Logo

5. Hukuk Dairesi2023/10680 E. 2024/3333 K.

Yapay Zeka Özeti

Uyuşmazlık: Kamulaştırılan taşınmazın arsa mı arazi mi olduğu ve buna göre belirlenecek bedelin tespiti.

Gerekçe ve Sonuç: Taşınmazın imar planı dışında, yerleşim alanı dışında olup belediye hizmetlerinden faydalanmadığı anlaşıldığından arazi vasfında değerlendirilmesi gerekirken, Bölge Adliye Mahkemesince arsa vasfında kabul edilip emsal karşılaştırması yapılarak değer biçilmesi doğru görülmeyerek bozulmuştur.

Karar Metni

"İçtihat Metni"

MAHKEMESİ : İzmir Bölge Adliye Mahkemesi 5. Hukuk Dairesi

SAYISI : 2023/1427 Esas, 2023/1741 Karar

KARAR : Yeniden esas hakkında verilen karar

İLK DERECE MAHKEMESİ : Aliağa 2. Asliye Hukuk Mahkemesi

SAYISI : 2021/575 Esas, 2023/42 Karar

Taraflar arasındaki 4650 sayılı Kanun'la değişik 2942 sayılı Kamulaştırma Kanunu'nun (2942 sayılı Kanun) 10 uncu maddesine dayanan kamulaştırma bedelinin tespiti ve kamulaştırılan taşınmazın tapudan yol olarak terkini davasında yapılan yargılama sonunda İlk Derece Mahkemesince davanın kabulüne karar verilmiştir.

Kararın taraf vekillerince istinaf edilmesi üzerine, Bölge Adliye Mahkemesince istinaf başvurularının kabulü ile İlk Derece Mahkemesi kararı kaldırılarak, davanın yeniden görülmesi için dosyanın İlk Derece Mahkemesine gönderilmesine karar verilmiştir.

Bölge Adliye Mahkemesinin kaldırma kararı üzerine yargılama yapan İlk Derece Mahkemesince davanın kabulüne karar verilmiştir.

Kararın taraf vekillerince istinaf edilmesi üzerine, Bölge Adliye Mahkemesince istinaf başvurularının kabulü ile İlk Derece Mahkemesi kararı kaldırılarak yeniden esas hakkında hüküm kurulmak suretiyle davanın kabulüne karar verilmiştir.

Bölge Adliye Mahkemesi kararı taraf vekillerince temyiz edilmekle; süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:

I. DAVA

Davacı idare vekili dava dilekçesinde özetle; İzmir ili, Aliağa ilçesi, ... Mahallesi, 761 parsel ( yeni 1321 ada 48 parsel) sayılı taşınmazın 14.854,41 m²lik kısmının kamulaştırma bedelinin tespiti ile kamulaştırılan taşınmazın davacı idare adına tescilini, tapudan yol olarak terkinini talep etmiştir.

II. CEVAP

Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; acele el koyma dosyasında tespit edilen kamulaştırma bedelinin çok düşük olduğunu kabul edilemeyeceğini, taşınmazın kısmi kamulaştırılması nedeniyle arta kalan kısmın kullanılamaz hale geldiğini savunarak taşınmazın gerçek değerinin tespitini istemiştir.

III. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI

İlk Derece Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararıyla; davanın kabulüne ve kamulaştırma bedelinin tespiti ile kamulaştırma konusu taşınmazın davalı adına olan tapu kaydının iptali ile tapudan yol olarak terkinine karar verilmiştir.

IV. İSTİNAF

A. İstinaf Yoluna Başvuranlar

İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde taraf vekilleri istinaf başvurusunda bulunmuştur.

B. İstinaf Sebepleri

1. Davacı idare vekili istinaf dilekçesinde özetle; dava konusu taşınmazın vasfının arsa olarak kabul edilmesinin hatalı olduğunu, imar planında yer almayan bir taşınmazın arsa sayılabilmesi için belediye ve mücavir alan sınırları içinde olmakla birlikte belediyenin hizmetlerinden yararlanması ve meskun yerler arasında bulunması gerektiğini, kabul anlamına gelmemekle birlikte emsal karşılaştırmasının da hatalı yapıldığını, davanın kabulüne karar verilmiş olmasına rağmen davacı idare lehine vekâlet ücretine hükmedilmemiş olmasının hukuka aykırı olduğunu ileri sürerek İlk Derece Mahkemesi kararının kaldırılmasını talep etmiştir.

2. Davalı vekili istinaf dilekçesinde özetle; dava konusu taşınmazın kısmen kamulaştırılması nedeniyle arta kalan kısımların ekonomik değerini yitirdiğini, %70 - 80 oranında değer kaybına uğradığını, hesaplama yapılırken bu hususun dikkate alınmamış olmasının hatalı olduğunu, tespit edilen kamulaştırma bedelinin çok düşük olduğunu, taşınmazın gerçek değerinin tespiti gerektiğini ileri sürerek İlk Derece Mahkemesi kararının kaldırılmasını talep etmiştir.

C. Gerekçe ve Sonuç

Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararıyla dosyadaki bilgi ve belgelere, Tapu Kadastro Genel Müdürlüğü Parsel Sorgu Uygulaması üzerinde yapılan incelemeye ve alınan bilirkişi raporu ekindeki fotoğraflara göre, dava konusu taşınmazın arsa vasfında sayılmasının doğru olduğu, arsa niteliğindeki taşınmazın zeminine emsalin üstün ve eksik yönleri belirlenip kıyaslaması yapılarak değer biçilmesi yöntem olarak doğru ise de tespit edilen m2 birim fiyatın aynı konumda yer alan benzer mahiyetteki taşınmazlara nazaran yüksek belirlendiği, istinaf incelemesinden geçen bir başka dosyada emsal alınan taşınmaz resen emsal alınarak emsalin üstün ve eksik yönleri belirlenip kıyaslaması yapılarak dava konusu taşınmazın birim m² fiyatının 144,11 TL olarak hesaplandığı, dava konusu taşınmaz ile emsal alınan taşınmazın her ikisi de kadastral parsel olduğundan düzenleme ortaklık payı kesintisi yapılmadığı, taşınmazın kamulaştırılan kısmının bedelinin 2.159.522,94 TL olarak hesaplandığı, kısmi kamulaştırma nedeniyle taşınmazın üç parçaya ayrıldığı, kamulaştırmadan arta kalan kısımların fen bilirkişi raporu ekindeki krokide "A" ve "C" harfleri ile gösterildiği, "A" harfi ile gösterilen kısımda % 5 , "C" harfi ile gösterilen kısımda ise % 10 oranında değer kaybı hesabı yapılmasının hakkaniyetli olacağı, bu durumda toplam kamulaştırma bedelinin 2.258.310,99 TL olarak hesaplandığı, fazladan depo edilen bedelin davacı idareye iade edilmesi gerektiği, Avrupa İnsan Hakları Mahkemesinin 12055/17 numaralı başvuru sonucu verilen 23.10.2018 tarihli kararı ve Anayasa Mahkemesinin 2016/9364 başvuru numaralı, 01.06.2019 tarihli ve 30791 sayılı Resmî Gazete'de yayımlanan kararı da göz önüne alınarak, davanın niteliği gereği davacı idare lehine vekâlet ücretine hükmedilmemesinde hukuka aykırı bir yön bulunmadığı gerekçesiyle, taraf vekillerinin istinaf başvurularının kısmen kabulü ile İlk Derece Mahkemesi kararı kaldırılarak yeniden esas hakkında hüküm kurulmak suretiyle davanın kabulüne karar verilmiştir.

V. TEMYİZ

A. Temyiz Yoluna Başvuranlar

Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde taraf vekilleri temyiz isteminde bulunmuştur.

B. Temyiz Sebepleri

1. Davacı idare vekili temyiz dilekçesinde özetle; istinaf dilekçesinde ileri sürdüğü sebepleri tekrar etmiş, ayrıca kamulaştırmadan arta kalan kısımların değer kaybettiğinden söz edilemeyeceğini, değer azalışı hesaplanmasının hatalı olduğunu ileri sürerek kararın bozulmasını talep etmiştir.

2. Davalı vekili temyiz dilekçesinde özetle; teknik bilgiyi gerektiren bir konuda bilirkişi raporu alınmaksızın Mahkemece resen bir başka dosyada bilirkişi raporu ile belirlenen değer dava tarihine endekslenmek suretiyle dava konusu taşınmaza değer biçilmesinin hatalı olduğunu, kamulaştırmadan arta kalan kısımlar için belirlenen değer kaybı oranlarının çok düşük olduğunu, neredeyse %70-80 oranında değer kaybettiğini, tespit edilen kamulaştırma bedelinin çok düşük olduğunu, emsal karşılaştırmasının hatalı yapıldığını, tarafınca bildirilen emsaller nazara alınarak taşınmazın gerçek değerinin tespiti gerektiğini ileri sürerek kararın bozulmasını talep etmiştir.

C. Gerekçe

1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme

Uyuşmazlık, dava konusu taşınmazın kamulaştırma bedelinin tespiti istemine ilişkindir.

2. İlgili Hukuk

1. 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu'nun (6100 sayılı Kanun) 369 uncu maddesinin birinci fıkrası ile 370 ve 371 inci maddeleri.

2. 2942 sayılı Kanun'un 10 uncu maddesinin sekizinci fıkrası ile 11 inci ve 12 nci maddeleri.

3. Değerlendirme

1. Bölge Adliye Mahkemelerinin nihai kararların bozulması 6100 sayılı Kanun'un 371 inci maddesinde yer alan sebeplerden birinin varlığı hâlinde mümkündür.

2. Yargıtay tarafından benimsenen Bakanlar Kurulunun 28.02.1983 tarihli ve 1983/6122 sayılı kararı uyarınca taşınmazın arsa sayılabilmesi için imar planı içerisinde iskan sahası olarak ayrılmış bulunması, imar planı dışında ise belediye mücavir alan sınırları içinde kalıp meskun yerler arasında bulunması ve belediye hizmetlerinden yararlanması gerekmektedir.

3. Dosyadaki bilgi ve belgelerden; dava konusu taşınmazın değerlendirme tarihi itibarıyla 1/1000 ölçekli uygulama ve 1/5000 ölçekli nazım imar planı kapsamında olmadığı, 1/25000 ölçekli çevre düzenleme planına göre taşınmazın bir kısmının tarım alanı, bir kısmının otoyol, bir kısmının ise DSİ sulama alanı içerisinde kaldığı, yerleşim alanı dışında olup belediyenin hizmetlerinden faydalanmadığı anlaşıldığından, arsa niteliğinde kabulü mümkün değildir.

4. Bu durumda, arazi niteliğindeki davaya konu taşınmaza 2942 sayılı Kanun'un 11 inci maddesinin birinci fıkrasının (f) bendi uyarınca net gelirine göre değer biçilmesi gerekirken; taşınmazı arsa niteliğinde kabul edip emsal karşılaştırması yapmak suretiyle değer biçilmesi doğru görülmemiş, bozmayı gerektirmiştir.

VI. KARAR

Açıklanan sebeplerle;

Taraf vekillerinin temyiz itirazlarının kabulü ile temyiz olunan Bölge Adliye Mahkemesi kararının BOZULMASINA,

Davalıdan peşin alınan temyiz harcının istek halinde iadesine,

Dosyanın 6100 sayılı Kanun'un 373 üncü maddesinin ikinci fıkrası uyarınca kararı veren Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine,

19.03.2024 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.