, 2997 ve 2998 No.lu parsellere müvekkili kurumca hiçbir şekilde el almadığını, dava konusu 2996 nolu parsel ise 2942 sayılı Kamulaştırma Kanunu'nun (2942 sayılı Kanun) 'un 35 inci maddesi gereği yola terk edilmesi gereken ve ilk geldilerinin ifrazından yol olarak kaldığını ve şu anda da yol olarak kullanılan parsel olduğunu, %40 oranında düzenleme ortaklık payı kesintisinin indirilmesi gerektiğini, taşınmazın yol dışında arta kalan kısmı köşe başı konumunda olup, yolun genişletilmiş olmasından kaynaklı taşınmazın değer kazanmış olduğunu, taşınmazdan meydana gelen değer artışının da tespit edilen bedelden düşürülmesini ve davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
III. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI
İlk Derece Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile davanın reddine karar verilmiştir
IV. İSTİNAF
A. İstinaf Yoluna Başvuranlar
İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davacılar vekili istinaf başvurusunda bulunmuştur.
B. İstinaf Sebepleri
Davacılar vekili istinaf dilekçesinde özetle; kamulaştırmanın uygulanmadığı yönündeki gerekçesinin hukuki dayanağı olmadığı gibi davalı idarenin cevap dilekçesinde davaya konu taşınmazın kamulaştırıldığını belirttiğini, dilekçesinde kamulaştırmadan vazgeçildiği yönünde beyanda da bulunmadığını, kamulaştırılan taşınmazın kullanılmaması nedeni ile kamulaştırmanın uygulanmadığı gibi bir sonuca varılmasının mümkün olmadığını, kamulaştırma ile taşınmaz davalı idarenin mülkiyetine geçtiğinden dilediği şekilde kullanabileceğinden yazılı gerekçe ile davanın reddine karar verilmesinin yerinde olmadığını ileri sürerek İlk Derece Mahkemesi kararının kaldırılması istemi ile istinaf yoluna başvurmuştur.
C. Gerekçe ve Sonuç
Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile; dosya arasında mevcut belgeler ile ... 13. Bölge Müdürlüğünün cevabi yazısı, Tapu müdürlüğünce gönderilen tapu kayıtları, ... Belediye Başkanlığı İmar ve Şehircilik Müdürlüğünce gönderilen yazı ve ekindeki belgeler, mahallinde yapılan keşif ve bilirkişi incelemesi alınan bilirkişi raporları ve tüm dosya kapsamına göre; dava konusu taşınmazın bölgede yapılan tapulama çalışmaları sonucunda 04.05.1976 tarihinde ... ... Mahallesi 159 parsel sayılı taşınmaz olarak tarla niteliği ve 71.100 m² yüzölçümü ile davacıların murisi ... adına tescil edildiği, daha sonra kök parselin devlet karayolunda kalan kısmının da, davacıların murisi ... vekili tarafından imzalanan 21.08.2001 tarihli tescil bildirimi (beyanname) de belirtildiği üzere 536 m²lik kısmının bedelsiz olarak yola terk edildiği, ... Belediye Encümeninin 02.08.2001 tarih ve 708 sayılı kararı ile ... köyü 159 parselin Antalya-Ankara yolu içerisinde kalan kısmının bedelsiz ve şartsız kamuya veya karayollarına terk etmesinde ve beyannamesinde olduğu gibi iki kısma ifrazının uygun bulunduğuna karar verildiği, 06.09.2001 tarih ve 7476 yevmiyeli işlem sonucunda 536 m²si yola terk edilmek suretiyle iki kısma ifraz edilerek 5000 m²si 568 parsel numarası ile ve 65564 m²sini ise 569 parsel numarası ile tescil edildiği, 568 parselin 06.09.2001 tarih ve 7477 yevmiyeli satış işlemi ile ... oğlu ... adına tescil edildiği, 569 parselin ise imar uygulaması sonucu %35 düzenleme ortaklık payı kesintisi sonucu 41983 m²sinin 420 ada 1 parselde tam hisse itibarıyla ve diğer imar parsellerine dağıtım gördüğü, dava dilekçesinde bahsedilen 420 ada 1 parsel sayılı taşınmazın hâlen arsa niteliği ve 9305,68 m² yüzölçümü ile davacılar adına tapuda kayıtlı olduğu, her ne kadar kamulaştırma işlemine dair bir kısım evraklar davalı idare tarafından gönderilmiş ise de kamulaştırmadan sonra yapılan tapulama çalışmalarında taşınmazın davacıların murisi adına tespit ve tescil edildiği, yukarıdaki açıklanan ifraz, bedelsiz yola terk ve imar uygulaması sonucunda dava dilekçesinde belirtilen 420 ada 1 parsel sayılı taşınmazın hâlen arsa niteliği ile davacılar adına tapuda kayıtlı olduğu taşınmaz üzerinde fiiili el atma bulunmadığı anlaşıldığından ilk derece mahkemesinin davanın reddine ilişkin kararının usul ve esas yönünden hukuka uygun olduğu sonucuna varılmakla birlikte davacılar vekilinin istinaf başvurusunun esastan reddine karar verilmiştir.
V. TEMYİZ
A. Temyiz Yoluna Başvuranlar
Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davacılar vekilince temyiz isteminde bulunmuştur.
B. Temyiz Sebepleri
Davacılar vekili temyiz dilekçesinde özetle; kamulaştırmanın uygulanmadığı yönündeki gerekçenin hatalı olduğunu, davaya konu taşınmazın kamulaştırıldığının belgelerden anlaşıldığını ve idarenin kamulaştırmadan vazgeçildiği yönünde beyanda da bulunmadığını, kamulaştırılan taşınmazın kullanılmaması nedeni ile kamulaştırmanın uygulanmadığı gibi bir sonuca varılmasının mümkün olmadığını, kamulaştırma ile taşınmaz davalı idarenin mülkiyetine geçtiğinden istediği şekilde kullanabileceğinden yazılı gerekçe ile davanın reddine karar verilmesinin yerinde olmadığını ileri sürerek Bölge Adliye Mahkemesi kararının bozulması istemi ile temyiz yoluna başvurmuştur.
C. Gerekçe
1. Uyuşmazlık ve Hukukî Nitelendirme
Uyuşmazlık, davacı tapu maliki ile davalı idare arasında kamulaştırmasız el atılan taşınmazın değerinin biçilmesi ve bedelinin sorumlu idareden tahsili istemine ilişkindir.
2. İlgili Hukuk
1. 6100 sayılı Hukuk Muhakameleri Kanunu'nun (6100 sayılı Kanun) 369 uncu maddesinin birinci fıkrası ile 370 ve 371 inci maddeleri.
2. Yargıtay İçtihadı Birleştirme Büyük Genel Kurulunun, 16.05.1956 tarihli ve 1956/1 Esas, 1956/6 Karar sayılı kararının ilgili bölümü şöyledir: “... Usûlü dairesinde istimlak muamelesine tevessül edilmeksizin gayrimenkulü yola kalbedilen şahsın, esas itibarıyla, gayrimenkulünü yola kalbeden amme hükmi şahsiyeti aleyhine meni müdahale davası açmağa hakkı olduğuna, ancak dilerse bu fiili duruma razı olarak, mülkiyet hakkının amme hükmi şahsiyetine devrine karşılık gayrimenkulünün bedelinin tahsilini de dava edebileceğine ve isteyebileceği bedelin de mülkiyet hakkının devrine razı olduğu tarih olan dava tarihindeki bedel olduğuna 16.05.1956 tarihinde ilk toplantıda ittifakla karar verildi.”
3. Yargıtay İçtihadı Birleştirme Büyük Genel Kurulunun, 16.05.1956 tarihli ve 1954/1 Esas, 1956/7 Karar sayılı kararı ile “... Usûlü dairesinde istimlak muamelesine tevessül edilmeksizin gayrimenkulü yola kalbedilen şahsın, gayrimenkulünün bedelinin tahsiline ilişkin olarak, gayrimenkulünü yola kalbeden hükmü şahsiyeti aleyhine açacağı bedel davasında müruruzamanın mevzuubahis olamayacağına ve bu itibarla da, hadisede Borçlar Kanunu'nun 66. maddesinin tatbik kabiliyeti bulunmadığına ...” karar verilmiştir.
4. 2942 sayılı Kanun'un 11 inci, 12 nci ve 35 inci maddeleri.
3. Değerlendirme
1. Bölge Adliye Mahkemelerinin nihaî kararlarının bozulması 6100 sayılı Kanun’un 371 inci maddesi ile 369 uncu maddesinin birinci fıkrasında yer alan sebeplerden birinin varlığı hâlinde mümkündür.
2. Karayolları 13. Bölge Müdürlüğünün 14.04.2018 tarihli ve 05.11.2018 tarihli cevabı yazılarında; dava konusu taşınmazın bulunduğu bölgede kadastro tespit çalışmalarından önce davalı idarenin kamulaştırma evraklarında Antalya ili, ... ilçesi, ... köyü, özel 91 numaralı ile belirlenen taşınmazın 04.04.1973 tarihli ve 1973/48 sayılı kamu yararı kararı gereğince ...-Kırkgöz arasına rastlayan bölümlerinin yol inşaat ve emniyet sahası tesis etmek maksadıyla 6.408,00 m²lik kısmının kamulaştırılmasına karar verildiği, idare tarafından, taşınmazın mevcut zabıt kaydıyla tespit edilen maliki davacılar murisi ... adına kamulaştırma noter tebligatı düzenlendiği ve bu tebligatın köy azası ... 'ya tebliğ edildiği ve bedelin ilgili bankaya bloke edildiğinin bildirildiği anlaşılmıştır.
3. Kamulaştırma çalışmalarından sonra bölgede yapılan kadastro çalışmaları sonrası idare tarafından kamulaştırma evraklarına özel 91 numaralı parsel olarak gösterilen taşınmazın yapılan tapulama çalışmaları sonucunda 04.05.1976 tarihinde 159 parsel sayılı taşınmaz olarak tarla niteliği ile 71.100 m² yüzölçümü ile davacıların murisi ... adına tescil edildiği, kadastro çalışmaları esnasında kamulaştırma planının uygulanmadığı,kamulaştırma kararı alınan bölümün de davcılar adına tespit edilen 159 parsel sayılı taşınmaz içerinde kaldığı, sonrasında kök parselin karayolunda kalan kısmının, davacıların murisi ... vekili tarafından imzalanan 21.08.2001 tarihli tescil bildirimi beyannamesinde de belirtildiği üzere 536.00 m²lik kısmının bedelsiz olarak yola terk edildiği, ... Belediye Encümeninin 02.08.2001 tarih ve 708 sayılı kararı ile ... köyü 159 parselin Antalya-Ankara yolu içerisinde kalan kısmının bedelsiz ve şartsız kamuya terk etmesinde ve beyannamesinde olduğu gibi iki kısma ifrazının uygun bulunduğuna karar verildiği, 06.09.2001 tarih ve 7476 yevmiyeli işlem sonucunda 536 m²si yola terk edilmek suretiyle iki kısma ifraz edilerek 5.000.00 m²si 568 parsel numarası ile ve 65.564.00 m²sini ise 569 parsel numarası ile tescil edildiği, 568 parselin 06.09.2001 tarihli ve 7477 yevmiyeli satış işlemi ile ... oğlu ... adına tescil edildiği, 569 parselin ise imar uygulaması sonucu %35 düzenleme ortaklık payı kesintisi sonucu 41.983 m²sinin 420 ada 1 parselde tam hisse itibarıyla ve diğer imar parsellerine dağıtım gördüğü, dava dilekçesinde bahsedilen 420 ada 1 parsel sayılı taşınmazın hâlen arsa niteliği ve 9.305,68 m2 yüzölçümü ile davacılar adına her bir davacı için 1/5 pay olmak üzere paylı mülkiyet şeklinde tapuda kayıtlı olduğu anlaşılmıştır.
4. 20.05.2019 tarihli fen bilirkişi ropor ve krokisinde; dava konusu 420 ada 1 parselin geldi parseli kök 159 parselin sınırları ile kamulaştırma evraklarında bulunan özel 91 numaralı kamulaştırma parsel sınırlarının çakıştırılması neticesinde kamulaştırılan yere aynen uyduğu, kamulaştırma işlemlerinin kadastro çalışmalarından önce yapılmış olması ile zabıt kaydına istinaden belirlenen malik adına kamulaştırma evrakları düzenlendiği, ancak tapulama çalışmalarında taşınmazın 159 parsel numarası ile davacılar murisi adına tescil edildiği ve kadastro çalışmaları esnasında söz konusu taşınmazın kamulaştırma planına göre ifrazının yapılmadığı, 06.09.2001 tarihinde düzenlenen davacının talebi ile düzenlenen ifraz haritası ile parselin tapulama sonucu belirlenen sınırları ile yol güzergahında kalan kısmının çakıştırılması sonucu yola isabet eden bölümünün 536,00 m²sinin bedelsiz yola terk edildiği, her ne kadar kamulaştırma evraklarında yolda kalan kısım 6.408,00 m² olarak belirlense de tapulama çalışmaları sonrası kesinleşen parsel sınırlarına göre yolda kalan bölümün yüzölçümünün 536,00 m² olarak hesaplandığı, arada oluşan farkın yol güzergahının değiştirilmesinden kaynaklanabileceğinin bildirildiği anlaşılmıştır.
5. Her ne kadar 159 nolu parsel için kadastro çalışmalarından önce 91 özel parsel numarası ile kamulaştırma evrakları düzenlense de, kadastro çalışmaları esnasında 159 No.lu kök parselde kamulaştırma planının uygulanmadığı ve kamulaştırma işleminin tesciline yönelik olarak Tapu Sicilinde herhangi bir işlem yapılmadığı anlaşılmıştır.
6. Yapılan ifraz, bedelsiz yola terk ve imar uygulaması sonucunda dava dilekçesinde belirtilen 420 ada 1 parsel sayılı taşınmazın hâlen arsa niteliği ile davacılar adına tapuda kayıtlı olduğu taşınmaz üzerinde fiili el atma bulunmadığı gibi, kamulaştırma evraklarına konu olan 6.408,00 m²lik bölüm ile aynı yere isabet ettiği anlaşılan 536,00 m²lik yol olarak ayrılan bölümün davacıların murisi ... vekili tarafından imzalanan 21.08.2001 tarihli tescil bildirimi beyannamesinde de belirtildiği üzere bedelsiz olarak yola terk edildiği, ... Belediye Encümeninin 02.08.2001 tarihli ve 708 sayılı kararı ile ... köyü 159 parselin Antalya-Ankara yolu içerisinde kalan kısmının bedelsiz ve şartsız kamuya veya karayollarına terk etmesinde ve beyannamesinde olduğu gibi iki kısma ifrazının uygun bulunduğuna karar verildiği gözetildiğinde 2942 sayılı Kanun’un 35 inci maddesi kapsamı doğrultusunda imar düzenlemesi sırasında malikinin muvafakati ile yol, yeşil alan ve bunun gibi kamu hizmet ve tesislerine ayrılan alan için eski malikleri tarafından mülkiyet iddiasında bulunulamayacağı hususu da dikkate alındığında davanın reddine karar verilmesi yerindedir.
7. Temyizen incelenen karar, tarafların karşılıklı iddia ve savunmalarına, dayandıkları belgelere, uyuşmazlığa uygulanması gereken hukuk kuralları ile hukukî ilişkinin nitelendirilmesine, dava şartlarına, yargılama ve ispat kuralları ile kararda belirtilen gerekçelere göre usul ve kanuna uygun olup, davacılar vekili tarafından temyiz dilekçesinde ileri sürülen nedenler kararın bozulmasını gerektirecek nitelikte görülmemiştir.
VI. KARAR
Açıklanan sebeplerle;
Davacılar vekilinin yerinde görülmeyen tüm temyiz itirazlarının reddiyle usul ve kanuna uygun Bölge Adliye Mahkemesi kararının 6100 sayılı Kanun’un 370 inci maddesinin birinci fıkrası uyarınca ONANMASINA,
Aleyhine temyiz olunan davalı idare yararına 03.09.2022 tarihinde yürürlüğe giren Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi gereğince takdir olunan 8.400,00 TL vekâlet ücretinin temyiz edenden alınmasına,
Davacılardan peşin alınan temyiz harcının Hazineye irat kaydedilmesine,
Dosyanın İlk Derece Mahkemesine, kararın bir örneğinin Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine, 14.03.2023 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.