Logo

5. Hukuk Dairesi2023/10736 E. 2024/2847 K.

Yapay Zeka Özeti

Uyuşmazlık: Kamulaştırma bedelinin tespiti davasında, bedele uygulanacak yasal faizin başlangıç tarihi ve hesabına ilişkin uyuşmazlık.

Gerekçe ve Sonuç: Anayasa Mahkemesi'nin 2942 sayılı Kanun'un 10. maddesinin 9. fıkrasını iptal etmesine rağmen, iptal kararının geriye yürümeyeceği ve davanın açıldığı tarihteki hukuki durumun esas alınması gerektiği gözetilerek, Bölge Adliye Mahkemesi kararının faiz hesabı yönünden düzeltilerek onanmasına karar verilmiştir.

Karar Metni

"İçtihat Metni"

MAHKEMESİ : Adana Bölge Adliye Mahkemesi 4. Hukuk Dairesi

SAYISI : 2023/292 Esas, 2023/660 Karar

KARAR : Düzeltilerek yeniden esas hakkında verilen karar

İLK DERECE MAHKEMESİ : Mut 1. Asliye Hukuk Mahkemesi

SAYISI : 2020/633 Esas, 2022/308 Karar

Taraflar arasındaki 4650 sayılı Kanun'la değişik 2942 sayılı Kamulaştırma Kanunu'nun (2942 sayılı Kanun) 10 uncu maddesine dayanan kamulaştırma bedelinin tespiti ve kamulaştırılan taşınmazın yol olarak terkini davasında yapılan yargılama sonunda, İlk Derece Mahkemesince davanın kabulüne karar verilmiştir.

Kararın davacı idare vekili ve bir kısım davalılar vekili tarafından istinaf edilmesi üzerine Bölge Adliye Mahkemesince başvuruların kabulü ile İlk Derece Mahkemesi hükmü kaldırılarak davanın yeniden görülmesi için dosyanın kararı veren İlk Derece Mahkemesine gönderilmesine karar verilmiştir.

Bölge Adliye Mahkemesinin kaldırma kararı üzerine yeniden yargılama yapan İlk Derece Mahkemesince davanın kabulüne karar verilmiştir.

Kararın davacı idare vekili ve bir kısım davalılar vekili tarafından istinaf edilmesi üzerine Bölge Adliye Mahkemesince istinaf başvuruların kabulü ile İlk Derece Mahkemesi kararı kaldırılarak düzeltilerek yeniden esas hakkında hüküm kurulmak suretiyle davanın kabulüne karar verilmiştir.

Bölge Adliye Mahkemesi kararı davacı idare vekili ve bir kısım davalılar vekili tarafından temyiz edilmekle; süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:

I. DAVA

Davacı idare vekili dava dilekçesinde özetle; Mersin ili, Mut ilçesi, ... Mahallesi 119 ada 51 (eski 1346) parsel sayılı taşınmazın kamulaştırma bedelinin tespiti ve kamulaştırılan taşınmazın yol olarak tapudan terkinini talep etmiştir.

II. CEVAP

Davalılar cevap dilekçesi ibraz etmemiştir.

III. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI

İlk Derece Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile davanın kabulüne, kamulaştırma bedelinin tespitine, dava konusu taşınmazın tapu kaydının iptali ile yol olarak terkinine karar verilmiştir.

IV. İSTİNAF

A. İstinaf Yoluna Başvuranlar

İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davacı idare vekili ve bir kısım davalılar vekili istinaf başvurusunda bulunmuştur.

B. İstinaf Sebepleri

1. Davacı idare vekili istinaf dilekçesinde özetle; karara dayanak bilirkişi raporunda ulaşılan m² bedelinin (40,97 TL) kabul edilemez nitelikte olduğunu, serbest piyasa koşullarında dahi bu bedelle Mut ilçesinde alım-satım olmadığının aşikar olduğunu, davaya konu olan taşınmaz için %15 değer azalışı verildiğini, bilirkişi heyetinin değer azalışı yerine değer artışı yaparak hesaplama yapması gerektiğini belirterek yerel mahkeme kararının itirazları doğrultusunda kaldırılmasını talep etmiştir.

2. Bir kısım davalılar vekili istinaf dilekçesinde özetle; seçilen bilirkişilerin bölgede taşınmazları bulunan ticari faaliyette bulunan, ilçe tarım verilerini hazırlayan bilirkişiler olduğunu, dava konusu taşınmazın arsa vasfında değerlendirilmesi gerekirken tarım arazisi vasfında değerlendirilmesinin hatalı olduğunu, dava konusu taşınmaza %100 objektif değer artışı uygulanması gerektiğini, yerel mahkeme kararında vekâlet ücretinin yanlış hesaplandığını belirterek yerel mahkeme kararının itirazları doğrultusunda kaldırılmasını talep etmiştir.

C. Gerekçe ve Sonuç

Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile dava konusu taşınmazın arazi niteliğinde olduğu biber, buğday ve fasulye gelirine göre gelir ve maliyet çizelgeleri gözönünde bulundurulmak suretiyle bedelinin tespit edildiği, dava konusu taşınmazın daha önce yolunun olduğu gözönünde bulundurularak yol yapılması sebebiyle değer artışı oluşmayacağı, taşınmazın konumu gözönünde bulundurularak objektif değer artışı uygulaması gerekmeyeceği, kamulaştırmadan geri kalan taşınmazın tarımsal bütünlüğü bozulduğundan eksilen değer kaybının kamulaştırma bedeline eklenmesi suretiyle bedel tespitinin usul ve kanuna uygun olduğu, davalı vekili vekâlet ücretini karar tarihinde asgari ücret tarifesine göre 9.200,00 TL olması gerektiğini beyan ettiğinden bu hususun yeniden yargılama yapılmaksızın düzeltilmesi mümkün görülmekle; davalı tarafların istinaf talebinin kabulüyle kararın kaldırılarak düzeltilerek yeniden hüküm kurulmasına karar verilmiştir.

V. TEMYİZ

A. Temyiz Yoluna Başvuranlar

Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davacı idare vekili ve bir kısım davalılar vekili temyiz isteminde bulunmuştur.

B. Temyiz Sebepleri

1. Davacı idare vekili temyiz dilekçesinde özetle; kararda hükmedilen bedelin tamamına karar tarihi olan 09.09.2022 tarihine kadar faiz işletilmesine karar verildiğini, ancak bozma öncesi yatırılan 142.679,90 TL'ye ilk karar tarihine kadar, bakiye 5.938,44 TL'ye ikinci karar tarihi olan 09.09.2022 tarihine kadar faiz işletilmesi gerektiğini, tespit edilen bedelin yüksek olduğunu, davacı idare lehine vekâlet ücretine hükmedilmesi gerektiğini beyan ederek kararı temyiz etmiştir.

2. Bir kısım davalılar vekili temyiz dilekçesinde özetle; dava konusu taşınmazın arsa vasfında değerlendirilmesi gerekirken tarım arazisi vasfında değerlendirilmesinin hatalı olduğunu, taşınmazda bulunan sulama sisteminin hesaplamaya dahil edilmediğini, dava konusu taşınmaza %100 objektif değer artışı uygulanması gerektiğini, kapitalizasyon faizinin %3 oranında uygulanması gerektiğini, üretim masraflarının brüt gelirin 1/3’ünden fazla olmaması gerektiğini, oluşan kot farkı nedeniyle kalan alanda % 100 oranında değer azalışı meydana geldiğini, Anayasa Mahkemesinin 01.08.2023 tarihli kararı ile dava tarihinden sonraki 4. aydan itibaren yasal faiz işlenmesine dair hükmün kaldırıldığını, iptal kararı uyarınca kamulaştırma bedeline dava tarihinden itibaren TEFE-TÜFE oranında faiz işletilmesi gerektiğini beyan ederek kararı temyiz etmiştir.

C. Gerekçe

1. Uyuşmazlık ve Hukukî Nitelendirme

Uyuşmazlık, temel olarak davacı idare ile davalılar arasındaki kamulaştırma bedelinin tespiti istemine ilişkindir.

2. İlgili Hukuk

1. 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu'nun (6100 sayılı Kanun) 369 uncu maddesinin birinci fıkrası ile 370 ve 371 inci maddeleri.

2. 2942 sayılı Kanun'un 10 uncu maddesinin sekizinci fıkrası, 11 inci maddesinin birinci ve ikinci fıkraları.

3. Değerlendirme

1. Bölge adliye mahkemelerinin nihai kararlarının bozulması 6100 sayılı Kanun'un 371 inci maddesi ile 369 uncu maddesinin birinci fıkrasında yer alan sebeplerden birinin varlığı hâlinde mümkündür.

2. Arazi niteliğindeki Mersin ili, Mut ilçesi, ... Mahallesi 119 ada 51 (eski 1346) parsel sayılı taşınmaza 2942 sayılı Kanun’un 11 inci maddesinin birinci fıkrasının (f) bendi uyarınca olduğu gibi kullanılması halinde getireceği net gelir esas alınarak değer biçilmesi yerindedir.

3. Dava konusu taşınmazın hükme esas alınan bilirkişi kurulu raporunda belirtilen özelliklerine ve dosya kapsamına göre uygulanan kapitalizasyon faiz oranı uygun görülmüştür.

4. 01.08.2023 tarihli ve 32266 sayılı Resmî Gazete'de yayımlanan Anayasa Mahkemesinin 05.04.2023 tarihli ve 2022/83 Esas, 2023/69 Karar sayılı kararı ile 04.11.1983 tarihli ve 2942 sayılı Kanun’un 24.04.2001 tarihli ve 4650 sayılı Kanun’un 5 inci maddesiyle değiştirilen 10 uncu maddesine 11.04.2013 tarihli 6459 sayılı Kanun’un 6 ncı maddesiyle eklenen dokuzuncu fıkrası iptal edilmiştir. Dava 01.08.2023 tarihinden önce açılmıştır. Anayasa’nın 153 üncü maddesinin beşinci fıkrasında yer alan; “İptal kararları geriye yürümez.” hükmü ve Yargıtay İçtihadı Birleştirme Kurulunun; “Her davada açıldığı tarihte tespit edilen vaziyet hükme ittihaz olunması iktiza eylemesine…” gerekçesini içeren 28.11.1956 tarihli ve 15/15 sayılı kararı ile; “Her dava açıldığı tarihteki fiili ve hukukî duruma göre karara bağlanır.” genel hukukî prensibini hâvi Yargıtay Hukuk Genel Kurulunun 10.05.2017 tarihli ve 2017/3-990 Esas, 2017/954 Karar sayılı kararları nazara alındığında fark kamulaştırma bedeline 2942 sayılı Kanun’un 10 uncu maddesinin dokuzuncu fıkrası gereğince davanın açıldığı tarihten 4 ay sonrasından başlamak üzere yasal faiz uygulanması yerindedir.

5. Tarafların iddia, savunma ve dayandıkları belgelere, uyuşmazlığın hukukî nitelendirilmesi ile uygulanması gereken hukuk kurallarına, dava şartlarına, yargılamaya hâkim olan ilkelere, ispat kurallarına ve temyiz olunan kararda belirtilen gerekçelere göre bir kısım davalılar vekilinin tüm, davacı idare vekilinin aşağıdaki paragrafın kapsamı dışındaki temyiz itirazları yerinde görülmemiştir.

6. Tespit edilen 148.618,34 TL' kamulaştırma bedelinin Mahkemenin ilk kararı ile ödenmesine karar verilen 47.581,10 TL'ye davanın açıldığı tarihi takip eden 4. Ayın bittiği güne isabet eden 29.10.2018 tarihinden İlk Derece Mahkemesinin ilk karar tarihi olan 20.02.2019 tarihine kadar, bakiye 101.037,24 TL'ye 29.10.2018 tarihinden İlk Derece Mahkemesinin ikinci karar tarihi olan 09.09.2022 tarihine kadar yasal faiz işletilmesine karar verilmesi gerekirken; kamulaştırma bedelinin tamamına 29.10.2018 tarihinden mahkemenin 2. karar tarihi olan 09.09.2022 tarihine kadar yasal faiz işletilmesine karar verilmiş olması bozmayı gerektirir.

Ne var ki bu hatanın giderilmesi yeniden yargılama yapılmasını gerektirmediğinden 6100 sayılı Kanun'un 370 inci maddesinin ikinci fıkrası hükmü uyarınca kararın düzeltilerek onanması gerekir.

VI. KARAR

Açıklanan sebeple;

1. Davalılar vekilinin tüm, davacı idare vekilinin diğer temyiz itirazlarının reddine,

2. Temyiz olunan Adana Bölge Adliye Mahkemesinin 07.09.2023 tarihli kararının hüküm fıkrasının (4) numaralı bendinin hükümden çıkarılarak yerine "Tespit edilen 148.618,34 TL kamulaştırma bedelinin mahkemenin ilk kararı ile ödenmesine karar verilen 47.581,10 TL'ye 29.10.2018 tarihinden İlk Derece Mahkemesinin ilk karar tarihi olan 20.02.2019 tarihine kadar, bakiye 101.037,24 TL'ye 29.10.2018 tarihinden İlk Derece Mahkemesinin ikinci karar tarihi olan 09.09.2022 tarihine kadar yasal faiz işletilmesine" yazılması suretiyle hükmün DÜZELTİLEREK ONANMASINA,

Peşin alınan temyiz karar harcının istek hâlinde ilgiliye iadesine,

07.03.2024 tarihinde oy çokluğuyla karar verildi.

(Karşı Oy)K A R Ş I O Y

Yargıtay Hukuk Genel Kurulu’nun 21.01.2004 tarihli ve 2004/10-44 Esas, 2004/19 Karar sayılı kararı ve müstakar kararlarında da açıkça ifade edildiği üzere Anayasa Mahkemesinin iptal kararlarının kesin hüküm halini almamış derdest davalar yönünden uygulanmaları gerekir. Zira Anayasa Mahkemesinin iptal kararları usulî kazanılmış hakkın ve aleyhe bozma yasağının istisnasını teşkil ederler.

Bu nedenle somut olayda; davalı tarafın Anayasanın 46 ncı maddesinin son fıkrası uyarınca kamu alacaklarına uygulanacak en yüksek faizin uygulanmasını gerektirecek şekilde Hukuk Muhakemeleri Kanunu'nun 26 ncı maddesinin birinci fıkrası kapsamında değerlendirilecek bir temyiz talebinin (davalılar ... vd. vekilinin 29.09.2023 tarihli temyiz dilekçesindeki; “TEFE-TÜFE oranının dikkate alınarak faizin hesaplanmasına” ilişkin talebi) de dosya münderecatında bulunması karşısında, 2942 sayılı Kamulaştırma Kanunu'nun 10 uncu maddesinin dokuzuncu fıkrası hükmünün iptali yönünde Anayasa Mahkemesi tarafından verilen ve 01.08.2023 tarihli, 32266 sayılı Resmî Gazete’de yayımlanan 05.04.2023 tarihli ve 2022/83 Esas - 2023/69 Karar sayılı iptal kararı doğrultusunda karar verilmeli ve “dava tarihinden itibaren mahkeme karar tarihine kadar” Anayasanın 46 ncı maddesinin son fıkrası hükmü nazara alınarak faize hükmedilmelidir.

Hâl böyle iken, eldeki derdest davada Anayasa Mahkemesi iptal kararının uygulanmadığı Sayın çoğunluğun görüşüne katılmıyorum. 07.03.2024