"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ : Antalya Bölge Adliye Mahkemesi 5. Hukuk Dairesi
SAYISI : 2023/667 Esas, 2023/1244 Karar
KARAR : Esastan ret
Taraflar arasındaki kamulaştırmasız el atılan taşınmaz bedelinin tahsili istemine ilişkin davada yapılan yargılama sonunda İlk Derece Mahkemesince konusuz kalan dava hakkında karar verilmesine yer olmadığına karar verilmiştir.
Kararın davalı idare vekili tarafından istinaf edilmesi üzerine, Bölge Adliye Mahkemesince başvurunun esastan reddine karar verilmiştir.
Bölge Adliye Mahkemesi kararı davalı idare vekili tarafından temyiz edilmekle; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:
I. DAVA
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; müvekkilinin Antalya ili, Alanya ilçesi, ... Mahallesi ... ada ... parsel sayılı taşınmazda hissedar olduğunu, davalı kurumca taşınmaza Devlet Hastanesi binası yapılarak kamulaştırmasız el atıldığını ileri sürerek belirlenecek tazminatın davalı idareden tahsiline karar verilmesini talep etmiştir.
II. CEVAP
Davalı idare vekili cevap dilekçesinde, idari davaların bir idari işlemi tesis eden veya tesise yetkili merciler aleyhine açılabileceğini, bu davada husumetten ret kararı verilmek suretiyle müvekkili bakanlığın hasım mevkiinden çıkarılması gerektiğini, 3194 sayılı İmar Kanunu'nun 8 inci maddesi ile belediye sınırları içinde kalan yerlerin nazım ve uygulama imar planlarının ilgili belediye tarafından yapılacağı veya yaptırılacağının hükme bağlandığını, bu çerçevede müvekkili bakanlığın dava konusu taşınmazın imar planını hazırlaması veyahut değiştirmesinin söz konusu olmadığını, daha önce 200 ada 12 parsel olarak belirlenen alanın Maliye Hazinesi adına kayıtlı şekilde Devlet hastanesi yapılmak üzere idarelerine tahsis edildiğini, ancak daha sonra belediyenin imar uygulamaları nedeniyle ... ada ... parsel adıyla işlem gördüğü ve sair hisselerin bu alana dahil edildiğini, bu nedenlerden dolayı öncelikli olarak usuli itirazlarının kabulü ile davanın usulden reddine, bu itirazlarının yerinde görülmemesi halinde ise haksız ve mesnetsiz iddialarla açılan davanın esastan reddine karar verilmesini savunmuştur.
III. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI
İlk Derece Mahkemesi yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile davanın konusuz kalması nedeniyle karar verilmesine yer olmadığına karar verilmiştir.
IV. İSTİNAF
A. İstinaf Yoluna Başvuranlar
İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davalı idare vekili istinaf başvurusunda bulunmuştur.
B. İstinaf Sebepleri
Davalı idare vekili istinaf dilekçesinde özetle; dava konusu taşınmaz Maliye Hazinesi adına kayıtlı iken 09.07.1981 tarihli ve 14.08.1992 tarihli inşaat ruhsatnamesi ile Devlet hastanesi yapılarak hizmete açıldığını, ancak daha sonra belediye tarafından yapılan imar uygulaması ile taşınmaza vatandaş hisselerinin de dahil edildiğini, inşa edildiği tarihte hastanenin üzerinde bulunduğu taşınmazın tamamının Hazineye ait olduğunu, dava konusu taşınmaz 200 ada 12 parsel olarak Maliye Hazinesi adına kayıtlı iken Devlet hastanesi yapılmak üzere Sağlık Bakanlığına tahsis edildiğini, 09.07.1981 tarihli ve 14.08.1992 tarihli inşaat ruhsatnamesi ile Devlet hastanesi inşaatı yapılarak hizmete başladığını, 05.12.1991 tarihli tapu senedi ile 14.396 m² yüzölçümlü Devlet hastanesi ve bahçesi vasfı ile Maliye Hazinesine tescilinin yapıldığını, tüm bu aşamalarda herhangi bir şahıs hissedarı bulunmayıp tamamının hazineye ait olduğunu, daha sonra Hazinenin taşınmazı ile vatandaşların taşınmazlarının belediye tarafından birleştirildiğini, Alanya Belediyesi tarafından yapılan imar uygulamaları ile taşınmaz ... ada ... parsel adıyla işlem gördüğünü, belediyenin bu işlemi esnasında taşınmaza vatandaş hisselerinin de dâhil edildiğini, müvekkili idarenin talebi, görüşü, rızası ve bilgisi olmaksızın belediye tarafından imar değişikliği yapıldığını, bu konuda bilgi dahi verilmediğini, yapılan değişikliğin dava konusu taşınmaz ile ilgili davalar açılması üzerine öğrenildiğini, derhal durumun düzeltilmesi talebiyle Alanya Belediyesine başvurulduğunu ancak Alanya Belediyesi Plan ve Proje Müdürlüğü tarafından, imar uygulamasının kesinleştiği ancak mahkeme kararı ile iptal edilebileceği gerekçesiyle talebinin reddedildiğini, belediyenin işleminin iptali talebiyle açılan dava sonucunda Antalya 3. İdare Mahkemesinin 2019/39 Esas, 2019/905 Karar sayılı kararıyla ret kararının iptal edildiğini, hatalı imar uygulamasının düzeltilmesine dair talebinin tekrar reddedilmesi üzerine Antalya 2.İdare Mahkemesinde iptal davası açıldığını, Antalya 2. İdare Mahkemesinin 2021/867 Esas, 2021/583 Karar sayılı kararı ile dava konusu işlemin iptaline karar verildiğini, bu hususun savunmalarında ısrarla belirtildiğini, Alanya Tapu Müdürlüğünden istenen güncel tapu kaydından da davacının hissesinin kalmadığının anlaşılması üzerine mahkemece karar verilmesine yer olmadığına karar verildiğini, Alanya Belediyesinin de hasım mevkiine alınması talep edildiği halde mahkemece ve davacı tarafça bu hususun dikkate alınmadığını, ayrıca davacı tarafından, dava konusu taşınmazın, sağlık alanı olarak ayrılan Hazine taşınmazına hisselendirilmesine dair imar işlemine karşı yasal yollara başvurmadığını, dolayısıyla iş bu davanın açılmasına davacı ve Alanya Belediyesinin haksız ve hukuka aykırı işleminin sebep olduğunu, davacı tarafından Alanya Belediyesinin hukuka aykırı bu imar işlemine dava açılmadığını, bu nedenle davanın açılmasına tarafların sebebiyet vermediği gerekçesi ile müvekkili lehine vekalet ücreti verilmemesinin usul ve hukuka aykırı olduğunu belirterek kararın vekalet ücreti yönünden kaldırılmasına karar verilmesini talep etmiştir.
C. Gerekçe ve Sonuç
Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile dosya arasında mevcut tapu kaydına göre Antalya ili, Alanya ilçesi, ... Mahallesi ... ada 5 parsel sayılı taşınmaz Devlet Hastanesi ve Arsası niteliği ve 12.791,00 m² yüzölçümü ile tapuda kayıtlı olup, dava tarihi itibarıyla davacının taşınmazın hissedarları arasında olduğu, mahallinde yapılan keşif ve bilirkişi incelemesi sonucunda alınan bilirkişi raporları ve fotoğraflara göre taşınmaz üzerinde Alanya Devlet Hastanesinin bulunduğu, ancak Antalya 2. İdare Mahkemesinin 08.09.2021 tarih ve 2021/867 Esas, 2021/583 Karar sayılı ilamı ile Sağlık Bakanlığına tahsisli Antalya ili, Alanya ilçesi, ... Mahallesi ... ada 5 parsel (eski 200 ada 12 parsel) sayılı Hazine taşınmazının, Alanya Belediye Encümeninin 01.08.2002 tarihli parselasyon işlemiyle üçüncü şahıslarla hisselendirildiğinden bahisle parselasyon işleminin anılan parsel yönüyle iptal edilmesi istemli başvurunun reddine ilişkin Alanya Belediye Encümeninin 23.01.2020 tarihli ve 137 sayılı kararının hukuka aykırı olduğu ileri sürülerek iptali istemi ile açılan davada, düzenlemenin hukuka aykırı olması nedeni ile düzenlemeye yapılan itirazın reddine dair Alanya Belediye Encümeninin 23.01.2020 tarih 137 sayılı işleminde hukuka uygunluk bulunmadığı belirtilerek dava konusu işlemin iptaline karar verildiği, İlk Derece Mahkemesince getirtilen güncel tapu kayıtları incelendiğinde ise davaya konu taşınmazın tapu kaydının pasif hale geldiği, taşınmazdaki davacı payının ise İmar sebebi ile 09.11.2022 tarihli ve ... yevmiye numaralı işlemle terkin edildiği, Tapu Müdürlüğünce gönderilen güncel tapu kayıtlarına göre taşınmazın halen ... ada 1 parsel sayılı taşınmaz olarak 09.11.2022 tarihli ve ... yevmiye numaralı işlemle Devlet Hastanesi ve Arsası niteliği ve 12.791,00 m² yüzölçümü ile tamamının Maliye Hazinesi adına tapuda kayıtlı olduğu, dava tarihi itibarıyla davacının taşınmazda malik olduğu, taşınmaz üzerinde de davalı idarenin sorumluluğunda olan Alanya Devlet Hastanesinin fiilen mevcut olduğu, malik olan davacının mülkiyet hakkına dayalı olarak kamulaştırmasız el atma nedeni ile tazminat istemine ilişkin eldeki davayı açmasında bir usulsüzlük bulunmadığı, ancak dava tarihinden sonra, davacının istek ve iradesi dışında yapılan imar uygulaması sonucunda oluşan güncel tapu kaydına göre taşınmazda davacının payının kalmadığı, hal böyle iken dava tarihi itibarıyla haklılık durumu gözetildiğinde davacı taraf lehine nispi vekâlet ücretine hükmedilmesinde bir isabetsizlik bulunmadığı belirtilerek davalı idare vekilinin istinaf başvurusunun esastan reddine karar verilmiştir.
V. TEMYİZ
A. Temyiz Yoluna Başvuranlar
Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davalı idare vekili temyiz isteminde bulunmuştur.
B. Temyiz Sebepleri
Davalı idare vekili temyiz dilekçesinde özetle; istinaf dilekçesinde ileri sürdüğü hususları tekrarla Bölge Adliye Mahkemesi kararının bozulması istemi ile temyiz yoluna başvurmuştur.
C. Gerekçe
1. Uyuşmazlık ve Hukukî Nitelendirme
Uyuşmazlık, davacı tapu maliki ile davalı idare arasındaki kamulaştırmasız el atılan taşınmazın değerinin biçilmesi ve bedelinin sorumlu idareden tahsili istemine ilişkindir.
2. İlgili Hukuk
1. 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu'nun (6100 sayılı Kanun) 369 uncu maddesinin birinci fıkrası ile 370 ve 371 inci maddeleri.
2. Yargıtay İçtihadı Birleştirme Büyük Genel Kurulunun, 16.05.1956 tarihli ve 1956/1 Esas, 1956/6 Karar sayılı kararının ilgili bölümü şöyledir: “... usulü dairesinde istimlak muamelesine tevessül edilmeksizin gayrimenkulü yola kalbedilen şahsın, esas itibarıyla, gayrimenkulünü yola kalbeden amme hükmi şahsiyeti aleyhine meni müdahale davası açmağa hakkı olduğuna, ancak dilerse bu fiili duruma razı olarak, mülkiyet hakkının amme hükmi şahsiyetine devrine karşılık gayrimenkulünün bedelinin tahsilini de dava edebileceğine ve isteyebileceği bedelin de mülkiyet hakkının devrine razı olduğu tarih olan dava tarihindeki bedel olduğuna 16.05.1956 tarihinde ilk toplantıda ittifakla karar verildi.”
3. Yargıtay İçtihadı Birleştirme Büyük Genel Kurulunun, 16.05.1956 tarihli ve 1954/1 Esas, 1956/7 Karar sayılı kararı ile “... usulü dairesinde istimlak muamelesine tevessül edilmeksizin gayrimenkulü yola kalbedilen şahsın, gayrimenkulünün bedelinin tahsiline ilişkin olarak, gayrimenkulünü yola kalbeden hükmü şahsiyeti aleyhine açacağı bedel davasında müruruzamanın mevzuubahis olamayacağına ve bu itibarla da, hadisede Borçlar Kanunu'nun 66. maddesinin tatbik kabiliyeti bulunmadığına ...” karar verilmiştir.
4. 2942 sayılı Kamulaştırma Kanunu'nun 11 inci maddesi
3. Değerlendirme
1. Bölge Adliye Mahkemelerinin nihai kararlarının bozulması 6100 sayılı Kanun’un 371 inci maddesi ile 369 uncu maddesinin birinci fıkrasında yer alan sebeplerden birinin varlığı hâlinde mümkündür.
2. Temyizen incelenen karar, tarafların karşılıklı iddia ve savunmalarına, dayandıkları belgelere, uyuşmazlığa uygulanması gereken hukuk kuralları ile hukuki ilişkinin nitelendirilmesine, dava şartlarına, yargılama ve ispat kuralları ile kararda belirtilen gerekçelere göre, usul ve kanuna uygun olup temyiz dilekçesinde ileri sürülen nedenler kararın bozulmasını gerektirecek nitelikte görülmemiştir.
VI. KARAR
Açıklanan sebeplerle;
Davalı idare vekilinin yerinde görülmeyen tüm temyiz itirazlarının reddiyle usul ve kanuna uygun Bölge Adliye Mahkemesi kararının 6100 sayılı Kanun'un 370 inci maddesinin birinci fıkrası uyarınca ONANMASINA,
Davalı idare harçtan muaf olduğundan harç alınmasına yer olmadığına,
Dosyanın İlk Derece Mahkemesine kararın bir örneğinin Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine,
28.03.2024 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.