"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi
SAYISI : 2022/43 Esas, 2022/273 Karar
KARAR : Kısmen kabul
Taraflar arasında İlk Derece Mahkemesinde görülen ve istinaf incelemesinden geçen imar uygulaması nedeniyle bulunduğu yerde korunamayan muhdesat bedelinin tahsili davasında verilen karar hakkında yapılan temyiz incelemesi sonucunda, Dairece Bölge Adliye Mahkemesi kararının kaldırılmasına ve İlk Derece Mahkemesi kararının bozulmasına karar verilmiştir.
İlk Derece Mahkemesince bozmaya uyularak yeniden yapılan yargılama sonucunda; davanın kısmen kabulüne karar verilmiştir.
İlk Derece Mahkemesi kararı taraf vekillerince temyiz edilmekle; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:
I. DAVA
Davacılar vekili dava dilekçesinde özetle; davacıların murisi üzerine kayıtlı Bursa ili, Mustafakemalpaşa ilçesi, ... Mahallesi 2890 parsel sayılı taşınmazın imar uygulaması sonucu 136 ada 1 parsel sayılı taşınmaz olduğunu, dava konusu taşınmaz üzerinde murise ait yapıların mevcut olduğunu, idarece yapılara takdir edilen 50.409 TL bedelin düşük olduğunu, tespit edilecek gerçek bedellerin dava tarihinden itibaren yasal faizi ile davalı idareden tahsiline karar verilmesini talep etmiştir.
II. CEVAP
Davalı idare vekili cevap dilekçesinde özetle; yapılan işlemin kamulaştırma işlemi olmadığını, imar düzenlemesi neticesinde parselasyon planlarının yapılmasının idari bir işlem olduğunu, bu nedenle idari yargının görevli olduğunu, ayrıca dava konusu taşınmazın tapuya tescil tarihi ile dava tarihi arasında 10 yıllık zamanaşımı süresinin geçmiş olduğunu, bu nedenle zamanaşımı nedeni ile davanın reddinin gerektiğini, dava konusu parsel üzerindeki yapının 50.409,61 TL olan enkaz bedeli üzerinden kamulaştırılmasına karar verildiğini, davalı idare tarafından davacıların uzlaşmaya davet edildiğini, ancak uzlaşma sağlanamadığını, açılan davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
III. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI
İlk Derece Mahkemesinin 06.11.2018 tarihli ve 2017/121 Esas, 2018/1806 Karar sayılı kararı ile davanın kabulüne karar verilmiştir.
IV. İSTİNAF
A. İstinaf Yoluna Başvuranlar
İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davalı idare vekili istinaf başvurusunda bulunmuştur.
B. Gerekçe ve Sonuç
Bölge Adliye Mahkemesinin 21.10.2020 tarihli ve 2019/143 Esas, 2020/1296 Karar sayılı kararıyla dava konusu taşınmazdaki binaların yaşı, türü, sınıfı ile davanın açıldığı tarihte geçerli olan Bayındırlık Yapı Birim Maliyet cetveline uygun şekilde hazırlanan bilirkişi kurulu raporuna dayanılarak hüküm verilmesinde ve binanın yıpranma payının belirlenmesinde hata yapılmamasına göre Mahkeme kararında hukuka aykırılık yapılmadığı gerekçesiyle davalı idare vekilinin istinaf başvurusunun esastan reddine karar verilmiştir.
V. BOZMA VE BOZMADAN SONRAKİ YARGILAMA SÜRECİ
A. Bozma Kararı
1. Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davalı idare vekili temyiz isteminde bulunmuştur.
2. Dairemizce yapılan temyiz incelemesi sonucunda; dava konusu yapılara 2017 değerlendirme tarihine ait Çevre, Şehircilik ve İklim Değişikliği Bakanlığınca yayımlanan yapı yaklaşık birim maliyet cetveline ve tespit edilen yaşları doğrultusunda aşınma payları hakkındaki cetvele göre, yıpranma payı da düşülmek suretiyle yapı bedellerinin tespit edilmesi gerekirken, imar uygulaması sonucu oluşan dava konusu taşınmazın tescil edildiği tarih değerlendirme tarihi esas alınıp, yüksek yapılı olması nedeniyle de belli oranda bedel arttırılmak suretiyle bilimsel olmayan yöntem ile değer tespit eden bilirkişi raporunun hükme esas alınmasının doğru görülmediği gerekçesiyle kararın bozulmasına karar verilmiştir.
B. İlk Derece Mahkemesince Bozmaya Uyularak Verilen Karar
İlk Derece Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile davanın kısmen kabulüne karar verilmiştir.
VI. TEMYİZ
A. Temyiz Yoluna Başvuranlar
İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde taraf vekilleri temyiz isteminde bulunmuştur.
B. Temyiz Sebepleri
1. Davacılar vekili temyiz dilekçesinde özetle; belirlenen bedelin günümüz enflasyon oranları karşısında da çok düşük olduğunu, bunun yanı sıra yapı bedeli maliyetlerinin de belirtilenin çok üstünde olduğunu, aynı zamanda enkaz değerinin de düşük belirlendiğini, davanın tümü yönünden kabul kararı verilmesi gerektiğini ileri sürerek kararın bozulmasını talep etmiştir.
2. Davalı idare vekili temyiz dilekçesinde özetle; idari yargının görevli olduğunu, 10 yıllık zamanaşımı süresinin geçtiğini, Encümen kararı ile enkaz bedeli üzerinden kamulaştırılmasına karar verildiğini ileri sürerek kararın bozulmasını talep etmiştir.
C. Gerekçe
1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme
Uyuşmazlık, imar uygulaması nedeniyle bulunduğu yerde korunamayan muhdesat bedelinin tahsili hususundadır.
2. İlgili Hukuk
1. 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu'nun (6100 sayılı Kanun) 369 uncu maddesinin birinci fıkrası ile 370 ve 371 inci maddeleri.
2. 3194 sayılı İmar Kanunu'nun 17 ve 18 inci maddeleri.
3. 2942 sayılı Kamulaştırma Kanunu'nun 11 inci maddesi.
3. Değerlendirme
1. Temyiz olunan nihai kararların bozulması 6100 sayılı Kanun'un 371 inci maddesinde yer alan sebeplerden birinin varlığı hâlinde mümkündür.
2. Temyizen incelenen İlk Derece Mahkemesi kararının bozmaya uygun olduğu, kararda ve kararın gerekçesinde hukuk kurallarının somut olaya uygulanmasında bir isabetsizlik bulunmadığı, bozma ile kesinleşen ve karşı taraf yararına kazanılmış hak durumunu oluşturan yönlerin ise yeniden incelenmesine hukukça imkân bulunmadığı anlaşılmakla; temyiz dilekçelerinde ileri sürülen nedenler kararın bozulmasını gerektirecek nitelikte görülmemiştir.
VII. KARAR
Açıklanan sebeplerle;
Taraf vekillerinin yerinde görülmeyen tüm temyiz itirazlarının reddi ile usul ve kanuna uygun olan kararın ONANMASINA,
Davacıdan peşin alınan temyiz harcının Hazineye irat kaydedilmesine, aşağıda yazılı kalan harcın davalı idareden alınmasına,
25.03.2024 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.