"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ:Asliye Hukuk Mahkemesi
SAYISI : 2022/257 Esas, 2023/539 Karar
DAVA TARİHİ: 18.12.2019
KARAR : Kabul
Taraflar arasında İlk Derece Mahkemesinde görülen ve istinaf incelemesinden geçen kamulaştırmasız el atılan taşınmazlar bedelinin tahsili davasında verilen karar hakkında yapılan temyiz incelemesi sonucunda Dairece, Bölge Adliye Mahkemesi kararının kaldırılmasına ve İlk Derece Mahkemesi kararının bozulmasına karar verilmiştir.
İlk Derece Mahkemesince bozmaya uyularak yeniden yapılan yargılama sonucunda; davanın kabulüne karar verilmiştir.
İlk Derece Mahkemesi kararı davalı idare vekili tarafından temyiz edilmekle; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:
I. DAVA
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle;...Mevkii 101 ada 277 parsel ve 115 ada 1 parsel sayılı taşınmazların ırmak yatağının yer değiştirmesi nedeniyle tamamen ırmak içerisinde kaldığını, taşınmazların kullanılması ve üzerlerinde tarım faaliyeti yapılabilmesinin mümkün olmadığını belirterek el atılan taşınmazlar bedelinin davalı idareden tahsilini talep etmiştir.
II. CEVAP
Davalı idare vekili cevap dilekçesinde özetle; haksız ve hukuki mesnetsiz açılan davanın öncelikle husumet, hak düşürücü süre ve zamanaşımı nedeniyle, kabul edilmediği takdirde esastan reddine, Mahkeme masrafları ile ücreti vekâletin davacı üzerinde bırakılmasına karar verilmesini talep etmiştir.
III. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI
İlk Derece Mahkemesinin 03.02.2021 tarihli ve 2019/535 Esas, 2021/39 Karar sayılı kararıyla davanın usulden reddine karar verilmiştir.
IV. İSTİNAF
A. İstinaf Yoluna Başvuranlar
İlk Derece Mahkemesinin 21.06.2021 tarihli ve 2021/1450 Esas, 2021/1440 Karar sayılı kararına karşı süresi içinde davacı vekili istinaf başvurusunda bulunmuştur.
B. Gerekçe ve Sonuç
Bölge Adliye Mahkemesinin 21.06.2021 tarihli ve 2021/1450 Esas, 2021/1440 Karar sayılı kararıyla davacı vekilinin istinaf başvurusunun esastan reddine karar verilmiştir.
V. BOZMA VE BOZMADAN SONRAKİ YARGILAMA SÜRECİ
A. Bozma Kararı
1. Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davacı vekili temyiz isteminde bulunmuştur.
2. Dairemizce yapılan temyiz incelemesi sonucunda; 7103 sayılı Kanun ile değişik 2942 sayılı Kamulaştırma Kanunu'nun (2942 sayılı Kanun) 12 nci maddesinin altıncı fıkrası, baraj sahasına mücavir taşınmazların, mal sahibinin talebi üzerine çevresinin sosyal, ekonomik veya yerleşme düzeninin bozulmuş olması halinde, mal sahibinin taşınmazdan yararlanma imkanı kalmadığı hallerde kamulaştırma usulünü düzenlemektedir. Bu madde kapsamında kalan taşınmazlar baraj sahasına mücavir olup kamulaştırma sahası dışında kalan ve fiilen de el atılmayan taşınmazlar olup ilgili maddenin davada uygulanma yeri bulunmamaktadır. Tapu Kadastro Genel Müdürlüğünün parsel sorgu sisteminde yapılan gözlem de dikkate alındığında, dava konusu Çorum ili, Laçin ilçesi, Kuyumcu köyü, Bayındır Mevkii 101 ada 277 parsel ve 115 ada 1 parsel sayılı taşınmazların fiilen baraj göl sahasında, sular altında kaldığı ve kullanılamaz hale geldiği anlaşılmaktadır. Bu itibarla; mahallinde bilirkişi kurulu eşliğinde keşif yapılmak suretiyle el atma olgusunun ve meydana gelen zararın kalıcı olup olmadığı belirlenip kalıcı olduğunun tespiti halinde kamulaştırmasız el atmanın gerçekleştiği kabul edilerek, işin esasına girilip sonucuna göre karar verilmesi gerekirken, yazılı gerekçeyle davanın reddine karar verilmesi hatalı olduğundan kararın bozulmasına karar verilmiştir.
B. İlk Derece Mahkemesince Bozmaya Uyularak Verilen Karar
İlk Derece Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile uyulan bozma kararı gereğince davanın kabulüne karar verilmiştir.
VI. TEMYİZ
A. Temyiz Yoluna Başvuranlar
İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davalı idare vekilinin temyiz isteminde bulunmuştur.
B. Temyiz Sebepleri
Davalı idare vekili temyiz dilekçesinde özetle; dosyada görevsizlik kararı verilerek idari yargıya gönderilmesi gerektiğini, dava dilekçesinde ileri sürülen hususun doğal afet olup idarenin bir kusuru olmadığını, 1976 yılında yapılan kadastroda Kızılırmak Nehrinin taşınmazın içerisinden geçtiğini, 4721 sayılı Türk Medeni Kanunu’nun 708 inci maddesi gereği 10 yıllık dava açma süresinin dolduğunu, davanın hak düşürücü süre nedeniyle reddi gerektiğini, %15’ten %50’ye çıkarılan objektif değer artış oranına itiraz ettiklerini, 2. sınıf arazi vasfındaki taşınmaza kapitalizasyon faiz oranının %4 alınması hatalı olup vekâlet ücreti yönünden de kararın bozulması gerektiğini ileri sürmüştür.
C. Gerekçe
1. Uyuşmazlık ve Hukukî Nitelendirme
Uyuşmazlık, ... olarak davacı tapu maliki ile davalı idare arasındaki kamulaştırmasız el atılan taşınmazın değerinin biçilmesi ile bedelinin tahsili istemine ilişkindir.
2. İlgili Hukuk
1. 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun (6100 sayılı Kanun) 369 uncu maddesinin birinci fıkrası ile 370 ve 371 inci maddeleri.
2. Yargıtay İçtihadı Birleştirme Büyük Genel Kurulunun, 16.05.1956 tarihli ve 1956/1 Esas, 1956/6 Karar sayılı kararının ilgili bölümü şöyledir. "...Usûlü dairesinde istimlak muamelesine tevessül edilmeksizin gayrimenkulü yola kalbedilen şahsın, esas itibarıyla gayrimenkulünü yola kalbeden amme hükmi şahsiyeti aleyhine meni müdahale davası açmağa hakkı olduğuna, ancak dilerse bu fiili duruma razı olarak, mülkiyet hakkının amme hükmi şahsiyetine devrine karşılık gayrimenkulünün bedelinin tahsilini de dava edebileceğine ve isteyebileceği bedelin de mülkiyet hakkının devrine razı olduğu tarih olan dava tarihindeki bedel olduğuna 16.05.1956 tarihinde ilk toplantıda karar verildi."
3.Yargıtay İçtihadı Birleştirme Büyük Genel Kurulunun, 16.05.1956 tarihli ve 1954/1 Esas, 1956/7 Karar sayılı kararı ile "...Usûlü dairesinde istimlak muamelesine tevessül edilmesizin gayrimenkulü yola kalbedilen şahsın, gayrimenkulünün bedelinin tahsiline ilişkin olarak, gayrimenkulünü yola kalbeden hükmü şahsiyeti aleyhine açacağı bedel davasında müruruzamanın mevzuubahis olamayacağına ve bu itibarla da hadisede Borçlar Kanunu'nun 66. Maddesinin tatbik kabiliyeti bulunmadığına..." karar verilmiştir.
4. 2942 sayılı Kanun’un 11 inci maddesi.
3. Değerlendirme
1. Temyiz olunan nihai kararlarının bozulması 6100 sayılı Kanun'un 371 inci maddesi ile 369 uncu maddesinin birinci fıkrasında yer alan sebeplerden birinin varlığı hâlinde mümkündür.
2. Dosyada bulunan bilgi ve belgelere, kararın dayandığı gerekçelere göre;...Mevkii 101 ada 277 parsel ve 115 ada 1 parsel sayılı taşınmaza 2942 sayılı Kanun'un 11 inci maddesinin birinci fıkrasının (f) bendi uyarıncanet gelir yöntemine göre değer biçilmesinde, alınan rapor uyarınca bedelinin davalı idareden tahsiline karar verilmesi yerindedir.
3. Temyizen incelenen mahkeme kararının bozmaya uygun olduğu, kararda ve kararın gerekçesinde hukuk kurallarının somut olaya uygulanmasında bir isabetsizlik bulunmadığı, verilen karar kararda belirtilen gerekçelere göre usul ve kanuna uygun olup temyiz dilekçesinde ileri sürülen nedenler kararın bozulmasını gerektirecek nitelikte görülmemiştir.
VI. KARAR
Açıklanan sebeplerle;
Davalı idare vekilinin yerinde görülmeyen tüm temyiz itirazlarının reddiyle usul ve kanuna uygun kararın ONANMASINA,
Davalı idare harçtan muaf olduğundan harç alınmasına yer olmadığına,
08 .05.2024 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.