Logo

5. Hukuk Dairesi2023/11019 E. 2024/6251 K.

Yapay Zeka Özeti

Uyuşmazlık: Kamulaştırma bedelinin tespiti ve kamulaştırılan taşınmazın idare adına tapuya tescili davasında, taşınmazın vasfının ve bedelinin doğru belirlenip belirlenmediği ile faiz uygulamasına ilişkin uyuşmazlık.

Gerekçe ve Sonuç: Bölge Adliye Mahkemesinin, taşınmazın arsa vasfında olup olmadığını, emsal taşınmazların satış tarihlerindeki vasıflarını ve vergi değerlerini araştırmadan, eksik inceleme ile hüküm kurması, ceviz ağaçları için hesaplanan bedelin değerlendirme yılına ait verilerle uyumlu olmaması ve istinaf dilekçesinde belirtilmeyen faiz konusunu re'sen inceleyip hüküm kurması doğru olmadığı gözetilerek, bozulmasına karar verilmiştir.

Karar Metni

"İçtihat Metni"

MAHKEMESİ: Ankara Bölge Adliye Mahkemesi 14. Hukuk Dairesi

SAYISI : 2021/1302 Esas, 2023/2047 Karar

DAVA TARİHİ: 13.10.2017

KARAR : Esastan reddine/Yeniden esas hakkında verilen karar

İLK DERECE MAHKEMESİ: ... Asliye Hukuk Mahkemesi

SAYISI : 2020/218 Esas, 2021/259 Karar

Taraflar arasındaki 4650 sayılı Kanun'la değişik 2942 sayılı Kamulaştırma Kanunu'nun (2942 sayılı Kanun) 10 uncu maddesine dayanan kamulaştırma bedelinin tespiti ile kamulaştırılan taşınmazın idare adına tapuya tescili davasında yapılan yargılama sonunda İlk Derece Mahkemesince davanın kabulüne karar verilmiştir.

Kararın taraf vekillerince istinaf edilmesi üzerine Bölge Adliye Mahkemesince başvurunun kabulü ile İlk Derece Mahkemesi hükmü kaldırılarak, davanın yeniden görülmesi için dosyanın kararı veren İlk Derece Mahkemesine gönderilmesine karar verilmiştir.

Bölge Adliye Mahkemesinin kaldırma kararı üzerine yeniden yargılama yapan İlk Derece Mahkemesince davanın kabulüne karar verilmiştir.

Kararın taraf vekillerince istinaf edilmesi üzerine, Bölge Adliye Mahkemesince davacı idare vekilinin itiraz başvurusunun esastan reddine, davalılar vekilinin istinaf başvurusunun kabulü ile İlk Derece Mahkemesi hükmü kaldırılarak yeniden esas hakkında hüküm kurulmak suretiyle davanın kabulüne karar verilmiştir.

Bölge Adliye Mahkemesi kararı taraf vekillerince temyiz edilmekle; süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, temyiz dilekçesinin kabulüne karar verilmiş,

Davalı vekilince temyiz incelemesinin duruşmalı olarak yapılmasının istenilmesi üzerine, işin duruşmaya tâbi olduğu anlaşılmış ve duruşma için 21.05.2024 günü tayin edilerek taraflara tebligat gönderilmiştir.

Duruşma günü davalı vekili Avukat ... gelmiş, davacı idare vekili duruşmaya katılmamıştır.

Duruşmaya başlanarak hazır bulunan avukatın sözlü açıklamaları dinlendikten sonra duruşmaya son verildi.

Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:

I. DAVA

Davacı idare vekili dava dilekçesinde özetle; ...Mahallesi 2783 ada 72 ve 267 (eski 71) parsel sayılı taşınmazların kamulaştırma bedelinin tespiti ve kamulaştırılan taşınmazların davacı idare adına tapuya tescilini talep etmiştir.

II. CEVAP

Davalılar vekili cevap dilekçesinde özetle; dava konusu taşınmazın gerçek değerinin Mahkemece tespit edilmesini talep etmiştir.

III. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI

İlk Derece Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile kamulaştırma bedelinin tespiti ve dava konusu taşınmazın davalılar adına olan tapu kaydının iptali ile davacı idare adına tesciline karar verilmiştir.

IV. İSTİNAF

A. İstinaf Yoluna Başvuranlar

İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde taraf vekilleri istinaf başvurusunda bulunmuştur.

B. İstinaf Sebepleri

1. Davacı idare vekili istinaf dilekçesinde özetle; hükme esas alınan bilirkişi raporunun eksik inceleme ile hazırlandığını, emsal incelemesinin usulüne uygun yapılmayarak yüksek bedel belirlendiğini, davacı idare lehine vekâlet ücretine hükmedilmemesinin hatalı olduğunu belirterek kararın kaldırılmasını talep etmiştir.

2. Davalılar vekili istinaf dilekçesinde özetle; dava konusu taşınmazın yeri ve konumu itibarıyla kamulaştırma bedelinin düşük belirlendiğini ileri sürülmüştür.

C. Gerekçe ve Sonuç

Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile dava konusu taşınmazın arsa niteliğinde olduğunun kabulü ile kaldırma kararı sonrasında yeniden yapılan keşif sonucunda hükme esas alınan bilirkişi kurulu raporunda dava konusu taşınmaza emsal mukayesesi yapılmak suretiyle değer biçilmesinde aynı yöreye ilişkin açılan ve Dairenin istinaf incelemeleri sonunda benzer davalardaki arsa bedelleri ile uyumlu olduğu için taşınmazların zemin bedellerinin uygun olduğu, ne var ki dava konusu taşınmazların zeminleri kapama ceviz bahçesi niteliğinde olduğu halde Mahkemenin ikinci kararında hiç muhtesat bedeli hesaplanmadığı ve sadece taşınmazların zemin bedeli ile değer kaybı bedelinin kamulaştırma bedeli olarak belirlenmesi doğru olmadığından, gerek kapama cevizlik ve gerekse zemine ekilebilecek mutat tarım ürünlerine ilişkin resmi veriler taşınmazın bulunduğu ... ilçesi ile civar İl ve İlçe Tarım ve Orman Müdürlüklerinden getirtildikten sonra muhtesat bedelinin belirlenmesi konusunda bilirkişi kurulundan istinaf incelemesi sırasında ek raporlar alındığı, ancak bu alınan ek raporların resmi veriler ile uyumlu olmadığı gibi, usulüne uygun olmayacak şekilde tespit edilen net gelir kapitalize edilmeksizin dekar başına net gelirin toplam arazi miktarıyla çarpılmak suretiyle ceviz ağaçlarının bedeli belirlendiğinden dosya içerisindeki bilirkişi kurulu ek raporları ve resmi verilerden yararlanılmak suretiyle resen hesaplama yoluna gidilerek, zemine ekilebilecek diğer münavebe ürünlerinin verim ve fiyatları ile üretim masrafları uygun ise de bostanın dekara ortalama verim miktarının düşük alındığı, aynı yerden Daireye intikal eden dava dosyalarında sulu tarım arazilerinde bostanın dekara ortalama kilogram veriminin 2500 kilogram alındığı gözetilerek bilirkişi kurulunca alınan diğer veriler aynı kalmak suretiyle resen yapılan hesaplama sonucunda bulunan net gelire % 4 kapitalizasyon faizi uygulanarak kapama ceviz bahçesinin metrekare birim bedelinin 72,22 TL, sulu tarım arazisinin metrekare birim bedelinin ise 27,96 TL olduğu, buna göre aradaki fark alınmak suretiyle hesaplanan ceviz ağaçlarının bedelinin ise 386.239,32 TL, toplam kamulaştırma bedelinin de 978.233,94 TL olduğu, öte yandan 01.08.2023 tarihli ve 32266 sayılı Resmi Gazetede yayımlanan Anayasa Mahkemesinin 05.04.2023 tarihli ve 2022/83 Esas, 2023/69 Karar sayılı kararı ile 2942 sayılı Kanun'un değişik 10 uncu maddesinin dokuzuncu fıkrasındaki “Kamulaştırma bedelinin tespiti için açılan davanın dört ay içinde sonuçlandırılamaması halinde, tespit edilen bedele bu sürenin bitiminden itibaren kanuni faiz işletilir” hükmü anayasaya aykırı görülerek iptaline karar verildiği, Anayasa Mahkemesince verilen iptal kararında Anayasa'nın 153 üncü maddesinin üçüncü fıkrası gereğince iptal hükmünün belirli bir süre erteleneceği yönünde de bir hüküm bulunmadığı gibi, Anayasanın 153 üncü maddesinde “iptal kararları geriye yürümez” hükmü iptal kararlarının kesinleşen işlemlere etki etmeyeceği anlamında olduğu, elde bulunan uyuşmazlığın sürdüğü davalarda “geriye yürümeme” kuralı uygulanamayacağından, bu durumda; 4721 sayılı Türk Medeni Kanunu'nun 1 inci maddesi gereğince Anayasa Mahkemesinin iptal kararının gereğinin yerine getirilmesi açısından yapılması gereken, taraflar arasında kararlaştırılmış daha yüksek akdi faiz oranı da bulunmadığına göre dava tarihi esas alınarak belirlenen kamulaştırma bedeline dava tarihinden karar tarihine kadar geçen süre için Anayasa'nın 46 ıncı maddesinde belirtilen en yüksek faiz olan “Kamu Alacaklarına Uygulanan En Yüksek Faiz” oranının uygulaması gerektiği kabulü ile davacı idare vekilinin istinaf başvurusunun esastan reddi ile davalı tarafın istinaf başvurusunun kabulü ile İlk Derece Mahkemesi kararı kaldırılarak yeniden esas hakkında hüküm kurulmak suretiyle davanın kabulüne karar verilmiştir.

V. TEMYİZ

A. Temyiz Yoluna Başvuranlar

Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararına karşı süresi içinde taraf vekilleri temyiz isteminde bulunmuştur.

B. Temyiz Sebepleri

1. Davacı idare vekili temyiz dilekçesinde özetle; istinaf dilekçesinde ileri sürdüğü sebepleri tekrar etmiş, ayrıca Bölge Adliye Mahkemesinin faize ilişkin kararının hatalı olduğu, yasal faize hükmedilmesi gerektiği gibi, tespit edilen fark bedele işletilen faizin bitiş tarihinin istinaf kararı olmasının da hatalı olduğunu ileri sürerek temyiz itirazında bulunmuştur.

2. Davalılar vekili temyiz dilekçesinde özetle; istinaf dilekçesinde ileri sürdüğü sebepleri tekrar etmiş, ayrıca uygun emsal incelemesi yapılmayarak metrekare birim fiyatının düşük tespit edildiğini ileri sürerek temyiz itirazında bulunmuştur.

C. Gerekçe

1. Uyuşmazlık ve Hukukî Nitelendirme

Uyuşmazlık, kamulaştırma bedelinin tespiti istemine ilişkindir.

2. İlgili Hukuk

1. 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun (6100 sayılı Kanun) 369 uncu maddesinin birinci fıkrası ile 370 ve 371 inci maddeleri.

2. 2942 sayılı Kanun'un 11 inci maddesi.

3. Değerlendirme

1. Bölge adliye mahkemelerinin nihai kararlarının bozulması 6100 sayılı Kanun’un 371 inci maddesinde yer alan sebeplerden birinin varlığı hâlinde mümkündür.

2. Tarafların iddia, savunma ve dayandıkları belgelere, uyuşmazlığın hukuki nitelendirilmesi ile uygulanması gereken hukuk kurallarına, dava şartlarına, yargılamaya hâkim olan ilkelere, ispat kurallarına ve temyiz olunan kararda belertilen gerekçelere göre, taraf vekillerinin aşağıdaki paragrafların kapsamı dışındaki temyiz itirazları yerinde görülmemiştir.

3. Bakanlar Kurulunun Yargıtay tarafından benimsenen 28.02.1983 tarihli ve 1983/6122 sayılı kararı uyarınca, belediye veya mücavir alan sınırları içinde kalan taşınmazın arsa niteliğinde olduğunun kabulü için uygulamalı imar planı ile iskan sahası olarak ayrılmış olması esastır. Aynı karar uyarınca imar planında yer almayan bir taşınmazın, arsa sayılabilmesi için değerlendirme tarihi itibarıyla, belediye veya mücavir alan sınırları içinde olmakla beraber, belediye hizmetlerinden (Belediyece meskun olduğu için veya meskun hale getirileceği için sunulan yol, su, elektrik, ulaşım, çöp toplama, kanalizasyon, aydınlatma vs.) yararlanması ve meskun yerler arasında yer alması gerekir.

4. Dosya içindeki bilgi ve belgelerden; aynı kamulaştırma kapsamında kamulaştırılan dava konusu taşınmaza bitişik konumda bulunan 2783 ada 273 parsel sayılı taşınmaza ilişkin olarak açılan ve aynı gün Dairemiz incelemesinden geçen Ankara Bölge Adliye Mahkemesi 14. Hukuk Dairesinin 2021/179 Esas, 2022/1119 Karar sayılı dosyasında ... Asliye Hukuk Mahkemesinin 2020/396 Esas, 2020/162 Karar sayılı kararı ile dava konusu taşınmaza arazi olarak değer biçen bilirkişi raporu hükme esas alınarak verilen karar objektif değer artış oranının %160 oranında uygulanması gerektiğinden bahisle kaldırılarak, yeniden esas hakkında hüküm kurulmuş verilen karar Dairemizin 2022/11826 Esas sayılı kararı ile taşınmazın vasfının araştırılması gerektiğinden bahisle bozulduğu gözetildiğinde; yukarıda esası belirtilen dosya ve Ankara Bölge Adliye Mahkemesinin gerekçesinde yer alan dava konusu taşınmaza yakın konumda bulunan 293 parsel sayılı taşınmaza ilişkin 2018/4267 Esas sayılı dosyası getirtilerek işbu dosyalardaki bilirkişi raporları da denetlenip varsa ayrılma nedenleri ile Bakanlar Kurulunun 28.02.1983 tarihli ve 1983/6122 sayılı kararında belirtilen hususlardaki tüm bilgi ve belgeler getirtilerek dava konusu taşınmazın vasfının arsa olup olmadığı hususunun kesin olarak tespiti yönünden bilirkişi heyetinden ek rapor alınarak sonucuna göre karar verilmesi gerekirken eksik inceleme ile karar verilmesi bozmayı gerektirir.

5. Kabule göre de; dosya içindeki hükme esas alınan bilirkişi raporlarında incelenen emsallerin imar parseli olduğunun kabulü ile değerlendirme tarihindeki kadastral parsel olarak karşılığı belirlendiği hâlde kıyaslama yapılırken imar parseli olarak karşılığı üzerinden yapılan oranlama ile metrekare birim fiyatı belirlendiği gibi, dava konusu taşınmaz ile emsallerin değerlendirme tarihi olan dava tarihinde Arsa Metrekare Rayiç Bedeli Takdir Komisyonu tarafından resen belirlenen emlak vergisine esas olan metrekare değerleri ilgili Belediye Başkanlığı Emlak Müdürlüğünden getirtilip dava konusu taşınmazın değerlendirme tarihi itibarıyla; hükme esas alınan bilirkişi raporunda somut emsal kabul edilen taşınmazın ise bilirkişilerce değerlendirmeye esas alınan satış tarihi itibarıyla fiili imar uygulaması sonucu oluşan imar parselleri mi, yoksa imar planına dâhil olmakla birlikte olduğu gibi bırakılan kadastro parselleri mi oldukları ilgili Belediye İmar Müdürlüğü ile Tapu Müdürlüğünden ayrı ayrı sorulup alınacak cevaplara göre bilirkişi kurulu raporu denetlenmeden hesaplama yapan rapor hüküm kurmaya elverişli değildir.

6. Bu durumda; taraflara, dava konusu taşınmaza yakın bölgelerden ve yakın zaman içinde satışı yapılan benzer yüzölçümlü satışları bildirmeleri için imkan tanınması, lüzumu halinde resen emsal celbi yoluna gidilmesi, taşınmazın, değerlendirme tarihi itibarıyla, emsal alınacak taşınmazın ise satış tarihi itibariyle imar ya da kadastro parselleri olup olmadığı ilgili Belediye Başkanlığı ve Tapu Müdürlüğünden sorulması, ayrıca dava konusu taşınmazın; imar planındaki konumu, emsallere ve değerini etkileyen merkezi yerlere olan uzaklığını da gösterir krokisi ve dava konusu taşınmaz ile emsal taşınmazların resen belirlenen vergi değerleri ve emsal taşınmazların satış akit tablosu getirtilerek, dava konusu taşınmazın değerlendirmeye esas alınacak emsallere göre ayrı ayrı üstün ve eksik yönleri ve oranları açıklanmak suretiyle yapılacak karşılaştırma sonucu değerinin belirlenmesi bakımından, yeniden oluşturulacak bilirkişi kurulu marifetiyle mahallinde keşif yapılarak alınacak rapor sonucuna göre hüküm kurulması gerekmektedir.

7. Dava konusu taşınmazlar üzerindeki ağaçlara; kapama ceviz bahçesi olarak kabulü ile ceviz net gelirine göre belirlenen bedelden mutad münavebe ürününe göre belirlenen bedel indirilmek suretiyle değer biçilmesi yöntem itibarıyla yasa hükümlerine uygun ise de, dosya içindeki değerlendirme tarihi olan 2017 yılına ait ... İlçe Tarım ve Orman Müdürlüğü verilerine göre kapama ceviz bahçesinin metrekare birim fiyatının tespiti gerektiğinin düşünülmemesi hatalıdır.

8. 6100 sayılı Kanun ile düzenlenen istinaf sebeplerinin “kamu düzenine aykırılık” ve “taraflarca ileri sürülen” nedenler olmak üzere iki ayrımda incelenmesi gerekmektedir. Kamu düzenine aykırılık mutlak istinaf sebebidir ve bölge adliye mahkemesince kendiliğinden gözetilir. Bu nedenle kamu düzenine aykırı bir sebebin istinaf dilekçesinde ileri sürülüp sürülmemesinin de bir önemi bulunmamaktadır. Buna karşılık kamu düzenine aykırı olmayan istinaf sebeplerinin istinaf dilekçesinde mutlaka gösterilmesi gerekmektedir. Kamu düzenine aykırı olmayan bir istinaf sebebi istinaf dilekçesinde gösterilmemiş ise bölge adliye mahkemesince kendiliğinden dikkate alınamaz. Çünkü istinaf incelemesi, istinaf dilekçesinde belirtilen sebeplerle sınırlı olarak yapılır.

9. Eldeki dosya kapsamına göre; davalı vekili tarafından sunulan istinaf dilekçesi incelendiğinde Mahkemece tespit edilen bedele işletilecek faize yönelik açıkça bir itirazda bulunulmadığı anlaşıldığından ve faize ilişkin hükmün de kamu düzenine ilişkin olmadığı gözetildiğinde, istinaf başvuru dilekçesinde ileri sürülmemesi nedeniyle Bölge Adliye Mahkemesince incelenmesi mümkün bulunmadığı gibi, temyiz yolunda ileri sürülmesi durumunda dahi Yargıtayın bu temyiz sebebini incelemesi de mümkün bulunmamaktadır. Bu itibarla; yasal faize hükmedilmesi gerekirken yazılı şekilde faiz hükmü kurulması bozmayı gerektirir.

VI. KARAR

Açıklanan sebeplerle;

Taraf vekillerinin temyiz itirazlarının kabulü ile temyiz olunan Bölge Adliye Mahkemesi kararının yukarıda açıklanan nedenlerle BOZULMASINA,

Davalı kendisini vekil ile temsil ettirdiğinden 21.09.2023 tarihinde yürürlüğe giren Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi gereğince belirlenen 17.100,00 TL duruşma vekâlet ücretinin davacıdan alınarak davalı tarafa ödenmesine,

Taraflardan peşin alınan temyiz harcının istek hâlinde ilgililere iadesine,

Dosyanın 6100 sayılı Kanun'un 373 üncü maddesinin ikinci fıkrası uyarınca Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine,

21.05.2024 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.