Logo

5. Hukuk Dairesi2023/11213 E. 2024/523 K.

Yapay Zeka Özeti

Uyuşmazlık: Kat malikleri arasında, ortak alanda bulunan yapıların kaldırılması ve müdahalenin önlenmesi talebiyle açılan davada, taraf değişikliği ve zorunlu dava arkadaşlığı hususları ile yargılama giderlerinin takdiri uyuşmazlığı.

Gerekçe ve Sonuç: Bölge Adliye Mahkemesi kararının, tarafların iddia ve savunmaları, delilleri ve uygulanabilir hukuk kuralları çerçevesinde usul ve yasaya uygun olduğu değerlendirilerek temyiz isteminin reddine ve Bölge Adliye Mahkemesi kararının onanmasına karar verilmiştir.

Karar Metni

"İçtihat Metni"

MAHKEMESİ : Antalya Bölge Adliye Mahkemesi 6. Hukuk Dairesi

SAYISI : 2021/532 Esas, 2023/193 Karar

KARAR : Esastan ret/ Usulden ret

İLK DERECE MAHKEMESİ : Kaş Sulh Hukuk Mahkemesi

SAYISI : 2020/16 Esas, 2020/362 Karar

Taraflar arasındaki müdahalenin önlenmesi ve eski hale getirme davasında yapılan yargılama sonunda İlk Derece Mahkemesince davanın usulden reddine karar verilmiştir.

Kararın davacı ve ilgili kişi ... tarafından istinaf edilmesi üzerine, Bölge Adliye Mahkemesince başvurunun davacı yönünden esastan reddine, ... yönünden usulden reddine karar verilmiştir.

Bölge Adliye Mahkemesi kararı davacı ... tarafından temyiz edilmekle; temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:

I. DAVA

Davacı dava dilekçesinde özetle; Antalya ili, Kaş ilçesi, ... Mahallesi Çukurbağ yarımadası mevkii 115 ada 25 parselde kain, zemin ve 1 nci kattan oluşan 1465 m² arsa üzerine kurulu 5 daireden C nolu dairesinin 1998 yılından beri sahibi olduğunu, 8/A nolu dairenin yakınında ortak alan üzerinde 2 adet ahşap kulübe ve 8/A dairesine bitişik olarak taştan yapılmış 1 adet oda ve üzerinde teras bulunan yerlerin 8/A dairenin eski sahibi ... tarafından yapıldığını, yapıldığı zaman diğer kat maliklerinin rızasının ve görüşünün alınmadığını, yaptıran kişinin istedikleri takdirde yapılarda fazla eşyalarını saklayabileceklerini söylediğini, bundan dolayı herhangi bir meselenin çıkmadığını, 2012 yılında davalı ...'nin ...'in mirasçılarından bahse konu daire ve arsa payını satın aldığını, 15.11.2013 tarihinde davalının ortak alanların batı kısmına demir çit ve kapı yaptırarak ortak alanı (bahçe) bölerek kendi zimmetine geçirdiğini, bu ortak alanda kulübeler ve teraslı taş odanın yer aldığını, demir çit kapı, kulübe ve teraslı taş odanın üzerlerine 8/A ibaresinin konduğunu, davalıya 17.11.2013 tarihinde mesaj çekerek demir kapı ve çitin kaldırılmasını, ortak alanın üzerinde kurulan yapıların kat maliklerinin kullanımına açılmasını ve ortaklık prensibine saygı gösterilmesini talep ettiğini; ancak kaldırılmadığını bu nedenle müdahalenin menni davasının kabulüne karar verilmesini talep etmiştir.

II. CEVAP

Davalı vekilinin cevap dilekçesinde özetle; davacı ile müvekkilinin aynı binada daire malikleri olduğunu, müvekkilinin tüm komşuları ile iyi ilişkiler içinde olmak için gayret içerisinde olduğunu, müvekkilinin yurt dışında yaşadığını, daireyi tatillerinde kullandığını, buna rağmen binanın bakımı için emek ve para harcadığını, diğer daire sahiplerinin bugüne kadar hiçbir masrafa katılmadıklarını, davacı tarafın hakkı ve katkısı olmadığı halde müvekkiline ait yerelere sahip çıktığını, müvekkilinin davacının iddia ettiği gibi ortak alanları işgal etme niyetinde olmadığını, Kanuna uygun hareket ettiğini, Kanunun verdiği hakkın dışına çıkmadığını, taşınmazı satın aldıktan sonra hiçbir ekleme yapmadığını, söz konusu daireye bitişik eklentilerin taşınmazın ilk sahibi tarafından yıllar önce yapıldığını yıllardan beri bu şekilde kullanıldığını, müvekkili satın aldıktan sonra da müvekkili tarafından kullanıldığını, müvekkilinin arsa payının dışına çıkmadığını, dava dilekçesinde belirtilen alanların diğer daire sahiplerinin kendi arsa paylarını kullanmalarını engelleyecek şekilde olmadığını, müvekkilinin taşınmazı satın aldığında bu eklentilerin mevcut olduğunu, aynı şekilde sadece müvekkiline ait taşınmaz tarafından kullanılmakta olduğunu, davacının veya diğer daire sahiplerinin bugüne kadar bu kullanıma bir itirazlarının olmadığını, müvekkilinin taşınmazı satın alırken bu eklentilere de ücret ödeyerek satın aldığını, bu nedenle haksız ve kanuna dayanaktan yoksun davanın reddine masrafların kendisine yükletilmesini talep etmiştir.

III. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI

İlk Derece Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile davanın usulden reddine karar verilmiştir.

IV. İSTİNAF

A. İstinaf Yoluna Başvuranlar

İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davacı ve ilgili kişi ... istinaf başvurusunda bulunmuştur.

B. İstinaf Sebepleri

1.Davacı istinaf dilekçesinde özetle; dava konusu yerin, kat mülkiyete konu ortak bir bahçe olduğunu, arsada kurulan 5 adet dairenin her malikinin dava konusu yerin müşterek sahibi olduğunu, verilecek karar her kat malikini etkileyeceğinden kat malikleri arasında zorunlu dava arkadaşlığı bulunduğunun kabulünün gerekeceğini, nitekim Yargıtay 10. Hukuk Dairesinin 2015/20815 Esas, 2016/2531 Karar sayılı ilamının da bu yönde olduğunu, mahkemece de bu durumun kabul edildiğini ve tüm kat maliklerinin davaya dahil edilmesinin istendiğini, Yargılama 5 yıldan fazla sürdüğünden dava sonuçlanmadan maliki bulunduğu daireyi satmak zorunda kaldığını, yeni malik ... her ne kadar davayı takip etmek istememiş ise de dava konusu yer devredilen daire değil, bütün maliklerin sahip olduğu bahçe olduğundan ve davaya devam eden malikler bulunduğundan davanın reddine karar verilmesinin hatalı olduğunu, 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu'nun (6100 sayılı Kanun) 124 ncü maddesinin hukuki yararı ve dürüstlük ilkesine uygun taraf değişikliğine müsaade etmekte olduğunu, dava konusu verin müşterek sahibi ve zaten mevcut yargılamada taraf olan Zeynep Gülin Devicentis'in davacı yerine geçmesinin her halukarda kanuna uygun ve usul tasarrufu ilkesi gereği bir zorunluluk olduğunu, Yine 6100 sayılı Kanun'un 125 nci maddesinin ikinci fıkrasının dava konusunun başkasına devri halinde yeni malikin davacı yerine geçmesini emrettiğini, buna göre mahkemece nolu kararında davacının ... değil ... Taneli olarak gösterilmesi gerektiğini, davadan vazgeçen taraf yeni malik olduğundan yargılama giderlerinin de yeni malike yüklenmesi gerektiğini, Ayrıca, esasa girilmeden usul yönünden verilen red kararında yargılama giderlerinin 6100 sayılı Kanun'un 331 inci maddesinde “Davanın konusuz kalması sebebiyle davanın esası hakkında bir karar verilmesine gerek bulunmayan hâllerde, hâkim, davanın açıldığı tarihteki tarafların haklılık durumuna göre yargılama giderlerini takdir ve hükmeder'” denildiğinden ve haklılık bilirkişi raporuna ve ilk verilen 2013/376 Esas 2019/11 sayılı karar ile ortaya çıkmış olduğundan yargılama giderlerinin davalıya yüklenmesinin gerektiğini bildirerek İlk Derece Mahkemesi kararının kaldırılmasını talep etmiştir.

2. İlgili kişi ... istinaf dilekçesinde özetle; dava konusu ortak bahçede hakkının bulunduğunu, 6100 sayılı Kanun'un 59 ncu maddesinde "Maddi hukuka göre, bir hakkın birden fazla kimse tarafından birlikte kullanılması veya birden fazla kimseye karşı birlikte ileri sürülmesi ve tamamı hakkında tek hüküm verilmesi gereken hâllerde, mecburi dava arkadaşlığı vardır" denildiğini, nitekim, binada ortak alan niteliğindeki bahçede kendisinin de hak sahibi olduğunu, zaten bu nedenle dava sürecinde tüm maliklerin davaya dahil edilmiş olduğunu, eğer bu yanlışsa, adaleti senelerce geciktiren ve kendisine avukat masrafı dışında bir sürü masraf çıkarıp inanılmaz derecede zaman kaybettiren hatanın "sehven" diye geçiştirilmesinin kabul edilemez olduğunu, dahili davalı olduğu davada taraf değiştirmesinin de kanunlara uygun olduğunu, 6100 sayılı Kanun'un 124 üncü maddesinin“Bir davada taraf değişikliği, ancak karşı tarafın açık rızası ile mümkündür. Bu konuda kanunlarda yer alan özel hükümler saklıdır. Ancak, maddi bir hatadan kaynaklanan veya dürüstlük kuralına aykırı olmayan taraf değişikliği talebi, karşı tarafın rızası aranmaksızın hâkim tarafından kabul edilir" düzenlemesini içerdiğini, bu davada kendisinin davacı olmasının dürüstlük kuralına aykırı olmadığını, Ayrıca 18.12.2020 tarihli ve 20.12.2020 tarihli iki dilekçesinde talep ettiği halde adının UYAP'ta sistemden silinmediğini, kendi başına el atmanın önlenmesi, tazminat ve ecrimisil davası açabileceğini, keza, 20.12.2020 tarihli istinaf süre tutum talebine de 06.01.2021 tarihine kadar hiçbir cevap verilmediğini, adalet sisteminde bu kadar keyfiyet ve lakaytlığın kabul edilemez olduğunu, adı davacı olarak sistemden silinmemekle ve süre tutum talebine cevap verilmemekle birlikte gerekçeli kararda davacı sıfatı ile geçen ...'ya zarfın üstüne "İlgili" diye yazılarak gerekçeli karar evrakı gönderilmiş olduğunu, bu durumun sayın mahkemenin bile bu davada davacının kim olduğunu ve ne yaptığını bilmediğini düşündürttüğünü bildirerek İlk Derece Mahkemesi kararının kaldırılmasını talep etmiştir.

C. Gerekçe ve Sonuç

Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile davacı ...'nın istinaf başvurusunun esastan reddine, ... istinaf başvurusunun usulden reddine karar verilmiştir.

V. TEMYİZ

A. Temyiz Yoluna Başvuranlar

Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davacı temyiz isteminde bulunmuştur.

B. Temyiz Sebepleri

Davacı temyiz dilekçesinde özetle; istinaf dilekçesindeki itirazlarını tekrar ederek kararın eksik inceleme sonucu verildiğini ileri sürmüştür.

C. Gerekçe

1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme

Uyuşmazlık,tarafların kat maliki oldukları ana gayrimenkulde mimari projeye aykırı imalatların eski hale getirilmesi ve müdahalenin önlenmesi istemine ilişkindir.

2. İlgili Hukuk

1.6100 sayılı Kanun'un 369 uncu maddesinin birinci fıkrası ile 370 ve 371 inci maddeleri.

2. 634 sayılı Kat Mülkiyeti Kanunu'nun 19 uncu maddesi

3. Değerlendirme

1.Bölge adliye mahkemelerinin nihai kararlarının bozulması 6100 sayılı Kanun'un 371 inci maddesinde yer alan sebeplerden birinin varlığı hâlinde mümkündür.

2. Temyizen incelenen karar, tarafların karşılıklı iddia ve savunmalarına, dayandıkları belgelere, uyuşmazlığa uygulanması gereken hukuk kuralları ile hukuki ilişkinin nitelendirilmesine, dava şartlarına, yargılama ve ispat kuralları ile kararda belirtilen gerekçelere göre usul ve kanuna uygun olup, temyiz dilekçesinde ileri sürülen nedenler kararın bozulmasını gerektirecek nitelikte görülmemiştir.

VI. KARAR

Açıklanan sebeplerle;

Davacının yerinde görülmeyen tüm temyiz itirazlarının reddiyle usul ve kanuna uygun Bölge Adliye Mahkemesi kararının 6100 sayılı Kanun’un 370 inci maddesinin birinci fıkrası uyarınca ONANMASINA,

Davacıdan peşin alınan temyiz harcının Hazineye irat kaydedilmesine,

Dosyanın İlk Derece Mahkemesine, kararın bir örneğinin Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine,

16.01.2024 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.