"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ : Erzurum Bölge Adliye Mahkemesi 4. Hukuk Dairesi
SAYISI : 2022/1742 Esas, 2023/1794 Karar
KARAR : Kabul
Taraflar arasında İlk Derece Mahkemesinde görülen ve istinaf incelemesinden geçen 4650 sayılı Kanun'la değişik 2942 sayılı Kamulaştırma Kanunu'nun (2942 sayılı Kanun) 10 uncu maddesine dayanan kamulaştırma bedelinin tespiti ve kamulaştırılan taşınmazın davacı idare adına tescili davasında verilen karar hakkında yapılan temyiz incelemesi sonucunda, Dairece Bölge Adliye Mahkemesi kararının bozulmasına karar verilmiştir.
Bölge Adliye Mahkemesince bozmaya uyularak yeniden yapılan yargılama sonucunda; davanın kabulüne karar verilmiştir.
Bölge Adliye Mahkemesi kararı davacı idare vekili tarafından temyiz edilmekle; süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:
I. DAVA
Davacı idare vekili dava dilekçesinde özetle; ... ili, ...ilçesi,... köyü 130 ada 12 ve 131 ada 6 parsel sayılı taşınmazların kamulaştırma bedelinin tespiti ile kamulaştırılan taşınmazların davacı idare adına tescilini talep etmiştir.
II. CEVAP
Davalı, usulüne uygun tebligata rağmen cevap dilekçesi sunmamıştır.
III. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI
İlk Derece Mahkemesinin 23.11.2018 tarihli ve 2017/147 Esas, 2018/774 Karar sayılı kararı ile davanın kabulüne ve kamulaştırma bedelinin tespiti ile bu bedelin davalı tarafa ödenmesine, dava konusu taşınmazların davalı adına olan tapu kaydının iptali ile davacı idare adına tesciline karar verilmiştir.
IV. İSTİNAF
A. İstinaf Yoluna Başvuranlar
İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde taraf vekilleri istinaf başvurusunda bulunmuştur.
B. Gerekçe ve Sonuç
Bölge Adliye Mahkemesinin 28.02.2022 tarihli ve 2019/232 Esas, 2022/509 Karar sayılı kararı ile kısmen kapama karışık meyve bahçesi, kısmen arazi niteliğindeki taşınmaza taşınmazlara ekilebilir ürün gelirine göre gelir metodu kullanılarak bilimsel yolla, dosyaya getirilen resmi veriler esas alınarak net gelirin tespit edilmesi ile taşınmazların vasfına uygun oranda kapitalizasyon faizi uygulanarak değerinin belirlenmesinde dava konusu taşınmazların bulunduğu yer, konumu ve bilirkişi raporunda belirtilen özellikleri dikkate alınarak objektif değer artışı unsurunun uygulanmamasında, yapılara ise resmi birim fiyatları esas alınıp yıpranma payı düşülerek değer biçilmesinde bir isabetsizlik görülmediği; Anayasa Mahkemesinin 27.11.2020 tarihli Resmî Gazete'de yayımlanan 16.07.2020 tarihli ve 2018/104 Esas, 2020/39 Karar sayılı iptal kararı uyarınca derhâl ödeme ve faiz yönünden taraf vekillerinin istinaf başvurusunun kabulü ile 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu'nun (6100 sayılı Kanun) 353 üncü maddesinin birinci fıkrasının (b) bendinin iki numaralı alt bendi uyarınca hüküm düzeltilerek yeniden esas hakkında karar verilmiştir.
V. BOZMA VE BOZMADAN SONRAKİ YARGILAMA SÜRECİ
A. Bozma Kararı
1. Bölge Adliye Mahkemesinin 28.02.2022 tarihli ve 2019/232 Esas, 2022/509 Karar sayılı kararına karşı süresi içinde taraf vekilleri temyiz isteminde bulunmuştur.
2. Dairemizce yapılan inceleme sonucunda; dosya içeriğinde yer alan dava konusu taşınmazlardan 131 ada 6 parsele ait kıymet takdir raporunda 45,60 m² alana sahip teras, 32,50 m² alana sahip saha betonu, 18,50 m² alana sahip odunluk bulunduğu ve değerlerinin takdir edildiği görülmesine rağmen, hükme esas alınan raporda bu yapılara yer verilmediği ve bedellerine hükmedilmediği gibi kıymet takdir raporundan ayrılma gerekçesinin de belirtilmediği ve Avrupa İnsan Hakları Mahkemesinin 12055/17 numaralı başvuru sonucu verilen 23.10.2018 tarihli kararı ve Anayasa Mahkemesinin 2016/9364 başvuru numaralı, 01.06.2019 gün ve 30791 sayılı Resmî Gazete'de yayımlanan kararı da gözönüne alınarak davacı idare lehine vekâlet ücretine hükmedilmesinin doğru görülmediği gerekçesiyle kararın bozulmasına karar verilmiştir.
B. Bölge Adliye Mahkemesince Bozmaya Uyularak Verilen Karar
Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile Yargıtay bozma ilamı doğrultusunda bilirkişilerden 27.04.2023 tarihli rapor alındığı, bilirkişi heyetinin raporunda bozma ilamına konu saha betonu ile odunluk yapısının bozma öncesi kararda hükme esas alınan bilirkişi raporunda 2 adet saha betonu ve sundurma ocak olarak hesaplandığı, mevcut yapıların yerinde yeniden aynı şekilde gözlemlendiği, bu nedenle bu yapılar yönünden yeniden hesaplama yapılmadığı, yine bozma ilamına konu olan 45,60 m² teras yapısının ise bozmaya konu ilamda hükme esas alınan bilirkişi raporunda hesaplanmamış olduğu belirtilerek yapı sınıfı, yaşı ve yıpranma oranı belirlenerek dava tarihi olan 2017 yılı yapı birim maliyetlerine göre bedeli 28.481,76 TL olarak hesaplandığı kanaatinin bildirildiği, dolayısıyla tüm değerlendirmeler ışığında bu miktar üzerinden davanın kabulü gerektiği kanaatine varılmakla davanın kabulüne ve kamulaştırma bedelinin tespiti ile bu bedelin davalı tarafa ödenmesine, dava konusu taşınmazların davalı adına olan tapu kaydının iptali ile kamulaştırılan taşınmazların davacı idare adına tesciline karar verilmiştir.
VI. TEMYİZ
A. Temyiz Yoluna Başvuranlar
Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davacı idare vekili temyiz isteminde bulunmuştur.
B. Temyiz Sebepleri
Davacı idare vekili temyiz dilekçesinde özetle; parsel üzerindeki yapıya konut bedeli daha önceden ödenmiş olduğundan teras alanının konutun bir mütemmim cüzü olarak değerlendirilmesi gerektiğini, hesaplamada kullanılan ürünlerin verimlerinin çok yüksek alındığını, davacı idare lehine vekâlet ücretine hükmedilmesi gerektiğini ileri sürmüştür.
C. Gerekçe
1. Uyuşmazlık ve Hukukî Nitelendirme
Uyuşmazlık, temel olarak davacı idare ile davalı tapu maliki arasındaki kamulaştırma bedelinin tespiti istemine ilişkindir.
2. İlgili Hukuk
1. 6100 sayılı Kanun'un 369 uncu maddesinin birinci fıkrası ile 370 ve 371 inci maddeleri.
2. 2942 sayılı Kanun'un 10 uncu maddesinin sekizinci fıkrası, 11 inci maddesinin birinci ve ikinci fıkraları.
3. Değerlendirme
1. Temyiz olunan nihai kararların bozulması 6100 sayılı Kanun'un 371 inci maddesinde yer alan sebeplerden birinin varlığı hâlinde mümkündür.
2. Temyizen incelenen Bölge Adliye Mahkemesi kararının bozmaya uygun olduğu, kararda ve kararın gerekçesinde hukuk kurallarının somut olaya uygulanmasında bir isabetsizlik bulunmadığı, bozmaya uyulmakla karşı taraf yararına kazanılmış hak durumunu oluşturan yönlerin ise yeniden incelenmesine hukukça imkan bulunmadığı anlaşılmakla; temyiz dilekçesinde ileri sürülen nedenler kararın bozulmasını gerektirecek nitelikte görülmemiştir.
VII. KARAR
Açıklanan sebeplerle;
Davacı idare vekilinin yerinde görülmeyen tüm temyiz itirazlarının reddi ile usul ve kanuna uygun olan kararın ONANMASINA,
Davacı idare harçtan muaf olduğundan harç alınmasına yer olmadığına,
01.04.2024 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.