Logo

5. Hukuk Dairesi2023/11001 E. 2024/5000 K.

Yapay Zeka Özeti

Uyuşmazlık: Davalı idarenin kamulaştırmasız el koyduğu taşınmazın bedelinin tespiti ve tahsili istemine ilişkin davada, mahkeme kararının davalı idare vekilince temyiz edilmesi üzerine Yargıtay'ın kararı.

Gerekçe ve Sonuç: Mahkeme kararında dava konusu taşınmaza trafo yapılmak suretiyle el atıldığı halde hükümde pilon yeri kabul edilmesi ve irtifak bedeli olarak nitelendirilmesi hatalı ise de bu hatanın düzeltilmesi yeniden yargılama yapılmasını gerektirmediğinden mahkeme kararının düzeltilerek onanmasına karar verilmiştir.

Karar Metni

"İçtihat Metni"

MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi

SAYISI : 2020/122 Esas, 2022/646 Karar

KARAR : Kısmen kabul

Taraflar arasındaki kamulaştırmasız el atılan taşınmaz bedelinin tahsiline ilişkin davada verilen karar hakkında yapılan temyiz incelemesi sonucunda, Dairece Mahkeme kararının bozulmasına karar verilmiştir.

Mahkemece bozmaya uyularak yeniden yapılan yargılama sonucunda; davanın kısmen kabulüne karar verilmiştir.

Mahkeme kararı davalı idare vekilince temyiz edilmekle; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, temyiz dilekçelerinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:

I. DAVA

Davacı vekili dava dilekçesinden özetle; dava konusu...Mahallesi 43 parsel sayılı taşınmazın Ortodoks Kilisesi vakfına ait olduğunu, dava konusu taşınmaza kamulaştırma yapılmaksızın davalı idare tarafından trafo merkezi ve tesisi yapıldığını, davalı kuruma 11.11.2013 tarihli fiili el koyma nedeniyle uzlaşma teklifinin sonuçsuz kaldığını, taşınmazda davalı idarenin trafo tesisi yapmak suretiyle ve kamulaştırmasız el koyduğu alanın ve bu alan dışındaki kalan kısmının değer kaybının da hesaplanarak maddi zararının davalı idareden geriye dönük 5 yıllık yasal faiziyle birlikte tazmin ve tahsiline karar verilmesini talep ve dava etmiştir.

II. CEVAP

Davalı idare vekili cevap dilekçesinde özetle; derdestlik, kesin hüküm, zamanaşımı, hak düşürücü süre itirazlarında bulunarak davanın öncelike usulden, mahkeme aksi kanaatte ise esas yönünden reddini savunmuştur.

III. MAHKEME KARARI

Mahkemenin 12.11.2015 tarihli ve 2014/227 Esas, 2015/452 Karar sayılı kararı ile davanın kabulüne karar verilmiştir.

IV. BOZMA VE BOZMADAN SONRAKİ YARGILAMA SÜRECİ

A. Birinci Bozma Kararı

1. Mahkemenin 12.11.2015 tarihli ve 2014/227 Esas, 2015/452 Karar sayılı kararına karşı süresi içinde davalı idare vekili temyiz isteminde bulunmuştur.

2. Dairemizce yapılan inceleme sonucunda; arsa niteliğindeki dava konusu taşınmaza emsal karşılaştırması yapılarak değer biçilmesinde bir isabetsizlik görülmediği; ancak dava konusu taşınmazın kullanım amacı, yüzölçümü ve geometrik şekli dikkate alındığında kamulaştırmadan arta kalan bölümünde herhangi bir değer kaybı olmayacağı gözetilmeden, kalan kısmı için değer azalışı hesaplayan bilirkişi raporu hükme esas alınmak suretiyle fazlaya hükmedilmesi, hatalı olduğundan kararın bozulmasına karar verilmiştir.

B. Mahkemece Bozmaya Uyularak Verilen Karar

Mahkemenin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile davanın kısmen kabulüne karar verilmiştir.

V. TEMYİZ

A. Temyiz Yoluna Başvuranlar

Mahkemenin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davalı idare vekili temyiz isteminde bulunmuştur.

B. Temyiz Sebepleri

Davalı idare vekili temyiz isteminde özetle; el atma tarihinin 1960-1970 yılları arasında olduğundan maktu harç ve vekâlet ücretine hükmedilmesi gerektiğini, dava trafo alanına ilişkin olduğu hâlde, infazda tereddüt yaratacak şekilde irtifak tesisine karar verilmesi davanın trafo alanı mı, pilon yeri mi olduğuna ilişkin çelişki oluşturduğunu, davanın kısmen kabulüne karar verildiği hâlde, idare lehine vekâlet ücretine hükmedilmemesinin hatalı olduğunu ileri sürerek kararın bozulmasını talep etmiştir.

C. Gerekçe

1. Uyuşmazlık ve Hukukî Nitelendirme

Uyuşmazlık, davacı tapu maliki davacı ile davalı idare arasındaki kamulaştırmasız el atılan taşınmaz bedelinin tahsili hususundadır.

2. İlgili Hukuk

1. 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun (6100 sayılı Kanun) geçici 3 üncü maddesinin atfıyla 1086 sayılı Hukuk Usulü Muhakemeleri Kanunu’nun (1086 sayılı Kanun) 26.09.2004 tarihli ve 5236 sayılı Kanun'la yapılan değişiklikten önceki 427 ilâ 439 uncu maddeleri.

2. Yargıtay İçtihadı Birleştirme Büyük Genel Kurulunun, 16.05.1956 tarihli ve 1956/1 Esas, 1956/6 Karar sayılı kararının ilgili bölümü şöyledir: “... Usulü dairesinde istimlak muamelesine tevessül edilmeksizin gayrimenkulü yola kalbedilen şahsın, esas itibarıyla gayrimenkulünü yola kalbeden amme hükmi şahsiyeti aleyhine men'i müdahale davası açmağa hakkı olduğuna; ancak dilerse bu fiili duruma razı olarak, mülkiyet hakkının amme hükmi şahsiyetine devrine karşılık gayrimenkulünün bedelinin tahsilini de dava edebileceğine ve isteyebileceği bedelin de mülkiyet hakkının devrine razı olduğu tarih olan dava tarihindeki bedel olduğuna 16.05.1956 tarihinde ilk toplantıda ittifakla karar verildi.”

3. Yargıtay İçtihadı Birleştirme Büyük Genel Kurulunun, 16.05.1956 tarihli ve 1954/1 Esas, 1956/7 Karar sayılı kararı ile “... Usulü dairesinde istimlak muamelesine tevessül edilmeksizin gayrimenkulü yola kalbedilen şahsın, gayrimenkulünün bedelinin tahsiline ilişkin olarak, gayrimenkulünü yola kalbeden hükmü şahsiyeti aleyhine açacağı bedel davasında müruruzamanın mevzuubahis olamayacağına ve bu itibarla da hadisede Borçlar Kanunu'nun 66. maddesinin tatbik kabiliyeti bulunmadığına ...” karar verilmiştir.

3. Değerlendirme

1. Mahkemelerin nihaî kararlarının bozulması 6100 sayılı Kanun'un geçici 3 üncü maddesinin atfıyla 1086 sayılı Kanun’un 26.09.2004 tarihli ve 5236 sayılı Kanun'la yapılan değişiklikten önceki 428 inci maddesinde yer alan sebeplerden birinin varlığı hâlinde mümkündür.

2.18.01.2024 tarihli ve 32433 sayılı Resmî Gazete'de yayımlanan Anayasa Mahkemesinin 30.11.2023 tarihli ve 2023/101 Esas, 2023/207 Karar sayılı kararı ile kamulaştırmasız el atma nedeniyle tazminat davalarına ilişkin olarak 6100 sayılı Kanun'un 326 ncı maddesinin ikinci fıkrasında düzenlenen "Davada iki taraftan her biri kısmen haklı çıkarsa mahkeme, yargılama giderlerini tarafların haklılık oranına göre paylaştırır." hükmü Anayasa'ya aykırı olduğu gerekçesiyle iptaline karar verildiğinden davalı idere lehine vekâlet ücretine hükmedilmemesi sonucu itibarıyla yerindedir.

3. Temyizen incelenen Mahkeme kararında ve kararın gerekçesinde hukuk kurallarının somut olaya uygulanmasında bir isabetsizlik bulunmadığı ve bozmaya uyulmakla karşı taraf yararına kazanılmış hak durumunu oluşturan yönlerin ise yeniden incelenmesine hukukça imkân bulunmadığı anlaşılmakla; davalı idare vekilinin aşağıdaki paragrafın kapsamı dışındaki temyiz itirazları yerinde görülmemiştir.

4. Dava konusu taşınmaza trafo yapılmak suretiyle el atıldığı anlaşıldığından hükümde infazda tereddüt yaratılacak şekilde pilon yeri kabul edilmesi ve irtifak bedeli olarak nitelendirilerek yazılı şekilde karar verilmesi hatalıdır.

Ne var ki bu hatanın giderilmesi yeniden yargılama yapılmasını gerektirmediğinden mahkeme kararının düzeltilerek onanması gerekir.

V. KARAR

Açıklanan sebeplerle;

1. Davalı idare vekilinin diğer temyiz itirazlarının reddine,

2. Davalı idare vekilinin temyiz itirazlarının kısmen kabulü ile temyiz olunan kararın hüküm fıkrasının ;

a) (1) numaralı bendinde yer alan "pilon yerinin" kelimelerinin çıkarılması, yerine "kısmın" kelimesinin yazılması, yine aynı bentte "verilmek suretiyle" kelimelerinden sonra gelen "pilon yeri" kelimelerinin çıkarılarak yerine "trafo binası" kelimelerinin yazılması,

b) (2) numaralı bendin hükümden tamamen çıkarılması ve bent numaralarının buna göre teselsül ettirilmesi,

c) (3) numaralı bendinin tamamen çıkarılarak yerine "Davanın KISMEN KABULÜ ile;...Mahallesi, 43 parsel sayılı taşınmaz içerisinde kalan 15/12/2021 havale tarihli fen bilirkişisinin raporunda "A HARFİ" ile gösterilen 76,46 m2'lik trafo binası yapılan taşınmazın 10.06.2022 tarihli değer tespit raporunda belirlenen 92.125,12 TL trafo yeri bedelinin dava tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalı TEDAŞ'dan tahsili ile davacıya ödenmesine, davacı tarafın fazlaya ilişkin talebinin REDDİNE" cümlesinin yazılması suretiyle DÜZELTİLEREK ONANMASINA,

Davalı idareden peşin alınan temyiz harcının istenildiğinde iadesine,

29.04.2024 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.