Logo

5. Hukuk Dairesi2023/11300 E. 2024/4640 K.

Yapay Zeka Özeti

Uyuşmazlık: Tapu kaydının mahkeme kararıyla iptali nedeniyle oluşan zararın 4721 sayılı Türk Medeni Kanunu'nun 1007. maddesi uyarınca tazmini istemine ilişkindir.

Gerekçe ve Sonuç: Tapu kaydı iptal edilen arsa niteliğindeki taşınmaza emsal karşılaştırması yapılarak değer biçilmesinde ve üzerindeki yapılara resmi birim fiyatları esas alınarak yıpranma payı düşülmek suretiyle değer tespitinde bir isabetsizlik görülmemesi ve 4721 sayılı Kanun’un 1007. maddesi gereğince davalı Hazineden tahsiline karar verilmesinde hukuka aykırılık bulunmaması gözetilerek Bölge Adliye Mahkemesi kararının onanmasına karar verilmiştir.

Karar Metni

"İçtihat Metni"

MAHKEMESİ: İzmir Bölge Adliye Mahkemesi 5. Hukuk Dairesi

SAYISI : 2023/1869 Esas, 2023/2861 Karar

KARAR : Esastan ret

İLK DERECE MAHKEMESİ: Aliağa 2. Asliye Hukuk Mahkemesi

SAYISI : 2022/49 Esas, 2023/184 Karar

Taraflar arasındaki tapu kaydının mahkeme kararı ile iptal edilmesi nedeniyle uğranılan zararın 4721 sayılı Türk Medenî Kanunu’nun (4721 sayılı Kanun) 1007 nci maddesi uyarınca tazmini istemine ilişkin davada yapılan yargılama sonunda İlk Derece Mahkemesince davanın kısmen kabulüne karar verilmiştir.

Kararın davalı Hazine vekili tarafından istinaf edilmesi üzerine, Bölge Adliye Mahkemesince istinaf başvurusunun esastan reddine karar verilmiştir.

Bölge Adliye Mahkemesi kararı davalı Hazine vekili tarafından temyiz edilmekle; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:

I. DAVA

Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; müvekkilinin maliki olduğu İzmir ili, Aliağa ilçesi, Aliağa Mahallesi 6472 parsel sayılı taşınmazın Orman Genel Müdürlüğü tarafından açılan tapu iptal ve tescil davası sonucunda davacı adına olan tapu kaydının iptal edilerek taşınmazın orman vasfı ile Hazine adına tesciline karar verildiğini, bu durumun müvekkilinin mülkiyet hakkını ihlal ettiğini belirterek müvekkilinin uğradığı zararın tazminini talep etmiştir.

II. CEVAP

Davalı Hazine vekili cevap dilekçesinde özetle; davalı tarafın tapu kaydının Hazine adına kaydedilmediğini, halen davacı adına kayıtlı olduğunu, davanın Orman İdaresine karşı açılması gerektiğini, husumet yönünden davanın reddinin gerektiğini, ayrıca davanın zamanaşımı, hak düşürücü süre nedeniyle ve esastan reddini, yargılama giderleri ve vekâlet ücretinin karşı tarafa yükletilmesini talep etmiştir.

III. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI

İlk Derece Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile davanın kısmen kabulüne ve tespit edilen bedelin dava tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalıdan tahsili ile davacıya ödenmesine karar verilmiştir.

IV. İSTİNAF

A. İstinaf Yoluna Başvuranlar

İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde taraf vekilleri istinaf başvurusunda bulunmuştur.

B. İstinaf Sebepleri

1.Davacı vekili istinaf dilekçesinde özetle; mahkeme tarafından eksik inceleme ve araştırma ile usul ve kanuna aykırı olarak zemin bedelinin düşük belirlendiğini, müvekkilinin gerçek zararını karşılamayan, özellikle taşınmaz üzerindeki gerçek yapı bedeli ve masraflar gözardı edilerek düşük bedel üzerinden karar verildiğini, önceki bozma ilamına konu taşınmaza ilişkin bilirkişi raporunda esas alınan emsal taşınmaza göre tespit edilen tazminat miktarının müvekkilinin fiili ve gerçek zararını gidermeye yetmediğini, proje ve harçların bedelinin de eklenmesi gerektiğini belirterek İlk Derece Mahkemesi kararının kaldırılması istemiyle istinaf talebinde bulunulmuştur.

2. Davalı Hazine vekili istinaf dilekçesinde özetle; mahkemece verilen kararın usul ve kanuna aykırı olduğunu, hüküm kurmaya elverişli bulunmayan eksik ve hatalı inceleme sonucu hazırlanmış bilirkişi raporuna dayanılarak karar verildiğini belirterek İlk Derece Mahkemesi kararının kaldırılması istemiyle istinaf talebinde bulunulmuştur.

C. Gerekçe ve Sonuç

Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile dava konusu 6472 parsel sayılı taşınmazın tamamının kesinleşmiş orman sınırları içinde kaldığından, Aliağa 1. Asliye Hukuk Mahkemesinin 2014/54 Esas, 2015/121 Karar sayılı kararı ile tapusunun iptal edildiği, orman olarak Hazine adına tesciline karar verildiğini, kararın Yargıtay (Kapatılan) 20. Hukuk Dairesinin 2016/20 Esas, 2017/5585 Karar sayılı kararı ile düzeltilmek suretiyle onandığı ve 08.09.2017 tarihinde kesinleştiği anlaşıldığından, 1/1000 ölçekli uygulama imar planında iki kat konut alanında kaldığı bildirilen dava konusu taşınmazın arsa olarak kabul edilmesi doğru olduğu gibi, taşınmaza emsal karşılaştırması yapılarak, üzerinde bulunan yapılara 2017 yılı Yapı Yaklaşık Birim Maliyet Cetveli esas alınıp, tamamlanma oranı ve yıpranma payı mahsup edilerek değer biçilmesi doğru olduğundan istinaf başvurularının esastan reddine karar verilmiştir.

V. TEMYİZ

A. Temyiz Yoluna Başvuranlar

Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde taraf vekilleri temyiz isteminde bulunmuştur.

B. Temyiz Sebepleri

1.Davacı vekili vekili temyiz dilekçesinde özetle; istinaf dilekçesinde ileri sürdüğü sebepleri tekrar etmiştir.

2.Davalı Hazine vekili temyiz dilekçesinde özetle; istinaf dilekçesinde ileri sürdüğü sebepleri tekrar etmiştir.

C. Gerekçe

1. Uyuşmazlık ve Hukukî Nitelendirme

Uyuşmazlık, 4721 sayılı Kanun’un 1007 nci maddesi uyarınca tazminat istemine ilişkindir.

2. İlgili Hukuk

1. 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu'nun (6100 sayılı Kanun) 369 uncu maddesinin birinci fıkrası ile 370 ve 371 inci maddeleri.

2. 4721 sayılı Kanun’un 1007 nci maddesinin birinci fıkrası.

3. Yargıtay Hukuk Genel Kurulunun 18.11.2009 tarihli ve 2009/4 - 383 Esas, 2009/517 Karar sayılı ilâmında tapu işlemlerinin kadastro tespit işlemlerinden başlayarak birbirini takip eden işlemler olduğu, tapu kütüğünün oluşumu aşamasındaki kadastro işlemleri ile tapu işlemleri bir bütün oluşturduğundan bu kayıtlarda yapılan hatalardan 4721 sayılı Kanun’un 1007 nci maddesi anlamında Devletin sorumlu olduğunun kabulünün gerektiği, Devletin sorumluluğunun kusursuz sorumluluk olduğu, bu işlemler nedeniyle zarar görenlerin 4721 sayılı Kanun’un 1007 nci maddesi gereğince zararlarının tazmini için Hazine aleyhine adlî yargıda dava açabilecekleri belirtilmiştir.

4. 4721 sayılı Kanun’un 1007 nci maddesi uyarınca kabul edilen Devletin sorumluluğu, tapu sicilinin önemi ve kişilerin bu sicile olan ... duygularını sağlamak bakımından aynî hakkının saptanması, herkese açık tutulmasında tekel hakkı sağlayan bir sicil olması esasına dayanmaktadır. Bu sorumluluk, asıl ve nesnel (objektif) bir sorumluluk olduğundan zarara uğrayan zararının ödetilmesini doğrudan Devletten isteyebilir.

5. 4721 sayılı Kanun’un 1007 nci maddesi gereğince açılan davalarda, tapu kaydının iptali nedeniyle tapu sahibinin oluşan gerçek zararı neyse tazminatın miktarı da o kadar olmalıdır. Gerçek zarar, tapu kaydının iptali nedeniyle tapu malikinin mal varlığında meydana gelen azalmadır. Tazminat miktarı zarar verici eylem gerçekleşmemiş olsaydı zarar görenin mal varlığı ne durumda olacak idiyse aynı durumun tesis edilebileceği miktarda olmalıdır. Zarara uğrayan kişinin gerçek zararı ise tazminat miktarının belirlenmesinde esas alınacak değerlendirme tarihine göre belirlenecek olup bu tarihe göre tapusu iptal edilen taşınmazın niteliği ve değeri belirlenmelidir. Taşınmazın niteliği arazi ise net gelir metodu yöntemi ile arsa vasfında ise değerlendirme gününden önceki özel amacı olmayan emsal satışlara göre hesaplanması suretiyle gerçek değer belirlenmelidir.

3. Değerlendirme

1. Bölge adliye mahkemelerinin nihai kararlarının bozulması 6100 sayılı Kanun'un 371 inci maddesinde yer alan sebeplerden birinin varlığı hâlinde mümkündür.

2. Dava konusu 6472 parsel sayılı taşınmazın davacı tarafından üzerinde şerh olmaksızın 15.01.2001 tarihinde satış yoluyla edinildiği, tamamının kesinleşmiş orman sınırları içinde kaldığından, Aliağa 1. Asliye Hukuk Mahkemesinin 2014/54 Esas, 2015/121 Karar sayılı kararı ile tapusunun iptal edildiği, orman olarak Hazine adına tesciline karar verildiği, kararın Yargıtay (Kapatılan) 20. Hukuk Dairesinin 2016/20 Esas, 2017/5585 Karar sayılı kararı ile düzeltilmek suretiyle onandığı ve 08.09.2017 tarihinde kesinleştiği anlaşılmıştır.

3. Tapu kaydı mahkeme kararı ile iptal edilen arsa niteliğindeki taşınmaza emsal karşılaştırması yapılarak değer biçilmesinde ve taşınmazın gerçek bedelinin 4721 sayılı Kanun’un 1007 nci maddesi gereğince davalı Hazineden tahsiline karar verilmesinde bir isabetsizlik görülmemiştir.

4.Dava konusu taşınmazın üzerinde bulunan yapılara resmî birim fiyatları esas alınarak yıpranma payı düşülmek suretiyle tespit edilmesi doğrudur.

5. Temyizen incelenen karar, tarafların karşılıklı iddia ve savunmalarına, dayandıkları belgelere, uyuşmazlığa uygulanması gereken hukuk kuralları ile hukuki ilişkinin nitelendirilmesine, dava şartlarına, yargılama ve ispat kuralları ile kararda belirtilen gerekçelere göre usul ve kanuna uygun olup temyiz dilekçelerinde ileri sürülen nedenler kararın bozulmasını gerektirecek nitelikte görülmemiştir.

VI. KARAR

Açıklanan sebeplerle;

Taraf vekillerinin yerinde görülmeyen tüm temyiz itirazlarının reddiyle usul ve kanuna uygun Bölge Adliye Mahkemesi kararının 6100 sayılı Kanun'un 370 inci maddesinin birinci fıkrası uyarınca ONANMASINA,

Davalı Hazine harçtan muaf olduğundan harç alınmasına yer olmadığına, davacıdan peşin alınan temyiz harcının Hazineye irat kaydedilmesine,

Dosyanın İlk Derece Mahkemesine, kararın bir örneğinin Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine,

18.04.2024 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.