Logo

5. Hukuk Dairesi2023/11827 E. 2024/4221 K.

Yapay Zeka Özeti

Uyuşmazlık: Tapu kaydının mahkeme kararıyla iptali nedeniyle uğranılan zararın 4721 sayılı Türk Medeni Kanunu'nun 1007. maddesi uyarınca tazmin edilip edilemeyeceği.

Gerekçe ve Sonuç: Tapu kaydının iptali nedeniyle oluşan zararın tazmini için 4721 sayılı TMK'nın 1007. maddesi uyarınca devletin kusursuz sorumluluğunun bulunduğu ve arazinin değerinin gelir metoduyla belirlenmesinde bir isabetsizlik görülmediği gözetilerek, yerel mahkeme kararının onanmasına karar verilmiştir.

Karar Metni

"İçtihat Metni"

MAHKEMESİ : İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 37. Hukuk Dairesi

SAYISI : 2022/2815 Esas, 2022/2930 Karar

KARAR : Esastan ret

İLK DERECE MAHKEMESİ : ... 1. Asliye Hukuk Mahkemesi

SAYISI : 2020/310 Esas, 2022/285 Karar

Taraflar arasındaki tapu kaydının mahkeme kararı ile iptal edilmesi nedeniyle uğranılan zararın 4721 sayılı Türk Medenî Kanunu’nun (4721 sayılı Kanun) 1007 nci maddesi uyarınca tazmini istemli davada, İlk Derece Mahkemesince davanın kabulüne karar verilmiştir.

Kararın davalı Hazine vekili tarafından istinaf edilmesi üzerine, Bölge Adliye Mahkemesince istinaf başvurusunun esastan reddine karar verilmiştir.

Bölge Adliye Mahkemesi kararı davalı Hazine vekili temyiz edilmekle; süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:

I. DAVA

Davacılar vekili dava dilekçesinde özetle; davacıların müşterek maliki oldukları...li, ... ilçesi,...Mahallesi, 96 ada 8 numaralı parselde kayıtlı taşınmazın tamamının ... 1. Asliye Hukuk Mahkemesinin 2014/423 Esas sayılı kararı ile orman olduğuna karar verilerek orman adına tescil edildiğinden belirlenecek tazminatın dava tarihinden itibaren faiziyle ödenmesine karar verilmesini istemiştir.

II. CEVAP

Davalı Hazine vekili cevap dilekçesinde özetle; taşınmazın değerinin gerçeği yansıtmadığından eksik yatırılan harç tamamlanmadıkça davanın usulden reddine karar verilmesi gerektiğini, taşınmazın orman niteliğinde olması nedeniyle özel mülkiyete konu olamayacağını davanın reddini talep etmiştir.

III. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI

İlk Derece Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile davanın kabulüne ve taşınmazın gerçek bedelinin 4721 sayılı Kanun'un 1007 nci maddesi uyarınca davalı Hazineden tahsiline karar verilmiştir.

IV. İSTİNAF

A. İstinaf Yoluna Başvuranlar

İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davalı Hazine vekili istinaf başvurusunda bulunmuştur.

B. İstinaf Sebepleri

Davalı Hazine vekili istinaf dilekçesinde özetle; yerel mahkemece hükme esas alınan bilirkişi raporunun bilimsel verilere dayanmadığını, dava konusu taşınmazın değerinin fahiş olarak belirlendiğini, taşınmazın orman vasfında olduğunu, yapılan ıslah ve usulun kanuna aykırı olduğunu, yerel mahkemece yapılan yargılama sonucunda davacı yan lehine hükmedilen vekâlet ücretinin maktu olarak hesaplanması gerekirken nispi olarak hesaplanmış olmasının kabul edilemeyeceğini ileri sürerek kararın kaldırılmasını talep etmiştir.

C. Gerekçe ve Sonuç

Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile 4721 sayılı Kanun'un 1007 nci maddesi gereğince, dosya kapsamından dava konusu ... ilçesi,... Mahallesi 96 ada 8 parsel sayılı taşınmaz davacılar adına kayıtlı iken Orman idaresi tarafından taşınmazın orman sınırları içinde olması nedeniyle tapusunun iptali istemiyle açılan dava sonucunda ... 1.Asliye Hukuk Mahkemesinin 20114/423 Esas, 2015/842 Karar sayılı ilamı ile tapu kaydının iptali ile orman vasfı ile Maliye Hazinesi adına tesciline karar verildiği, hükmün temyiz aşamasından geçerek 01.07.2020 tarihinde kesinleştiği, davacıların tapunun iptal edilmesi nedeniyle uğranılan zararın tazmini istemiyle 20.07.2020 tarihinde eldeki davayı açtıkları belirtilerek dava konusu taşınmazın orman sınırları içinde kalması nedeniyle tapusunun iptal edilerek Hazine adına tescil edilmesi nedeniyle 4721 sayılı Kanun'un 1007 nci maddesine göre tapu sicilinin tutulmasından kaynaklanan tüm zararlardan devletin sorumlu olacağından, net gelir metoduna göre bilirkişi heyetince belirlenen değer üzerinden davanın kabulüne kabulüne karar verilmesinde bir isabetsizlik görülmediğinden istinaf isteminin esastan reddine karar verilmiştir.

V. TEMYİZ

A. Temyiz Yoluna Başvuranlar

Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davalı Hazine vekili temyiz isteminde bulunmuştur.

B. Temyiz Sebepleri

Davalı Hazine vekili temyiz dilekçesinde özetle; istinaf dilekçesinde ileri sürdüğü sebepleri tekrar ederek kararın bozulmasını talep etmiştir.

C. Gerekçe

1. Uyuşmazlık ve Hukukî Nitelendirme

Uyuşmazlık, temel olarak 4721 sayılı Kanun’un 1007 nci maddesi uyarınca tazminat istemine ilişkindir.

2. İlgili Hukuk

1. 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu'nun (6100 sayılı Kanun) 369 uncu maddesinin birinci fıkrası ile 370 ve 371 inci maddeleri.

2. 4721 sayılı Kanun’un 1007 nci maddesinin birinci fıkrası.

3. Yargıtay Hukuk Genel Kurulunun 18.11.2009 tarihli ve 2009/4-383 Esas, 2009/517 Karar sayılı ilâmında tapu işlemlerinin kadastro tespit işlemlerinden başlayarak birbirini takip eden işlemler olduğu, tapu kütüğünün oluşumu aşamasındaki kadastro işlemleri ile tapu işlemleri bir bütün oluşturduğundan bu kayıtlarda yapılan hatalardan 4721 sayılı Kanun’un 1007 nci maddesi anlamında Devletin sorumlu olduğunun kabulünün gerektiği, Devletin sorumluluğunun kusursuz sorumluluk olduğu, bu işlemler nedeniyle zarar görenlerin 4721 sayılı Kanun’un 1007 nci maddesi gereğince zararlarının tazmini için Hazine aleyhine adlî yargıda dava açabilecekleri belirtilmiştir.

4. 4721 sayılı Kanun’un 1007 nci maddesi uyarınca kabul edilen Devletin sorumluluğu, tapu sicilinin önemi ve kişilerin bu sicile olan güven duygularını sağlamak bakımından aynî hakkının saptanması, herkese açık tutulmasında tekel hakkı sağlayan bir sicil olması esasına dayanmaktadır. Bu sorumluluk, asıl ve nesnel (objektif) bir sorumluluk olduğundan zarara uğrayan zararının ödetilmesini doğrudan Devletten isteyebilir.

5. 4721 sayılı Kanun’un 1007 nci maddesi gereğince açılan davalarda, tapu kaydının iptali nedeniyle tapu sahibinin oluşan gerçek zararı neyse tazminatın miktarı da o kadar olmalıdır. Gerçek zarar, tapu kaydının iptali nedeniyle tapu malikinin mal varlığında meydana gelen azalmadır. Tazminat miktarı zarar verici eylem gerçekleşmemiş olsaydı zarar görenin mal varlığı ne durumda olacak idiyse aynı durumun tesis edilebileceği miktarda olmalıdır. Zarara uğrayan kişinin gerçek zararı ise tazminat miktarının belirlenmesinde esas alınacak değerlendirme tarihine göre belirlenecek olup bu tarihe göre tapusu iptal edilen taşınmazın niteliği ve değeri belirlenmelidir. Taşınmazın niteliği arazi ise net gelir metodu yöntemi ile arsa vasfında ise değerlendirme gününden önceki özel amacı olmayan emsal satışlara göre hesaplanması suretiyle gerçek değer belirlenmelidir.

3. Değerlendirme

1. Bölge adliye mahkemelerinin nihai kararlarının bozulması 6100 sayılı Kanun'un 371 inci maddesinde yer alan sebeplerden birinin varlığı hâlinde mümkündür.

2. Dava konusu ...li, ... ilçesi,... Mahallesi 96 ada 8 parsel sayılı taşınmaz davacılar adına kayıtlı iken Orman idaresi tarafından taşınmazın orman sınırları içinde olması nedeniyle tapusunun iptali istemiyle açılan dava sonucunda ... 1.Asliye Hukuk Mahkemesinin 20114/423 Esas, 2015/842 Karar sayılı ilamı ile tapu kaydının iptali ile orman vasfı ile Maliye Hazinesi adına tesciline karar verildiği, hükmün temyiz aşamasından geçerek 01.07.2020 tarihinde kesinleştiği, eldeki davanın 20.07.2020 tarihinde açıldığı anlaşılmaktadır.

3. Arazi niteliğindeki taşınmaza gelir metodu esas alınarak değer biçilmesine ve taşınmazın gerçek bedelinin 4721 sayılı Kanun’un 1007 nci maddesi gereğince davalı Hazineden tahsiline karar verilmesinde bir isabetsizlik görülmemiştir.

4. Temyizen incelenen karar, tarafların karşılıklı iddia ve savunmalarına, dayandıkları belgelere, uyuşmazlığa uygulanması gereken hukuk kuralları ile hukuki ilişkinin nitelendirilmesine, dava şartlarına, yargılama ve ispat kuralları ile kararda belirtilen gerekçelere göre, usul ve kanuna uygun olup temyiz dilekçesinde ileri sürülen nedenler kararın bozulmasını gerektirecek nitelikte görülmemiştir.

VI. KARAR

Açıklanan sebeplerle;

Davalı Hazine vekilinin yerinde görülmeyen tüm temyiz itirazlarının reddi ile usul ve kanuna uygun Bölge Adliye Mahkemesi kararının 6100 sayılı Kanun’un 370 inci maddesinin birinci fıkrası uyarınca ONANMASINA,

Davalı Hazine harçtan muaf olduğundan harç alınmasına yer olmadığına,

Dosyanın İlk Derece Mahkemesine, kararın bir örneğinin Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine,

04.04.2024 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.