Logo

5. Hukuk Dairesi2023/10734 E. 2024/5855 K.

Yapay Zeka Özeti

Uyuşmazlık: Tapu kaydının hatalı oluşması nedeniyle uğranılan zararın 4721 sayılı Türk Medenî Kanunu’nun 1007. maddesi uyarınca tazmini istemine ilişkindir.

Gerekçe ve Sonuç: Davacıların murisinin, kadastro tespit tutanağında adı geçmemesine ve itiraz etmemiş olmasına rağmen, tapu kaydının hatalı tutulmasından kaynaklanan bir zararın tespit edilememesi ve yargılamanın iadesi talebinin de reddedilmiş olması gözetilerek, 4721 sayılı Kanun'un 1007. maddesi anlamında tazminat davası şartlarının oluşmadığı gerekçesiyle Bölge Adliye Mahkemesi kararının onanmasına karar verilmiştir.

Karar Metni

"İçtihat Metni"

MAHKEMESİ: ... Bölge Adliye Mahkemesi 8. Hukuk Dairesi

SAYISI : 2022/658 Esas, 2023/829 Karar

DAVA TARİHİ: 17.05.2017

KARAR : Esastan ret

İLK DERECE MAHKEMESİ: ... 3. Asliye Hukuk Mahkemesi

SAYISI : 2017/268 Esas, 2021/1211 Karar

Taraflar arasındaki tapu kaydının hatalı oluşması nedeniyle uğranılan zararın 4721 sayılı Türk Medenî Kanunu’nun (4721 sayılı Kanun) 1007 nci maddesi uyarınca tazmini istemine ilişkin davada yapılan yargılama sonunda İlk Derece Mahkemesince davanın ve asli müdahale davalarının reddine karar verilmiştir.

Kararın davacılar ve asli müdahiller vekilleri tarafından istinaf edilmesi üzerine, Bölge Adliye Mahkemesince başvurunun esastan reddine karar verilmiştir.

Bölge Adliye Mahkemesi kararı davacılar ve asli müdahiller vekilleri tarafından temyiz edilmekle; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, temyiz dilekçesinin kabulüne karar verilmiştir.

Davacılar ... vd. vekilince temyiz incelemesinin duruşmalı olarak yapılmasının istenilmesi üzerine, işin duruşmaya tâbi olduğu anlaşılmış ve duruşma için 14.05.2024 günü tayin edilerek taraflara tebligat gönderilmiştir.

Duruşma günü yetki belgesine istinaden davacılar ... vd. vekili Avukat ... davacı ... vekili Avukat ...ile davalı Hazine vekili Avukat Hikmet Kutman Ulusoy gelmiş, asli müdahil vekili duruşmaya katılmamıştır.

Duruşmaya başlanarak hazır bulunan avukatların sözlü açıklamaları dinlendikten sonra duruşmaya son verildi.

Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:

I. DAVA

1. Davacılar vekili dava dilekçesinde özetle; ... Kadastro (Tapulama) Mahkemesinin 25.04.1985 tarihli ve 1965/314 Esas, 1985/261 Karar sayılı dosyasında ... ili,... ilçesi,...öyü eski 308 parsel sayılı taşınmaz ve başka taşınmazlar hakkında görülen davada, davacıların murisinin "davalı" olarak bulunduğunu, bu durumun karar başlığından ve esas defterinden sabit olduğunu, yargılama devam ederken murisin 21.08.1965 tarihinde yani dosyada dilekçeler aşaması bile tamamlanmadan vefat ettiğini, buna rağmen verilen kararda murisin adının olmadığını, verilen kararın Yargıtay 7. Hukuk Dairesinin 1985/16286 Esas, 1985/12077 Karar sayılı kararı ile kısmen bozulup, kısmen onandığını, bozma sonrası 1985/218 Esas sayılı dosya üzerinden yapılan yargılama sonucunda verilen kararda ise murisin ve davacıların-mirasçı sıfatıyla bulunmadığını, davacıların herhangi bir şekilde davadan haberdar edilmediğini, usul ve kanuna aykırı şekilde taraf teşkili sağlanmadan yargılamanın yapıldığını, tescile esas dosyaların süresiz şekilde saklanması gerekirken dosyanın kayıp olduğunu ve davacıların adil yargılanma hakkının elinden alındığını, 60-70 yıldır davacılara ait olan ...öyü 308 parsel sayılı taşınmazın maliklerden habersiz şekilde yapılan bu yargılama sebebiyle ellerinden alındığını, bu safahattan davalıların müştereken sorumlu olduklarını belirterek,...öyü 308 parsel sayılı taşınmazın değerinin tespiti ile oluşan zararın davalılardan müştereken ve müteselsilen tahsilini talep etmiştir.

2. Asli müdahil ... vekili müdahale dilekçesinde özetle; davada ... Kadastro Mahkemesinde murisin payı olan taşınmazla ilgili olarak yürütülmüş olan dosyanın kayıp olması sebebiyle uğranılan zararın giderilmesi talep ettiğini, müvekkilinin iş bu taşınmazda veraseten hisse sahibi olduğundan dolayı aynı zamanda hak sahibi de olduğunu ve işbu davadaki tüm hukuki sonuçlardan müvekkilin de doğrudan doğruya etkileneceğini belirterek davaya asli müdahil olarak katılımının kabulünü talep etmiştir.

3. Asli müdahil ... vekili müdahale dilekçesinde özetle; davada ... Kadastro Mahkemesinde murisin payı olan taşınmazla ilgili olarak yürütülmüş olan dosyanın kayıp olması sebebiyle uğranılan zararın giderilmesi talep ettiğini, müvekkilinin iş bu taşınmazda veraseten hisse sahibi olduğundan dolayı aynı zamanda hak sahibi de olduğunu ve işbu davadaki tüm hukuki sonuçlardan müvekkilin de doğrudan doğruya etkileneceğini belirterek davaya asli müdahil olarak katılımının kabulünü talep etmiştir.

II. CEVAP

Davalı Hazine vekili cevap dilekçesinde özetle; davaya konu talepte zamanaşımı süresinin dolduğunu,...öyü 308 parsel sayılı taşınmazın tapulama tutanağında, taşınmazın ... oğlu... adına 18.12.1959 tarihinde tapulama tespitinin yapıldığını, Kadastro Mahkemesinin 1965/314 Esas, 1985/261 Karar sayılı kararının hüküm kısmının 2 numaralı bendinde anılan parselle ilgili tespite davacı ... Ak tarafından itiraz edildiğini, bu itirazdan da feragat edildiği ve yine aynı kararın hüküm kısmının 8 numaralı bendinin üçüncü paragrafında 308 parselin tespit gibi tam olarak Ali oğlu... adına tapuya tesciline karar verildiğini, Mahkemece yapılan yargılama neticesinde verilen kararın Yargıtay denetiminden geçerek kesinleştiğini, somut olayda tapu sicilinin tutulmasından kaynaklı bir hata olmadığını, davacıların Kadastro Mahkemesine verdiği yargılamanın yenilenmesi talebi nedeniyle dosya arasına getirtilmiş olan, 308 sayılı parselin tapulama tutanağının incelenmesinden söz konusu parselin Ali oğlu... adına tespit gördüğünün anlaşıldığını, kadastro davalarında davalı sıfatının lehine kadastro tutanağı düzenlenen kişiye ait olduğunu, oysa yargılamanın yenilenmesini talep eden davacıların babası ... Kadastro Mahkemesinin 1965/314 Esas, 1985/261 Karar sayılı ilamının başlığında davalı olarak gösterilmişse de lehine kadastro tutanağı düzenlenmiş olmadığını, yargılamanın yenilenmesinin talep edilmesinde de bu sebeple hukuki yarar bulunmadığından açtıkları bu davanın reddedildiğini, davacıların kanunu dolanarak menfaat elde etmeye çalıştığını belirterek davanın reddini talep etmiştir.

III. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI

İlk Derece Mahkemesinin yukarıda tarihli ve sayısı belirtilen kararı ile davanın ve asli müdahale davalarının reddine karar verilmiştir.

IV. İSTİNAF

A. İstinaf Yoluna Başvuranlar

İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davacılar ve asli müdahiller vekilleri istinaf başvurusunda bulunmuştur.

B. İstinaf Sebepleri

1. Davacılar ve asli müdahil ... vekili istinaf dilekçesinde özetle; davaya konu taşınmazın kadastro tutanağına göre Mahkemece varılan sonucun hatalı olduğunu, kadastro tespiti yapılan...’nun takasa ve taksime ilişkin bir sözleşmesi bulunmadığını, Mahkemece bu konuda araştırma yapılmadığını, ...’in...mevkindeki taşınmazı üçüncü kişiden taksim suretiyle edindiğini, miras payı devri kadastrodan önce yapıldı ise bu hususun her türlü delille kanıtlanabileceğini, söz konusu taşınmazın mülkiyeti hakkında gerçek hak sahiplerine payları oranında tescile karar verilmesi gerektiğini, muris ...'in adının Kadastro Mahkemesi dosyasında sehven gösterildiği iddiasının yerinde olmadığını, kayıp dosyayı bulmanın Devletin görevi olduğunu, davanın kabulüne karar verilmesi gerektiğini ileri sürerek İlk Derece Mahkemesi kararının kaldırılması istemi ile istinaf yoluna başvurmuştur.

2. Davacı Ümmihani Aksoy vekili istinaf dilekçesinde özetle; her ne kadar Mahkeme davanın ret gerekçesinde davacıların murisinin ilgili hissesini...mevkisinden tarla almak suretiyle...'ya devredildiğinden bahsedilmiş ve bu davanın reddine gerekçe yapılmış ise de... Tapu Sicil Müdürlüğünün bilgi belge bölümünden yaptıkları araştırmada davacıların murisi ... adına...mevkinde bir adet taşınmaza rastlandığını, bu taşınmazın ... ili,... ilçesi,...öyü 13341 ada 407 parsel ( eski 150 parsel) olduğunu, bu taşınmazın tapulama tutanağında "Tahdidi yapılan tapuda kaydına rastlanmayan 149 ve 150 nolu parseller evvelce bir parça halinde Kurban oğlu...'ın zilyedinde iken 1309 yılında ölümü ile evlatları...ve ...'i terk ettiği bunlarda aralarında yaptıkları rızai ve harici taksim sonucunda 149 numaralı parsel ...'e 150 parsel de...ya isabet ettiği ve bu yere vergi kaydı olup hudutları mahaline uygun olduğu ve bu yere zilyet olan... oğlu...nın 1310 yılında ölümü ile evlatları ..., ... ve ...yı terk ettiği, ... de 1318 yılında karısız ve çocuksuz ölerek ana baba bir kardeşleri ... ve ...yı terk ettiği, ...nin de dahi 1328 yılında ölerek evlatları isa ...ile kocası ...'ı terk ettiği, ...da 1333'te ölerek babası ... ile ana baba bir kardeşi İsayı terk ettiği, ... da 1334 yılında ölerek yegane varisi oğlu İsayı terk ettiğine veraseden ...nın da 1334 yılında ölümü ile yegane varisi...yı terk ettiği ve bunlarda 1950 yılında aralarında rızai ve harici taksimle...İncirağacı mevkiinden tarla alıp bu parsel de İsaya isabet ettiği ve bu yer de hala İsanın varis sıfatıyla fasılasız malik olduğu, muhtar ve bilirkişi beyanlarından anlaşılmakla adına tescil yapıldı." şeklinde yazıldığını, Mahkemenin... ile 308 ve 309 parsellerdeki hakkına karşılık...mevkinden davacıların murisi ...'in yer aldığı gerekçesiyle 308 ve 309 parsellerdeki hakkının olmadığına dair tespitinin hatalı olduğunu, kadastro mahkemesi dosyasının bulunamadığını, kusurun devlete ait olduğunu, pay taksimi iddiasının ispatının gerektiğini ileri sürerek İlk Derece Mahkemesi kararının kaldırılması istemi ile istinaf yoluna başvurmuştur.

3. Asli müdahil ... vekili istinaf dilekçesinde özetle; Mahkemece eksik inceleme ile karar verildiğini, davanın tapu sicilinin tutulmasından kaynaklı olup devletin sorumlu olduğunu, ilgili dosyanın kaybolmasından dolayı bu davanın açıldığını, kayıp dosyada ...’in davalı olduğunu ve mirasçılarına haber vermeden davaya devam olunduğunu, Kadastro Mahkemesinde hakimin resen araştırma yükümlülüğü olduğunu, kadastro tutanakları ve tespitlerde...’nun isminin gösterildiğini devletin sicillerin tutulmasından sorumlu olduğunu, taşınmaz yaklaşık 70 yıldır müvekkili ve ailesinin zilyetliğinde iken habersizce yapılan yargılama faaliyeti sonucunda miras hakkı olan taşınmazın üçüncü bir kişiye tescil edilmesi ve devamında haberdar olan müvekkilinin ... Kadastro Mahkemesinin 2013/436 Esas sayılı dava ile müracaat etmesi sonucunda tescile esas olan ve tapu kayıtlarında da esas teşkil eden dava dosyasının süresiz saklanması yasalarca hüküm altında iken kayıp veya imha olabileceği cihediyle bulunamadığı tespit edilmekle adil yargılanmaya imkân sağlanmadığını ve mülkiyet hakkının ihlal edildiğini ileri sürerek İlk Derece Mahkemesi kararının kaldırılması istemi ile istinaf yoluna başvurmuştur.

C. Gerekçe ve Sonuç

Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile davaya konu 308 sayılı parselin yargılamasının yapıldığı ... Kadastro (Tapulama) Mahkemesinin 1965/314 Esas, 1985/261 Karar sayılı dosyasında davacıların murisinin davalı olarak gözüktüğü, oysaki davalı ...’in 21.08.1965 tarihinde vefat ettiği, mirasçılarının davaya dahil edilmediği, Yargıtay bozmasından sonraki 1985/218 Esas sayılı dosya üzerinden yapılan yargılamada verilen kararda ise murisin adının dâhi bulunmadığı, Kadastro Mahkemesinin 1965/314 Esas, 1985/261 Karar sayılı dosyasının kaybolduğu, Devletin tapu sicilinin hatalı tutulmasından dolayı sorumlu olduğunu belirterek 4721 sayılı Kanun'un 1007 nci maddesi gereği tazminat isteminde bulunmuş ise de davaya konu 308 parselin kadastro tutanağının 18.12.1959 tarihinde tutulduğu, malik olarak...’nun gösterildiği, ...’in vefat ettiği tarih olan 1965 yılına kadar kadastro tutanağına itiraz ettiğine dair dosya içerisinde bir delil bulunmadığı, ... Kadastro Mahkemesinin 2013/436 Esas, 2015/361 Karar sayılı yargılamanın iadesi dosyasında da murisin adına tespit yapılmadığı, davalı gösterilmiş ise de lehine kadastro tutanağı düzenlenmediği, bu nedenle yargılamanın iadesinde hukuki yarar bulunmadığının belirtildiği, kararın Yargıtay 16. Hukuk Dairesinin 2015/18048 Esas, 2016/6843 Karar sayılı ilamı ile murisin ... Kadastro (Tapulama) Mahkemesinin 1965/314 Esas, 1985/261 Karar sayılı dosyasında taraf sıfatı bulunmadığı belirtilerek onandığı, karar düzeltme isteminin reddedilerek hükmün kesinleştiği Mahkemece verilen kararda bir usulsüzlük bulunmadığı belirtilerek davacılar ve asli müdahiller vekillerinin istinaf taleplerinin esastan reddine karar verilmiştir.

V. TEMYİZ

A. Temyiz Yoluna Başvuranlar

Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davacılar ve asli müdahiller vekilleri temyiz isteminde bulunmuştur.

B. Temyiz Sebepleri

1. Davacılar ve asli müdahil ... vekili temyiz dilekçesinde özetle; istinaf dilekçesinde ileri sürdüğü nedenleri tekrar ederek temyiz yoluna başvurmuştur.

2. Asli müdahil ... vekili temyiz dilekçesinde özetle; istinaf dilekçesinde ileri sürdüğü nedenleri tekrar ederek temyiz yoluna başvurmuştur.

C. Gerekçe

1. Uyuşmazlık ve Hukukî Nitelendirme

Uyuşmazlık, tapu iptali ve tescil, olmadığı takdirde 4721 sayılı Kanun'un 1007 nci maddesi uyarınca tazminat istemine ilişkindir.

2. İlgili Hukuk

1. 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu'nun (6100 sayılı Kanun) 369 uncu maddesinin birinci fıkrası ile 370 ve 371 inci maddeleri

2. 4721 sayılı Kanun'un “Sorumluluk” başlıklı 1007 nci maddesinin birinci fıkrası.

3. Yargıtay Hukuk Genel Kurulunun 18.11.2009 tarihli ve 2009/4 - 383 Esas, 2009/517 Karar sayılı kararında tapu işlemlerinin kadastro tespit işlemlerinden başlayarak birbirini takip eden işlemler olduğu, tapu kütüğünün oluşumu aşamasındaki kadastro işlemleri ile tapu işlemleri bir bütün oluşturduğundan bu kayıtlarda yapılan hatalardan 4721 sayılı Kanun'un 1007 nci maddesi anlamında Devletin sorumlu olduğunun kabulünün gerektiği, Devletin sorumluluğunun kusursuz sorumluluk olduğu, bu işlemler nedeniyle zarar görenlerin 4721 sayılı Kanun'un 1007 nci maddesi gereğince zararlarının tazmini için Hazine aleyhine adlî yargıda dava açabilecekleri belirtilmiştir.

3. Değerlendirme

1. Bölge adliye mahkemelerinin nihai kararlarının bozulması 6100 sayılı Kanun’un 371 inci maddesi ile 369 uncu maddesinin birinci fıkrasında yer alan sebeplerden birinin varlığı hâlinde mümkündür.

2. Dosyanın tetkikinde; tazminata konu ... ili,... ilçesi,...öyü...mevkii 308 parsel sayılı taşınmazın kadastro tutanağının 18.12.1959 tarihinde tutulduğu, maliki olarak...'nun gösterildiği, edinim sebebi kısmında davacıların ve asli müdahillerin murisi ...'e ve...'ya intikalen paylar geldiği, ...'in bu yerdeki hissesine mukabil Karayer mevkiindeki tarlayı aldığı, bu taşınmazın ise...'ya isabet ettiği ve malik sıfatıyla...'nun zilyet olduğunun belirtildiği, kadastro tespitine itiraz edenler arasında davacıların murisinin bulunmadığı, 308 parselle birlikte aynı kadastro işlemi kapsamında kalan başka taşınmazlar hakkında yapılan kadastro tespitlerine itiraz davasının ... Kadastro (Tapulama) Mahkemesinin 1965/314 Esas, 1985/261 Karar sayılı dosya kapsamında görüldüğü, bu dosyanın karar başlığında muris ...'in adı yazılı ise de, karar içeriğinde ve hüküm fıkrasında bu kişi ile ilgili hüküm ya da değerlendirme bulunmadığı, 308 parselin bu kararla tespit gibi... adına tesciline karar verildiği, kararın başka parseller yönünden temyiz edildiği ve Yargıtay ilgili dairesince hükmün başka parseller yönünden bozulduğu, bozma sonrası verilen 1985/218 Esas, 1985/535 Karar sayılı ilamda da 308 parsel yönünden değerlendirme bulunmadığı, bu kararın başlığında ... adının geçmediği, kararın Yargıtayca onanması akabinde 12.05.1986 tarihinde kesinleştiği, davacıların daha sonra ... Kadastro Mahkemesinin 2013/436 Esas sayılı dosyasında yargılamanın iadesi talepli dava açtıkları, ancak tüm aramalara rağmen ilk yargılama safahatına ilişkin, bozma öncesine ait 1965/314 Esas, 1985/261 Karar sayılı dosya kapsamının bulunamadığı, yargılamanın iadesi davasının ret ile sonuçlandığı ve Yargıtay denetiminden geçerek 12.12.2016 tarihinde kesinleştiği, davacıların eldeki davayı 17.05.2017 tarihinde açtıkları anlaşılmıştır.

3. Yargılama safahatına bakıldığında; davacıların murisi 21.08.1965 tarihinde vefat ettiği halde 18.12.1959 tarihli kadastro tespit tutanağının itiraz edenler sütünunda davacılar murisinin adının bulunmadığı, her ne kadar taşınmazın kadastro tespitine yapılan itirazı üzerine ... Kadastro Mahkemesinin 1965/314 Esas, 1985/261 Karar sayılı bozma öncesi verdiği ilk karar başlığında muris ...'in adı davalı olarak yazılı ise de, karar gerekçesinde ve hüküm fıkrasında adının geçmediği, kaldı ki taşınmazın ... adına tespit edilmediği gözetildiğinde davalı sıfatı ile yer almasının hukuken mantıklı olmadığı, taşınmaza ilişkin hükmün Yargıtay denetiminden geçerek kesinleştiği, davacıların yargılamanın iadesi davalarının da reddedildiği ve buna ilişkin kararın da Yargıtay denetiminden geçerek kesinleştiği, asli müdahil ... vekilinin diğer davacılar ve müdahil vekilinin dilekçelerinden farklı olarak dilekçelerinde belirttiği üzere; murisleri ...'in...mevkisinde bulunan taşınmazının (eski 150 parsel) olduğu, bu taşınmazın kadastro tespit tutanağında " Tahdidi yapılan tapuda kaydına rastlanmayan 149 ve 150 nolu parseller evvelce bir parça halinde Kurban oğlu...'ın zilyedinde iken 1309 yılında ölümü ile evlatları...ve ...'i terk ettiği bunlarda aralarında yaptıkları rızai ve harici taksim sonucunda 149 numaralı parsel ...'e 150 parsel de...ya isabet ettiği ve bu yere vergi kaydı olup hudutları mahaline uygun olduğu ve bu yere zilyet olan... oğlu...nın 1310 yılında ölümü ile evlatları ..., ... ve ...yı terk ettiği, ... de 1318 yılında karısız ve çocuksuz ölerek ana baba bir kardeşleri ... ve ...yı terk ettiği, ...nin de dahi 1328 yılında ölerek evlatları isa ...ile kocası ...'ı terk ettiği, ...da 1333'te ölerek babası ... ile ana baba bir kardeşi İsayı terk ettiği, ... da 1334 yılında ölerek yegane varisi oğlu İsayı terk ettiğine veraseden ...nın da 1334 yılında ölümü ile yegane varisi...yı terk ettiği ve bunlarda 1950 yılında aralarında rızai ve harici taksimle...İncirağacı mevkiinden tarla alıp bu parsel de İsaya isabet ettiği ve bu yer de hala İsa'nın varis sıfatıyla fasılasız malik olduğu, muhtar ve bilirkişi beyanlarından anlaşılmakla adına tescil yapıldı." şeklinde yazıldığı iddiasının 308 parsel sayılı taşınmazın tutanak içeriği ile uyumlu olduğu, bu sebeple davacı tarafın iddialarına desteklemek yerine verilen karar içeriğini desteklediği gözetildiğinde eldeki davada 4721 sayılı Kanun'un 1007 nci maddesi anlamında tazminat davasının şartlarının gerçekleştiğinden bahsedilemeyeceğinden davanın reddine karar verilmesi yerinde görülmüştür.

4. Temyizen incelenen karar, tarafların karşılıklı iddia ve savunmalarına, dayandıkları belgelere, uyuşmazlığa uygulanması gereken hukuk kuralları ile hukukî ilişkinin nitelendirilmesine, dava şartlarına, yargılama ve ispat kuralları ile kararda belirtilen gerekçelere göre usul ve kanuna uygun olup davacı vekilinin temyiz dilekçelerinde ileri sürülen nedenler kararın bozulmasını gerektirecek nitelikte görülmemiştir.

VI. KARAR

Açıklanan sebeplerle;

Davacılar ve asli müdahiller vekillerinin yerinde görülmeyen tüm temyiz itirazlarının reddi ile usul ve kanuna uygun Bölge Adliye Mahkemesi kararının 6100 sayılı Kanun’un 370 inci maddesinin birinci fıkrası uyarınca ONANMASINA,

Aleyhine temyiz olunan davalı Hazine yararına 21.09.2023 tarihinde yürürlüğe giren Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi gereğince takdir olunan 17.100,00 TL vekâlet ücretinin temyiz eden davacılar ve asli müdahillerden alınmasına,

Aşağıda yazılı fazla alınan harcın davacı ... vd.'ne iadesine,

Davacılar ve asli müdahillerden peşin alınan temyiz harçlarının Hazineye irat kaydedilmesine,

Dosyanın İlk Derece Mahkemesine, kararın bir örneğinin Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine,

14.05.2024 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.