"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi
SAYISI : 2023/23 Esas, 2023/498 Karar
KARAR : Kabul
Taraflar arasındaki 4650 sayılı Kanun'la değişik 2942 sayılı Kamulaştırma Kanunu'nun (2942 sayılı Kanun) 10 uncu maddesine dayanan kamulaştırma bedelinin tespiti ve kamulaştırılan taşınmazın davacı idare adına tescili davasında verilen karar hakkında yapılan temyiz incelemesi sonucunda, Dairece Mahkeme kararının bozulmasına karar verilmiştir.
Mahkemece bozmaya uyularak yeniden yapılan yargılama sonucunda; davanın kabulüne karar verilmiştir.
Mahkeme kararı davacı idare ve davalı ... vekillerince temyiz edilmekle; süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:
I. DAVA
Davacı idare vekili dava dilekçesinde özetle;... Mahallesi 798 parsel sayılı taşınmazın 958,94 m²lik kısmının kamulaştırma bedelinin tespiti ve kamulaştırılan taşınmazın davacı idare adına tescilini ve terkinini talep etmiştir.
II. CEVAP
1.Davalı ... vekili cevap dilekçesinde özetle; kamulaştırma bedelinin maddi gerçeğe aykırı ve düşük belirlendiğini belirterek gerçek rayiç üzerinden değer tespiti yapılmasını ve arta kalan kısmın bedelinin de verilmesini talep etmiştir.
2.Davalı ... vekili cevap dilekçesinde özetle; gerçek değer üzerinden bedel tespiti yapılmasını talep etmiştir.
III. MAHKEME KARARI
Mahkemenin 21.06.2016 tarihli ve 2015/497 Esas, 2016/233 Karar sayılı kararı ile davanın kabulüne karar verilmiştir.
IV. BOZMA VE BOZMADAN SONRAKİ YARGILAMA SÜRECİ
A. Birinci Bozma Kararı
1. Mahkemenin 21.06.2016 tarihli ve 2015/497 Esas, 2016/233 Karar sayılı kararına karşı süresi içinde davacı idare ve davalı ... vekilleri temyiz isteminde bulunmuştur.
.
2. Dairemizce yapılan inceleme sonucunda; dava konusu taşınmazın arsa vasfında olduğu ve üzerinde bulunan zeytin ağaçlarına arsa üzerinde bulunan meyve bahçelerine dair Dairemiz içitihatları doğrultusunda değer biçilmesi gerektiğinden bahisle kararın bozulmasına karar verilmiştir.
B. Mahkemece Bozmaya Uyularak Verilen İkinci Karar
Mahkemenin 24.02.2022 tarihli ve 2020/47 Esas, 2022/47 Karar sayılı kararı ile davanın kabulüne karar verilmiştir.
C. İkinci Bozma Kararı
1. Mahkemenin 24.02.2022 tarihli ve 2020/47 Esas, 2022/47 Karar sayılı kararına karşı süresi içinde davacı idare ve davalı ... vekilleri temyiz isteminde bulunmuştur.
2. Dairemizce yapılan inceleme sonucunda; aynı mahallede yer alan başka taşınmaza ilişkin başka bir idarenin yaptığı kamulaştırma işlemi sebebiyle açılan kamulaştırma bedelinin tespiti davasında Ağustos 2012 değerlendirme tarihi itibarıyla 106 TL/m² değer biçildiği ve bu bedel Dairemizin denetiminden geçtiğinden, uygun emsalin incelenmediğinden bahisle kararın bozulmasına karar verilmiştir.
D. Mahkemece Bozmaya Uyularak Verilen Son Karar
Mahkemenin yukarıda tarihi ve sayısı belirtilen kararı ile davanın kabulüne karar verilmiştir.
V. TEMYİZ
A. Temyiz Yoluna Başvuranlar
Mahkemenin yukarıda belirtilen kararına karşı, süresi içinde davacı idare ve davalı ... vekilleri temyiz isteminde bulunmuştur.
B. Temyiz Sebepleri
1. Davacı idare vekili temyiz dilekçesinde özetle; dava konusu taşınmazın arsa olmadığını, arazi vasfında olduğunu, tespit edilen bedelin yüksek olduğunu ileri sürmüştür.
2. Davalı ... vekili temyiz dilekçesinde özetle; ilk ve ikinci kararda hükmedilen fark bedellere faiz işletilmemesinin hatalı olduğunu, tespit edilen bedelin gerçek değerin altında kaldığını, Anayasa Mahkemesinin 2022/83 Esas, 2023/169 Karar sayılı iptal kararı gözetilerek tüm bedele dava tarihinden itibaren bedelin tahsil tarihine kadar faiz işletilmesi gerektiğini, bozma gereklerinin yerine getirilmediğini ileri sürmüştür.
C. Gerekçe
1. Uyuşmazlık ve Hukukî Nitelendirme
Uyuşmazlık, dava konusu taşınmazın kamulaştırma bedelinin tespitine ilişkindir.
2. İlgili Hukuk
1. 6100 sayılı Hukuk Muhakameleri Kanunu’nun (6100 sayılı Kanun) geçici 3 üncü maddesinin atfıyla 1086 sayılı Hukuk Usulü Muhakemeleri Kanunu'nun (1086 sayılı Kanun) 26.09.2004 tarihli ve 5236 sayılı Kanun'la yapılan değişiklikten önceki 427 ilâ 439 uncu maddeleri.
2. 2942 sayılı Kanun'un 10 uncu maddesinin sekizinci fıkrası ile 11 inci maddesi.
3. Değerlendirme
1. Mahkemelerin nihai kararlarının bozulması 6100 sayılı Kanun’un geçici 3 üncü maddesinin atfıyla 1086 sayılı Kanun’un 26.9.2004 tarihli ve 5236 sayılı Kanun'la yapılan değişiklikten önceki 428 inci maddesinde yer alan sebeplerden birinin varlığı hâlinde mümkündür.
2. Arsa niteliğindeki dava konusu taşınmaza 2942 sayılı Kanun’un 11 inci maddesinin birinci fıkrasının (g) bendi uyarınca emsal karşılaştırması yapılarak üzerindeki kısmen zeytin bahçesi niteliğindeki ağaçlara zeytinlik değerinden taşınmazın zeminine ekilebilecek münavebe ürün gelirine göre biçilecek değeri düşülmek suretiyle değer biçilmesi yerindedir.
3. 01.08.2023 tarihli ve 32266 sayılı Resmî Gazete'de yayımlanan Anayasa Mahkemesinin 05.04.2023 tarihli ve 2022/83 Esas, 2023/69 Karar sayılı kararı ile 04.11.1983 tarihli ve 2942 sayılı Kanun'un 24.04.2001 tarihli ve 4650 sayılı Kanun’un 5 inci maddesiyle değiştirilen 10 uncu maddesine 11.04.2013 tarihli 6459 sayılı Kanun’un 6 ncı maddesiyle eklenen dokuzuncu fıkrası iptal edilmiştir. Dava 01.08.2023 tarihinden önce açılmıştır. Anayasa’nın 153 üncü maddesinin beşinci fıkrasında yer alan; “İptal kararları geriye yürümez.” hükmü ve Yargıtay İçtihadı Birleştirme Kurulunun; “Her davada açıldığı tarihte tespit edilen vaziyet hükme ittihaz olunması iktiza eylemesine…” gerekçesini içeren 28.11.1956 tarihli ve 15/15 sayılı kararı ile; “Her dava açıldığı tarihteki fiili ve hukukî duruma göre karara bağlanır.” genel hukukî prensibini hâvi Yargıtay Hukuk Genel Kurulunun 10.05.2017 tarihli ve 2017/3-990 Esas, 2017/954 Karar sayılı kararları nazara alındığında fark kamulaştırma bedeline 2942 sayılı Kanun’un 10 uncu maddesinin dokuzuncu fıkrası gereğince davanın açıldığı tarihten 4 ay sonrasından başlamak üzere yasal faiz uygulanması yerindedir.
4. Tarafların iddia, savunma ve dayandıkları belgelere, uyuşmazlığın hukukî nitelendirilmesi ile uygulanması gereken hukuk kurallarına, dava şartlarına, yargılamaya hâkim olan ilkelere, ispat kurallarına ve temyiz olunan kararda belirtilen gerekçelere göre aşağıdaki paragrafların kapsamı dışındaki sair temyiz itirazları yerinde görülmemiştir.
5. Kısmen kamulaştırılan taşınmazın kamulaştırmadan arta kalan kısımlarında daha önceki kararlarda değer kaybı hesabı yapılmadığı, bu hususun Dairemiz bozma kararlarına konu edilmediği gözetildiğinde davacı idarenin usuli müktesep hakkı ihlal edilerek arta kalan kısımlarda değer kaybı hesabı yapılması doğru değildir.
6. Dairemiz bozma kararları ile önceki kararların tümüyle ortadan kalktığı gözetilerek, infazda tereddüt yaşanmaması için davalı ... için kesinleşen bedel de açıkça hükümde tekrar gösterilerek, tespit edilen kamulaştırma bedelinden acele kamulaştırma dosyasındaki 37.004,00 TL düşüldükten sonra tahsilde mükerrerlik olmaması kaydıyla ilk kararla belirlenen fark 34.187,70 TL'ye 22.04.2016 tarihinden ilk karar tarihi olan 21.06.2016 tarihine kadar, ikinci kararla ... payı için belirlenen fark 20.008,40 TL'ye 22.04.2016 tarihinden ikinci karar tarihi olan 24.02.2022 tarihine kadar yasal faiz işletilmesine karar verilmesi bozmayı gerektirir.
VI. KARAR
Açıklanan sebeplerle;
1. Davacı idare ve davalı ... vekillerinin sair temyiz itirazlarının reddine,
2. Davacı idare ve davalı ... vekillerinin temyiz itirazlarının kısmen kabulü ile Mahkeme kararının BOZULMASINA,
Taraflardan peşin alınan temyiz harçlarının istek hâlinde iadesine,
30.04.2024 tarihinde oy çokluğuyla karar verildi.
(Karşı Oy)
KARŞI OY
Yargıtay Hukuk Genel Kurulunun 21.01.2004 tarihli ve 2004/10-44 Esas, 2004/19 Karar sayılı kararı ve müstakar kararlarında da açıkça ifade edildiği üzere Anayasa Mahkemesinin iptal kararlarının kesin hüküm halini almamış derdest davalar yönünden uygulanmaları gerekir. Zira Anayasa Mahkemesinin iptal kararları usulî kazanılmış hakkın ve aleyhe bozma yasağının istisnasını teşkil ederler.
Bu nedenle somut olayda; davalı tarafın Anayasa'nın 46 ncı maddesinin son fıkrası uyarınca kamu alacaklarına uygulanacak en yüksek faizin uygulanmasını gerektirecek şekilde 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu'nun 26 ncı maddesinin birinci fıkrası kapsamında değerlendirilecek bir temyiz talebi (Davalı ... vekilinin 03.10.2023 tarihli temyiz dilekçesindeki talebi; “Anayasa Mahkemesinin faizle ilgili iptal kararı uyarınca tespit edilen tüm kamulaştırma bedellerine dava tarihinden itibaren bedellerin tahsil edildiği tarihe kadar yasal faiz işletilmesine” ilişkin olup) de dosya münderecatında bulunmasa da; 2942 sayılı Kamulaştırma Kanunu'nun 10 uncu maddesinin dokuzuncu fıkrası hükmünün iptali yönünde Anayasa Mahkemesi tarafından verilen ve 01.08.2023 tarihli, 32266 sayılı Resmî Gazete’de yayımlanan 05.04.2023 tarihli ve 2022/83 Esas - 2023/69 Karar sayılı iptal kararı doğrultusunda faizin işletilme süresi ile ilgili olacak şekilde, “dava tarihinden itibaren mahkeme karar tarihine kadar” davalı vekilinin yasal faiz işletilmesine ilişkin (HMK 26 ncı maddesinin birinci fıkrası uyarınca taleple bağlı kalınarak) talebi de nazara alınarak “yasal faize” hükmedilmelidir.
Hâl böyle iken, eldeki derdest davada Anayasa Mahkemesi iptal kararının uygulanmadığı Sayın çoğunluğun “Bozma kararının” faizle ilgili 3 No’lu “Değerlendirme” görüş ve kararına, yukarıda açıkladığım nedenlerle, bu yönüyle(faize ilişkin olarak) katılmıyorum. 30.04.2024