Logo

5. Hukuk Dairesi2022/8603 E. 2022/16260 K.

Yapay Zeka Özeti

Uyuşmazlık: Tapu kaydının mahkeme kararıyla iptali nedeniyle oluşan zararın tazmini davasında, tazminat miktarının belirlenmesinde usul ve yöntem hataları yapılıp yapılmadığına ilişkin uyuşmazlık.

Gerekçe ve Sonuç: Emsal değer tespitinde hükme esas alınan bilirkişi raporunun gerekçesinin açıklanmaması, tapu kaydının beyanlar hanesindeki muhtesat şerhinin dikkate alınmaması, ölen davacının mirasçılarının davaya dahil edilmiş olmasına rağmen kararda davacı olarak gösterilmesi gibi usul hataları nedeniyle, yerel mahkeme kararının bozulmasına karar verilmiştir.

Karar Metni

"İçtihat Metni"

MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi

Taraflar arasındaki asıl ve birleştirilen davaların yapılan yargılaması sonunda; davaların kabulüne dair verilen yukarıda gün ve sayıları yazılı hükmün Yargıtayca incelenmesi, davalı Hazine vekilince verilen dilekçe ile istenilmiş olmakla, dosyadaki belgeler okunup uyuşmazlık anlaşıldıktan sonra gereği görüşülüp düşünüldü;

- K A R A R -

Asıl ve birleştirilen davalar, tapu kaydının mahkeme kararı ile iptal edilmesi nedeniyle uğranılan zararın 4721 sayılı TMK'nın 1007. maddesi uyarınca tazmini istemine ilişkindir.

Mahkemece, bozma kararına uyularak asıl ve birleştirilen davanın kabulüne karar verilmiş, hüküm davalı Hazine vekilince temyiz edilmiştir.

Dosyanın incelenmesinden, İzmir İli, Seferihisar İlçesi, Sığacık Mahallesi, 58 ada 1 parsel sayılı, 5.041 m² yüzölçümlü, tarla vasıflı taşınmazın 13.09.1982 tarihinde intikal sebebiyle davacıların mirasbırakanı ... adına tescil edildiği, Hazine tarafından açılan davada Seferihisar Asliye Hukuk Mahkemesinin 2000/139 Esas, 2001/301 Karar sayılı kararı ile taşınmazın 651 m²sinin tapusunun kıyı kenar çizgisi içerisinde kaldığı gerekçesi ile iptaline karar verildiği, kararın temyiz incelemesinden geçerek 31.03.2003 tarihinde kesinleştiği, eldeki davanın 24.01.2011, birleştirilen davanın 29.03.2013 tarihinde 10 yıllık zamanaşımı süresi içerisinde açıldığı anlaşılmaktadır.

Dosyada bulunan kanıt ve belgelere, kararın dayandığı gerekçelere göre, tapu kaydı mahkeme kararı ile iptal edilen arsa niteliğindeki dava konusu taşınmaza emsal karşılaştırması yapılarak tazminata karar verilmesinde yöntem itibarıyla bir isabetsizlik görülmemiştir. Ancak;

1- Hükme esas alınan bilirkişi raporunda dava konusu taşınmaz üzerindeki yapının 250 m² olduğu, emsal alınan taşınmaz üzerindeki yapının 3A sınıfı olduğu kabul edilerek emsalin zemin değerinin tespit edildiği ve sonuç olarak dava konusu taşınmazın emsal taşınmazdan 2,38 kat daha değerli olduğunun belirtildiği; hükme esas alınmayan 05.10.2015 tarihli bilirkişi raporunda ise dava konusu taşınmaz üzerindeki yapının 246,10 m² olduğu, aynı emsal üzerindeki yapının 2B sınıfı olduğu kabul edilerek emsalin zemin değerinin tespit edildiği ve sonuç olarak dava konusu taşınmazın emsal taşınmazın %75’i değerde olduğunun belirtildiği ve kararda hükme esas alınan raporun hangi gerekçeyle hükme esas alındığının belirtilmediği anlaşılmakla, bilirkişi raporu hüküm kurmaya elverişli ve inandırıcı bulunmamıştır.

Bu durumda; taraflara, dava konusu taşınmaza yakın bölgelerden ve yakın zaman içinde satışı yapılan benzer yüzölçümlü satışları bildirmeleri için imkan tanınması, lüzumu halinde resen emsal celbi yoluna gidilmesi, taşınmazın, değerlendirme tarihi itibarıyla, emsal alınacak taşınmazın ise satış tarihi itibarıyla imar ya da kadastro parselleri olup olmadığı ilgili Belediye Başkanlığı ve Tapu Müdürlüğünden sorulması, ayrıca dava konusu taşınmazın; imar planındaki konumu, emsallere ve değerini etkileyen merkezi yerlere olan uzaklığını da gösterir krokisi ve dava konusu taşınmaz ile emsal taşınmazların resen belirlenen vergi değerleri ve emsal taşınmazların satış akit tablosu getirtilerek, dava konusu taşınmazın değerlendirmeye esas alınacak emsallere göre ayrı ayrı üstün ve eksik yönleri ve oranları açıklanmak suretiyle yapılacak karşılaştırma sonucu değerinin belirlenmesi bakımından, yeniden oluşturulacak bilirkişi kurulu marifetiyle mahallinde keşif yapılarak alınacak rapor sonucuna göre hüküm kurulması gerektiğinin düşünülmemesi,

2- Dava konusu taşınmazın tapu kaydının beyanlar hanesinde muhtesat şerhinin bulunduğu, şerhe ilişkin kroki getirtilip tapusu iptal edilen kısımda kalan yapının şerhte hangi harfle gösterilen yapı olduğu tespit edilmeden ve tapusu iptal edilen kısımda kalan yapı şerhte “E” ile gösterilen yapı ise bu yapının ait olduğu belirtilen Abdullah Taşdelen dosyada taraf olmadan eksik inceleme ile hüküm kurulması,

3- Yargılama sırasında vefat ettiği anlaşılan davacı ...’in mirasçıları davaya devam ettiği hâlde, mirasçılar yerine ölü ...’in gerekçeli karar başlığında davacı olarak gösterilmesi,

Doğru görülmemiştir.

Davalı Hazine vekilinin temyiz itirazları yerinde olduğundan hükmün açıklanan nedenlerle HUMK’un 428. maddesi gereğince BOZULMASINA, 17.11.2022 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.