"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ : Gaziantep Bölge Adliye Mahkemesi 5. Hukuk Dairesi
KARAR : Esastan ret / Düzeltilerek yeniden esas hakkında verilen karar
İLK DERECE MAHKEMESİ : Gaziantep 3. Asliye Hukuk Mahkemesi
Taraflar arasındaki kamulaştırmasız el atılan taşınmaz bedelinin tahsili istemine ilişkin davada yapılan yargılama sonunda İlk Derece Mahkemesince davanın kabulüne karar verilmiştir.
Kararın davalı idare vekili tarafından istinaf edilmesi üzerine Bölge Adliye Mahkemesince başvurunun kabulü ile İlk Derece Mahkemesi hükmü kaldırılarak, davanın yeniden görülmesi için dosyanın kararı veren İlk Derece Mahkemesine gönderilmesine karar verilmiştir.
Bölge Adliye Mahkemesinin kaldırma kararı üzerine yeniden yargılama yapan İlk Derece Mahkemesince davanın kabulüne karar verilmiştir.
Kararın taraf vekilleri tarafından istinaf edilmesi üzerine, Bölge Adliye Mahkemesince davalı idare vekilinin istinaf başvurusunun esastan reddine, davacılar vekilinin istinaf başvurusunun kabulü ile İlk Derece Mahkemesi hükmü kaldırılarak düzeltilerek yeniden esas hakkında hüküm kurulmak suretiyle karar verilmiştir.
Bölge Adliye Mahkemesi kararı davalı idare vekili tarafından temyiz edilmekle; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usûl eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:
I. DAVA
Davacı vekili dava dilekçesinde; dava konusu Gaziantep ili, ... ilçesi, ... köyü, 108 ada 413 parsel sayılı taşınmazın davalı idare tarafından fiilen yol yapılarak el atıldığını belirterek taşınmazın tamamının bedelinin dava tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalı idareden tahsiline karar verilmesini talep etmiştir.
II. CEVAP
Davalı idare vekili cevap dilekçesinde; 24.05.2013 tarihinde yürürlüğe giren 6487 sayılı kanun'la değişik 2942 sayılı Kamulaştırma Kanunu'nun (2042 sayılı Kanun) geçici 6. maddesine göre kamulaştırma işlemleri tamamlanmamış veya kamulaştırması hiç yapılmamış olmasına rağmen 09.10.1956 tarihi ile 04.11.201983 tarihi arasında fiilen kamu hizmetine ayrılan veya kamu yararına ilişkin bir ihtiyaca tahsis edilerek üzerinde tesis yapılan taşınmazlara malikin rızası olmaksızın fiili olarak el konulabileceğini, yine bu madde gereği davanın açılmasının ön koşulunun uzlaşma şartı olduğunu, bu kapsamda idarelerine uzlaşma amacıyla davacının başvuru yapıp yapmadığı ve davanın süresinde açılıp açılmadığının tespit edilmesini, ayrıca davaya konu taşınmaza müvekkil idarenin kamulaştırmasız el atma durumunun olmadığını, kamu yararı kararı alındığını, talep edilen bedelin fahiş olduğunu, dava konusu taşınmazın müvekkil idare adına tesciline ve yol olarak terkinine karar verilmesini, ayrıca Karayolları Genel Müdürlüğüne uzlaşma başvurusu yapmaması durumunda dava şartı yokluğundan reddine karar verilmesini talep etmiştir.
III. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI
İlk Derece Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile davanın kabulü ile taşınmaz bedelinin dava tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalıdan alınarak davacıya verilmesine, bedeline hükmedilen taşınmazın tapusunun iptali ile yol olarak terkinine karar verilmiştir.
IV. İSTİNAF
A. İstinaf Yoluna Başvuranlar
İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde taraf vekillerince istinaf başvurusunda bulunmuştur.
B. İstinaf Sebepleri
1-Davacı vekili; İlk Derece Mahkemesinin vermiş olduğu gerekçeli kararda davacıların yanlış olarak gösterildiğini, vekalet yanlış olarak hesaplandığını, davacı tarafça yatırılan harcın iade edilmesi gerektiğini ileri sürerek istinaf yoluna başvurmuştur.
2-Davalı idare vekili; dava konusu taşınmazın kamulaştırma bedelinin çok yüksek olduğunu, dava konusu taşınmazın emsal karşılaştırılmasının yanlış yapıldığını ileri sürerek istinaf yoluna başvurmuştur.
C. Gerekçe ve Sonuç
Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile; dava konusu taşınmazın arsa niteliğinde olduğu kabul edilerek, emsal karşılaştırılması yoluyla değerinin tespit edilmesinin, taşınmazın tamamı yolda kaldığından bedelinin sorumlu davalı idareden tahsil edilmesinin doğru olduğundan ve davacı tarafça yatırılan harcın iadesine karar verildiğinden davalı idare vekilinin tüm, davacı vekilinin bu hususlardaki istinaf sebeplerinin yerinde görülmediğinden esastan reddine; ancak ilk derece mahkemesi karar başlığında davacı olarak gösterilen ...'in davacı sıfatı bulunmadığı halde bu kişiye gerekçeli karar başlığında davacı sıfatıyla yer verilmesi, Avukat ...'ın kendi asaleten, diğer davacılar adına vekaleten davada yer almasına rağmen, davacı ...'ın gerekçeli karar başlığında davacı sıfatıyla yer verilmesinin gözardı edilmiş olması, karar tarihi itibarıyla yürürlükte bulunana Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi uyarınca davacılar lehine 85.399,17 TL vekalet ücretine hükmedilmesi gerekirken, kaldırma kararı sonrası kurulan ikinci hükümde yeniden ilk kararda hükmedilen vekalet ücretine hükmedilmesi hatalı olduğundan bu hususlarda davacı vekilinin istinaf itirazlarının kabulü ile hüküm düzeltilerek yeniden esas hakkında karar verilmiştir.
V. TEMYİZ
A. Temyiz Yoluna Başvuranlar
Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davalı idare vekilince temyiz isteminde bulunmuştur.
B. Temyiz Sebepleri
Davalı idare vekili; dava konusu taşınmazın kamulaştırma bedelinin çok yüksek olduğunu, dava konusu taşınmazın emsal karşılaştırılmasının yanlış yapıldığını ileri sürerek temyiz yoluna başvurmuştur.
C. Gerekçe
1. Uyuşmazlık ve Hukukî Nitelendirme
Uyuşmazlık, davacı tapu maliki ile davalı idare arasında kamulaştırmasız el atılan taşınmazın değerinin biçilmesi ve bedelinin idareden tahsili istemine ilişkindir.
2. İlgili Hukuk
1-6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu'nun (6100 Sayılı Kanun) 369 uncu maddesinin birinci fıkrası ile 370 inci maddeleri.
2. Yargıtay İçtihadı Birleştirme Büyük Genel Kurulunun, 16.05.1956 tarihli ve 1956/1 Esas, 1956/6 Karar sayılı kararının ilgili bölümü şöyledir: “... Usûlü dairesinde istimlak muamelesine tevessül edilmeksizin gayrimenkulü yola kalbedilen şahsın, esas itibarıyla, gayrimenkulünü yola kalbeden amme hükmi şahsiyeti aleyhine meni müdahale davası açmağa hakkı olduğuna, ancak dilerse bu fiili duruma razı olarak, mülkiyet hakkının amme hükmi şahsiyetine devrine karşılık gayrimenkulünün bedelinin tahsilini de dava edebileceğine ve isteyebileceği bedelin de mülkiyet hakkının devrine razı olduğu tarih olan dava tarihindeki bedel olduğuna 16.05.1956 tarihinde ilk toplantıda ittifakla karar verildi.”
3. Yargıtay İçtihadı Birleştirme Büyük Genel Kurulunun, 16.05.1956 tarihli ve 1954/1 Esas, 1956/7 Karar sayılı kararı ile “... Usûlü dairesinde istimlak muamelesine tevessül edilmeksizin gayrimenkulü yola kalbedilen şahsın, gayrimenkulünün bedelinin tahsiline ilişkin olarak, gayrimenkulünü yola kalbeden hükmü şahsiyeti aleyhine açacağı bedel davasında müruruzamanın mevzuubahis olamayacağına ve bu itibarla da, hadisede Borçlar Kanunu'nun 66. maddesinin tatbik kabiliyeti bulunmadığına ...” karar verilmiştir.
3. Değerlendirme
1. Bölge adliye mahkemelerinin nihai kararlarının bozulması 6100 sayılı Kanun'un 371 inci maddesi ile 369 uncu maddesinin birinci fıkrasında yer alan sebeplerden birinin varlığı hâlinde mümkündür.
2. Dava konusu taşınmaza 2942 sayılı Kanun'un 11 inci maddesinin birinci fıkrasının (g) bendi uyarınca emsalin üstün ve eksik yönleri belirlenip kıyaslaması yapılarak, emsal taşınmaz imar parseli, dava konusu taşınmaz kadastro parseli olduğundan düzenleme ortaklık payı kesintisi yapılarak değer biçilmesinde, dava konusu taşınmazın çevre yolu niteliğinde olduğu gözetilerek taşınmazın tamamının bedelinin davalı idareden tahsiline karar verilmesinde bir isabetsizlik görülmemiştir.
3. Temyizen incelenen karar, tarafların karşılıklı iddia ve savunmalarına, dayandıkları belgelere, uyuşmazlığa uygulanması gereken hukuk kuralları ile hukuki ilişkinin nitelendirilmesine, dava şartlarına, yargılama ve ispat kuralları ile kararda belirtilen gerekçelere göre usul ve kanuna uygun olup, taraf vekilleri tarafından temyiz dilekçesinde ileri sürülen nedenler kararın bozulmasını gerektirecek nitelikte görülmemiştir.
VI. KARAR
Açıklanan sebeplerle;
Davalı idare vekilinin yerinde görülmeyen tüm temyiz itirazlarının reddi ile usûl ve kanuna uygun Bölge Adliye Mahkemesi kararının 6100 sayılı Kanun’un 370 inci maddesinin birinci fıkrası uyarınca ONANMASINA,
Davalı idare harçtan muaf olduğundan harç alınmamasına,
Dosyanın İlk Derece Mahkemesi, Kararın bir örneğinin Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine 10.01.2023 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.