Logo

5. Hukuk Dairesi2023/11544 E. 2024/4972 K.

Yapay Zeka Özeti

Uyuşmazlık: Kesinleşen orman tahdit sınırı içerisinde kalan taşınmaz nedeniyle uğranılan zararın tazmini istemine ilişkindir.

Gerekçe ve Sonuç: Taşınmazın kesinleşen orman tahdit sınırı içinde kalması nedeniyle davacıların mülkiyet hakkının kısıtlanması sebebiyle 4721 sayılı Kanun'un 1007. maddesi gereğince tazminat hakkı doğduğu ve taşınmazın gerçek bedelinin net gelir metoduna göre hesaplanarak Hazine'den tahsiline karar verilmesi gerektiği gözetilerek, yerel mahkeme kararının onanmasına karar verilmiştir.

Karar Metni

"İçtihat Metni"

MAHKEMESİ: İzmir Bölge Adliye Mahkemesi 5. Hukuk Dairesi

SAYISI : 2021/1633 Esas, 2023/2037 Karar

ASIL VE BİRLEŞTİRİLEN.

ASIL VE BİRLEŞTİRİLEN

BİRLEŞTİRİLEN DAVADA

KARAR : Yeniden esas hakkında verilen karar

İLK DERECE MAHKEMESİ: Bodrum 2. Asliye Hukuk Mahkemesi

SAYISI : 2018/692 Esas, 2020/328 Karar (Birleştirilen Bodrum 4. Asliye Hukuk Mahkemesinin 2016/58 Esas, 2016/23 Karar, Bodrum 1. Asliye Hukuk Mahkemesinin 2017/33 Esas, 2017/29 Karar sayılı dosyaları)

Taraflar arasındaki taşınmazın kesinleşen orman tahdit sınırı içinde kalması nedeniyle uğranılan zararın 4721 sayılı Türk Medenî Kanunu’nun (4721 sayılı Kanun) 1007 nci maddesi gereği tazmini istemine ilişkin asıl dava ile kesinleşen orman kadastrosuna dayalı tapu iptali ve tescil istemine ilişkin birleştirilen davada yapılan yargılama sonunda İlk Derece Mahkemesince asıl davada davalı ... Genel Müdürlüğü yönünden pasif husumet yokluğundan davanın reddine, birleştirilen 2016/58 Esas sayılı davada davalı ... yönünden davanın kabulüne, birleştirilen 2017/33 Esas sayılı davanın kabulüne karar verilmiştir.

Kararın taraf vekillerince istinaf edilmesi üzerine Bölge Adliye Mahkemesince başvurunun kabulü ile İlk Derece Mahkemesi hükmü kaldırılarak, davanın yeniden görülmesi için dosyanın kararı veren İlk Derece Mahkemesine gönderilmesine karar verilmiştir.

Bölge Adliye Mahkemesinin kaldırma kararı üzerine yeniden yargılama yapan İlk Derece Mahkemesince asıl davada davalı; Orman Genel Müdürlüğü yönünden pasif husumet yokluğundan davanın reddine, birleştirilen 2016/58 Esas sayılı davada davalı ... yönünden davanın kabulüne, birleştirilen 2017/33 Esas sayılı davanın kabulüne karar verilmiştir.

Kararın davacılar ve davalı Hazine vekillerince istinaf edilmesi üzerine, Bölge Adliye Mahkemesince başvurunun kabulü ile İlk Derece Mahkemesi kararı kaldırılarak yeniden esas hakkında hüküm kurulmak suretiyle asıl davanın davalı ... Genel Müdürlüğü yönünden pasif husumet yokluğu nedeniyle reddine, birleştirilen 2016/58 Esas sayılı davada davalı Hazine yönünden kısmen kabulüne, birleştirilen 2017/33 Esas sayılı davada karar verilmesine yer olmadığına karar verilmiştir.

Bölge Adliye Mahkemesinin kararı davalı Hazine vekili tarafından temyiz edilmekle; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:

I. DAVA

1. Davacılar vekili asıl ve birleştirilen 2016/58 Esas sayılı davanın dava dilekçesinde özetle; dava konusu ... Mahallesi 141 ada 25 parsel sayılı taşınmazın bir kısmının kesinleşmiş orman tahdit sınırları içerisinde kaldığından bahisle, taşınmazın orman tahdit sınırları içinde kalan kısmının tapu kaydının iptali ile, orman vasfı ile ... adına tesciline; orman tahdit sınırları içerisinde kalan kısmının bedelinin tespiti ile belirsiz alacak davası olarak şimdilik 5.000,00 TL tazminatın, dava tarihinden itibaren işleyecek yasal faiziyle birlikte davalı ... İdaresinden tahsili ile davacıya ödenmesine karar verilmesini talep ve dava etmiş, birleştirilen 2016/58 Esas sayılı dava dosyasında ise orman tahdit sınırları içerisinde kalan kısmının bedelinin tespiti ile belirsiz alacak davası olarak şimdilik 5.000,00 TL tazminatın dava tarihinden itibaren işleyecek yasal faiziyle birlikte davalı ... Hazinesinden tahsili ile davacıya ödenmesine; 25.04.2017 tarihli ıslah dilekçesi ile de toplam, 1.683.736,45 TL tazminatın, 5.000,00 TL'sinin dava tarihi olan 19.02.2016 tarihinden itibaren; kalan 1.678.736,45 TL'sinin ise, ıslah tarihinden itibaren yasal faizi ile birlikte davalı ... Hazinesinden tahsiline karar verilmesini talep etmiştir.

2. Birleştirilen 2017/33 Esas sayılı dosya davacısı Orman Genel Müdürlüğü vekili dava dilekçesinde özetle; davalının maliki bulunduğu... Mahallesi 141 ada 25 parsel sayılı taşınmazın bir kısmının kesinleşmiş orman tahdit sınırları içerisinde kaldığından bahisle, taşınmazın kesinleşmiş orman tahdit sınırları içerisinde kalan kısmının davalı adına olan tapu kaydının iptali ile orman vasfı ile Hazine adına tapuya kayıt ve tesciline karar verilmesini dava etmiştir.

II. CEVAP

1. Davalı Hazine vekili cevap dilekçesinde özetle; dava dilekçesinde talebin dayanağının 3402 sayılı Kadastro Kanunu'nun 22/A madde uygulamasından kaynaklandığının anlaşıldığı, taşınmazın bulunduğu bölgede 1966 yılında kesinleşmiş 6831 sayılı Orman Kanunu'nun (6831 sayılı Kanun) 1 inci maddesine göre yapılan orman tahdidi ve 1987 yılında kesinleşmiş 6831 sayılı Kanun'un 2896 sayılı kanun'la değişik 2 nci madde ve 2/B maddesi uyarınca yapılan çalışma ve çiftlik mahallesi çalışma alanı içinde 26.05.2015 tarihinde ilan edilen 4999 sayılı Kanun ile değişik 6831 sayılı Kanun'un 9 uncu maddesi kapsamında düzeltme çalışmaları yapıldığını, kesinleşen 1966 yılı Orman Kadastrosuna göre orman sınırları içerisinde yer alan dava konusu taşınmazın özel mülkiyete konu edilmesinin mümkün olmadığını, bu hal ve şartlar dahilinde orman vasfı kesinleşmiş bir taşınmaza daha sonradan arazi kadastrosu sonucu tapu verilmesinin söz konusu tapunun hukuki anlamda geçersizliğini etkilemediğini, orman kadastrosuna göre kesinleşmiş orman sınırları içerisinde yer alan bir taşınmaza verilen bir tapunun hukuki geçerliliğinin olmadığını, tazminat yönünden davanın tefrik edilmesi, usul ve kanun hükümlerine aykırı olarak açılan davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.

2. Davalı-birleştirilen dava davacısı Orman Genel Müdürlüğü vekili cevap dilekçesinde özetle; dava konusu taşınmazın müvekkili idare tarafından teknik olarak incelenmesi sonucu 1966 yılında kesinleşmiş orman tahdit sınırları içerisinde kaldığının tespit edildiğini, Çiftlik köyünde 6831 sayılı Kanunu'nun 1 inci maddesine göre yapılan orman tahdit çalışmalarına 1965 yılında başlanmış; 21 nolu orman tahdit komisyonu tarafından 02.12.1965 tarihinde çalışmaların ilan edildiğini ve 1966 yılında kesinleştiğini, dava konusu taşınmazın 1966 yılında kesinleşen orman tahdit sınırları içerisinde kaldığını, 6831 sayılı Kanun'un 2 nci madde ve 2/B uygulamalarına ilişkin çalışmalarında 1987 tarihinde ilan edilerek kesinleştiğini, bu çalışmalar ile de taşınmazın orman sınırları dışına çıkarılmadığını, 4999 sayılı Kanun ile değişik 6831 sayılı Kanunu'nun 9 uncu maddesi kapsamında vasıf ve mülkiyet değişikliği dışında düzeltme çalışmaları yapılmış olup, çalışmaların 26.05.2015 tarihinde ilan edildiğini belirterek davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.

III. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI

İlk Derece Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile asıl dava da davalı ... Genel Müdürlüğü yönünden pasif husumet yokluğundan davanın reddine, birleştirilen 2016/58 Esas sayılı davada davalı ... yönünden davanın kabulüne ve taşınmazın gerçek bedelinin 4721 sayılı Kanun'un 1007 nci maddesi uyarınca davalı Hazineden tahsiline, davacılar adına olan taşınmazın 13.11.2019 havale tarihli bilirkişi raporuna ekli krokide (A) harfi ile gösterilen 30.613,39 m²lik kısmının tapusunun iptali ile ... adına orman vasfı ile tapuya kayıt ve tesciline birleştirilen 2017/33 Esas sayılı davada karar verilmesine yer olmadığına karar verilmiştir.

IV. İSTİNAF

A. İstinaf Yoluna Başvuranlar

İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davacılar ve davalı Hazine vekilleri istinaf başvurusunda bulunmuştur.

B. İstinaf Sebepleri

1. Davacılar vekili istinaf dilekçesinde özetle; dava konusu taşınmaz için tespit edilen m² birim bedelinin çok düşük olduğunu, bilirkişi raporundaki tespit edilen birim bedelin belediye emlak rayiç değerinden düşük olmaması gerektiğini, münavebeye zeytin ürününün de dahil edilmemesinin hatalı olduğunu, dosyadaki bilirkişi kurulu raporları arasındaki çelişki giderilmeden karar verildiğini, davalı ... İdaresi yönünden de davanın kabulüne karar verilmesi gerekirken husumet yokluğu nedeniyle reddine karar verilmesinin doğru olmadığını belirterek İlk Derece Mahkeme kararının kaldırılmasını talep etmiştir.

2. Davalı Hazine vekili istinaf dilekçesinde özetle; İlk Derece Mahkemesi kararının usul ve kanuna aykırı olduğunu, taşınmazın kesinleşmiş orman tahdit sınırları içerisinde kalması nedeniyle orman vasfında olduğundan davacının tazminat talep etme hakkının bulunmadığını, müvekkili ... yönünden de davanın husumet nedeniyle reddi gerektiğini, davanın Orman Genel Müdürlüğüne yöneltilmesi gerektiğini, davacının zararının tapu kaydının iptali ile ... adına tescilinin kesinleştiği tarihte gerçekleşeceğini, bu nedenle tapu iptal ve tescil kararının kesinleştiği tarihten itibaren faiz işletilmesi gerektiğini, hükmedilen tazminatın yüksek belirlendiğini belirterek İlk Derece Mahkemesi kararının kaldırılması istemiyle istinaf talebinde bulunmuştur.

C. Gerekçe ve Sonuç

Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile arazi niteliğindeki taşınmaza, tapu iptal ve tescil davası kesinleşmeden tazminat davası açılmış olması nedeni ile dava tarihinin değerlendirme tarihi olarak esas alınmasında ve gelir metodu kullanılmak sureti ile değer biçilmesinde yöntem itibarıyla bir isabetsizlik görülmemiş, ancak 2016 yılı Bodrum İlçe Tarım ve Orman Müdürlüğünce düzenlenen buğday ve fiğ ürünlerine ilişkin maliyet cetveline göre ve üretim gideri, brüt gelirin 1/3'ü oranında alınarak net gelirin hesaplanması gerektiğinden, usul ekonomisi de dikkate alınarak, yeniden hesaplanması ile 30.613,39 m² miktarlı taşınmazın bedeli 857.787,19 TL olarak tespit edilmiş, davacıların talebi ile bağlı kalınarak dava ve ıslah tarihinden işletilen faizi ile tahsiline taşınmaz hissedarları davacılar ... ve ...'un rızai terkleri sonucu 141 ada 25 parselden ifrazen oluşan, 141 ada 51 parsel sayılı 30.613,39 m² miktarlı taşınmaz olarak orman vasfı ile ... adına tescilinin yapıldığı anlaşılmakla, davacıların tapu iptal ve tescil taleplerinin konusu kalmadığından, bu talep yönünden karar verilmesine yer olmadığına karar verilmiştir. Birleştirilen Bodrum 1. Asliye Hukuk Mahkemesinin 2017/33 Esas, 2017/29 Karar sayılı tapu iptal ve tescil istemli davanın da konusu kalmadığı anlaşılmakla birlikte, davalı ... İdaresi davasında dava tarihi itibariyle haksız olduğundan, davalı ... İdaresinin yargılama giderlerinden ve vekâlet ücretinden sorumlu tutulması gerektiği, kabule göre de; davacıların talebi aşılmak suretiyle hüküm altına alınan 343.523,42 TL tazminatın, Mahkemece verilen tapu iptali ve tescil hükmünün kesinleşmesinden itibaren yasal faizi ile birlikte davalı ... Hazinesinden tahsiline yönelik karar verilmiş olması doğru görülmediği gerekçeleriyle hükmün düzeltilerek yeniden esas hakkında hüküm kurulmuştur.

V. TEMYİZ

A. Temyiz Yoluna Başvuranlar

Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davalı Hazine vekili temyiz isteminde bulunmuştur.

B. Temyiz Sebepleri

Davalı Hazine vekili temyiz dilekçesinde özetle; istinaf dilekçesinde ileri sürdüğü sebepleri tekrar etmiş, ayrıca davacılar tarafından bedelsiz şekilde ferağ talep ettiklerinden tazminat talebi yönünden de karar verilmesine yer olmadığına karar verilmesi gerektiğini ileri sürmüştür.

C. Gerekçe

1. Uyuşmazlık ve Hukukî Nitelendirme

Uyuşmazlık, 4721 sayılı Kanun'un 1007 nci maddesi uyarınca tazminat istemine ilişkindir.

2. İlgili Hukuk

1. 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu'nun (6100 sayılı Kanun) 369 uncu maddesinin birinci fıkrası ile 370 ve 371 inci maddeleri.

2. 4721 sayılı Kanun'un “Sorumluluk” başlıklı 1007 nci maddesinin birinci fıkrası şöyledir:

“Tapu sicilinin tutulmasından doğan bütün zararlardan Devlet sorumludur.”

3. Yargıtay Hukuk Genel Kurulunun 18.11.2009 tarihli ve 2009/4 - 383 Esas, 2009/517 karar sayılı kararında tapu işlemlerinin kadastro tespit işlemlerinden başlayarak birbirini takip eden işlemler olduğu, tapu kütüğünün oluşumu aşamasındaki kadastro işlemleri ile tapu işlemleri bir bütün oluşturduğundan bu kayıtlarda yapılan hatalardan 4721 sayılı Kanun'un 1007 nci maddesi anlamında Devletin sorumlu olduğunun kabulünün gerektiği, Devletin sorumluluğunun kusursuz sorumluluk olduğu, bu işlemler nedeniyle zarar görenlerin 4721 sayılı Kanun'un 1007 nci maddesi gereğince zararlarının tazmini için Hazine aleyhine adlî yargıda dava açabilecekleri belirtilmiştir.

4. 4721 sayılı Kanun'un 1007 nci maddesi uyarınca kabul edilen Devletin sorumluluğu, tapu sicilinin önemi ve kişilerin bu sicile olan ... duygularını sağlamak bakımından aynî hakkının saptanması, herkese açık tutulmasında tekel hakkı sağlayan bir sicil olması Esasına dayanmaktadır. Bu sorumluluk, asıl ve nesnel (objektif) bir sorumluluk olduğundan zarara uğrayan zararının ödetilmesini doğrudan Devletten isteyebilir.

5. 4721 sayılı Kanun'un 1007 nci maddesi gereğince açılan davalarda, tapu kaydının iptali nedeniyle tapu sahibinin oluşan gerçek zararı neyse tazminatın miktarı da o kadar olmalıdır. Gerçek zarar, tapu kaydının iptali nedeniyle tapu malikinin mal varlığında meydana gelen azalmadır. Tazminat miktarı zarar verici eylem gerçekleşmemiş olsaydı zarar görenin mal varlığı ne durumda olacak idiyse aynı durumun tesis edilebileceği miktarda olmalıdır. Zarara uğrayan kişinin gerçek zararı ise tazminat miktarının belirlenmesinde Esas alınacak değerlendirme tarihine göre belirlenecek olup bu tarihe göre tapusu iptal edilen taşınmazın niteliği ve değeri belirlenmelidir. Taşınmazın niteliği arazi ise net gelir metodu yöntemi ile arsa vasfında ise değerlendirme gününden önceki özel amacı olmayan emsal satışlara göre hesaplanması suretiyle gerçek değer belirlenmelidir.

3. Değerlendirme

1. Bölge adliye mahkemelerinin nihai kararlarının bozulması 6100 sayılı Kanun’un 371 inci maddesi ile 369 uncu maddesinin birinci fıkrasında yer alan sebeplerden birinin varlığı hâlinde mümkündür.

2. Dava konusu... Mahallesi 141 ada 25 parsel sayılı taşınmazın davacılar murisi tarafından 19.08.2011 tarihinde satın alındığı, taşınmazın tapu kaydında orman sınırları içinde kaldığına dair herhangi bir şerh bulunmadığı, bilirkişi raporu ile taşınmazın fen bilirkişisi tarafından düzenlenen krokide (A) harfi ile gösterilen 30.613,39 m²lik kısmının kesinleşmiş orman sınırları içerisinde devlet ormanı sayılan yerde kaldığının tespit edildiği ve böylece mülkiyet hakkı kısıtlandığından 4721 sayılı Kanun'un 1007 nci maddesi gereği tazminat hakkı doğduğunun kabulü doğrudur.

3. Dava konusu taşınmazın hükme esas alınan bilirkişi kurulu raporunda belirtilen özelliklerine ve dosya kapsamına göre arazi niteliğinde kabulü ile net gelir metoduna göre değer biçilmesine ve taşınmazın gerçek bedelinin 4721 sayılı Kanun’un 1007 nci maddesi gereğince davalı Hazineden tahsiline, tapu kayıtlarının iptali ile orman vasfı ile Hazine adına tapuya kayıt ve tesciline karar verilmesi yerindedir.

4. Temyizen incelenen karar, tarafların karşılıklı iddia ve savunmalarına, dayandıkları belgelere, uyuşmazlığa uygulanması gereken hukuk kuralları ile hukuki ilişkinin nitelendirilmesine, dava şartlarına, yargılama ve ispat kuralları ile kararda belirtilen gerekçelere göre usul ve kanuna uygun olup temyiz dilekçesinde ileri sürülen nedenler kararın bozulmasını gerektirecek nitelikte görülmemiştir.

VI. KARAR

Açıklanan sebeplerle;

Davalı Hazine vekilinin yerinde görülmeyen tüm temyiz itirazlarının reddi ile usul ve kanuna uygun Bölge Adliye Mahkemesi kararının 6100 sayılı Kanun’un 370 inci maddesinin birinci fıkrası uyarınca ONANMASINA,

Davalı Hazine harçtan muaf olduğundan harç alınmasına yer olmadığına,

Dosyanın İlk Derece Mahkemesine, kararın bir örneğinin Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine,

29.04.2024 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.