"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi
Taraflar arasındaki davanın yapılan yargılaması sonunda; Davanın kabulüne dair verilen yukarıda gün ve sayıları yazılı hükmün Yargıtayca incelenmesi, taraf vekillerince verilen dilekçeler ile istenilmiş olmakla, dosyadaki belgeler okunup uyuşmazlık anlaşıldıktan sonra gereği görüşülüp düşünüldü;
- K A R A R -
Dava, 4650 sayılı Kanun’la değişik 2942 sayılı Kamulaştırma Kanunu’nun 10. maddesine dayanan kamulaştırma bedelinin tespiti ve kamulaştırılan taşınmazın davacı idare adına tescili istemine ilişkindir.
Mahkemece uyulan bozma kararı gereğince inceleme ve işlem yapılarak hüküm kurulmuş, karar taraf vekillerince temyiz edilmiştir.
Arsa niteliğindeki Konak İlçesi, İmariye Mahallesi, 1657 ada 33 parsel sayılı taşınmazın zeminine 2942 sayılı Kanun’un 11/1-g maddesi uyarınca emsal karşılaştırması yapılarak değer biçilmesi yöntem itibarıyla doğru olduğu gibi; üzerindeki yapılara resmi birim fiyatları esas alınıp yıpranma payı düşülerek değer biçilmesinde bir isabetsizlik görülmemiştir. Ancak;
1)Dosya içerisinde mevcut Konak Belediye Başkanlığının 06.07.2020 tarihli cevabi yazısında; taşınmazın mevcut kadastral konumunu koruduğu, bölgede seçilmiş düzenleme alanı bulunmadığı, imar planı uygulamalarının yapılması için öncelikle düzenleme sahası seçilmesi gerektiği ve seçili düzenleme sahasına uygulanacak İmar Kanunu’nun 18. maddesine göre kesilecek düzenleme ortaklık payının yasal oranı geçemeyeceği belirtilmiştir.
Bu itibarla; bölgede seçilmiş düzenleme sahası bulunmadığı, düzenleme sahası belirlendiğinde kesilmesi gereken düzenleme ortaklık payının yasal oranı geçemeyeceği ve aynı bölgeden Dairemize intikal eden dava dosyalarında % 40 düzenleme ortaklık payı kesildiği ve bu dosyaların Dairemiz denetiminden geçerek onandığı da anlaşıldığından, taşınmazın tespit edilen metrekare birim fiyatından % 40 oranında düzenleme ortaklık payı kesilerek belirlenen bedel üzerinden hüküm kurulması gerektiğinin düşünülmemesi,
2)Bozma öncesi ilk kararda tespit edilen bedele ilk karar tarihine kadar yasal faiz işletilmesi gerektiğinin düşünülmemesi doğru olmadığı gibi, bozma sonrası oluşan fark bedele 23.11.2021 tarihli ek karar ile yasal faiz işletilmesine karar verilmiş ise de ek kararda yasal faizin bitiş tarihinin gösterilmemesi,
Doğru değil ise de bu yanılgıların giderilmesi yeniden yargılama yapılmasını gerektirmediğinden,
İzmir 9. Asliye Hukuk Mahkemesinin 23.11.2021 tarihli ek kararı kaldırılarak; Gerekçeli kararın hüküm fıkrasının;
a) (2) numaralı bendinde yer alan (178.736,22) sayısının çıkartılmasına, yerine (170.962,02) sayısının yazılmasına,
b) Ayrı bir bendi olarak; (Tespit edilen kamulaştırma bedelinin 168.026,22 TL’sine 16.10.2015 tarihinden ilk karar tarihi olan 03.03.2016 tarihine kadar, fark 2.935,80 TL’sine 16.10.2015 tarihinden son karar tarihi olan 02.11.2021 tarihine kadar yasal faiz işletilmesine, bu bedelin davacı idareden alınarak davalılara verilmesine, 25.02.2016 tarihli dekont ile depo edilen 5.758,93 TL faiz bedelinin ödeme sırasında mahsubuna) cümlesinin yazılmasına,
c) Ayrı bir bendi olarak; (Davacı idarece fazla depo edilen 7.774,20 TL bedelin, bankadan çekilmesine kadar vadeli hesapta işleyen neması ile birlikte davalılardan alınarak davacı idareye iadesine) cümlesinin yazılmasına,
Hükmün böylece DÜZELTİLEREK ONANMASINA, taraflardan peşin alınan temyiz harçlarının istenildiğinde iadesine, 29.11.2022 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.