Logo

5. Hukuk Dairesi2022/8327 E. 2022/17087 K.

Yapay Zeka Özeti

Uyuşmazlık: Kamulaştırmasız el atılan taşınmaz bedelinin tahsili istemine ilişkin davada, 2942 sayılı Kamulaştırma Kanunu'nun Ek 3. maddesinin uygulanıp uygulanmayacağı hususunda ihtilaf bulunmaktadır.

Gerekçe ve Sonuç: 2942 sayılı Kamulaştırma Kanunu'nun Ek 3. maddesinin, tebliği dahil eksik veya hatalı kamulaştırma işlemleri bulunmasına rağmen idare adına tescil edilmiş taşınmazlar hakkında da uygulanacağı hükmü gözetilerek, mahkeme kararının bozulmasına karar verilmiştir.

Karar Metni

"İçtihat Metni"

MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi

Taraflar arasındaki davanın yapılan yargılaması sonunda; Asıl dava ve birleştirilen davaların kabulüne dair verilen yukarıda gün ve sayıları yazılı hükmün Yargıtayca incelenmesi, davalı ... vekilince verilen dilekçe ile istenilmiş olmakla, dosyadaki belgeler okunup uyuşmazlık anlaşıldıktan sonra gereği görüşülüp düşünüldü;

- K A R A R -

Dava ve birleştirilen davalar, kamulaştırmasız el atılan taşınmaz bedelinin tahsili istemine ilişkindir.

Mahkemece uyulan bozma kararı gereğince inceleme ve işlem yapılarak davanın ve birleştirilen davaların kabulüne karar verilmiş, hüküm davalı ... vekilince temyiz edilmiştir.

Dosyadaki bilgi ve belgelere göre, dava konusu Gaziemir İlçesi, Atıfbey Mahallesi 89 ada 17 parsel sayılı taşınmaz Ege Serbest Bölgesi sınırları içerisinde kaldığından, Bakanlar Kurulunun 11.01.1987 tarihli ve 87/11401 sayılı kararına istinaden 24.03.1987 tarihinde kamulaştırılmasına karar verildiği, ½ hisse ile malik... kızı ...’nin 1948 yılında vefat ettiği, kadastro tespiti sırasında ölü olduğunun tapu kaydının beyanlar hanesine şerh verildiği, davalı idare tarafından 26.01.1990 tarihinde İzmir 3. Asliye Hukuk Mahkemesinin 1990/130 Esas, 1992/177 Karar sayılı dosyasında 2942 sayılı Kamulaştırma Kanunu’nun 16 ncı maddesi uyarınca tescil davası açıldığı, davanın kabulü ile taşınmazın hükmen Hazine adına tescil edildiği, kararın temyizi üzerine Yargıtay 5. Hukuk Dairesinin 1992/10437 Esas sayılı ilâmı ile onanarak kesinleştiği anlaşılmaktadır.

Davacılar murisi ½ hisseli tapu maliki... kızı ...’ye usule uygun şekilde kamulaştırma işleminin tebliğ edilmediği anlaşıldığından bozma ilamına uyularak işin esasına girilip karar verilmesinde bir isabetsizlik görülmemiştir. Ancak;

21.12.2019 tarihinde kabul edilerek 24.12.2019 tarihli ve 30988 sayılı Resmî Gazete’de yayımlanan 7201 sayılı Kanun’un 6 ncı maddesi ile 2942 sayılı Kanun’a eklenen Ek 3 üncü maddesine 09.06.2021 tarihinde kabul edilerek 19.06.2021 tarihli ve 31516 sayılı Resmî Gazete’de yayımlanan 7327 sayılı Kanun’un 20 nci maddesi ile “(Ek cümle:9/6/2021-7327/20 md.) Bu hüküm, tebliği dâhil eksik veya hatalı kamulaştırma işlemleri bulunmasına rağmen idare adına tescil edilmiş olan taşınmazlar hakkında da uygulanır.” hükmü getirilmiş olduğundan,

2942 sayılı Kanun’un Ek 3 üncü maddesi uyarınca rapor alınarak sonucuna göre karar verilmesi gerekttiğinden, hükmün açıklanan nedenlerle HUMK’un 428. maddesi gereğince BOZULMASINA, 29.11.2022 tarihinde oy çokluğuyla karar verildi.

MUHALEFET ŞERHİ

Dava, kamulaştırmasız el atılan taşınmaz bedelinin tahsili istemine ilişkindir.

Mahkemece davanın kabulüne dair verilen kararın davalı idare vekilinin temyizi üzerine Dairenin çoğunluk görüşü doğrultusunda 2942 sayılı Kamulaştırma Kanunu’nun Ek-Madde 3 gereğinin yerine getirilmesi yönünden hükmün bozulmasına karar verilmiş ise de, bu görüşe katılmamaktayım. Şöyle ki;

Dairenin yerleşmiş uygulamalarına göre 6450 Sayılı Kanunla yapılan değişiklikten önce 2942 Sayılı Kamulaştırma Kanunu’na göre yapılan kamulaştırmalarda malikin kamulaştırma tebliğinden veya ferağdan itibaren 30 günlük süre içerisinde bedele karşı dava açabilmesi mümkün iken (AYM’nin E. 2002/112, K. 2003/3-KT 10/04-2003) (AYM 2013/3667 E. 10.06.2015 tarihli kararlarında) kesinleşmiş kamulaştırma işleminde hak düşürücü sürelerin geçmesiyle malikin her türlü dava açma hakkının engellenmesi ve taşınmazın hiçbir karşılık ödenmeden idareye geçmesi mülkiyeti hakkının sınırlarını aşan, hakkın özünü zedeleyen ve Anayasanın 35. maddesinin ihlali niteliğinde bir durum olduğunun kabulü ile bankaya bloke edilen ihtilafsız kamulaştırma bedelinin ödenmesi yönünden açılan davalarda da kamulaştırmasız el atma olgusunun kabul edildiği gözetildiğinde 21.12.2019 tarihinde kabul edilerek 24.12.2019 gün 30988 sayılı Resmi Gazete’de yayımlanan 7201 sayılı Kanun'un 6. ve 7. maddesi ve 09.06.2021 tarihinde kabul edilerek 19.06.2021 gün 31516 sayılı Resmi Gazete’de yayımlanan 7327 sayılı Kanunun 20. ve 27. maddeleri ile 2942 sayılı Yasaya eklenen Ek-3 ve Geçici 15. maddeleri ile getirilen düzenlemenin;

Mülga 31.08.1956 tarihli 6830 sayılı İstimlâk Kanununun 16. ve 17. maddeleri ile 2942 sayılı Kanun'un Mülga 16. ve 17. maddeleri uyarınca kesinleşmiş mahkeme kararlarına istinaden idareler adına tescil edilen taşınmazların, eski malikleri tarafından; idareler aleyhine kamu bankalarına bloke edilen ancak kendilerine ödenmediği tespit edilen kamulaştırma bedellerinin ödenmesi talebi ile açacakları davalarda uygulanması gereken hesaplama yöntemine ilişkin olduğunu kabulü gerekir.

Aynı maddenin sonuna 09.06.2021 tarih ve 7327 sayılı Yasanın 20. maddesi ile getirilen ek cümle de “Bu hüküm” sözcükleri ile başlamakta olup ilk fıkrasına atıfta bulunarak kamu bankalarına bloke edilen ancak malike ödenmeyen ihtilafsız kamulaştırma bedeline ilişkin olduğu açıktır.

Bu durumda sözü edilen ek maddenin 16. ve 17. maddelere istinaden tescil edilen taşınmazlara ait ihtilafsız kamulaştırma bedeline ilişkin olduğunda şüphe yoktur. Bundan ayrı malike yapılan tebliğatın usulsüz olması gibi malikten kaynaklanmayan ve malike kusur izafe edilmesi de mümkün olmayan sebeplerle malikin kamulaştırma işlemlerinden haberdar olmaması mümkündür. (Eldeki davada olduğu gibi). Usulsüz tebligatlar geçerli kabul edilerek Kamulaştırma Kanunu'nun 16. ve 17. maddeleri uyarınca taşınmazın idare adına tescil edilmesi yolsuz tescil niteliğindedir ve malik her her zaman tapu kaydının iptali ile adına tescil isteme hakkına sahiptir. Kaldı ki eldeki dosyada Kamulaştırma Kanunu'nun 16. maddesine dayalı olarak açılan tescil dosyasında dava ölü kişiye karşı açılarak sonuçlandırılmış olup Dairenin önceki bozma ilâmında da değindiği gibi usulüne uygun verilmiş Kamulaştırma Kanunu'nun 16. maddesine dayanan tescil kararı bulunmamaktadır.

Bu durumda idare adına Kamulaştırma Kanunu'nun 16. maddesi uyarınca tescil edilen taşınmazla ilgili olarak açılan ve ihtilafsız kamulaştırma bedelinin tahsiline ilişkin olmayan, kaldı ki ölü malike karşı açılan dava sonunda verilen tescil kararının usul ve yasaya uygun şekilde kesinleştirilmediğinden Kamulaştırma Kanunu'na eklenen Ek-3 maddesinin uygulanması yönündeki çoğunluk görüşüne katılmıyorum.