"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi
Taraflar arasındaki davanın yapılan yargılaması sonunda; Davanın kısmen kabulüne dair verilen yukarıda gün ve sayıları yazılı hükmün Yargıtayca incelenmesi, taraf vekillerince verilen dilekçeler ile istenilmiş olmakla, dosyadaki belgeler okunup uyuşmazlık anlaşıldıktan sonra gereği görüşülüp düşünüldü;
- K A R A R -
Dava, tapu sicilinin hatalı tutulması nedeniyle uğranılan zararın 4721 sayılı TMK'nın 1007 nci maddesi uyarınca tazmini istemine ilişkindir.
Mahkemece, bozma kararına uyularak davanın kısmen kabulü ile 17.848,61 TL tazminatın davalı Hazine'den alınarak davacılara verilmesine karar verilmiş, hüküm taraf vekillerince temyiz edilmiştir.
Dosya içindeki delil ve belgelere göre; Trabzon İli, Akçaabat İlçesi, Çatalzeytin Köyü 431 parsel sayılı, 9600 metrekare yüzölçümlü taşınmazın çalılık vasfıyla hükmen 31.10.1956 yılında Hazine adına tescil edildiği, davacıların murisince 22.04.1994 tarihinde Hazine'den satın alındığı, Akçaabat 2. Asliye Hukuk Mahkemesinin 2014/596 Esas, 2014/316 Karar sayılı kararı ile dava konusu taşınmazın tapu kaydının iptali ile Hazine adına tesciline karar verildiği, kararın Yargıtay denetiminden geçerek davacılar yönünden 23.05.2013 tarihinde, Hazine yönünden 08.09.2017 tarihinde kesinleştiği, eldeki davanın 09.01.2015 tarihinde açıldığı anlaşılmaktadır.
Mahkemece bilirkişi incelenmesi yaptırılmışsa da alınan rapor, hüküm kurmaya elverişli değildir. Şöyle ki;
1-Dava konusu taşınmazın değerlendirme tarihi itibarıyla belediye imar planı içinde olup olmadığı, imar planı içerisinde ise tarihi, ölçeği ve türü (1/1000, 1/1500, 1/25000 ölçekli olan) araştırılarak 1/1000 ölçekli imar planı içerisinde olmadığının tespiti durumunda belediye veya mücavir alan sınırları dahilinde bulunup bulunmadığı, belediye hizmetlerinden yararlanıp yararlanmadığı ve etrafının meskun olup olmadığı diğer ölçekli plan dahilinde ise plandaki konumu, plan kapsamında alınma amacı, yerleşim yerine uzaklığı, şehrin gelişme istikametinde olup olmadığı hususları ilgili Belediye Başkanlığından sorulduktan sonra;
a)Dava konusu taşınmazın arsa niteliğinde olduğunun anlaşılması halinde; taraflara, dava konusu taşınmaza yakın bölgelerden ve yakın zaman içinde satışı yapılan benzer yüzölçümlü satışları bildirmeleri için imkan tanınması, lüzumu halinde resen emsal celbi yoluna gidilmesi, taşınmazın, değerlendirme tarihi itibarıyla, emsal alınacak taşınmazın ise satış tarihi itibarıyla imar ya da kadastro parselleri olup olmadığı ilgili Belediye Başkanlığı ve Tapu Müdürlüğünden sorulması, ayrıca dava konusu taşınmazın imar planındaki konumu, emsallere ve değerini etkileyen merkezi yerlere olan uzaklığını da gösterir krokisi ve dava konusu taşınmaz ile emsal taşınmazların resen belirlenen vergi değerleri ve emsal taşınmazların satış akit tablosu getirtilerek, dava konusu taşınmazın değerlendirmeye esas alınacak emsallere göre ayrı ayrı üstün ve eksik yönleri ve oranları açıklanmak suretiyle yapılacak karşılaştırma sonucu değerinin belirlenmesi için yeniden oluşturulacak bilirkişi kurulu marifetiyle mahallinde keşif yapılarak alınacak denetime elverişli rapor sonucuna göre;
b)Dava konusu taşınmazın arazi olduğunun anlaşılması halinde ise yeniden oluşturulacak bilirkişi kurulu eşliğinde yapılacak keşifte dava konusu taşınmazda ekimi yapılan yörede yaygın mutad münavebe ürünlerinin hangileri olduğu ve bunların değerlendirme tarihi itibarıyla dekar başına ortalama verim miktarları ile hasat dönemindeki ortalama kilogram satış fiyatları ve üretim masrafları İlçe Tarım ve Orman Müdürlüğünden getirtilerek taşınmazın olduğu gibi kullanılması halinde getireceği net gelirine göre değer biçildikten sonra, bulunan bedele varsa taşınmazın değerine etki edecek objektif artış gerektiren unsurlar da eklenerek,
Bedel belirlenip hüküm kurulması gerekirken, eksik inceleme ile yazılı şekilde karar verilmesi,
2-4721 sayılı TMK'nın 1007. maddesi uyarınca tapu kaydı iptal edilen taşınmaz bedeline hükmedilmesi gerekirken, yasal olmayan gerekçelerle Hazine tarafından açılan tapu iptal ve tescil dosyasında davacılar aleyhine hükmedilen harcın Hazine'den tahsiline karar verilmesi,
3-Kabule göre de TMK'nın 1007. maddesinden kaynaklanan tazminat davalarında değerlendirme tarihinin dava tarihi olduğu ve taşınmazın bedelinin bu tarih itibarıyla belirlendiği gözetilerek faizin dava tarihi itibarıyla işletilmesi gerekirken, yazılı şekilde tapu iptal kararının kesinleştiği tarihten itibaren faize hükmedilmesi,
Doğru görülmemiştir.
Taraf vekillerinin temyiz itirazları yerinde olduğundan hükmün açıklanan nedenlerle HUMK'un 428. maddesi gereğince BOZULMASINA, davacılardan peşin alınan temyiz harcının istenildiğinde iadesine, 01.12.2022 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.