"İçtihat Metni"
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi
Taraflar arasındaki dava konusu taşınmazın kesinleşen orman kadastrosu içinde kaldığından tapusunun iptali ve orman vasfı ile Hazine adına tescil edilmesi istemine ilişkin asıl dava ile tapusunun orman vasfı ile Hazine adına tescili nedeniyle uğranılan zararın 4721 sayılı Türk Medenî Kanunu’nun (4721 sayılı Kanun) 1007 inci maddesi uyarınca tazmini ile ilk davada saklı tutulan bölümün bedelinin tahsili istemine ilişkin birleştirilen davalarda verilen karar hakkında yapılan temyiz incelemesi sonucunda, Dairemizce Mahkeme kararının bozulmasına karar verilmiştir.
Mahkemece bozmaya uyularak yeniden yapılan yargılama sonucunda; asıl dava kesinleştiğinden yeniden hüküm kurulmamış, birleştirilen 2012/121 Esas sayılı dosyasında davalı ... ile dahili davalı ... Başkanlığına karşı açılan davanın husumet yokluğundan reddine, dahili davalı ... Hazinesine karşı açılan davanın kabulüne, birleştirilen Bursa 2. Asliye Hukuk Mahkemesinin 2017/506 Esas sayılı davasının kısmen kabulüne karar verilmiştir.
Mahkeme kararı davalı ..., davalı ... ile fer'î müdahil Çevre, Şehircilik ve İklim Değişikliği Bakanlığını temsilen Tapu Sicil Müdürlüğü vekilleri, tarafından temyiz edilmekle; süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, temyiz dilekçesinin kabulüne karar verilmiştir.
Davalı Hazine ve fer'î müdahil vekillerince temyiz incelemesinin duruşmalı olarak yapılmasının istenilmesi üzerine, işin duruşmaya tabi olduğu anlaşılmış ve duruşma için 02.05.2023 günü tayin edilerek taraflara tebligat gönderilmiştir.
Duruşma günü davalı Hazine vekili Avukat ... ve davalı ... vekili Avukat ... gelmiş, davacı vekili, davalı ... vekili ile fer'î müdahil duruşmaya katılmamıştır.
Duruşmaya başlanarak hazır bulunan avukatların sözlü açıklamaları dinlendikten sonra duruşmaya son verildi.
Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:
I. DAVA
1. Davacı ... vekili asıl dosyaya ilişkin dava dilekçesinde özetle; ... ili, ... ilçesi, ... Mahallesi 6326 ada 2 parselde bulunan taşınmaz üzerinde 3402 sayılı Kadastro Kanunu'nun 22/a maddesi kapsamında çalışma yapılarak ilanlarının 1 ay süre ile askıya çıkarıldığını, ancak yapılan çalışmalar sonunda elde edilen tespitin gerçek ve hukukî duruma uygun olmadığını, dava konusu taşınmazın orman olmasına rağmen orman vasfı ile Maliye Hazinesi adına askıya çıkarılması gerekirken aksi yönde işlem tesisi ile orman vasfı ile tespitinin yapılmadığını, dava konusu yerde 1982 yılında orman kadastrosu, 1976 yılında da arazi kadastrosu yapılarak kesinleştiğini, yapılan orman kadastrosuna göre orman olan alanın, arazi kadastrosuna göre şahıs adına tapuda tescilli bulunduğunu belirterek dava konusu yerin orman vasfı ile Hazine adına tesciline karar verilmesini talep etmiştir.
2. Birleştirilen Bursa 5. Asliye Hukuk Mahkemesinin 2012/121 Esas sayılı dosyasının dava dilekçesinde özetle; dava konusu 6326 ada 2 parsel sayılı taşınmazın tapu kaydının iptaline ilişkin dava açıldığını, davalı idarece herhangi bir bedel ödenmeksizin davacının mülkiyet hakkının ortadan kaldırılmak istendiğini, bu durumun müvekkilinin mağduriyetine neden olacağını belirterek 1.000,00 TL tazminatın dava tarihinde itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalıdan tahsiline karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
3. Birleştirilen Bursa 2.Asliye Hukuk Mahkemesinin 2017/506 Esas sayılı dosyasının dava dilekçesinde özetle; davalı (karşı davacı) ilk davada saklı tutulan bölümün tahsili istemi ile 943.226.35 TL tazminatın iptal kararının kesinleşme tarihinden itibaren davalıdan tahsiline karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
II. CEVAP
Davalı Hazine vekili birleştirilen davalara karşı cevap dilekçesinde özetle; davanın reddine karar verilmesi gerektiğini, davacının bu davayı açmakta hukuki menfaatinin bulunmadığını, dava konusu taşınmaz her ne kadar şahıs adına tescil edilmiş ise de tapunun meydana geldiği tarihte daha evvelce kesinleşmiş orman kadastrosunun mevcudiyeti ve dava konusu yerin bu sınırlar içerisinde orman sayılan alanda kaldığının dikkate alınmasının gerektiğini belirterek davanın reddine karar verilmesini savunmuştur.
III. MAHKEME KARARI
Mahkemenin 13.03.2020 tarihli ve 2020/49 Esas, 2020/109 Karar sayılı kararı ile asıl davanın kabulüne, birleştirilen 2012/121 Esas, 2012/68 Karar sayılı dosyasında davalı ... Yönetimi ve dahili davalı ... Başkanlığına karşı açılan davanın husumet yokluğundan reddine, dahili davalı ... Hazinesine karşı açılan davanın kabulüne, birleştirilen Bursa 2. Asliye Hukuk Mahkemesinin 2017/506 Esas 2017/478 Karar sayılı dosyası yönünden açılan davanın ıslah edilmiş haliyle kabulüne karar verilmiştir.
IV. BOZMA VE BOZMADAN SONRAKİ YARGILAMA SÜRECİ
A. Bozma Kararı
1. Mahkeme kararına karşı süresi içinde davalı Hazine ile fer'î müdahil Çevre, Şehircilik ve İklim Bakanlığını temsilen Tapu Sicil Müdürlüğü vekilleri tarafından temyiz isteminde bulunmuştur.
2. Dairemizce yapılan inceleme sonucu; davalı Hazinenin tazminattan sorumlu tutulmasının doğru olduğu belirtilerek, arsa niteliğindeki Nilüfer ilçesi, Kayapa Mahallesi, 6326 ada 2 parsel sayılı dava konusu taşınmaza emsal incelemesi yapılarak değer biçilmesi yöntem itibarıyla kanun hükümlerine uygun olduğu; ancak 4721 sayılı Kanun'un 1007 nci maddesine dayanan tazminat davasının, dava konusu taşınmazın tapusunun iptali ile orman vasfı ile Hazine adına tesciline ilişkin davanın kesinleşme tarihinden önce açıldığından, dava konusu taşınmazın dava tarihindeki değeri esas alınarak değer biçilmesi gerekirken, tapu iptali ve tescil davasının kesinleşme tarihi olan 08.02.2015 tarihinin değerlendirme tarihi olarak kabulü ile bedele hükmedilmesi hatalı olduğundan kararın bozulmasına karar verilmiştir.
B. Mahkemece Bozmaya Uyularak Verilen Son Karar
Mahkemenin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile asıl davanın kesinleştiğinden yeniden esas hakkında hüküm kurulmamış, birleştirilen 2012/121 Esas sayılı dosyasında davalı ... ile dahili davalı ... Başkanlığına karşı açılan davanın husumet yokluğundan reddine, dahili davalı ... Hazinesine karşı açılan davanın kabulüne, birleştirilen Bursa 2. Asliye Hukuk Mahkemesinin 2017/506 Esas sayılı davasının kısmen kabulüne karar verilmiştir.
V. TEMYİZ
A. Temyiz Yoluna Başvuranlar
Mahkemenin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davalı Hazine, ... ve ile fer'î müdahil Çevre, Şehircilik ve İklim Değişikliği Bakanlığını temsilen Tapu Sicil Müdürlüğü vekilleri temyiz isteminde bulunmuştur.
B. Temyiz Sebepleri
1. Davalı Hazine vekili temyiz dilekçesinde özetle; davacının taşınmazın tapu kaydında bulunan orman şerhini görmesine rağmen taşınmazı satın aldığını, iyi niyetli olmadığını davanın reddine karar verilmesi gerektiğini, raporun hatalı olduğunu ileri sürerek temyiz yoluna başvurmuştur.
2. Davalı ... vekili temyiz dilekçesinde özetle; vekâlet ücretinin hatalı olduğunu ileri sürerek temyiz yoluna başvurmuştur.
3. Fer'î müdahil Çevre, Şehircilik ve İklim Değişikliği Bakanlığını temsilen Tapu Sicil Müdürlüğü vekili temyiz dilekçesinde özetle: raporun hatalı olduğunu belirlenen bedelin fahiş olduğunu, davanın zamanaşımına uğradığını ileri sürerek temyiz yoluna başvurmuştur.
C. Gerekçe
1. Uyuşmazlık ve Hukukî Nitelendirme
Uyuşmazlık, tapu kaydının mahkeme kararı ile iptali nedeniyle uğranılan zararın 4721 sayılı Kanun’un 1007 nci maddesi uyarınca tazminat istemi hususundadır.
2. İlgili Hukuk
1. 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun (6100 sayılı Kanun) Geçici 3 üncü maddesinin atfıyla 1086 sayılı Hukuk Usulü Muhakemeleri Kanunu’nun (1086 sayılı Kanun) 26.09.2004 tarihli ve 5236 sayılı Kanun'la yapılan değişiklikten önceki 427 ilâ 439 uncu maddeleri.
2. 4721 sayılı Kanun’un “Sorumluluk” başlıklı 1007 nci maddesinin birinci fıkrası şöyledir:
“Tapu sicilinin tutulmasından doğan bütün zararlardan Devlet sorumludur.”
3. Yargıtay Hukuk Genel Kurulunun 18.11.2009 tarihli ve 2009/4-383 Esas, 2009/517 Karar sayılı ilâmında tapu işlemlerinin kadastro tespit işlemlerinden başlayarak birbirini takip eden işlemler olduğu, tapu kütüğünün oluşumu aşamasındaki kadastro işlemleri ile tapu işlemleri bir bütün oluşturduğundan bu kayıtlarda yapılan hatalardan 4721 sayılı Kanun’un 1007 nci maddesi anlamında Devletin sorumlu olduğunun kabulünün gerektiği, Devletin sorumluluğunun kusursuz sorumluluk olduğu, bu işlemler nedeniyle zarar görenlerin 4721 sayılı Kanun’un 1007 nci maddesi gereğince zararlarının tazmini için Hazine aleyhine adlî yargıda dava açabilecekleri belirtilmiştir.
4. 4721 sayılı Kanun’un 1007 nci maddesi uyarınca kabul edilen Devletin sorumluluğu, tapu sicilinin önemi ve kişilerin bu sicile olan güven duygularını sağlamak bakımından aynî hakkının saptanması, herkese açık tutulmasında tekel hakkı sağlayan bir sicil olması esasına dayanmaktadır. Bu sorumluluk, asıl ve nesnel (objektif) bir sorumluluk olduğundan zarara uğrayan zararının ödetilmesini doğrudan Devletten isteyebilir.
3. Değerlendirme
1. Mahkemelerin nihaî kararlarının bozulması 6100 sayılı Kanun’un geçici 3 üncü maddesinin atfıyla 1086 sayılı Kanun’un 26.09.2004 tarihli ve 5236 sayılı Kanun'la yapılan değişiklikten önceki 428 inci maddesinde yer alan sebeplerden birinin varlığı hâlinde mümkündür.
2. Arsa niteliğindeki Nilüfer ilçesi, Kayapa Mahallesi, 6326 ada 2 parsel sayılı dava konusu taşınmaza emsal incelemesi yapılarak değer biçilmesinde bir isabetsizlik görülmemiştir.
3. Temyizen incelenen mahkeme kararının bozma ilamlarına uygun olduğu, kararda ve kararın gerekçesinde hukuk kurallarının somut olaya uygulanmasında bir isabetsizlik bulunmadığı, dava konusu taşınmazın belirlenen gerçek bedelinin 4721 sayılı Kanun'un 1007 nci maddesi gereğince davalı Hazineden tahsiline karar verilmesinde bir isabetsizlik olmadığı anlaşılmakla temyiz dilekçesinde ileri sürülen nedenler kararın bozulmasını gerektirecek nitelikte görülmemiştir.
VI. KARAR
Açıklanan sebeplerle;
Davalı Hazine, davalı ... ile feri müdahil Çevre, Şehircilik ve İklim Değişikliği Bakanlığını temsilen Tapu Sicil Müdürlüğü vekillerinin yerinde görülmeyen tüm temyiz itirazlarının reddi ile usul ve kanuna uygun olan kararın ONANMASINA,
Davalı idareler harçtan muaf olduğundan harç alınmasına yer olmadığına,
02.05.2023 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.