"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ : Adana Bölge Adliye Mahkemesi 4. Hukuk Dairesi
SAYISI : 2022/3906 Esas, 2023/711 Karar
KARAR : Kabul
Taraflar arasında İlk Derece Mahkemesinde görülen ve istinaf incelemesinden geçen 4650 sayılı Kanun'la değişik 2942 sayılı Kamulaştırma Kanunu'nun (2942 sayılı Kanun) 10 uncu maddesine dayanan kamulaştırma bedelinin tespiti ve davacı idare adına tescili istemine ilişkin davada verilen karar hakkında yapılan temyiz incelemesi sonucunda, Dairece Bölge Adliye Mahkemesi kararının bozulmasına karar verilmiştir.
Bölge Adliye Mahkemesince bozmaya uyularak yeniden yapılan yargılama sonucunda; davanın kabulüne karar verilmiştir.
Bölge Adliye Mahkemesi kararı taraf vekilince temyiz edilmekle; süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, temyiz dilekçelerinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:
I. DAVA
Davacı idare vekili dava dilekçesinde özetle; Mersin ili, ..., ..., 101 ada 3246 ve 3247 parsel sayılı taşınmazların kamulaştırma bedelinin tespiti ve kamulaştırılan taşınmazların davacı idare adına tescilini talep etmiştir.
II. CEVAP
Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; dava konusu taşınmazların arsa niteliğinde olduklarını, 2016 yılı verilerine göre hesaplama yapılması gerektiğini beyan ederek belirlenecek gerçek kamulaştırma bedelinin dava tarihinden itibaren kamu alacakları için öngörülen en yüksek oranda faizi ile birlikte veya ödeme tarihine göre güncelleştirilerek davalıya ödenmesine karar verilmesini talep etmiştir.
III. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI
İlk Derece Mahkemesinin 15.08.2017 tarihli ve 2016/257 Esas, 2017/244 Karar sayılı kararı ile davanın kabulüne ve kamulaştırma bedelinin tespiti ile davalıya ödenmesine karar verilmiştir.
IV. İSTİNAF
A. İstinaf Yoluna Başvuranlar
İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde taraf vekilleri istinaf başvurusunda bulunmuştur.
B. Gerekçe ve Sonuç
Bölge Adliye Mahkemesinin 17.02.2022 tarihli ve 2019/2276 Esas, 2022/513 Karar sayılı kararı ile dava konusu taşınmazların sulu tarım arazisi vasfında kabul edilerek münavebe ürünlerine göre net gelir metodu ile kamulaştırma değerinin tespiti doğru ve yerinde ise de Yargıtay 5. Hukuk Dairesinin kararlılık kazanan içtihatlarına göre ayrıksı durumlar hariç kuru tarım arazilerinde %5, sulu tarım arazilerinde ise %4 oranında kapitalizasyon faiz oranı uygulanması gerekirken dava konusu taşınmazın gerekçeli biçimde sulu tarım arazisi vasfında kabul edilmesi nedeniyle kapitalizasyon faiz oranının %5 olarak alınmasının hatalı olduğu, ayrıca sulama maliyetine %50 oranında ilave yapılmasının da yerinde olmadığı, bunun yanı sıra dosya kapsamındaki bilgi ve belgeler ile dava konusu taşınmazın bulunduğu bölge koşulları nazara alınarak münavebe ürünlerinin 2 yılda 2 ürün şeklinde buğday, buğday samanı ve domates olarak esas alınıp kamulaştırma bedelinin hesaplanmasının uygun olacağı belirtilerek resen yapılan hesaplama sonucu 2016 yılına ait İlçe Tarım Müdürlüğü verilerine göre kamulaştırmaya esas birim değerinin belirlendiği, ayrıca Avrupa İnsan Hakları Mahkemesinin 12055/17 numaralı başvuru sonucu verilen 23.10.2018 tarihli kararı ve Anayasa Mahkemesinin 2016/9364 başvuru numaralı, 01.06.2019 tarihli 30791 sayılı Resmi Gazete'de yayımlanan kararı gözönüne alınarak davacı idare lehine vekalet ücretine hükmedilmemesi gerekirken davacı lehine vekalet ücretine hükmedilmesinin de doğru olmadığı ve davacı idare harçtan muaf olduğu halde idareden harç tahsiline dair hüküm kurulması, ayrıca peşin olarak yatırmış olduğu harçların da iade edilmemesi hatalı olup yasal faiz başlangıç tarihinde de hata yapıldığı görülmekle taraf vekillerinin istinaf sebeplerinin kısmen kabulü ile yeniden esas hakkında hüküm kurulmak suretiyle davanın kabulüne ve davacı tarafından fazladan yatırılan 6.037,00 TL'nin iadesine karar verilmiştir.
V. BOZMA VE BOZMADAN SONRAKİ YARGILAMA SÜRECİ
A. Bozma Kararı
1. Bölge Adliye Mahkemesinin 17.02.2022 tarihli ve 2019/2276 Esas, 2022/513 Karar sayılı kararına karşı süresi içinde taraf vekilleri temyiz isteminde bulunmuştur.
2. Dairemizce yapılan inceleme sonucunda; ... Gıda, Tarım ve Hayvancılık Müdürlüğünün 26.07.2016 tarihli yazısı ile münavebe ürünleri arasında brokolinin de yer aldığı ve aynı kamulaştırma kapsamında Dairemizin 2018/13277 Esas, 2019/18190 Karar sayılı ilâmı ile onanan Antalya Bölge Adliye Mahkemesi 5. Hukuk Dairesinin 2017/1454 Esas, 2018/746 Karar sayılı dosyasında hükme esas alınan bilirkişi raporunda da buğday, domates ve brokoli olmak üzere iki yılda üç ürün münavebesi uygulandığı anlaşıldığından, yerinde olmayan gerekçe ile brokoli münavebeye alınmayarak düşük bedel tespiti doğru görülmediğinden kararın bozulmasına karar verilmiştir.
B. Bölge Adliye Mahkemesince Bozmaya Uyularak Verilen Karar
Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile davanın kabulüne ve kamulaştırma bedelinin tespiti ile davalıya ödenmesine ve dava konusu taşınmazların davalı adına olan tapu kayıtlarının iptali ile davacı idare adına tesciline karar verilmiştir.
VI. TEMYİZ
A. Temyiz Yoluna Başvuranlar
Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde taraf vekilleri temyiz isteminde bulunmuştur.
B. Temyiz Sebepleri
1. Davacı idare vekili temyiz dilekçesinde özetle; dava konusu taşınmazın sulama kaynağı ile şekli araştırılmadan ve hatalı kapitalizasyon faizi uygulanarak yüksek değer biçildiğini, sulama giderleri eklenmesi hatalı olup uygun münavebe ürünlerinin de seçilmediğini, tespit edilen bedele dava tarihinden yasal faiz işletilmemesi gerektiğini ve müvekkili idare lehine vekalet ücretine hükmedilmesi gerektiğini ileri sürerek kararın bozulmasını talep etmiştir.
2. Davalı vekili temyiz dilekçesinde özetle; kamulaştırma bedeline yasal faiz işletilmesi nedeniyle enflasyon karşısında ciddi oranda değer kaybettiğini, tespit edilen bedele kamu alacaklarına uygulanan en yüksek faiz oranının uygulanması gerektiğini, dava tarihi ile ödeme tarihi arasında oluşan enflasyon zararının karşılanması gerektiğini, davacı idareye iade edilen 6.037,00 TL’ye 14.09.2023 tarihine kadar faiz işletilmesi gerektiğini, objektif değer artış oranı ile kapitalizasyon faizi hatalı uygulanarak düşük bedel belirlendiğini ileri sürerek kararın bozulmasını talep etmiştir.
C. Gerekçe
1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme
Uyuşmazlık, dava konusu taşınmazların kamulaştırma bedelinin tespiti istemine ilişkindir.
2. İlgili Hukuk
1. 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu'nun (6100 sayılı Kanun) 369 uncu maddesinin birinci fıkrası ile 370 ve 371 inci maddeleri.
2. 2942 sayılı Kanun'un 10 uncu maddesinin sekizinci fıkrası ile 11 inci maddeleri.
3. Değerlendirme
1. Temyiz olunan nihai kararların bozulması 6100 sayılı Kanun’un 371 inci maddesinde yer alan sebeplerden birinin varlığı hâlinde mümkündür.
2. Sulu tarım arazisi niteliğindeki dava konusu taşınmazlara 2942 sayılı Kanun'un 11 inci maddesinin birinci fıkrasının (f) bendi uyarınca olduğu gibi kullanılması halinde getireceği net gelir esas alınarak değer biçilmesinde bir isabetsizlik bulunmamaktadır.
3. Avrupa İnsan Hakları Mahkemesinin 12055/17 numaralı başvuru sonucu verilen 23.10.2018 tarihli kararı ile 01.06.2019 tarihli ve 30791 sayılı Resmî Gazete'de yayımlanan Anayasa Mahkemesinin 2016/9364 başvuru numaralı kararı da göz önüne alınarak davacı idare lehine vekâlet ücretine hükmedilmemiş olmasında hukuka aykırı bir yön bulunmamaktadır.
4. 01.08.2023 tarihli ve 32266 sayılı Resmî Gazete'de yayımlanan Anayasa Mahkemesinin 05.04.2023 tarihli ve 2022/83 Esas, 2023/69 Karar sayılı kararı ile 04.11.1983 tarihli ve 2942 sayılı Kanun’un 24.04.2001 tarihli ve 4650 sayılı Kanun’un 5 inci maddesiyle değiştirilen 10 uncu maddesine 11.04.2013 tarihli 6459 sayılı Kanun’un 6 ncı maddesiyle eklenen dokuzuncu fıkrası iptal edilmiştir. Dava 01.08.2023 tarihinden önce açılmıştır. Anayasa’nın 153 üncü maddesinin beşinci fıkrasında yer alan; “İptal kararları geriye yürümez.” hükmü ve Yargıtay İçtihadı Birleştirme Kurulunun; “Her davada açıldığı tarihte tespit edilen vaziyet hükme ittihaz olunması iktiza eylemesine…” gerekçesini içeren 28.11.1956 tarihli ve 15/15 sayılı kararı ile; “Her dava açıldığı tarihteki fiili ve hukukî duruma göre karara bağlanır.” genel hukukî prensibini hâvi Yargıtay Hukuk Genel Kurulunun 10.05.2017 tarihli ve 2017/3-990 Esas, 2017/954 Karar sayılı kararları nazara alındığında fark kamulaştırma bedeline 2942 sayılı Kanun’un 10 uncu maddesinin dokuzuncu fıkrası gereğince davanın açıldığı tarihten 4 ay sonrasından başlamak üzere yasal faiz uygulanması yerindedir.
5. Tarafların iddia, savunma ve dayandıkları belgelere, uyuşmazlığın hukukî nitelendirilmesi ile uygulanması gereken hukuk kurallarına, dava şartlarına, yargılamaya hâkim olan ilkelere, ispat kurallarına ve temyiz olunan kararda belirtilen gerekçelere göre; davalı idare vekilinin tüm, davacı vekilinin aşağıdaki paragrafın kapsamı dışındaki temyiz itirazları yerinde görülmemiştir.
6. Bozma öncesi Bölge Adliye Mahkemesi kararı uyarınca fazla depo edilen 6.037,00 TL’nin idareye iade edildiği gözetilerek 376.215,75 TL kamulaştırma bedeline 02.11.2016 tarihinden İlk Derece Mahkemesi karar tarihi olan 15.08.2017 tarihine kadar, bakiye 364.392,20 TL’ye ise 02.11.2016 tarihinden 14.09.2023 tarihine kadar yasal faize hükmedilmesi gerekirken, yazılı şekilde karar verilmesi bozmayı gerektirir.
Ne var ki bu hatanın giderilmesi yeniden yargılama yapılmasını gerektirmediğinden 6100 sayılı Kanun'un 370 inci maddesinin ikinci fıkrası hükmü uyarınca Bölge Adliye Mahkemesi kararının düzeltilerek onanması gerekir.
VII. KARAR
Açıklanan sebeplerle;
1. Davacı idare vekilinin tüm, davalı vekilinin diğer temyiz itirazlarının reddine,
2. Davalı vekilinin Bölge Adliye Mahkemesi kararına yönelik temyiz itirazının kısmen kabulü ile Bölge Adliye Mahkemesi kararının hüküm fıkrasının (7) numaralı bendi hükümden tümüyle çıkartılarak yerine “Tespit edilen 740.607,95 TL toplam kamulaştırma bedelinden, 376.215,75 TL’ye 02.11.2016 tarihinden İlk Derece Mahkemesi karar tarihi olan 15.08.2017 tarihine kadar, bakiye 364.392,20 TL’ye ise 02.11.2016 tarihinden 14.09.2023 tarihine kadar yasal faiz işletilmesine” cümlesinin yazılması suretiyle DÜZELTİLEREK ONANMASINA,
Davalıdan peşin alınan temyiz harcının istek halinde iadesine, davacı idare harçtan muaf olduğundan harç alınmasına yer olmadığına,
Dosyanın İlk Derece Mahkemesine, kararın bir örneğinin Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine,
28.03.2024 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.