"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ: İzmir Bölge Adliye Mahkemesi 5. Hukuk Dairesi
SAYISI : 2021/943 Esas, 2023/2173 Karar
DAVA TARİHİ: 01.07.2019
KARAR : Esastan ret
İLK DERECE MAHKEMESİ: İzmir 14. Asliye Hukuk Mahkemesi
SAYISI : 2019/287 Esas, 2020/261 Karar
Taraflar arasındaki 4650 sayılı Kanun'la değişik 2942 sayılı Kamulaştırma Kanunu'nun (2942 sayılı Kanun) 10 uncu maddesine dayanan kamulaştırma konusu irtifak hakkı ve pilon yeri bedelinin tespiti ve bu hakkın davacı idare adına tescili davasında yapılan yargılama sonunda İlk Derece Mahkemesince davanın kabulüne karar verilmiştir.
Kararın davacı idare vekili tarafından istinaf edilmesi üzerine, Bölge Adliye Mahkemesince başvurunun esastan reddine karar verilmiştir.
Bölge Adliye Mahkemesi kararı davacı idare vekili tarafından süresi içerisinde temyiz edilmiştir.
Bölge Adliye Mahkemesince 28.07.2023 tarihli ek kararla temyiz isteminin miktardan reddine karar verilmiştir.
Ek karar davacı idare vekili tarafından temyiz edilmekle; süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hakimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra, dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:
Dosya içeriğine göre Bölge Adliye Mahkemesince dava miktarı dikkate alınarak temyiz dilekçesinin miktardan reddine karar verilmiş ise de 15.04.2022 tarihli ve 31810 sayılı Resmî Gazete'de yayımlanan Anayasa Mahkemesinin 24.02.2022 tarihli ve 2021/34 Esas, 2022/21 Karar sayılı kararı ile 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun (6100 sayılı Kanun) 341 inci maddesinin 2 nci fıkrasının birinci cümlesinin “kamulaştırma bedelinin tespitine ilişkin davalar” yönünden Anayasa’ya aykırı olduğuna ve iptaline karar verildiği gözetildiğinde; temyiz yoluna başvurulabilen kararları düzenleyen 6100 sayılı Kanun'un 362 nci maddesinin birinci fıkrasının (a) bendi için de aynı hususun uygulanması gerektiğinden temyiz incelemesine konu edilen kararın miktar itibarıyla kesinlik sınırına bakılmaksızın temyizinin olanaklı bulunduğu kabul edilmelidir.
Bu durumda temyiz dilekçesinin miktardan reddine ilişkin ek kararın hatalı olduğu anlaşılmakla, Bölge Adliye Mahkemesinin 28.07.2023 tarihli ek kararının kaldırılması gerekir.
Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı davacı idare vekili tarafından temyiz edilmekle; ek kararın kaldırılmasına karar verildikten sonra, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:
I. DAVA
Davacı idare vekili dava dilekçesinde özetle; ...Mahallesi 8252 ada 2 ve 10 parsel sayılı taşınmazlarda kamulaştırma konusu irtifak hakkı ve pilon yeri bedelinin tespiti ve bu hakkın müvekkili idare adına tescilini talep etmiştir.
II. CEVAP
Davalılar cevap dilekçesi sunmamıştır.
III. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI
İlk Derece Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile davanın kabulüne, kamulaştırma konusu irtifak hakkı ve pilon yeri bedelinin tespiti ile bu hakkın davacı idare adına tesciline karar verilmiştir.
IV. İSTİNAF
A. İstinaf Yoluna Başvuranlar
İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davacı idare vekili istinaf başvurusunda bulunmuştur.
B. İstinaf Sebepleri
Davacı idare vekili istinaf dilekçesinde özetle; İlk Derece Mahkemesi kararı gereği tapuda tescil işlemlerinin yapılamadığını, çok yüksek bir kamulaştırma bedeli tespit edildiğini, dava konusu taşınmazlar ile emsal alınan taşınmazın yüz ölçümleri arasında ise çok büyük fark bulunduğunu, dava konusu taşınmazların emsal taşınmazın %41'inden çok daha değersiz olduğunu, 8252 ada 2 parsel sayılı taşınmazdaki irtifak alanı için uygulanan %50 değer düşüklüğü oranının çok yüksek olduğunu, iki bedel arasında kabulü mümkün olmayan fahiş bir fark bulunduğunu, İlk Derece Mahkemesinin kararının, davalılara mükerrer faiz ödenmesine sebebiyet verir nitelikte olduğunu, dava açıldıktan sonra anlaşma sağlanan kişiler yönünden dava konusuz kaldığından aleyhlerine vekâlet ücretine hükmedilmemesi gerektiği kanaatinde olduğunu, çok yüksek bir kamulaştırma bedeline hükmedilen dava dosyasında lehine vekâlet ücretine hükmedilmemesi de hakkaniyete aykırılık taşıdığını belirterek, İlk Derece Mahkemesi kararının kaldırılması istemiyle istinaf talebinde bulunmuştur.
C. Gerekçe ve Sonuç
Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile hükme esas alınan 17.02.2020 tarihli bilirkişi kurulu raporunun, 2942 sayılı Kanun'un değer belirlemeye esas düzenlemelerine teknik olarak uygun olduğu, alınan emsalin uygun olduğu, dava konusu taşınmazın dava tarihi itibarıyla; emsal alınan taşınmazın ise, satış tarihi itibarıyla imar parseli olması nedeniyle düzenleme ortaklık payı kesintisi yapılmamasının doğru olduğu, uygulanan irtifak oranının da enerji nakil hattının geçtiği güzergah itibarıyla yerinde olduğu, kabule göre de Avrupa İnsan Hakları Mahkemesinin 12055/17 numaralı başvuru sonucu verilen 23.10.2018 tarihli kararı ve Anayasa Mahkemesinin 2016/9364 başvuru numaralı, 01.06.2019 tarihli ve 30791 sayılı Resmî Gazete'de yayımlanan kararı da göz önüne alınarak davacı idare lehine vekâlet ücretine hükmedilmemesi yerinde görüldüğünden davacı idare vekilinin istinaf başvurusunun esastan reddine karar verilmiştir.
V. TEMYİZ
A. Temyiz Yoluna Başvuranlar
Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davacı idare vekili temyiz isteminde bulunmuştur.
B. Temyiz Sebepleri
Davacı idare vekili temyiz dilekçesinde özetle; istinaf dilekçesinde ileri sürdüğü sebepleri tekrar etmiş ayrıca kamulaştırma bedel tespit davalarında kesinlik sınırı uygulanamayacağından ek kararın kaldırılmasını ve ara kararla ödenmesine karar verilen kamulaştırma bedeline ara karar tarihine kadar faiz işletilmesi gerektiğini ileri sürmüştür.
C. Gerekçe
1. Uyuşmazlık ve Hukukî Nitelendirme
Uyuşmazlık, ... olarak davacı idare ile davalı tapu malikleri arasındaki kamulaştırma konusu irtifak hakkı ve pilon yeri bedelinin tespiti istemine ilişkindir.
2. İlgili Hukuk
1. 6100 sayılı Kanun'un 369 uncu maddesinin birinci fıkrası ile 370 ve 371 inci maddeleri.
2.2942 sayılı Kanun'un 10 uncu maddesinin sekizinci fıkrası, 11 inci maddesinin birinci ve ikinci fıkraları.
3. Değerlendirme
1. Bölge adliye mahkemelerinin nihai kararlarının bozulması 6100 sayılı Kanun'un 371 inci maddesinde yer alan sebeplerden birinin varlığı hâlinde mümkündür.
2. Arsa niteliğindeki ...Mahallesi 8252 ada 2 ve 10 parsel sayılı taşınmazlara 2942 sayılı Kanun'un 11 inci maddesinin birinci fıkrasının (g) bendi uyarınca emsal karşılaştırması yapılarak değer biçilmesi ve aynı Kanun'un 11 inci maddesinin son fıkrası uyarınca taşınmaz malın niteliği, tamamının yüzölçümü, geometrik durumu ve enerji nakil hattı güzergahı dikkate alınarak değer düşüklüğü oranı belirtilmek suretiyle mülkiyet kamulaştırmasına konu olan pilon yeri bedeli ile irtifak hakkı karşılığının tespit edilmesi ve tespit edilen bedelin bloke ettirilerek hükmün kesinleşmesi beklenmeden davalı tarafa ödenmesi yerindedir.
3. Tarafların iddia, savunma ve dayandıkları belgelere, uyuşmazlığın hukuki nitelendirilmesi ile uygulanması gereken hukuk kurallarına, dava şartlarına, yargılamaya hâkim olan ilkelere, ispat kurallarına ve temyiz olunan kararda belirtilen gerekçelere göre davacı idare vekilinin aşağıdaki paragrafın kapsamı dışındaki temyiz itirazları yerinde görülmemiştir.
4. İlk Derece Mahkemesinin nemalandırmasına karar verdiği fark 1.042.615,92 TL kamulaştırma bedelinin 08.09.2021 tarihli ara karar ile derhal ödenmesine karar verildiğinden faiz bitiş tarihinin ara karar tarihi olması gerektiğinin düşünülmemesi bozmayı gerektirir.
Ne var ki bu hatanın giderilmesi yeniden yargılama yapılmasını gerektirmediğinden 6100 sayılı Kanun'un 370 inci maddesinin ikinci fıkrası hükmü uyarınca İlk Derece Mahkemesi kararının düzeltilerek onanması gerekir.
VI. KARAR
Açıklanan sebeplerle;
1. Bölge Adliye Mahkemesince verilen 28.07.2023 tarihli ek kararın ORTADAN KALDIRILMASINA,
2. Davacı idare vekilinin diğer temyiz itirazlarının reddine,
temyiz olunan, İlk Derece Mahkemesi kararına karşı istinaf başvurusunun esastan reddine ilişkin Bölge Adliye Mahkemesi kararının ORTADAN KALDIRILMASINA,
3. Davacı idare vekilinin temyiz itirazlarının kısmen kabulü ile, İlk Derece Mahkemesi kararının hüküm fıkrasının (6) numaralı bendinde yer alan '' hüküm kesinleşinceye kadar yasal faizi ve tüm nemalarıyla birlikte ödenmesine, davacının anılan miktar yönünden 02.11.2019 tarihinden hüküm kesinleşinceye kadar yasal faiz ile sorumlu tutulmasına,'' cümlesinin çıkarılmasına yerine ''ara karar tarihi olan 08.09.2021 tarihine kadar yasal faiz işletilmesine" cümlesinin yazılması suretiyle DÜZELTİLEREK ONANMASINA,
Davacı idareden peşin alınan temyiz harcının istek hâlinde iadesine,
Dosyanın İlk Derece Mahkemesine, kararın bir örneğinin Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine,
08.05.2024 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.