Logo

5. Hukuk Dairesi2022/9975 E. 2023/402 K.

Yapay Zeka Özeti

Uyuşmazlık: Tapu kaydının iptalinden kaynaklanan zararın 4721 sayılı Türk Medeni Kanunu’nun 1007. maddesi uyarınca tazmini istemine ilişkindir.

Gerekçe ve Sonuç: Tapu kaydının iptali nedeniyle oluşan gerçek zararın, iptal kararının kesinleştiği tarih itibarıyla taşınmazın değeri üzerinden hesaplanması ve davacı vekilinin ıslah dilekçesindeki artırılmış talep miktarına dava tarihinden itibaren faiz yürütülmesi gerektiği gözetilerek, Bölge Adliye Mahkemesi kararının onanmasına karar verilmiştir.

Karar Metni

"İçtihat Metni"

MAHKEMESİ : Sakarya Bölge Adliye Mahkemesi 3. Hukuk Dairesi

KARAR : Düzeltilerek yeniden esas hakkında verilen karar

İLK DERECE MAHKEMESİ : ... 2. Asliye Hukuk Mahkemesi

Taraflar arasındaki taşınmazın tapu kaydının mahkeme kararı ile iptalinden kaynaklanan zararın 4721 sayılı Türk Medenî Kanunu’nun (4721 sayılı Kanun) 1007 nci maddesi uyarınca tazmini davasında yapılan yargılama sonunda İlk Derece Mahkemesince davanın kabulüne karar verilmiştir.

Kararın davalı ... vekili tarafından istinaf edilmesi üzerine, Bölge Adliye Mahkemesince başvurunun kabulü ile İlk Derece Mahkemesi kararı kaldırılarak, düzeltilerek yeniden esas hakkında hüküm kurulmak suretiyle davanın kısmen kabulüne karar verilmiştir.

Bölge Adliye Mahkemesi davalı ... vekili tarafından temyiz edilmekle; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usûl eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:

I. DAVA

Davacı vekili dava dilekçesinde; müvekkilinin maliki olduğu Kocaeli ili, ... ilçesi, ... köyü 105 ada 2 (eski 195 parsel) parsel sayılı taşınmazın tamamının tapu kaydının ... Orman İşletme Müdürlüğü tarafından açılan tapu iptal ve tescil davası sonucunda iptal edilerek taşınmazın orman vasfı ile Hazine adına tesciline karar verildiğini, bu durumun müvekkilinin mülkiyet hakkını ihlâl ettiğini belirterek müvekkilinin uğradığı zararın tazminini talep etmiştir.

II. CEVAP

Davalı ... vekili cevap dilekçesinde; görev itirazında bulunarak, husumetin yanlış yönlendirildiğini, davanın zamanaşımı süresi içerisinde açılmadığını, esasa ilişkin olara Devletin davacıların taşınmazına ilişkin tapu sicilini tutarken herhangi bir yanlışlığa sebebiyet vermediğinden onları maddi olarak bir zarara da uğratmadığını, tazminat talep edilebilmesi için ya sözleşmeye aykırılığın ya haksız bir fiilin yahut sebepsiz zenginleşmenin bulunması gerektiğini, dava konusu olayda ise bunların hiçbirinin söz konusu olmadığı gibi tapu hâlen davacılar üzerinde olduğundan gerçekleşmiş bir zarardan da bahsedilemeyeceğini belirterek davanın reddine karar verilmesini istemiştir.

III. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI

İlk Derece Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile davanın kabulüne ve tespit edilen bedelin yasal faizi ile birlikte davalıdan tahsili ile davacıya ödenmesine karar verilmiştir.

IV. İSTİNAF

A. İstinaf Yoluna Başvuranlar

İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davalı ... vekili istinaf başvurusunda bulunmuştur.

B. İstinaf Sebepleri

Davalı ... vekili istinaf dilekçesinde özetle; görev, zamanaşımı ve husumet itirazlarının bulunduğunu, Devletin davacıların taşınmazına ilişkin tapu sicilini tutarken herhangi bir yanlışlığa sebebiyet vermediğinden onları maddi olarak bir zarara da uğratmadığını, tazminat talep edilebilmesi için ya sözleşmeye aykırılığın ya haksız bir fiilin yahut sebepsiz zenginleşmenin bulunması gerektiğini, dava konusu olayda ise bunların hiçbirinin söz konusu olmadığını, hükme esas alınan bilirkişi raporunda taşınmazların m² rayiç bedelinin bilirkişiler tarafından fahiş olarak tespit edildiğini, parselin değerine uygulanan % 50 değer artış oranının ve kapitalizasyon faizinin % 4 olarak hesaplanmasının yanlış olduğunu, ıslah edilen bedele ıslah tarihinden itibaren faize hükmedilmesi gerektiğini ileri sürerek İlk Derece Mahkemesi kararının kaldırılmasını talep etmiştir.

C. Gerekçe ve Sonuç

Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile arazi niteliğindeki dava konusu taşınmazın tapu iptal ve tescil davasının kesinleştiği tarih itibarıyla tarım arazisi olduğu kabul edilerek net gelir yöntemine göre değer belirlenmesi ve taşınmazın özellikleri ve toprak yapısı itibarıyla alınan münavebe ürünleri, uygulanan maliyet cetveli ve kapitalizasyon faiz oranı ile objektif değer artış oranına göre hesaplanan m² birim fiyatı bölge rayiçlerine göre uygun bulunarak davacılar vekili harcı yatırılan ıslah dilekçesi ile talebini 457.537,20 TL'ye artırdığı ve hükmedilen bedele göre davanın kısmen kabulü ile reddedilen kısımı için davalı ... vekili lehine vekâlet ücretine hükmedilmesi gerektiğinden bahisle düzeltilerek yeniden esas hakkında karar verilmiştir.

V. TEMYİZ

A. Temyiz Yoluna Başvuranlar

Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davalı ... vekilince temyiz isteminde bulunulmuştur.

B. Temyiz Sebepleri

Davalı ... vekili temyiz dilekçesinde özetle; istinaf dilekçesinde belirtiği istinaf sebeplerini tekrar ederek kararın bozulmasını talep etmiştir.

C. Gerekçe

1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme

Uyuşmazlık, 4721 sayılı Kanun’un 1007 nci maddesi uyarınca tazminat istemine ilişkindir.

2. İlgili Hukuk

1. 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu'nun (6100 sayılı Kanun) 369 uncu maddesinin birinci fıkrası ile 370 ve 371 inci maddeleri.

2. 4721 sayılı Kanun’un “Sorumluluk” başlıklı 1007 nci maddesinin birinci fıkrası şöyledir:

“Tapu sicilinin tutulmasından doğan bütün zararlardan Devlet sorumludur.”

3. Yargıtay Hukuk Genel Kurulunun 18.11.2009 tarihli ve 2009/4 - 383 Esas, 2009/517 Karar sayılı ilâmında tapu işlemlerinin kadastro tespit işlemlerinden başlayarak birbirini takip eden işlemler olduğu, tapu kütüğünün oluşumu aşamasındaki kadastro işlemleri ile tapu işlemleri bir bütün oluşturduğundan bu kayıtlarda yapılan hatalardan 4721 sayılı Kanun’un 1007 nci maddesi anlamında Devletin sorumlu olduğunun kabulünün gerektiği, Devletin sorumluluğunun kusursuz sorumluluk olduğu, bu işlemler nedeniyle zarar görenlerin 4721 sayılı Kanun’un 1007 nci maddesi gereğince zararlarının tazmini için Hazine aleyhine adlî yargıda dava açabilecekleri belirtilmiştir.

4. 4721 sayılı Kanun’un 1007 nci maddesi uyarınca kabul edilen Devletin sorumluluğu, tapu sicilinin önemi ve kişilerin bu sicile olan güven duygularını sağlamak bakımından aynî hakkının saptanması, herkese açık tutulmasında tekel hakkı sağlayan bir sicil olması esasına dayanmaktadır. Bu sorumluluk, asıl ve nesnel (objektif) bir sorumluluk olduğundan zarara uğrayan zararının ödetilmesini doğrudan Devletten isteyebilir.

5. 4721 sayılı Kanun’un 1007 nci maddesi gereğince açılan davalarda, tapu kaydının iptali nedeniyle tapu sahibinin oluşan gerçek zararı neyse tazminatın miktarı da o kadar olmalıdır. Gerçek zarar, tapu kaydının iptali nedeniyle tapu malikinin mal varlığında meydana gelen azalmadır. Tazminat miktarı zarar verici eylem gerçekleşmemiş olsaydı zarar görenin mal varlığı ne durumda olacak idiyse aynı durumun tesis edilebileceği miktarda olmalıdır. Zarara uğrayan kişinin gerçek zararı ise tazminat miktarının belirlenmesinde esas alınacak değerlendirme tarihine göre belirlenecek olup bu tarihe göre tapusu iptal edilen taşınmazın niteliği ve değeri belirlenmelidir. Taşınmazın niteliği arazi ise net gelir metodu yöntemi ile arsa vasfında ise değerlendirme gününden önceki özel amacı olmayan emsal satışlara göre hesaplanması suretiyle gerçek değer belirlenmelidir.

3. Değerlendirme

1. Bölge adliye mahkemelerinin nihai kararlarının bozulması 6100 sayılı Kanun'un 371 inci maddesinde yer alan sebeplerden birinin varlığı hâlinde mümkündür.

2. Dava konusu taşınmazın 1950 yılında yapılan arazi kadastrosu sebebiyle davacılar murisi adına adına tespit ve tescil edildiği, mirasçıları arasında yapılan taksim nedeniyle 2005 yılında davacılar adına tescil edildiği, 3402 sayılı Kadastro Kanunu'nun 22 inci maddesinin (a) alt bendi gereği yapılan yenileme çalışmaları sonrası 4837,70 m² yüzölçümlü 105 ada 2 parsel olarak kayıtlı dava konusu taşınmazın ... Orman İşletme Müdürlüğü tarafından açılan karşı dava sonucunda, ... 1. Asliye Hukuk Mahkemesinin 2017/15 Esas, 2019/125 Karar sayılı kararı 3560 m²lik kısmının tapusunun iptali ile orman vasfı ile Hazine adına tesciline karar verildiği, karar taraflarca istinaf edilmeyerek 10.09.2019 tarihinde kesinleştiği, eldeki davanın 08.07.2020 tarihinde 10 yıllık zamanaşımı süresi içerisinde açıldığı anlaşılmaktadır.

3. Tapu kaydı mahkeme kararı ile iptal edilen arazi niteliğindeki Kocaeli ili, ... ilçesi, ... Mahallesi 105 ada 2 parsel sayılı taşınmaz net geliri esas alınarak, Dairemiz denetiminden geçen aynı bölgeye ilişkin geçen dosyalarla uyumlu olarak değer biçilmesine ve taşınmazın gerçek bedelinin 4721 sayılı Kanun’un 1007 nci maddesi gereğince davalı Hazineden tahsiline ilişkin İlk Derece Mahkemesinden verilen karara karşı yapılan istinaf başvurusunun kabulü ile davanın kısmen kabulüne karar verilmesinde bir isabetsizlik görülmemiştir.

4. Dava konusu taşınmaza tapu kaydının iptali ile orman vasfı ile Hazine adına tescili kararının kesinleşme tarihi itibarıyla değer biçildiğnden bu tarihden itibaren faize hükmedilmesi gerekir. Ne var ki davacı vekilinin ıslah dilekçesinde talebi dikkate alınarak artırılan bedele dava tarihinden itibaren faize hükmedilmesi doğrudur.

5. Temyizen incelenen karar, tarafların karşılıklı iddia ve savunmalarına, dayandıkları belgelere, uyuşmazlığa uygulanması gereken hukuk kuralları ile hukukî ilişkinin nitelendirilmesine, dava şartlarına, yargılama ve ispat kuralları ile kararda belirtilen gerekçelere göre usûl ve kanuna uygun olup, temyiz dilekçesinde ileri sürülen nedenler kararın bozulmasını gerektirecek nitelikte görülmemiştir.

VI. KARAR

Açıklanan sebeplerle;

Davalı ... vekilinin yerinde görülmeyen tüm temyiz itirazlarının reddi ile usûl ve kanuna uygun Bölge Adliye Mahkemesi kararının 6100 sayılı Kanun’un 370 inci maddesinin birinci fıkrası uyarınca ONANMASINA,

Davalı ... harçtan muaf olduğundan harç alınmasına yer olmadığına,

Dosyanın İlk Derece Mahkemesine, kararın bir örneğinin Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine,17.01.2023 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.