"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ : İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 35. Hukuk Dairesi
SAYISI : 2022/2187 Esas, 2022/2642 Karar
KARAR : Esastan ret
İLK DERECE MAHKEMESİ : Büyükçekmece 6. Asliye Hukuk Mahkemesi
SAYISI : 2021/368 Esas, 2021/404 Karar
Taraflar arasındaki 10.08.2017 tarihli kat malikleri kurulu toplantısı ve bu toplantıda alınan kararların iptali davasında yapılan yargılama sonunda İlk Derece Mahkemesince davanın pasif husumet yokluğundan reddine karar verilmiştir.
Kararın davacı ve davalılar vekili tarafından istinaf edilmesi üzerine, Bölge Adliye Mahkemesince başvurunun esastan reddine karar verilmiştir.
Bölge Adliye Mahkemesi kararı davacı ve davalılar vekili tarafından temyiz edilmekle; temyiz şartı ve diğer usûl eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:
I. DAVA
Davacı dava dilekçesinde özetle; kat mülkiyetine tabi İstanbul ili, Esenyurt İlçesi, ... Mahallesi, 138 ada 5 parselde kayıtlı ana gayrimenkulde Kat Malikleri Kurulunun 10.08.2017 tarihli olağanüstü toplantısında alınan kararların yanlış olduğunu, toplantı davet usulüne uyulmadan toplantı yapıldığını, oy nisabına uyulmadığını bu sebeple 634 sayılı Kat Mülkiyeti Kanunu'na (634 sayılı Kanun) aykırı olduğunu iddia ederek kat malikleri kurulu kararının iptaline karar verilmesini istemiştir.
II. CEVAP
Davalılar vekili cevap dilekçesinde özetle; tenis kortlarının yapımı konusunda toplu yapı temsilciler kurulu üyelerine olağanüstü ve tek gündem maddeli toplantı günü tebliğ edildiğini, birinci gün çoğunluk sağlanamadığından ikinci gün gelenlerle nisap aranmadan tenis kortlarının yapılması için karar alındığını, yönetim planı gereğince 732 villadan oluşan ... Evler Sitesi'nin toplu yapı statüsünde olduğunu, ada (parsel) temsilcilerinin kendi parsellerinden seçilerek toplu yapı temsilciler kurulunu oluşturduklarını, davacının geçmişten bu yana tüm kurul kararlarına dava açmakta olduğunu savunarak davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
III. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI
İlk Derece Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile davacı tarafından davalı aleyhine açılan davanın pasif taraf ehliyeti yokluğundan usulden reddine karar verilmiştir.
IV. İSTİNAF
A. İstinaf Yoluna Başvuranlar
İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davacı ve davalılar vekili istinaf başvurusunda bulunmuştur.
B. İstinaf Sebepleri
1. Davacı istinaf dilekçesinde özetle; olmayan toplu yapının toplu yapı tanımlı toplantısının olamayacağını, dava ile 10.08.2017 tarihli ... Evler Sitesi toplu yapı temsilciler olağanüstü genel kurul toplantısının iptalinin talep edildiğini, sitenin toplu yapı niteliğinde olmadığının Bölge Adliye Mahkemesi kararı ile tespit edildiğini, site yönetiminin dava konusu toplantıyı gerçekleştiren temsilciler kurulu üyelerinin isim ve adreslerini gizlediğini, ... Evler Sitesinin konumu, kapsamı ve sınırlarının belli olmadığını, onaylı vaziyet planının bulunmadığını, tek bir yönetim planının da olmadığını, toplantının ilgisiz ve yetkisiz kişilerin katılımıyla yapıldığını, toplantıya katılan kişilerin temsil ettiğini iddia ettiği ada ve parsellerin tamamının davaya konu site kapsamında olmadığını belirterek kararın kaldırılmasını talep etmiştir.
2. Davalılar istinaf dilekçesinde özetle; davacının ... Evler Toplu Yapı Sitesinde 138 ada 5 parsel 24 safir nolu bağımsız bölümün maliki olduğunu, sitede 5711 sayılı Kanun öncesinde tapu sicili beyanlar hanesinde yönetim planının işlendiğini, parsellerle birlikte toplu yapı tanımlamasına sahip olduğunu, 5711 sayılı Kanun'un geçici 3 üncü maddesi uyarınca 123 ada 9 parsel kat malikleri kurulunca alınan karar uyarınca yönetim planı değişikliği yapıldığını, 19.12.2008 tarihinde tapuya işlendiğini, daha sonra geçici 3 üncü madde hükmündeki 6 aylık sürenin kaldırıldığını, yaşanan sorunlar üzerine tapu sicilinin beyanlar hanesine 07.12.2018 tarihinde toplu yapı beyanı vardır şerhinin işlendiğini, toplu yapı olup olmadığı hususunun hukuki nitelendirme gerektirdiğini, sitenin toplu yapı olduğunu, ortak yönetim şekli bulunduğunu, Sulh Hukuk Mahkemesinin görevli olduğunu belirterek görevsizlik kararı verilmesi gerektiğini belirterek kararın kaldırılmasını istemiştir
C. Gerekçe ve Sonuç
Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile sitede toplu yapı yönetiminin bulunmadığı, 634 sayılı Kanun hükümlerinin uygulanamayacağı, pasif husumetin tüm paydaşlara ait olduğu gerekçesiyle pasif husumet yokluğu nedeniyle davanın usulden reddine ilişkin, mahkeme kararının usul ve esas yönünden hukuka uygun olduğu anlaşıldığından davacı ve davalılar vekilinin istinaf başvurusunun esastan reddine karar verilmiştir.
V. TEMYİZ
A. Temyiz Yoluna Başvuranlar
Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davacı ve davalılar vekili temyiz isteminde bulunmuştur.
B. Temyiz Sebepleri
1. Davacı temyiz dilekçesinde özetle; istinaf dilekçesindeki itirazlarını ileri sürerek kararın eksik inceleme neticesinde verildiğini, davanın kabulüne karar verilmesi gerektiğini ileri sürmüştür.
2. Davalılar vekili temyiz dilekçesinde özetle; istinaf dilekçesindeki itirazlarını ileri sürerek kararın eksik inceleme neticesinde verildiğini, davanın aktif husumet nedeniyle reddine karar verilmesi gerektiğini ileri sürmüştür.
C. Gerekçe
1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme
Uyuşmazlık kat malikleri kurulu karanının iptali istemine ilişkindir.
2. İlgili Hukuk
1. 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu'nun (6100 sayılı Kanun) 369 uncu maddesinin birinci fıkrası ile 370 ve 371 inci maddeleri.
2. 634 sayılı Kanun'un 66 ıncı maddesi.
3. Değerlendirme
1. Bölge adliye mahkemelerinin nihai kararlarının bozulması 6100 sayılı Kanun'un 371 inci maddesinde yer alan sebeplerden birinin varlığı hâlinde mümkündür.
2. Dava konusu toplantıların yapıldığı site birden fazla parsel üzerine kurulu olup toplu yapı kapsamında kalmadığı anlaşılmaktadır. Site birden fazla parsel üzerinde kurulu olduğundan, davada kat mülkiyeti hükümleri tatbik edilemez ise de Ülkemizde yaşanan ekonomik ve sosyal gelişme ile nüfus artışının doğurduğu işyeri ve konut ihtiyacının karşılanması amacıyla kooperatifler eliyle inşa edilen toplu yapıların kullanıma başlandığı bilinen bir gerçektir. Bu nitelikteki toplu yapılaşmalarda maliklerin ortak kullanımına ayrılmış tesis ve alanlarda ısıtma, aydınlatma, temizlik yapılması ve bu yerlerin bir disiplin içinde bakılıp, onarılması, sonucu itibarıyla yönetilmesi ve yönetim giderlerini karşılaması gerekmektedir. Bu tür yapıların yönetimiyle ilgili uyuşmazlıklarda 634 sayılı Kanun'un ve 4721 sayılı Türk Medeni Kanunu'nun toplu mülkiyete ilişkin hükümleri veya 1163 sayılı Kooperatifler Kanunu'nun uygulanması mümkün değildir.
3. Bu nedenle, özellikle yönetim ve davada. taraf olabilme ehliyeti yönünden doğan yasal boşluğun doldurulmaması tüm maliklerin birlikte dava açabileceğinin veya masrafı yapan kişinin diğer maliklere karşı rücu davası açabileceğinin kabul edilmesi uyuşmazlıkları çözümsüzlüğe terk etme sonucunu doğurur. Bu durum karşısında benzer kurum ve kuruluşlar için yasalarımızda öngörülen düzenlemelerden örnekleme yoluyla yararlanarak hak ve adalete, usul ve dava ekonomisine uygun, toplu yapı içinde sosyal barışı sağlayıcı bir çözüm bulunması gerektiğinde duraksamamalıdır. Bu şekilde oluşturulan yönetimin sözleşmeden kaynaklanan yetkileri malikler adına temsilci sıfatıyla kullanabilmeleri için açıklanan sebeplerle tüzel kişiliğinin oluşması da gerekmez.
4. O halde Mahkemece öncelikle davacının kat maliki olup olmadığı, davayı açmakta hukuki yararı bulunup bulunmadığı, aktif husumet ehliyetinin olup olmadığı araştırılmalı, daha sonra dava konusu site yönetim planının birlikte yönetime ilişkin birbirini bağlayıcı hükümleri bulunup bulunmadığı değerlendirilerek husumet ehliyeti yönünden bir karar verilmelidir.
5. Mahkemece tüm bu hususlar gözetilmeksizin eksik araştırma ve inceleme neticesinde yazılı olduğu şekilde karar verilmesi doğru görülmemiştir.
VI. KARAR
Açıklanan sebeplerle;
1. Davacı ve davalı vekilinin temyiz itirazlarının kabulü ile temyiz olunan, İlk Derece Mahkemesi kararına karşı istinaf başvurusunun esastan reddine ilişkin Bölge Adliye Mahkemesi kararının ORTADAN KALDIRILMASINA,
2. İlk Derece Mahkemesi kararının BOZULMASINA,
Taraflardan peşin alınan temyiz karar harçlarının istek hâlinde iadesine,
Dosyanın İlk Derece Mahkemesine, kararın bir örneğinin Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine,
10.01.2024 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.