Logo

5. Hukuk Dairesi2022/8561 E. 2022/19084 K.

Yapay Zeka Özeti

Uyuşmazlık: Kamulaştırma bedelinin tespiti davasında, mahkemece hükme esas alınan bilirkişi raporunun usul ve yasaya uygun olup olmadığına ilişkin uyuşmazlık.

Gerekçe ve Sonuç: Mahkemece, dava tarihi sonrasındaki emsal satışlara dayanılarak yapılan değerlendirmenin ve geriye dönük endekslemenin hukuka aykırı olduğu, emsal satışların değerlendirme tarihinden önceki tarihte gerçekleşmiş olması gerektiği ve değer tespitinde gerekli hususların gözetilmediği gerekçesiyle yerel mahkeme kararı bozulmuştur.

Karar Metni

"İçtihat Metni"

MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi

.

Taraflar arasındaki davanın yapılan yargılaması sonunda; Davanın kabulüne dair verilen yukarıda gün ve sayıları yazılı hükmün Yargıtayca incelenmesi, davalılar ile fer'i müdahiller vekillerince verilen dilekçeler ile istenilmiş olmakla, dosyadaki belgeler okunup uyuşmazlık anlaşıldıktan sonra gereği görüşülüp düşünüldü;

- K A R A R -

Dava, 4650 sayılı Kanun’la değişik 2942 sayılı Kamulaştırma Kanunu’nun 10. maddesine dayanan kamulaştırma bedelinin tespiti ve kamulaştırılan taşınmazın davacı idare adına tescili istemine ilişkindir.

Mahkemece uyulan bozma kararı gereğince inceleme ve işlem yapılarak hüküm kurulmuş; karar,davalılar ile fer'i müdahiller vekillerince temyiz edilmiştir.

Mahkemece bozma kararına uyulmuş ise de gerekleri tam olarak yerine getirilmemiştir. Şöyle ki;

Arsa niteliğindeki dava konusu İstanbul İli, Fatih İlçesi, Atik Mustafa Paşa Mahallesi 2877 ada 9 parsel sayılı taşınmaza Kamulaştırma Kanunu'nun kıymet takdir esaslarını belirten 11. maddesinin 1. fıkrasının arsalara ilişkin (g) bendi uyarınca, arsaların bedelinin değerlendirme gününden önceki özel amacı olmayan emsal satışlara göre hesaplanması zorunludur.

Bu itibarla, emsal satışların değerlendirme tarihindeki karşılıklarının fiyat artış endekslerinin uygulanması suretiyle tespiti, bundan sonra emsal ile dava konusu taşınmazın eksik ve üstün yönlerinin neler olduğu ve oranları açıklanmak suretiyle değer biçilmesi gerekir.

Hükme esas alınan bilirkişi raporunda değerlendirme tarihi olarak bozma sonrasında dosyanın yeni esasa kaydedildiği 05.07.2015 tarihinin kabul edilmesi doğru olmadığı gibi, emsal olarak incelenen taşınmazların satış tarihleri 2012 ve 2013 yıllarına ait olup dava tarihinin 08.06.2011 olduğu gözetildiğinde, dava tarihinden sonraki emsal satışlara dayanarak taşınmaza değer biçen ve geriye doğru dava tarihine endeksleme yapmak suretiyle dava konusu taşınmazın değerini belirleyen bilirkişi raporu hüküm kurmaya elverişli değildir.

Bu durumda; taraflara, dava konusu taşınmaza yakın bölgelerden ve yakın zaman içinde satışı yapılan benzer yüzölçümlü satışları bildirmeleri için imkan tanınması, lüzumu halinde resen emsal celbi yoluna gidilmesi, taşınmazın, değerlendirme tarihi itibarıyla emsal alınacak taşınmazın ise satış tarihi itibarıyla imar ya da kadastro parselleri olup olmadığı ilgili Belediye Başkanlığı ve Tapu Müdürlüğünden sorulması, ayrıca dava konusu taşınmazın imar planındaki konumu, emsallere ve değerini etkileyen merkezi yerlere olan uzaklığını da gösterir krokisi ve dava konusu taşınmaz ile emsal taşınmazların resen belirlenen vergi değerleri ve emsal taşınmazların satış akit tablosu getirtilerek, dava konusu taşınmazın değerlendirmeye esas alınacak emsallere göre ayrı ayrı üstün ve eksik yönleri ve oranları açıklanmak suretiyle yapılacak karşılaştırma sonucu değerinin belirlenmesi bakımından, yeniden oluşturulacak bilirkişi kurulu marifetiyle mahallinde keşif yapılarak alınacak rapor sonucuna göre hüküm kurulması gerektiğinin düşünülmemesi,

Doğru görülmemiştir.

Davalılar ile fer'i müdahiller vekillerinin temyiz itirazları yerinde olduğundan hükmün açıklanan nedenlerle HUMK'un 428. maddesi gereğince BOZULMASINA, temyiz edenlerden peşin ve fazla alınan temyiz harçlarının istenildiğinde iadesine, 22.12.2022 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.