Logo

5. Hukuk Dairesi2023/10465 E. 2024/3125 K.

Yapay Zeka Özeti

Uyuşmazlık: Kamulaştırma bedelinin tespiti ve kamulaştırılan taşınmazın davacı idare adına tescili istemine ilişkin uyuşmazlık.

Gerekçe ve Sonuç: Mahkemenin nihai kararında hukuk kurallarının somut olaya uygulanmasında bir isabetsizlik bulunmadığı ve bozma ile kesinleşen hususların yeniden incelenemeyeceği gözetilerek, yerel mahkemenin kamulaştırma bedeli ve tescil isteminin kabulüne ilişkin kararının onanmasına karar verilmiştir.

Karar Metni

"İçtihat Metni"

MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi

SAYISI : 2022/415 Esas, 2023/14 Karar

KARAR : Kabul

Taraflar arasındaki 4650 sayılı Kanun'la değişik 2942 sayılı Kamulaştırma Kanunu'nun (2942 sayılı Kanun) 10 uncu maddesine dayanan kamulaştırma bedelinin tespiti ile kamulaştırılan taşınmazın davacı idare adına tescili davasında verilen karar hakkında yapılan temyiz incelemesi sonucunda, Dairece Mahkeme kararının bozulmasına karar verilmiştir.

Mahkemece bozmaya uyularak yeniden yapılan yargılama sonucunda; davanın kabulüne karar verilmiştir.

Mahkeme kararı taraf vekillerince temyiz edilmekle; süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:

I. DAVA

Davacı idare vekili dava dilekçesinde özetle; İzmir ili, ... ilçesi, ... köyü 1331 parsel sayılı taşınmazın kamulaştırma bedelinin tespiti ile kamulaştırılan taşınmazın davacı idare adına tesciline, yol olarak terkinine karar verilmesini talep etmiştir.

II. CEVAP

Davalılar vekili cevap dilekçesinde özetle; davacı idare tarafından müvekkiline teklif edilen bedelin müvekkillerinin maliki olduğu taşınmazın gerçek değerinden çok düşük olduğunu, Kıymet Takdiri Komisyonu tarafından tespit edilen bedelin gerçek değerini yansıtmadığını, davaya konu taşınmazın şehrin hızla gelişmekte olan bir yerinde olup belediyenin tüm hizmetlerinden yararlandığını, taşınmazın Organize Sanayi Bölgesi ilan edildiğini, bugünkü rayiç değeri göz önüne alınarak taşınmazın m²sinin en az 250,00 TL olarak taşınmaza el koyma tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davacı idareden tahsiline, yargılama giderleri ve vekâlet ücretinin davacı idareye yükletilmesine karar verilmesini talep etmiştir.

III. MAHKEME KARARI

Mahkemenin 29.09.2014 tarihli ve 2013/446 Esas, 2014/175 Karar sayılı kararı ile davanın kabulüne karar verilmiştir.

IV. BOZMA VE BOZMADAN SONRAKİ YARGILAMA SÜRECİ

A. Bozma Kararı

1. Mahkemenin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararına karşı süresi içinde taraf vekilleri temyiz isteminde bulunmuştur.

2. Dairemizce yapılan inceleme sonucunda; alınan rapor ve yapılan inceleme hüküm kurmaya elverişli olmadığını, dava konusu ... köyü 1331 parsel sayılı taşınmazın değerlendirme tarihi olan 27.05.2013 günü itibarıyla ... Organize Sanayi Bölgesi 1/5000 ölçekli nazım imar planı ve 1/1000 ölçekli uygulama imar planı içinde olup olmadığı KOSBİ'den sorulduktan sonra, dava konusu taşınmazın kısmen ya da tamamen değerlendirme tarihi olan 27.05.2013 tarihi itibarıyla düzenlenen imar planı içinde olması halinde dava konusu taşınmazın arsa vasfında olduğunun kabulü ile 2942 sayılı Kanun'un kıymet takdir esaslarını belirten 11 inci maddesinin birinci fıkrasının arsalara ilişkin (g) bendi uyarınca, arsaların bedelinin değerlendirme gününden önceki özel amacı olmayan emsal satışlara göre hesaplanması zorunlu olup bu itibarla, emsal satışların değerlendirme tarihindeki karşılıklarının fiyat artış endekslerinin uygulanması suretiyle tespiti, bundan sonra emsal ile dava konusu taşınmazın eksik ve üstün yönlerinin neler olduğu ve oranları açıklanmak suretiyle değer biçilmesi gerekir. Hükme esas alınan bilirkişi raporunda bu yönde bir inceleme yapılmadan taşınmaza arazi olarak değer belirleyen, bu rapora göre hüküm kurulması mümkün değildir. Yeniden oluşturulacak bilirkişi kurulu marifetiyle mahallinde keşif yapılarak alınacak rapor sonucuna göre hüküm kurulması, dava konusu taşınmazın kısmen yada tamamen değerlendirme tarihi olan 27.05.2013 tarihi itibarıyla düzenlenen imar planı içinde olmaması durumunda ise kapama bağ niteliğinde olduğunun kabulü ile Yargıtay uygulamalarına göre arazi niteliğindeki bir taşınmazın değeri belirlenirken daha önceki yıllara ilişkin olarak (5 yıl) normal koşullarda Tarım ve Orman İlçe Müdürlüğünce tespit edilen verim miktarlarının ortalamasının dikkate alınması gerekir. Verim miktarlarının geçmiş yıllara oranla bir yılda bu denli değişip azalmış olmasının olağan kabulü mümkün değildir. Bu durumda mahkemece 2013 yılında ... İlçesinde olağandışı durumlar nedeniyle verim düşüklüğü olduğundan bahisle indirim yapılmadan taşınmazın ekonomik olarak değer ifade eden ilk ürün olan yaş üzümün normal veriminin alındığı yıllar ortalamasına göre bedelinin tespit edilmesi, gerektiği gözetilmeden işleme tabi tutulduktan sonra elde edilen kuru üzüme ait eksik inceleme sonucu yazılı şekilde karar verilmesi, kabule göre ise taşınmazın kuru tarım arazisi niteliği, konumu ve yüzölçümü dikkate alındığında değeri belirlenirken kapitalizasyon faiz oranının %5 uygulanması gerekirken, bu oranın %6 kabulü ile az bedel tespiti, dava konusu taşınmazların konumu ve bilirkişi kurulu raporunda belirtilen özellikleri dikkate alınarak, tespit edilen metrekare birim fiyatına ilave edilecek objektif değer artırıcı unsurun % 300 oranında olacağı gözetilmeden, daha düşük objektif değer artış oranı kabul eden bilirkişi raporuna göre eksik bedel tespiti nedenleriyle kararın bozulmasına karar verilmiştir.

B. Mahkemece Bozmaya Uyularak Verilen Karar

Mahkemenin 31.03.2021 tarihli ve 2018/471 Esas, 2021/118 Karar sayısı belirtilen kararı ile davanın reddine karar verilmiştir.

C. İkinci Bozma Kararı

1. Mahkemesinin 31.03.2021 tarihli ve 2018/471 Esas, 2021/118 Karar sayılı sayılı kararına karşı süresi içinde taraf vekilleri temyiz isteminde bulunmuştur.

2. Dairemizce yapılan inceleme sonucunda; mahkemece uyulan bozma kararı uyarınca inceleme ve işlem yapılarak dava konusu taşınmazın değerinin belirlendiği, bilirkişilerce tespit edilen kamulaştırma bedelinin depo edilmesi için davacı idareye ikinci kez verilen kesin süreye rağmen bloke edilmediğinden bahisle davanın reddine karar verilmiş ise de; davacı idare vekilinin temyiz dilekçesi ekinde sunduğu dekont örneğine göre 17.12.2021 tarihinde fark kamulaştırma bedelinin Ziraat Bankası ... Şubesine depo edildiği anlaşıldığından, taraf vekillerinin bu hususta beyanları alınarak sonucuna göre karar verilmesi gerektiğinden kararın bozulmasına karar verilmiştir.

D. Mahkemece Bozmaya Uyularak Verilen İkinci Karar

Mahkemenin 13.01.2023 tarihli ve 2022/415 Esas, 2023/14 Karar sayılı kararı ile davanın kabulüne karar vermiştir.

V. TEMYİZ

A. Temyiz Yoluna Başvuranlar

Mahkemenin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde taraf vekilleri temyiz isteminde bulunmuştur.

B. Temyiz Sebepleri

1. Davacı idare vekili temyiz dilekçesinde özetle; ürün net gelirleri yüksek, masrafların düşük hesaplandığını, Kıymet Takdir Kurulu Raporu ile bilirkişi raporunda dava konusu birim fiyatları arasındaki farkın oldukça fazla olduğunu, yüksek objektif değer artışı verildiğini, müvekkil idarenin harçtan muaf olduğunu ileri sürerek kararı temyiz etmiştir.

2. Davalılar vekili temyiz dilekçesinde özetle; taşınmazın Organize Sanayi Bölgesi sınırına çok yakın bir konumda mevkilendiğini, istenildiği zaman alt yapı hizmetlerinden yararlanabilir konumda olduğunu, çevresinde gerek ulusal gerekse uluslararası bir çok büyük firmanın faaliyet gösterdiğini, ayrıca hem İzmir-İstanbul hem de İzmir-Ankara otoyoluna yakın bir konumda bulunması sebebiyle lojistik faaliyetlerde kilit rol oynar bir pozisyonda olduğunu nazara alındığında taşınmazın arsa olarak değerlendirilmesi gerektiğini, arazi olarak değerlendirildiğinde de yapılan hesaplamanın hatalı olduğunu, kapitalizasyon faiz oranının en fazla %4 oranında alınması gerektiğini, objektif değer artış oranının %500 oranında alınması gerektiğini ileri sürerek kararı temyiz etmiştir.

C. Gerekçe

1. Uyuşmazlık ve Hukukî Nitelendirme

Uyuşmazlık, kamulaştırma bedellerinin tespiti ile kamulaştırılan taşınmazın davacı idare adına tescili istemine ilişkindir.

2. İlgili Hukuk

1. 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun (6100 sayılı Kanun) geçici 3 üncü maddesinin atfıyla 1086 sayılı Hukuk Usulü Muhakemeleri Kanunu’nun (1086 sayılı Kanun) 26.09.2004 tarihli ve 5236 sayılı Kanun'la yapılan değişiklikten önceki 427 ilâ 439 uncu maddeleri.

2. 2942 sayılı Kanun'un 10 uncu ve 11 inci maddeleri.

3. Değerlendirme

1. Mahkemelerin nihai kararlarının bozulması 6100 sayılı Kanun'un geçici 3 üncü maddesinin atfıyla 1086 sayılı Kanun’un 26.09.2004 tarihli ve 5236 sayılı Kanun'la yapılan değişiklikten önceki 428 inci maddesinde yer alan sebeplerden birinin varlığı hâlinde mümkündür.

2. Temyizen incelenen mahkeme kararının bozmaya uygun olduğu, kararda ve kararın gerekçesinde hukuk kurallarının somut olaya uygulanmasında bir isabetsizlik bulunmadığı, bozma ile kesinleşen ve karşı taraf yararına kazanılmış hak durumunu oluşturan yönlerin ise yeniden incelenmesine hukukça imkân bulunmadığı anlaşılmakla; temyiz dilekçelerinde ileri sürülen nedenler kararın bozulmasını gerektirecek nitelikte görülmemiştir.

VI. KARAR

Açıklanan sebeplerle;

Taraf vekillerinin yerinde görülmeyen tüm temyiz itirazlarının reddi ile usul ve kanuna uygun olan kararın ONANMASINA,

Davacı idare harçtan muaf olduğundan harç alınmamasına, davalılardan peşin alınan temyiz harcının Hazineye irat kaydedilmesine,

13.03.2024 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.