"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi
SAYISI : 2015/117 Esas, 2016/89 Karar
KARAR : Ret
Taraflar arasındaki gerçek yetkili olmayan kişiler tarafından tapuda işlem yapılması nedeniyle uğranılan zararın 4721 sayılı Türk Medenî Kanunu’nun (4721 sayılı Kanun) 1007 nci maddesi uyarınca tazmini istemine ilişkin davada yapılan yargılama sonucunda Mahkemece davanın reddine karar verilmiştir.
Mahkeme kararı davacı vekili temyiz edilmekle; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:
I. DAVA
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; müvekkilinin 20.10.2003 tarihinde Ankara ili, Etimesgut ilçesi, Eryaman Mahallesinde bulunan 46264 ada 1 parseldeki C blok Daire 13 numaralı bağımsız bölümü, 5.000,00 TL ödeyerek satın aldığını, Tapu Kadastro Genel Müdürlüğü müfettişlerince yapılan inceleme sonucu taşınmazı müvekkiline satmış görünen eski mal sahibi ... Konut Yapı Kooperatifi yetkililerinin imzası ile tapuda bulunan satıcı imzasının benzememesi üzerine soruşturma başlatıldığını, soruşturma sonucu Etimesgut Tapu Sicil Müdürlüğünde çalışmakta olan bir kısım müdür ve memurlar tarafından satıcının imzası taklit edilmek suretiyle satışın yapıldığının anlaşıldığını, davalının 4721 sayılı Kanun'un 1007 nci maddesi gereği söz konusu zarardan sorumlu olduğunu belirterek, tapusu iptal edilen dairenin dava tarihi itibarıyla rayiç değerinin davalıdan tahsiline karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
II. CEVAP
Davalı Hazine vekili cevap dilekçesinde özetle; zamanaşımı ve husumet itirazlarının bulunduğunu, emsal dosyada davanın reddine karar verildiğini ileri sürerek davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
III. MAHKEME KARARI
Mahkemenin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile tapu kaydının arsa sahibi ile yüklenici firma arasındaki sözleşmenin geriye dönük feshinden dolayı iptal edildiği, zararın tapu sicilinin tutulmasından kaynaklandığı, nedensellik bağı bulunmadığını belirterek davanın reddine karar verilmiştir.
IV. TEMYİZ
A. Temyiz Yoluna Başvuranlar
Mahkemenin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen karşı süresi içinde davacı vekili temyiz isteminde bulunmuştur.
B. Temyiz Sebepleri
Davacı vekili temyiz dilekçesinde özetle; Mahkemece delillerin yeterince incelenmediğini, davanın tapudaki satış sırasında özensiz ve mevzuata aykırı eylemlerden kaynaklandığını, müvekkili davacının malik kooperatif adına hareket ettiğini sandığı kişilerin ve tapu sicil müdürlüğü çalışanlarının katkılarıyla düzenlenen sahte tapu nedeniyle mağdur olduğunu, sahte tapu kaydı düzenlenmiş olduğunu, Hazinenin sorumlu olduğunun kabul edilmesi gerektiğini ileri sürerek Mahkeme kararının bozulmasını istemiştir.
C. Gerekçe
1. Uyuşmazlık ve Hukukî Nitelendirme
Uyuşmazlık, 4721 sayılı Kanun’un 1007 nci maddesi uyarınca tazminat istemine ilişkindir.
2. İlgili Hukuk
1. 6100 sayılı Hukuk Mahukemeleri Kanunu'nun (6100 sayılı Kanun) geçici 3 üncü maddesinin atfıyla 1086 sayılı Hukuk Muhakameleri Kanunu'nun (1086 sayılı Kanun) 26.09.2004 tarihli ve 5236 sayılı Kanun'la yapılan değişiklikten önceki 427 ilâ 439 uncu maddeleri.
2. 4721 sayılı Kanun’un “Sorumluluk” başlıklı 1007 nci maddesinin birinci fıkrası şöyledir:
“Tapu sicilinin tutulmasından doğan bütün zararlardan Devlet sorumludur.”
3. Yargıtay Hukuk Genel Kurulunun 18.11.2009 tarihli ve 2009/4 - 383 Esas, 2009/517 Karar sayılı ilâmında tapu işlemlerinin kadastro tespit işlemlerinden başlayarak birbirini takip eden işlemler olduğu, tapu kütüğünün oluşumu aşamasındaki kadastro işlemleri ile tapu işlemleri bir bütün oluşturduğundan bu kayıtlarda yapılan hatalardan 4721 sayılı Kanun’un 1007 nci maddesi anlamında Devletin sorumlu olduğunun kabulünün gerektiği, Devletin sorumluluğunun kusursuz sorumluluk olduğu, bu işlemler nedeniyle zarar görenlerin 4721 sayılı Kanun’un 1007 nci maddesi gereğince zararlarının tazmini için Hazine aleyhine adlî yargıda dava açabilecekleri belirtilmiştir.
4. 4721 sayılı Kanun’un 1007 nci maddesi uyarınca kabul edilen Devletin sorumluluğu, tapu sicilinin önemi ve kişilerin bu sicile olan ... duygularını sağlamak bakımından aynî hakkının saptanması, herkese açık tutulmasında tekel hakkı sağlayan bir sicil olması esasına dayanmaktadır. Bu sorumluluk, asıl ve nesnel (objektif) bir sorumluluk olduğundan zarara uğrayan zararının ödetilmesini doğrudan Devletten isteyebilir.
3. Değerlendirme
1. Mahkemelerin nihai kararlarının bozulması 6100 sayılı Kanun’un geçici 3 üncü maddesinin atfıyla 1086 sayılı Kanun’un 26.09.2004 tarihli ve 5236 sayılı Kanun'la yapılan değişiklikten önceki 428 inci maddesinde yer alan sebeplerden birinin varlığı hâlinde mümkündür.
2.Dosyada bulunan bilgi ve belgelere göre; ... Konut Yapı Kooperatifi ve diğer arsa sahipleri arasında Ankara ili, Etimesgut ilçesi, Eryaman Mahallesi 46264 ada 1 parsel sayılı taşınmaz üzerine yapı yapılması yönünde yüklenici Metromülk İnş. San. ve Tic. Ltd. Şti'yle Ankara 1. Noterliğinde düzenlenen 22.08.2001 tarihli ve 15254 yevmiye nolu kat karşılığı inşaat sözleşmesinin yapıldığı, 30.06.2003 tarihinde kat irtifakının kurulduğu, C Blok 13 nolu bağımsız bölümünün kat irtifakı yoluyla SS Özyeniyurt Konut Yapı Kooperatifi adına tapuya tescil edildiği, bilahare satış yoluyla 20.10.2003 tarihinde davacıya geçtiği, ancak arsa maliki kooperatif tarafından açılan tapu iptali ve tescil davasının, Sincan Asliye Ticaret Mahkemesinin 2008/89 Esas, 2009/105 Karar sayılı kararıyla kabul edilerek, dava konusu bağımsız bölümün, dava konusu edilmiş olan diğer bağımsız bölümler ile birlikte tapu kaydının iptaline ve davacı kooperatif adına tescile karar verildiği, kararın temyiz incelemesinden geçerek 21.03.2013 tarihinde kesinleştiği anlaşılmıştır.
3. Dava konusu bağımsız bölüme ilişkin akit tablosundan, kooperatif vekili Selim Çiftçi tarafından davacıya satışın yapılmış olduğu, akit tablosuna göre 15.11.2003 tarih ve 16030 sayılı vekaletnamenin, Dairemizin 2023/1686 Esas sayısı üzerinden incelenen dosyada yapılan kriminal inceleme sonucunda sahte olmadığının tespit edilmiş olduğundan, Dairemizce denetimden geçmiş olan Ankara Batı 4. Asliye Hukuk Mahkemesinin 2020/328 Esas, 2022/4 Karar sayılı dosyasının dosya arasına alınarak, dava konusu taşınmaza ilişkin akit tablosundaki imzaların sahte olup olmadığına ilişkin kriminal inceleme yapılması suretiyle alınacak rapor sonucuna göre, vekâletname ve akit tablosundaki imzaların sahte olmadıklarının anlaşılması halinde, 4721 sayılı Kanun'un 1007 nci maddesinin koşullarının oluşmadığı anlaşıldığından davanın reddine, sahte olduklarının anlaşılması halinde ise Hazine'nin 4721 sayılı Kanun'un 1007 nci maddesi uyarınca sorumlu olduğunun kabulü ile tazminat istemine konu bağımsız bölümün bulunduğu 46264 ada 1 parsel sayılı taşınmazda 30.06.2003 tarihinde kat irtifakı kurulduğundan, 46264 ada 1 parsel sayılı taşınmazın zemin (arsa) değerinin emsal incelemesi ve karşılaştırması yöntemiyle, üzerindeki yapılmış ve yapılacak yapıların ise dava tarihindeki Çevre, Şehircilik ve İklim Değişikliği Bakanlığınca yayımlanan resmi birim fiyatlarına göre 30.06.2003 tarihli kat irtifakının kurulması sırasında esas alınan mimari projede belirtilen özellikleri dikkate alınarak yapıların bedeli belirlenip, arsa bedeli ile yapı değerleri toplanıp tazminat istemine konu bağımsız bölümün tapu kaydında yazılı olan arsa payına oranlanmasıyla o bağımsız bölümün değerlendirme tarihindeki değerinin belirlenmesi gerekir.
4. Taraflara 46264 ada 1 parsel sayılı taşınmaz ile aynı bölgeden, bulunamaması halinde yakın bölgelerden ve değerlendirme tarihinden önce ve yakın tarihli satışı yapılan benzer nitelikli ve yüzölçümlü satışları bildirmeleri için olanak tanınması, gerekli görülürse resen emsal celbi yoluna gidilmesi, 46264 ada 1 parsel sayılı taşınmaza ilişkin kat irtifakının kurulduğu 30.06.2003 tarihinde esas alınan mimari projenin Belediye Başkanlığından getirtilmesi, yukarıda açıklanan şekilde tazminat istemine konu bağımsız bölümün anılan mimari projedeki özellikleri, bedelin tespitinde etkili olacak diğer objektif ölçüler gözetilerek davacının değerlendirme tarihi itibarıyla gerçek zararının tespit edilerek davanın kabulüne karar verilmesi gerekirken, eksik inceleme ile davanın reddine karar verilmesi bozmayı gerektirmiştir.
V. KARAR
Açıklanan sebeplerle;
Davacı vekilinin temyiz itirazları yerinde olduğundan usul ve kanuna aykırı olan mahkeme kararının BOZULMASINA,
Davacıdan peşin alınan temyiz harcının istek hâlinde ilgiliye iadesine,
02.07.2024 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.